Ali Babacan'dan e-imza skandalına tepki: Başka ülkede olsa herkes istifa ederdi!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV'de Gözde Şeker'in sunduğu Yeni Bir Sabah programına katılarak, e-devlet sistemine sızan ve e-imzaları kopyalayarak sahte belgeler düzenleyen çeteye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Babacan, yaşananların sadece e-imzaların değil, tüm kişisel verilerin tehdit altında olduğunu gösterdiğini söyledi. Babacan, olayın sadece sahtecilik boyutuyla sınırlı olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

"Bu son olayın konusu e-imzaların çalınması, kopyalanması. Ama geriye doğru baktığımızda milyonlarca insanın sağlık verilerinin, TC numaralarının, ev adreslerinin, telefon bilgilerinin para karşılığında satıldığını öğrendik."

Devletin temel görevinin vatandaşın mahremiyetini korumak olduğunu vurgulayan Babacan, "Vatandaşlarımız kişisel verilerini devlet kurumlarına emanet etmiş durumdadır. Devletin bu emanete sahip çıkması lazım. Ama bu skandallar gösterdi ki, bugün ülkeyi yönetenler bu mahrem bilgileri koruyamıyor. Emanete sahip çıkamıyorlar" dedi.

"İstifa eden bir kişi gördük mü?"

Babacan, tüm bu veri skandallarına rağmen hiçbir yetkilinin istifa etmemesini eleştirdi:

"Bu kadar büyük skandallar ortaya çıkmışken bunlara dayanarak istifa eden bir kişi gördük mü? Bu işin sorumlusu kim? Bu verileri korumaktan sorumlu hangi devlet birimleri var?"

Devlet kurumlarının görevlerini yerine getirmediğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

"Peki ben bunu beceremedim. En önemli görevim zaten buydu. Vatandaşın mahremine sahip çıkmaktı. Bu emaneti ben koruyamadım diye istifa eden bir kişi var mı? Bakın bu skandalın 10'da biri değil, yüzde 1'i bir başka ülkede olsa ilgili bakandan tutun aşağıya doğru sorumluluk silsilesinde kim varsa hepsinin istifa etmesi gerekir. Ve soruşturmanın selameti açısından da bu insanların istifa etmesi lazım. Yani mesela niye bazı durumlarda tutuklu yargılanma niye var? Diyorlar ki efendim biz tutuklamazsak yargı sürecinde bunlar suç işlemeye devam eder, delil karartır falan filan. Ya bakın başka konular söz konusu olduğu zaman tutuklu yargılamayı bu gerekçelerle savunanlar pek çok önemli meselede dava devam ediyor ama bunlar da işini yapmaya devam ediyor. Görevlerine devam ediyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey mi Allah aşkına? Ya onun için derhal gereği yapılmalı. Soruşturmanın selameti açısından en azından bunlar görevden el çektirilmeli."

Bu tür vakalarda görevli kişilerin bir daha devlet sistemine erişiminin olmaması gerektiğini belirten Babacan, "İlgili, alakalı kim varsa bir daha devletin bilgisayarlarına ömür boyu dokunamamalı. Bu konu çok ciddidir. Eğer siz bir şekilde mahreme dokunduysanız, bir daha izin verilmemeli" ifadelerini kullandı.

"Alt kademelerin sorumluluk hissi kalmadı"

Ali Babacan, asıl sorunun yönetim sisteminde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ni eleştiren Babacan, "Başkanlık sistemi başladığından bu yana tüm yetki tek kişide toplandı. Alt kademelerin hiçbir sorumluluk hissi kalmadı" dedi.

Babacan, kararların Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tek imzasıyla alındığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Resmî Gazete'ye bakın, her şey tek bir imzayla yayımlanıyor. Bir kişi oturup sabahtan akşama kadar okusun, bitiremez. Erdoğan bunları nasıl okuyup imzalıyor? Bu kadar büyük bir ülkenin mutlaka yetkinin, devlet yönetimi yetkisinin hem yukarıdan aşağı delege edilerek hem de Ankara merkezden yerele delege edilerek yönetilmesi mümkün olur. Ben Ankara'da merkezden 1.200 odalı külliyenin tek bir odasından her şeye ben karar veririm dediğinizde sistemi kendiniz tıkamış olursunuz. Ve altta da bir sürü yanlışlıklar olur, hırsızlıklar olur, yolsuzluklar olur. Farkına bile varmazsınız"