65 barodan Fatih Altaylı'ya verilen cezaya tepki: Gazetecilik suç değildir!

GÜNDEM, 28 Kasım 2025 Cuma, 00:01

İstanbul Barosu ve Ankara Barosu'nun da aralarında bulunduğu 65 baro, gazeteci Fatih Altaylı hakkında YouTube kanalında kullandığı ifadeler nedeniyle verilen 4 yıl 2 aylık hapis cezasına tepki gösterdi. Yapılan ortak açıklamada, basın özgürlüğü vurgusu yapılarak "Gazetecilik faaliyeti suç değildir" denildi.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Oktay Saral'ın hedef göstermesinin ardından, tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı'ya verilen hapis cezasına barolardan tepki geldi.

YouTube yayınında kullandığı ifadeler nedeniyle 'Cumhurbaşkanına tehdit' suçlamasıyla Altaylı hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin baroların ortak açıklamasında, kararın temel hak ve özgürlükle açıkça aykırı olduğu belirtildi.

Barolardan 'gazetecilik suç değildir' bildirisi

Gazeteciliğin suç olmadığının vurgulandığı 65 baronun ortak bildirisinde "Son dönemde muhalif gazetecilere, siyasetçilere, belediye başkanlarına, sanatçılara yönelik soruşturma ve kovuşturmalarda yaşanan süreçler, yargının araçsallaştırıldığı endişesini artırmaktadır. Demokratik bir hukuk devletinde, yargı kararlarının hukuki dayanaktan yoksun olması ve temel hak ve özgürlükleri keyfi bir şekilde kısıtlanması mümkün değildir" ifadeleri kullanıldı.

İstanbul ve Ankara barolarının da yer aldığı 65 baro tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, YouTube yayınındaki ifadeleri gerekçe gösterilerek hazırlanan iddianameye istinaden yapılan yargılama neticesinde verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası ve ardından hükmen tutukluluğun devamı kararı, Anayasamız ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere açıkça aykırıdır.

Gazetecilerin, özellikle siyasi mahiyetteki eleştiri ve açıklamaları, AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatları ışığında genişletilmiş koruma alanına sahiptir. Verilen bu ceza; ifade özgürlüğüne vurulan ağır bir darbe niteliğindedir.

Tutuklama, zorunlu hallerde başvurulabilecek geçici ve istisnai bir koruma tedbiridir. Gazetecinin kaçma şüphesi veya adli kontrolün yetersiz kalacağı gibi gerekçelerle, mahkûmiyet kararıyla birlikte tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, tutuklamanın ölçülülük ve istisnailik ilkelerini açıkça ihlal etmektedir.
Bu durum, tutuklama tedbirinin amacını aşarak adeta bir cezalandırma aracına dönüştüğü izlenimini yaratmaktadır.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen hüküm ve uygulanan tutukluluk kararı, 'suçta ve cezada kanunilik' ilkesi başta olmak üzere, hukuk güvenliğini ve adil yargılanma hakkını zedelemektedir.
Son dönemde muhalif gazetecilere, siyasetçilere, belediye başkanlarına, sanatçılara yönelik soruşturma ve kovuşturmalarda yaşanan süreçler, yargının araçsallaştırıldığı endişesini artırmaktadır.

Demokratik bir hukuk devletinde, yargı kararlarının hukuki dayanaktan yoksun olması ve temel hak ve özgürlükleri keyfi bir şekilde kısıtlanması mümkün değildir.

Aşağıda imzası bulunan Barolar olarak Gazetecilik faaliyetinin suç olmadığını, Yargının araçsallaştırılmasına ve keyfi kısıtlamalara karşı olduğumuzu, hukukun üstünlüğünü; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerini savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."

GÜNDEM 28 Kasım 2025 Cuma, 00:01

Benzer Haberler

Kayseri'de şüpheli çanta paniği

Polisin 'dur' ihtarına uymadı! 10 kilometrelik kovalamacayla yakalandı

Sahte nakliye şirketi çökertildi: 4 kişi tutuklandı

Bolu'da ormanlık alanda yangın

Yola çıkan yaban hayvanı kazaya sebep oldu: 4 yaralı

Aksaray'da "Küseceksen Oynamayalım" kahvehanesindeki kavga sokağa taştı