AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Özgür Özel'e 'boykot' yanıtı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, AK Parti'nin Doğan Grubuna yönelik 2009'daki boykot çağrısını hatırlatmasına yanıt veren Çelik, "İsrail boykotu ile bunun mukayese edilmesi akıldışı bir yaklaşım. Yine geçmişte bizim bazı medya kuruluşlarına dönük olarak söylediğimiz ifadeleri gündeme getirdi. O sözlerin söylendiği tarihlere bakan, gündeme bakın, orada bir siyasi tartışma yok, tam tersine siyaseti yok etmek üzere, askeri vesayet ve yargı vesayeti üzerinden siyaset kurumuna yapılan saldırılara karşı ortaya koyulmuş bir iradedir" dedi.

Çelik, Saraçhane protestoları hakkında, "Tamamen bütün bu süreçlerini kendi kurultay süreçlerinin parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Mücadele etmesi gereken yer CHP'nin içinde. Enerjisini oraya yönlendirmesi lazım. Yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili işin siyasi esası şudur. Bazı CHP'liler, bazı CHP'li belediyelerin yolsuzluk yaptığını iddia ediyorlar. CHP Genel Merkezi bu meseleyi yönetememiştir ve suskun kalmıştır" dedi.

Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili konuşan Çelik, "Şimdi beklenen safha terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesidir" açıklamasında bulundu.

Çelik'in açıklamaları:

TÜRK ÖĞRENCİ ABD'DE GÖZALTINA ALINDI

İnsanlar siyonizmin işgalciliğine, katliam siyasetine karşı çıkarken, bunu yaptıkları için onları antisemitizm ile suçlamak bu siyonistlerin, Yahudilerin acılarını da nasıl istismar ettiğini gösteriyor. Antisemitizme de İslam düşmanlığına da karşıyız. Netanyahu hükümeti söz konusu olduğunda buna karşı olmanın, insanlık değerlerini savunmakla eş anlama geldiğini her zaman ifade ediyoruz. Rümeysa Öztürk örneğinde olduğu gibi, soykırıma karşı çıkanlara suç atfetmek aslında suçları örtbas etme yaklaşımıdır.

EKREM İMAMOĞLU'NUN TUTUKLANMASI

CHP Genel Başkanı'nın konuşmaları siyasetçi konuşması olarak adlandırılamayacaktır. Büyük bir tansiyonla ve sürekli olarak bir yerlerden not alma motivasyonuyla Cumhurbaşkanımıza, partimize, ittifakımıza dönük saldırıların kurgusunu biz çok iyi biliyoruz. CHP Genel Başkanı'nın bir siyaset vesayet altında olduğu net bir şekilde görülüyor. Tamamen bütün bu süreçlerini kendi kurultay süreçlerinin parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Mücadele etmesi gereken yer CHP'nin içinde. Enerjisini oraya yönlendirmesi lazım. Yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili işin siyasi esası şudur. Bazı CHP'liler, bazı CHP'li belediyelerin yolsuzluk yaptığını iddia ediyorlar. CHP Genel Merkezi bu meseleyi yönetememiştir ve suskun kalmıştır. Vatandaşlarımızın demokratik protesto haklarını bu sürecin bir parçası haline getirmeye çalışmamalılar. Yargı süreçlerini de bunun bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük zehirli ifadeler kullandığını gördük. Bunları en sert şekilde kınıyoruz. Kendilerine iade ediyoruz. Sayın Özgür Özel'in Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dil, son derece zehirli bir dildir. Aynı sözlerin yarısını bile Özgür Özel, Suriye diktatörü Esad'a karşı kullanamamıştır. Vatandaşlarımızın dikkatine sunuyorum ki, Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı'na karşı böylesine zehirli dil kullanan Esad'a karşı ise bu kadar nezaketli dil kullanan siyasi zihniyet, nasıl bir zihniyettir?

Demokratik protesto haklarını kullanan vatandaşlarımız kanunlara uygun şekilde bunu kullandıkları müddetçe hepimiz buna saygı duyarız. Bunun dışında bir takım kriminal grupların bu kitlelere sızmaya başladığını ifade ettik. Öyle bir noktaya geldi ki, Sayın Özgür Özel, bir siyasetçi dilinin dışına çıktığında artık kendi konuşmalarının doğurduğu sonuçları yönetemez hale geldi. Bunlardan biri Saraçhane'deki CHP'lilerin eylem yapanlar tarafından hedef alınması, eleştirilmesidir. Bu kadar sokak çağrısı olunca birileri de çıktı Taksim'e gidelim gibi bir talepte bulundu. Özgür Özel, sorumsuzca sokak çağrısı yapılması konusunda bu sefer meseleyi yönetmek için siyasi açıdan doğru olmayan yanlış ifadelere başvurdu. Taksim'e gitmek isteyenler içimize sızmış MİT elemanlarıdır dedi.

ÖZGÜR ÖZEL'İN 'BOYKOT' SÖZLERİ

Birtakım şirketleri, medyayı hedef göstererek kutuplaşmanın telif haklarının kimlere ait olduğunu bir kere daha gösterdiler. İsrail boykotu ile bunun mukayese edilmesi akıldışı bir yaklaşım. Yine geçmişte bizim bazı medya kuruluşlarına dönük olarak söylediğimiz ifadeleri gündeme getirdi. O sözlerin söylendiği tarihlere bakan, gündeme bakın, orada bir siyasi tartışma yok, tam tersine siyaseti yok etmek üzere, askeri vesayet ve yargı vesayeti üzerinden siyaset kurumuna yapılan saldırılara karşı ortaya koyulmuş bir iradedir.

CHP Genel Başkanı, İngiltere'den tezlerine destek bulamadıkları için kırgınlıklarını ifade ediyor. Hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade ediyor. Bu milletimizin gözünün önünde gerçekleşiyor. Bu sürecin bu şekilde tehditlerle yürütülmeye çalışılması CHP yönetimi açısından gerçekten büyük bir kabiliyetsizliğin işareti olarak gündeme gelmektedir.

Özgür Özel, kitap satan, kahve satan bir firmayı hedef göstermiştir. Ona kalsa kimin nereden kahve içeceğini söyleyecek. Kahve üzerinden ki bir kahvenin 40 yıl hatrı var lafı bize aittir. Nereden kitap alınacağı üzerinden toplumu ikiye bölmek şu anki CHP Genel Başkanı'nın etiketi haline gelmiştir.

Şimdi beklenen safha terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesidir.

Sayın Devlet Bahçeli'ye bir kere daha şifa dileklerimizi iletiyoruz. Burada Sayın Devlet Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili spekülasyon cümleleri kuranların hiçbirine itibar edilmemesi gerekir.