Ahmet Özer'in tutukluluğunun devamına karar verildi

30 Ekim 2024'te gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve görevden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, tutukluluğunun 205. gününde Silivri Cezaevi duruşma salonunda ilk kez hâkim karşısına çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Özer hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

DURUŞMA BAŞLADI: CHP HEYETİ SALONDA

Duruşma saat 10.30 sularında başladı. CHP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Fırat Aras'ın aktardığına göre, Özer salona alkışlarla karşılandı. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de izlediği bildirildi. Ahmet Özer mahkeme heyeti ve izleyicileri selamlayarak savunmasına başladı.

ÖZER SAVUNMASINA BAŞLADI

Duruşmada, Ahmet Özer savunma yapmaya başladı. Özer, şunları kaydetti:

"Doktoradan sonra etnik meseleler üzerine çalıştım. Zira ben aynı zamanda Türkiye'nin bütün ulusal kanallarında fikri sorulan bilim insanıyım. Yaklaşık 30 yıllık üniversite ve kamu hayatımda tek bir suç işlemiş ve mahkeme yüzü görmüş değilim. İlk defa mahkemeye çıkıyorum. BM delegesi oldum. Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalıştım. Ayrıca kendi alanımda yüzlerce akademik çalışma yaptım. Onun ötesinde, ödüller aldım. Çevre, Anadolu basın çalışması sahibiyim. 41 kitap yazdım. Bir kısmı edebi ve tarihsel. Kitaplarım altın kalem ödülü aldı. Adil olduğuna inanamak istediğim yüksek vicdanınıza seslenmek istiyorum. Böyle bir terörist olur mu? Nedenini biliyorum ve açıklayacağım. Yaşamım boyunca insan haklarından ayrılmadım. 2011 yılından itibaren PKK ve herhangi bir terör örgütü ile ilgili bağım olmadı. Barış için mücadele eden bir bilim insanı için bu züldür. Sadece kendi kafalarındaki projeyi uygulamak için insanlara böyle iftira atılmamalı. Bundan 10 yıl önce söylemiş olduğum sözlerin ortaya çıkması beni mutlu etti. 'Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir' sözü bana aitti. Bugün sayın Cumhurbaşkanı ve sözcüleri tarafından dile getiriliyor. Bugün barış sürecinde yürütülenler benim zaten ileri sürdüğüm görüşlerdir.

"BEN ESENYURT BELEDİYESİ'NE KAYYUM ATAYABİLMELERİ İÇİN BURADAYIM"

Ben neden buradayım? Ben Esenyurt Belediye Başkanı olduğum için buradayım. Belediye Başkanı olmasam akademide bir görevde olacaktım. Büyük ihtimalle 10 yıl önce olduğu gibi bugün de Barış Süreci için benimle iletişime geçeceklerdi ama işte Esenyurt Belediye Başkanı olunca şimşekler çaktı. Benim bir sürü hakkım bu nedenle ihlal edildi. Ben Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atayabilmeleri için buradayım. Esenyurt seçimle alamayanlar kayyum yoluyla aldılar. Kayyum, iç sürgünler yaptı 200 kişiyi işten attı. Ben ayrıca sayın İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı olduğum için buradayım. Her gün bir operasyona uyanıyoruz . Ben hücremde televizyonu açamaya korkuyorum. İstanbul'u yönetecek kimse kalmayacak. Hizmetler aksarsa ne olacak? Van'dan gelmiş bir Kürt olarak yönetici olmamı hazmedemeyenler yüzünden buradayım. İddia makamı batıdaki Kürtler doğudaki Kürtler diye ayrım yapıyor. Bizi bölücülükle suçlayanlar bölücülük yapıyor. Ben hayatımda suç işlemedim, mahkemeye düşmedim. Yüzlerce öğretmen yetiştirdim aralarında savcı hakim çıktı. Böyle bir kişiden terörist çıkar mı? Yıllarca üniversitelerde çalıştım. Bunca yıl terör örgütü üyesi olmamışım da şimdi mi olmuşum."

58 SAYFALIK SAVUNMA YAPTI

Heyete, 58 sayfalık savunma sunan Özer,Savcılığı, yalnızca aleyhindeki iddiaları dikkate almakla ve "algı ile yargı yönetmekle" eleştirdi.

"HTS KAYITLARI, TAZİYE TELEFONU, STK ZİYARETİ... HEPSİ ÇARPITILDI"

İddianamede yer alan HTS kayıtlarında 694 kişiyle görüşme yaptığı iddiasına ilişkin, bu kişilerin arasında tanınmış siyasetçiler, akademisyenler ve gazetecilerin de olduğunu vurgulayan Özer, bu görüşmelerin içeriği olmadan suçlama yapılamayacağını belirtti. Ayrıca bir taziye telefonunun suç unsuru yapılmasını "hukukla alay etmek" olarak nitelendirdi.

Van'daki seçim çalışmalarında STK ziyaretlerinin de iddianamede yer aldığını aktaran Özer, "Sıradan bir seçim ziyareti, örgüt bağlantısı gibi sunuluyor. Aynı gün başka kurumlar da ziyaret edildi ama onlar neden yok?" diyerek iddianamenin taraflı ve kasıtlı olduğunu söyledi.

"BU BİR İFTİRANAMEDİR"

Özer, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddederek, "Bu dava yalnızca benim değil, eşit yurttaşlık mücadelesi veren herkesin davasıdır. Bu bir hukuk garabetidir, bir iftiranamedir. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına ve adaletin kazanacağına inanıyorum" dedi.

"İTİBAR SUİKASTINA UĞRADIM, AİLEM DE MAĞDUR EDİLDİ"

Gözaltı sürecinin bir "şafak operasyonuna" dönüştürülerek itibarının hedef alındığını belirten Özer, kızının dahi tehdit edildiğini söyledi. "Bu süreç ailemi de hedef aldı. Avukat olan kızım 'teröristin kızı' diye tehdit edildi. Bu nasıl adalet?" diye sordu.

Savunmasının sonunda mahkeme heyetine seslenen Özer, "Eğer belediye başkanı olmasaydım, bugün burada olmazdım. Bu dava siyasidir. Yargıya güvenmek istiyoruz, çünkü başka sığınacak yerimiz yok. Adalet mülkün temelidir ve bir gün herkese lazım olur" sözleriyle beraatini talep etti.

AVUKATLARIN SAVUNMASINDA "BARIŞ SÜRECİ" VURGUSU

Özer'in ardından avukatları Prof. Dr. Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz'ün savunmasına geçildi. Avukatlar da şunları söyledi:

"Müvekkilimiz tam 206 gündür tutuklu. Biz nihayet mahkeme önüne çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Esasa ilişkin olarak kapsamlı savunmayı oraya koyacağız. Müvekkilim silahlı örgüt üyesi olmak iddiası ile karşınızda. Bu terör örgütü kırmızı kitapta birinci tehdit olarak kabul edilmiş bir örgüt. Bu terör örgütü ile ilgili farklı bir süreci yaşıyoruz. PKK kendini feshetti. Fiilen böyle bir örgüt yok. PKK terör örgütü üyeliği iddiası ile yürütülen bu soruşturmalar açısından suçun maddi konusu ortadan kalkmıştır. Bu saatten sonra bu suçlamadan dolayı bir cezalandırma yoluna gitmede herhangi bir toplumsal yarar kalmamıştır."

"13 YIL GERİYE GİDİLEREK HTS KAYDI ALINMIŞ. USAME BİN LADİN'İ Mİ ARIYORSUNUZ?"

"13 yıl geriye gidilerek HTS kaydı alınmış. Usame Bin Ladin'i mi arıyorsunuz? 13 yıl geriye mi gidilir? Abdullah Öcalan örneği vereceğim ama o şimdi 'Kurucu Önder' oldu. Bu yargılama bir buçuk sene önce olsaydı o zaman bu iddiaya karşı savunma yapmanın bir anlamı olurdu. Öcalan'a 'Kurucu Önder' denilen, barış görüşmeleri yürütülen bir süreçte bu iddiaya karşı savunma yapmayı zul kabul ediyorum."

İzleyicilerin Sınar'ı alkışlamasının ardından hakim avukatı ve salondakileri uyardı. Hakim, bir daha alkışlama olması halinde salonun boşaltılacağını söyledi. Avukat Sınar, "Kusura bakmayın hakim bey, haksızlık büyük olunca tepkiler de büyük oluyor" dedi.

GİZLİ TANIK 25 YIL ÖNCESİNE DAYANAN İDDİALAR ANLATTI

Biri gizli biri açık tanıktan ilk olarak açık tanık Hicran Berna Ayverdi SEGBİS ile duruşmaya katılarak ifade verdi. Özer'i 1998-2000 yıllarında Mersin'den tanıdığını belirten gizli tanık "Hermes", Özer'in o dönemler terör örgütünde nasıl örgütlenme yapılacağına dair SHP parti binasında ve mahallelerde çeşitli eğitimler verdiğini söyledi.

2020'de etkin pişmanlıktan faydalandığını belirten gizli tanık: "Özer, Toroslar ilçesinde SHP'den belediye başkanı adayı oldu. Akademisyen kimliğiyle sürekli yurtdışına gidip geldiği konuşuluyordu" dedi.

Gizli tanık, hakimin "Ahmet Özer'i nereden hatırladın?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Esenyurt Belediye Başkanı olduğunda hatırladım."

Gizli tanık devam eden ifadesinde; "91-99-2000'li yıllar arasında İstanbul'dan tanıyorum. Örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğüm yıllardan tanırım. 1999'da Esenler'de KCK'nin şehir yapılanmasının sorumlusunun evinden tanırım kendisini. Ben örgütsel faaliyet bünyesinde orada bulunuyordum" dedi.

Hakimin "Örgütsel görevi neydi?" sorusuna ise "Gençlik yapılanmasındaydım. Özer, para getirdi, teslim etti. Parayı ben saydım. Özer'in siyasi koordinatör olduğunu biliyorum. O dönem onunla görüşme yapan örgüt içindeki arkadaşlarım var. Gerilla cenazesi olurdu, salon ihtiyacı olurdu Ahmet Özer'i ararlardı. Diyarbakır'da faaliyet yürüttüğünü biliyorum. 2020 genel seçimlerinden önce örgütün üst düzey yöneticisiyle görüştüğünü biliyorum" dedi.

Hakim: "Yargılama ya da soruşturman var mı? Örgütle bağlantın devam ediyor mu?" sorusuna, gizli tanık Hermes, "Bilgi vermek istemiyorum" diye yanıt verdi.

ÖZER'E TANIK İFADELERİ SORULDU: "BUNLAR FETÖ TAKTİKLERİDİR"

Ahmet Özer'in tanıkların savunmasına karşı yaptığı savunma ise şöyle oldu: "Ben madem 1998 yılından beri PKK örgütünün içindeydim niye itirafçı oldukları yıl benimle ilgili beyanda bulunmamışlar, madem beni hatırlamamışlar, neden ben belediye başkanı olduğum, kanallarda her gün yer aldığım dönemde değil de, bu dosyada delil bulunamayınca sipariş üzerine gelmiş benimle ilgili ifade vermişler. Bunlar FETÖ taktikleridir. Hukukun bunları kabul edip işleme koyması kabul edilemez. Tanık '2007 yılında Demokratik Bölge Partisine katıldım' diyor, bu parti 2014 yılında kuruldu. Tanık benim mahallelerde toplantı yaptığımı söylemiş, ben akademisyenim ben nasıl gidip mahallede seminer vereceğim. Tamamen yalan. Tanıklar benim yurt dışına çıktığımı söylüyor. Belirtilen yıllarda pasaport kayıtlarımdan görülebilir ben o yıllarda yurt dışına da çıkmadım. Benim Toroslar Belediye başkan adaylığımı Fikri Sağlar ve Karayalçın istemiştir. Ben onların talebi üzerine aday oldum. Ben Cemal Kavak isminde birini tanımıyorum. Hermes isimli tanık da 2020 yılında itirafçı olmuş, 4 yıl boyunca benimle ilgili hiç bir ifade vermemiş niye benim kumpas dosyamdan sonra gelmiş iftira atmış. Kaldı ki benim hakkımdaki dosyada ben tutuklandıktan sonra öğrendim hakkımda gizli tanık olduğunu. Ben hayatım boyunca Esenler Dörtyol'a gitmedim. Tanık benim Cemal Kavak ile birlikte bir akrabamı yurt dışına kaçırdığımı, her şeyin kendi yanında konuşulduğunu söylüyor, ama yurt dışına çıkarılan kişinin adını söylemiyor, hangi ülkeye gönderildiğini söylemiyor, kaldı ki benim yakın akrabalarım arasında örgütten ceza almış kimse de yoktur. Yine madem örgüt üyesiyim Cemal Kavak dışında kimse yok mu benim irtibat kurduğum, Cemal Kavak öldüğü için nasıl olsa gelip inkar edemez diye bu kişiyi bulmuşlar.

2020 yılında örgütten ayrılmış, benim 2024 yılında örgütteki görevimle ilgili beyanda bulunuyor. örgütten ayrılan adam benim örgütteki yerimi nasıl öğrenmiş, böyle saçmalık mı olur. Tamamı yalandır. Şiddetle reddediyorum. Amaç sadece beni suçlamaktır. Gerçekle yakından uzaktan alakası yoktur."

SAVCI "TUTUKLULUĞA DEVAM" DEDİ

İfadelerin ardından Savcı, "Deliller nezdinde suçları işlediği yönünde kuvvetli şüphe bulunduğu için tutukluluğa devam edilmesi yönünde" mütalaa verdi.

ARA KARAR VERİLDİ

Mahkeme, 7 aydır tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutukluluğunun devamına karar verdi.

Duruşma, 14 Temmuz saat 10:00'a ertelendi

ÖZER'İN AVUKATI HÜSEYİN ERSÖZ'DEN DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMALAR

Özer'in avukatı Hüseyin Ersöz de duruşma öncesinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Algıların değil, 'olguların' tartışıldığı bir gün olacak:

Bugün Silivri'de görülecek davada Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer (@profdrahmetozer) tutukluluğunun 7. ayında Hakim karşısına çıkıp savunma yapacak.

Ahmet Özer'in CHP'li olmadığı, kırmızı bültenle aranan R.K.'la görüştüğü, HTS kayıtları, gizli tanık beyanları, hepsi tartışılacak! Soyut iddialar değil, Mahkeme dosyasına giren somut deliller ve yazışmalarla "gerçekler" masaya yatırılacak!

Bugün açıklamaları muteber kabul edilen R.K. hakında "kırmızı bülten olmadığı", Ahmet Özer hakkında geçmişte "hiçbir terör soruşturması açılmadığı", ülke genelinde yapılan araştırmalarda etkin pişmanlıktan faydalananlar da dahil "kimsenin Ahmet Özer aleyhine beyanda bulunmadığı", Ahmet Özer'in CHP üyeliğinin 14 yıl öncesine dayandığı gibi gerçekler dava dosyasına giren evrak üzerinden anlatılacak!

Vatandaşların Hukuk Güvenliği yönüyle ciddi bir tehdit olan "gizli tanık" ve "etkin pişmanlık" müessesine de değinilecek."