Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey'den önemli açıklamalar

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey'den önemli açıklamalar

BURSA, 02 Temmuz 2025 Çarşamba, 11:10
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen "Haziran Ayı Değerlendirme Toplantısı"nda belediyenin güncel faaliyetlerini paylaştı.

Başka Gazete / Haber Merkezi

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası'nda düzenlenen değerlendirme toplantısında konuştu.

🎥 CANLI | Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey açıklamalarda bulunuyor https://t.co/Y1MhXwczDE

-- Bursa Büyükşehir Belediyesi (@bursabuyuksehir) July 2, 2025

Başkan Bozbey'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Bir taraftan asfalt çalışmalarımız devam ediyor. Diğer yandan Hatay'daki cami inşaatımız da sürüyor. Herhangi bir aksilik yaşanmazsa ki olmayacağını düşünüyoruz.

Hatay'daki Ulu Camii'ni önümüzdeki yılın Haziran ayında inşallah ibadete açacak duruma getireceğiz.

Düzenleme çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam ediyor. Daha önceki toplantılarımızda bu konuda bir miktar gecikme yaşandığını ifade etmiştik. Ancak okulların tatil olmasıyla birlikte, özellikle Mudanya'da Geçit Köprüsü ile ilgili çalışmalarımızda son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Yakın zamanda orada da çalışmalara başlayacağız.

Tabii sözlerime, öncelikle ülkemizi ve hepimizi derinden üzen bir konuyla başlamak istiyorum. Yangınlarla ilgili hepimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bunun hemen ardından ise dün yaşadığımız depremlerle sarsıldık. Biri 4.2, diğeri 4.0 büyüklüğünde olmak üzere iki deprem yaşadık. Bunun dışında da iki küçük sarsıntı daha oldu. Çok hissedilmedi belki ama özellikle Gemlik'teki olay dikkat çekiciydi...

YAŞANAN YANGINLAR

Hepimize geçmiş olsun. Bu konuda biraz daha değineceğim. Ancak yangınlarla ilgili hakikaten ciğerlerimizin yandığını çok net ifade etmek istiyorum. Özellikle orman yangınları nedendir diye soruluyor. Ama önce toplum olarak yangınlarla ilgili nedendir sorusuna kendimizin cevap vermesi lazım. Her bireyin. Ben ne yapıyorum? Ben elimdeki elektrikle ilgili kabloları kontrol ettiriyor muyum? Ben iş yerindeki kabloları kontrol ettiriyor muyum? Ya da evimde ya da iş yerinde bacalarımız zamanında temizlettiriyor muyum? Ya da araçla giderken sigarayı bir yere atıyor muyum? Tabii bunun yanında anız yakmalar, pikniklerde yaptığınız piknik alanında o ateşi bırakmalar, ya da elinde cam şişe var attığın doğaya.

Buradan özellikle Bursalı hemşerilerime seslenmek istiyorum. Yaşadığınız, çalıştığınız alanlarla ilgili çok önemli bir ricam var. Özellikle esnaflarımıza hitap ediyorum: Lütfen bacalarınızı ve elektrik tesisatlarınızı mutlaka kontrol ettirin. Çünkü çıkan yangınların büyük bir kısmı buralardan kaynaklanıyor.

20-25 yıl önce TSE damgası olmayan kablolar kullanıldıysa, lütfen bunları değiştirin. Değiştirtin. Bu konuda sorumluluk, öncelikle birey olarak bizde başlıyor. Eğer hepimiz üzerimize düşeni yaparsak, kontrollerimizi düzenli şekilde yaptırır, gerekli önlemleri alırsak, yangınların sayısı ciddi oranda azalır, hatta hiç yaşanmaz hale gelir.

Peki, anız nereden çıktı? Bu da ayrı bir mesele. Bilim insanlarıyla konuşuyorum; anız yakmanın hiçbir faydası olmadığını net şekilde söylüyorlar. Ama sahaya indiğimizde hâlâ "Ya faydası varmış" gibi yanlış bilgilerle karşılaşıyoruz. Peki bu topluma kim anız yakmayı öğretti?

Buradan açıkça çağrıda bulunuyorum: Bu konuda teknik açıklamalar yapılmalı, halk bilgilendirilmeli. Tarım İl Müdürlüğü'nün görevlerinden biri de budur. Tarımdaki arkadaşlarımızın, köylülerimizin şunu çok iyi bilmesi lazım: Anız yakmak, toprağa değil, oradaki canlılara ve doğaya zarar veriyor. Bilinçli tarım için, çevreye duyarlı bir yaklaşım için artık bu alışkanlık sona ermeli.

Mevsimin kurak geçtiğinden, yağmurun yağmadığından yakınıyoruz. Ama bu şartlarda yağmaz tabii. İşte tam da bu noktada Tarım İl Müdürlüğü'ne ciddi sorumluluklar düşüyor. Buradan huzurlarınızda Tarım Bakanlığımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum: Anız yakanlara yönelik cezaların artırılması, hatta hapis cezasına kadar varan yaptırımların getirilmesi gerekiyor. Bu iş artık ciddi bir düzenleme ile ele alınmalı.

Çünkü şu anda kontrol edilemiyor. Düşünün, sadece son 6 günde aldığımız yangın ihbarlarının ortalaması 10 dakikada bir. Evet, yanlış duymadınız; her 10 dakikada bir yangın ihbarı geliyor. Özellikle Cuma günü bu sayı daha da arttı ve 7 dakikada bir yangın ihbarı aldık. Bursa'da, Cuma günü yangın adeta zirve yaptı.

Allah'tan, hem personel sayısını artırarak hem de teknik altyapısını güçlendirerek geliştirdiğimiz güçlü bir itfaiye teşkilatımız var. Tankerlerle donattığımız, kırsal bölgelere yaydığımız altyapı sayesinde bu süreci büyük ölçüde kontrol altına alabildik.

Özellikle orman köylerinde yaptığımız çalışmalar çok kıymetli. Bugüne kadar 100 adet yangın tankeri, 3,5 tonluk su taşıma kapasiteli dağıttık. Şimdi 100 adet daha dağıtacağız. Bu tankerlerin ne kadar önemli, ne kadar hayati olduğunu yaşanan bu yangınlarda çok net gördük. Bu çalışmaları artırarak devam ettireceğiz.

Setbaşı'ndaki yangınla ilgili olarak bazı çevrelerden "İtfaiye geç kaldı" şeklinde eleştiriler geliyor. Ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkça ifade etmek isterim. İtfaiyenin olay yerine ulaşma süresi tam olarak 3 dakika. Evet, yalnızca 3 dakika içinde Karaağaç Mahallesi, yani yangının çıktığı bölgeye ulaştılar.

Ben de yangın sonrası bölgeyi bizzat ziyaret ettim. Vatandaşlarımızla görüştüm, yangının çıkış noktasını sordum. Oradaki bir esnaf, "Ben de anlayamadım, üstümdeki çatıdan çıktı," dedi. Büyük ihtimalle kablolardan kaynaklı bir kısa devreydi ve ardından baca yangınına dönüştü.

Özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için bu risk çok daha yüksek. Nasıl ki evlerimizde bacaların temizliğine dikkat edilmesi gerekiyorsa, aynı şekilde iş yerlerinde de bacalar düzenli olarak temizlenmeli. Çünkü zamanla bacalarda biriken yağ tabakaları, ısıyla temas ettiğinde kolayca alev alıyor ve yangının önü alınamıyor. Bu durum teknik olarak biliniyor, dolayısıyla sorumluluğumuzu bilerek hareket etmek zorundayız.

Buradan yangınlara müdahale eden itfaiye personelimize de özel bir teşekkür etmek istiyorum. Yaklaşık 593 personelimiz, bu yangınlarda aktif olarak görev aldı. Sadece Bursa'daki yangınlara değil; İzmir'e, Bilecik'e de destek verdik. Tankerlerimiz, ekiplerimiz oradaki yangınların söndürülmesine de katkı sağladı.

Bu vesileyle, bir ağacın bile yanmasına içi yanan, bu konuda duyarlılık gösteren, elinden geleni yapan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Yangınlar, sadece bir bölgenin değil, hepimizin meselesidir. Ve bu süreçte Bursa İtfaiyesi'nin ne kadar güçlü, ne kadar donanımlı olduğunu da bir kez daha görmüş olduk.

Herkes, öncelikle kendi sorumluluklarını yerine getirme konusunda kendisini zorunlu hissetmelidir. Bu; esnaf için de geçerlidir, vatandaş için de, ev sahibi için de. Tedbir, tedbir, tedbir. Gerekli önlemleri alırsak, yaşanan olayların sayısı da doğal olarak azalacaktır.

Bakın, şu anda bize ulaşan yeni bilgiye göre Çatalağıl'da bir orman yangını çıktı. Muhtemelen -ki bunu temkinli olarak söylüyorum- yine bir anız yangınından kaynaklanmış olabilir. Ancak, bu tür olaylara caydırıcı cezalar getirilmediği sürece ne yazık ki bu yangınların önüne geçemiyoruz.

Sayın Valimiz de bu konuda defalarca ve yüksek sesle uyarılarda bulundu. "Anızları yakmayın" dedi. Ama buna rağmen hâlâ aynı manzaralarla karşılaşıyoruz. Daha önce de söyledim, tekrar soruyorum: Bu milletin, köydeki vatandaşımızın kafasına bu anız yakma fikrini kim yerleştirdi?

Gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Çünkü bu davranışı öğretenlerin niyeti belli ki doğa dostu değil. Herhalde bunlar ağaç düşmanı, orman düşmanı. Bu zihniyetle mücadele etmek hepimizin görevidir. Toplum olarak bilinçlenmek, doğayı korumak ve geleceğimizi güvence altına almak zorundayız.

Anızın içinde binlerce canlı var. Siz yalnızca toprağı değil, o toprağın içindeki hayatı da yakıyorsunuz. O canlıları da yok ediyorsunuz. Bu, gerçekten akıl alacak gibi değil arkadaşlar.

Toplum olarak artık silkelenmemiz gerekiyor. Özellikle 21. yüzyılda hâlâ bu silkelenmeyi gerçekleştirememiş bir toplum görüntüsü vermek, bizi uluslararası alanda da zor duruma sokuyor. Bu durum sadece bir çevre sorunu değil; aynı zamanda bir gelişmişlik, bir bilinç sorunudur.

Bugün artık doğaya, çevreye duyarlı olmak sadece bir erdem değil, bir zorunluluktur.

Deprem konusunda, artık neredeyse herkesin takip ettiği isimlerin başında gelen Sayın Prof. Dr. Naci Görür hocamızın görüşleri hepimiz için önemli. Kendisi en küçük sarsıntılarda dahi kamuoyunu bilgilendiriyor ve bu konuda farkındalık oluşturuyor. Biz de bu doğrultuda, kentsel dönüşüm çalışmalarımızı ve Afet İşleri Daire Başkanlığımızın yürüttüğü projeleri büyük bir titizlikle sürdürüyoruz. Bu süreçte, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak süreci daha güçlü ve organize hâle getirmeye çalışıyoruz. Çünkü depreme hazırlıklı olmak zorundayız.

Her zaman ifade ettiğim gibi, planlamayı üç aşamalı düşünmek gerekir: Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası.

Bu anlayışla çalışmalarımızı yürütüyor, özellikle afet sonrası ortaya çıkan ihtiyaçları da göz önünde bulunduruyoruz. Nitekim 2023'te yaşadığımız büyük depremde, bu ihtiyaçların ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük. Bu alandaki eksiklikleri gidermek adına da çalışmalarımız aralıksız devam ediyor.

Bu vesileyle, son yaşadığımız sarsıntılar nedeniyle tüm hemşerilerime bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu konu bizim için hayati öneme sahiptir.

Tabii Türkiye'nin genelinde olduğu gibi ruhsatsız yapı oranının yüksek olması, ne yazık ki kentimizde de ciddi bir risk oluşturuyor. Şu an itibarıyla Bursa'daki yapıların yaklaşık %62'si ruhsatsız veya riskli kategoride. Bu, olası bir depremde karşılaşabileceğimiz ağır tabloyu hepimizin zihninde netleştiriyor. Bu riski bilimsel yöntemlerle en aza indirmenin yollarını arayarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.

BELEDİYE MECLİSİ'NDE YAŞANANLAR

Son olarak, Belediye Meclisimizde yaşanan bazı gelişmelere de değinmek istiyorum. Özellikle son toplantıda BUSKİ üzerinden yürütülen tartışmalar gündeme geldi. Ancak ben her zaman şunu söylüyorum:
Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi bir yerel parlamentodur.

Ve bu yerel parlamentonun birincil görevi, kentin sorunlarını çözmek, halkın ihtiyaçlarına odaklanmak ve hizmet üretmektir. Tartışmaların da bu sorumluluk bilinciyle yapılması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim.

Biz bu anlayıştayız. Her bir meclis üyemiz orada kıymetlidir, değerlidir. Her bir meclis üyemizin önerileri bizim için, yönetimimiz için son derece kıymetlidir. Ancak bunu polemik konusu yapmak, bunu başka siyasal mecralara taşımak doğru bir yaklaşım değildir. Neticede Bursalılar bizi sorunlarını çözmek üzere seçmişlerdir. Ve sorunlarını çözebilecek bir anlayışın da mecliste ortaya koyulması gerekiyor.

Bizim hiçbir şeyi saklama gibi, örtme gibi üstümüz asla olamaz. Eleştirileri de açığız. Eleştiriyi de, eğer olumlu eleştiri ise doğru yönlendiren bir değer olarak görüyoruz. Bu anlayışımız devam edecek. Bursa buna alışmalıdır. Ekim-Kasım aylarında söyledim. Dedim ki, bu skinin bu gidişle 2025'in sonunda 25 milyar liraya çıkacak dediğinde hiçbir meclis üyesi inanmamıştı. Hadi diyelim birkaç kişi inanmışlardır diyelim. Ama gelen anlamda inanmadılar.

Siyasetten söylediğimi zannettiler hep. Hayır, ben bir gerçeğin altını çizdim. Çünkü incelediğimizde, sonuç olarak karşımıza kredilerin getireceği sonuç bize zaten gösteriyor. Onun için, bunun çözümüyle birlikte, şunu da yaptık, Bursalara dedim %25 indireceğiz. Ben açık açık söyledim arkadaşlar. Meclis söyledim, meclis onayladı, düşürdüm. Ancak, ne zaman farkına vardık bu skinin vahametini ve durumunu içine girdikten, ancak 7-8 ayda durumuna vakıf olabildik. Diğer taraflarını, hukuka gidenleri vs. onları konuşmak istemiyorum. Ancak, ancak bu skide 1 metre küpün maliyeti bize kurma maliyeti 72 lira arkadaşlar. Biz ne alıyoruz? 22-23 lira.

Bu da bir suç. Neye göre? Sayıştay raporlarına göre. Neye göre? Cumhurbaşkanlığının genelgesine göre. Diyor ki, Cumhurbaşkanlığı genelgesi, Meclis üyelerine de o bilgiyi verdi. Maliyetinin altında satış yapamazsınız, yapmayın. Biz maliyetinin altında gerçeği öğrendikten sonra borcumuzu da görüyoruz, dedik ki bunu paylaşalım. Ancak bunu öyle bir siyasi polemik haline getirdiler ki anlaşılır gibi değil. Ben arkadaşlarımı da anlıyorum. Biz gerçeği saklayamayız. Herkesin bilmesi lazım. Bu benim şirketim değil. Benim, bana ait bir yer değil. Bu kamunun yeri. Biz görev yapıyoruz sadece. Beş yılda bir. Eğer halk bizimle sözleşme yaparsa, bu iş böyledir. Bu iş böyledir. Beş yılda bir de halkın karşısına çıkıyoruz. Her bir şeyi bilmesi lazım halkın. Niçin bunun karşılığında bu talep ediliyor, bunu bilmek zorunda halk. O zaman ancak biz doğru işlere adım atabiliriz. Yoksa üstüne örttüğümüz, kapattığımız işleri bilmezlerse herkes altına bir şey alar. Gerçi biz doğruyu konuşmaya devam edeceğiz. Ancak orada arkadaşlarımızın farklı bir yargıları olabilir. Saygı duyuyorum. O zaman ben de şunu dedim. Sayıştay geldiğinde ben de, dediler ki, tehdit mi? Ben kimseyi tehdit etmiyorum. Hayatımda da tehdit etmedim. 21 yılım bitti benim, fiili olarak. Kimseyi tehdit etmedim, etmem. Yapımda müsait değil zaten. Ama doğruyu söylemek zorundayım.

Halka karşı size karşı görevimi yapmamış oluyorum, bu sadece bir bilgilendirmedir. Bu sadece bir bilgilendirmedir, çok net söylüyorum. Neyi, neden yaptığımızı bilmesi lazım. Benim param değil arkadaşlar. 3,5 milyona yakın Bursa'nın parası. Kendi param olsa hesabını da vermem, istediğim yere harcarım, o başka.

Bursalılardan bir kez daha isteğimi belirtmek istiyorum. Tasarruf yaparak bu süreyi uzatmak zorundayız. Sıcaklıkların da artmasıyla barajlarımızdaki buharlaşma oranı da fazlalaşıyor şu an. Onunla birlikte daha da azalabilir. Ama bu arada tabii ki bypassı da tamamladığımızda nefes alacağız. O güne kadar tasarruflu olmak zorundayız. Bir kez daha dile getirmek istedim.

TURİZM

Bugün önemli konu dediğimiz, genel bilgilendirme başladığımız turizm, eşsiz doğası olan, kültürel zenginliği olan, gerçekten tarihi mirasıyla da asırlardır yaşayan bir hazine olan turizm maalesef yıllarca ihmal edilmiş, ertelenmiş.

Öncelikle, kendi kentimizin değerini kendimizin bilmesi gerekir. Bu da kentimizi tanımakla başlar.

Eğer 3,3-3,5 milyon Bursalıdan 2,5 milyon kişi Bursa'yı iyi tanıyorsa, bu demektir ki 2,5 milyon kişi Bursa'yı anlatabiliyor.

Bursa'yı bilmeyen her kişi bir kişiye anlatsa, iki buçuk milyon kişiye biz Bursa'yı anlatıyoruz demektir. Bunu sağlamak zorundayız.

Bursa'ya özellikle Türkiye'nin ilk akla gelen İstanbul geliyor ya akla, nereye gidiyorsun İstanbul'a, Antalya'ya vesaire falan, aslında iddia ediyorum ki Bursa en az İstanbul kadar değerli bir kent, en az İstanbul kadar, bakın, her yönüyle. Ve bunu dünya insanlarına anlatmamız lazım ve dünya insanlarıyla Bursa'yı buluşturmamız lazım.

Bursa'nın tanıtımını sadece belli odaklarla değil, yaygın bir biçimde anlatarak bu hedeflere ulaşmalıyız. Aksi takdirde, bir kanalımızda Bursa nedir? Osmanlı başkenti. Hatta birçoğumuz Bursa'da Osmanlı'nın 3 ayrı merkezde bulunduğunu birçoğu bilmiyor, Bursalı da bilmiyor. Her ne kadar Söğüt diyorlarsa da, Yenişehir'de camide hutbesi okunan bir Yenişehir. Hiç bugüne kadar duydunuz mu Yenişehir ile ilgili Osmanlı'nın bağlantısını? Hayır, bunu bilmeniz lazım. Sonra Bursa 1326, İznik, İznik'ten sonra tekrar Bursa.

Yani Bursa'nın üç ayrı yerde başkentlik yapmış bir Osmanlı var. Ondan öncesi de var. 8500 yıllık tarihe sahip bir kent. Bunu anlatabiliyor muyuz? Selçuklu'su var, Roma'sı var. O kadar çok hazine var ki Tarih açısından, doğal güzellik açısından baktığımızda Sadece Uludağ'da Türkiye'nin hiçbir yerinde yetişmeyen endemik bitkileri sahip birçok çeşidimiz var. Doğal alanlarımız. Longoz ormanları var Karacabey'de. Hemen onun yanında ıhlamur ormanları var.

Gölyazı var. Kızıklar dediğimiz aslında sadece Cumalıkızık olarak adlandırıyoruz. Hayır arkadaşlar, orada Derekızık, Cumalıkızık, Fidyekızık, 5-6 tane, 7 tane kızık var. Sadece Cumalıkızık'ı öne çıkarmışız. Bu tarafta Osmanlı 10 yıl boyunca Bursa'yı almak için Gümüştepe'nin üzerinde o bölgede konuşlanıyor. 1316'da o bölgeye geliyor. 10 yıl boyunca Kızıklar ve diğer taraftan Gümüştepe'nin üzerine oradan sonra Bursa'yı 1326'da alıyor, fethediyor.

Bursa'nın turizmdeki geleceğini inşa edeceğimiz yeni bir dönemin kapılarına araladık arkadaşlar. O yönde devam ediyoruz. Turizm sadece bir tek sektör olarak görmüyoruz. Bursa'nın geçmişi ile geleceği arasındaki bir köprüdür. Turizm aynı zamanda birçok hizmet alanını da içinde barındırmaktadır. Ulaşımdan, çevreye, altyapıya, halkla ilişkilere kadar, hatta dijitalleşme de bunların içinde ve başında yer alır. Bu kadar geniş bir alan. Her bir de belediyelerin aslında doğrudan görev içinde alan bir anlayıştır.

Çok yönlü bir yapıyla bunları yapmak ve geliştirmek arzusundayız. Bakanlık verilerine göre 2024'ün ilk 4 ayıyla kıyasladığımızda 2025'te hem Bursa'da tesis geliş hem de geceleme sayılarında %15'lik bir artış söz konusu. Bunun yetmediğini biliyoruz. Hedefimiz 1.7 olarak, bazen 1.4 diyorlar ama geceleme sayısını ilk etapta 2 tam günü aşmak, sonrasında 3 gecelemeye çıkarmak. İşte o zaman Bursa'da esnaf da memnun olacak, gelen turist Bursa'ya döviz de bırakacak.

Günlük gelen turistlerin hiçbiri Bursa'ya bir şey bırakmıyor arkadaşlar. İstanbul'dan otobüse bindi, geldi Ulu Camii'yi karşıdan gördü. Geçti Yeşil'e, Yeşil Türbeyi, Yeşil Camii'yi ziyaret etti. Orada bir yarım saat, 45 dakika bir mola verdi. Çekti buradan gerisin geriye, İstanbul'a gitti. İsterseniz bir otobüs gelsin, bunların kentimize hiçbir faydasının olmadığı gibi, hava kirliliği açısından baktığımızda da, yollarımızı kullanma açısından baktığımızda da zararı var. Onun için burada kalması lazım, turistlerin gecelemesi lazım.

İZNİK TÜRKÜSÜ

Ayın 7'sinde beş gün sonra Almanya'da aynı şekilde İznik Türküsü'nü seslendirecek Fazıl Say. Bundan sonra yapacağı birçok yerdeki festivallerde İznik Türküsü'nden bahsedecek. İznik Türküsü'nü oralarda seslendirecek. Bu ne demektir? Her gittiği yerde Bursa anılacak, İznik anılacak ve İznik'e merak uyandırılacak. Bu da bizim turizm potansiyelimize önemli etki yapacak.

Ve artık bu yüzyıllarca bu eserin adı İznik Türküsü olarak anılacak. Muhteşem bir şey. O yüzden ben Sayın Fazıl Say'a çok teşekkür ediyorum. Bu eserle Bursa'mızın hem tanıtımına hem de turizme önemli katkısı sağlayacağı için de kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Binlerce insan çıt çıkarmadan o notalardan çıkacağın sesleri dinlediler. Ne bir gürültü, ne bir ses, ne de farklı bir provokatif bir şey asla olmadı. Onun için ben kendisine çok teşekkür ediyorum. Tabii soprano da çok önemliydi. O da ayrı bir esere farklılık getirdi. Bursa'nın tanıtımını, İznik'in tanıtımını yapacak bir düzeydeki eser. Onun için kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Leylek Şenliği'miz var. Şenlik diyoruz, geçiyoruz ama bu da turizme katkısı olan Etkinliklerden bir tanesi, 60'tan fazla etkinlik yapıldı. Hem Mustafakemalpaşa hem Karacabey 2 gün boyunca birçok ilden insanlar geldi. Ama ben burada parantez içerisinde teşekkürü Alper Tüydeş'e etmek istiyorum. Onun objektifiyle gerçekten Adem Amca'yla Yaren Leylek'in, o muhabbeti, o sohbeti, aralarındaki o iletişimi bütün dünyaya, milyonlarca kişi onu izledi. Neresi dediler burayı? İşte Bursa, Leylek köyü. Nilüfer zamanında başladı. Bizden sonra büyükşehir almıştı, durmuştu. Köhneleşmişti.

Ses getirdiğini bilmemiz çok önemliyken, kentimizde birçok kişinin bunu bilmemesi de çok önemli bir şey. Bunu aslında turizme olan önemli bir katkı olarak görüyoruz. Dünyada tanınan bir düzeye geldiği için. İki gün boyunca hem Göl Yazı hem de Eskikaraağaç bölgelerinde müthiş bir hareketlilik vardı. İç turizmin ne demek olduğunu orada görmüş olduk.

Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak organizasyonu yaptığımız etkinlikleri de arttırmış oluyoruz ve kanıtladığımızı da ifade etmek istiyorum. Yine sizlerin de tanık olduğu, sizlerin de takip ettiğiniz 20 yıl aradan sonra Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa Sağlıklı Şehir Ağı ile ilgili toplantı Bursa'da yapıldı. Ve 17-19 Haziran arasında yapılan bu etkinlik de 180-190 civarında konuk yurt dışından geldi. Yurt içinden de katılanlarla birlikte 500 civarında konuğu burada 3 gün boyunca ağırlama fırsatımız oldu ve Bursa'yı tanıtma fırsatımız oldu. Hatta onları çeşitli destinasyonlarla, nereleri ziyaret etmek isterseniz dediğimizde işaretledikleri yerlere götürerek Bursa'yı anlattık, tarif ettik. Ve gittikleri yerlerde onlar şimdi Bursa'yı anlatacaklar. Ve inanılmaz memnun oldular. Ve buradan ayrılırken ekip olarak yüzde 98 memnun ayrıldı.

Arkadaşlarımın her birine teşekkür ediyorum. Bizler de yine 8 faza gideceğiz. Önümüzdeki yıl Portekiz'de olacak. Burada belli oldu daha doğrusu. Orada sadece 8 fazın değerlendirilmesi yapılacak. Bundan sonraki artık 8. fazda Bursa taahhüdünde neler yaptık bunlar tartışılacak daha sonra. Ve geçtiği yerlerde de, mutlaka insanlar Bursa nedir diye bakacaklar. Turizme bu anlamda katkısı olacak.

Bu toplantıda Karbon Nötr Organizasyonu'na ilk defa Bursa'da yapıldı. Bütün yapılan, çalışmalar sonucunda ne kadar kağıt harcanacak hesaplandı, her bir kişi ne kadar karbon üretecek hesaplandı ve bunun karşılığında 3 gün boyunca üretilecek olan karbonun absorbe edilmesi için de 1200 ağaç dikildi. Bursa Taahhüdü'yle birlikte önemli bir yer elde etti.

Etkinliklerimiz artık sadece eğlenceli değil. Aynı zamanda çevreye duyarlı mı? Yerel tüketiciye desteği var mı? Toplumsal olarak kapsayıcı mı? Turizme katkısı nedir? Kentimizin farklı noktalarına bir katkısı sağlanacak mı? Yine yöntemleri ölçmek ve uygulamakla biz bunları bekliyoruz. Kentimizin tanıtımı, özellikle sosyal medya gibi şekilde sosyal medyayla ilan ediliyor.

Biz şimdi gelen turistin kentimize en azından bir katkı bırakmasını arzu ediyoruz. Otobüste gelip giden değil, esnafa çarşıyı ziyaret edecek, otelde kalacak. Böyle bir turisti yeğliyoruz biz. Bursa'mızın insanlığı, tarihine, kültürüne saygılı, gittiği yere değer katan bir turist profili hedefliyoruz. Ayrıca Bursa'mızın turist profilini çeşitlendirerek uzun yıllardır kentimize gelmeyen, ki benim gençlik yıllarımda Altıparmak Caddesi'nde bir İngiliz'i görebiliyordum, bir Fransız'ı görebiliyorduk. Kültürpark'a gelir giderlerdi. Hatırlayın o yılları. O turistlerden şu an eser yok Bursa'da. Kaçırdık o turistleri. Tamamen döndük Orta Doğu bölgesine. Onlar da geçici. Bazı kesimlerde, ülkelerdeki insanlar da yer aldılar, daire aldılar. Dönüşümlü olarak kendilerine orada kalmalarını sağlayıp, aslında pek de fazla bir harcama yapmadan kentimizi yaşayıp gidiyorlar. Yani yaşamak maksatlı geldiklerine.

BULGARİSTAN'A UÇAK SEFERLERİ BAŞLAYACAK

Onun için bir de Yenişehir Havalimanı'nın özellikle Düsseldorf çıkışları bizim için anlamlıydı. Şimdi Yenişehir Havalimanı ile ilgili Balkanlardan gelen talep var, onu da teklif olarak götüreceğiz. Büyük ihtimalle Filibe'nin yakın zaman içerisinde havalimanına açılacağı bilgisini aldım ben. Gerçi ilgiliyle görüşemedik, iletişim kuracağız, teklif de var. Oraya açılırsa Bulgaristan, belki başka yerleri de açılmak imkanımız olur.

Böylelikle, Yenişehir havalimanı biraz daha aktif hale gelecektir. Biz de BBBUS'larla bunu desteklemeye devam edeceğiz. Daha önce sözünü ettiğimiz hedeflere ancak Bursa'mıza gelen özgün anlamda bir seyahat deneyimi yaşatacağız. Sözde sürdürülebilirlik değil, uluslararası bir sistemi kentimizde uygulama yapacağız. Yeniden Yeşil Bursa vizyonumuzla Green Destination ile birlikte Bursa'mıza özel bir sürdürülebilir etiketleme sistemi geliştiriyoruz. Yeşil Bursa sertifikası uluslararası düzeyde Green Bursa olarak tanıtılacak. Sadece büyük turizm işletmelerine değil, aynı zamanda turizm sahnesinin görünmeyen aktörlerine de zanaatkarlarımızı, kadın kooperatiflerimizi, sosyal girişimcilerimizi de kapsayacaktır.

VİSİT BURSA PROJESİ

Bu uygulamanın da bir parçası olduğu akıllı turizm Bursa'nın stratejik eylem planını hazırlama sürecinde başlatmış oluyoruz. Dijitalleşme, erişilebilirlik, küresel kentin turizm politikalarına yön verecek kapsamlı bir yol haritasını bu planlamayla da oluşturuyoruz.

Bu adımla birlikte Bursa Büyükşehir Belediyesi akıllı turizm vizyonu kurumsal bir belge ile bu vizyonu tamamlayan Türkiye'de ilk yerel yönetim olma niteliğini taşıyacaktır.

Değerli Arkadaşlar,Avrupa Akıllı Turizm Başkenti 2026 için de başvurumuzu yaptık.

Teknoloji destekli yönetim modelini de hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda programımız vatandaşla doğrudan iletişim kurulmasını sağlarken dijital platformlar üzerinde de alınan elde edilen verilerle karar alma süreçlerinin daha şeffaf, hızlı ve etkin üretilmesine imkan tanıyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Merkezi New York'ta bulunan, dünya genelinde otorite kabul edilen, 2025 yılının en akıllı 7 topluluk listesine 2. sıradan girerek finalistlerden biri olmuştur. Bu yıl Türkiye'den yalnızca Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yani belediyemizin listeye giriş yaparak bunun gururunu yaşıyoruz. Bir yıldır arkadaşlarımız yoğun biçimde çalışıyorlar ve bunun karşılığında da çok önemli bir kriteri aştık ve şimdi bunu kazanmaya yönelik de süreç devam ediyor. Aralık ayında düzenlenecek olan zirvede yılın akıllı topluluğu unvanına hak kazanacağımıza inanıyoruz. İnşallah bunu da Bursa'ya getireceğiz.

PLAJLARDA DURUM

Plajlarımızda da önemli hizmetlerimizi yönetiyoruz. Hem bakım ve temizlik çalışmalarını gerçekleştirirken, diğer taraftan da o alanların vatandaşlarımızca güvenli ve hijyen açısından iyi bir şekilde kullanılmasını bir yaklaşıma sunuyoruz.

KÖRFEZ SEFERLERİ BAŞLIYOR

Körfez içerisindeki seferlere 5 Temmuz'da başlıyoruz. 5 Temmuz itibariyle saatli tariflerle başlıyoruz. Belli bir saatte kalkacak, nerede, ne zaman olacağını belirterek bu seferleri başlatıyoruz.

Böylece vatandaşlarımız, Bursalılar, körfez içinde bir ulaşımı da oralarda bulmuş ve görmüş olacaklar. Bunun ileriki aşamasını, her gün körfez içinde ulaşımı sağlayan bir hedefimiz var.

BALİBEY HAN'IN DURUMU

Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü önceki gün bir yazı göndermiş. Diyor ki, 90 gün içinde Balibey Han'ı terk edin.

Bize 90 gün içerisinde burasını devredin diyor arkadaşlar. Yani 22 sene boyunca alınmamış, alınamamış. Biz geldiğimiz günden beri orayla ilgili proje üretiyoruz. Bıçakçılık Müzesi'ni açtık. Bir taraftan da iyileştiriyoruz. Aşağıdaki işletmeleri çıkartmakla meşgulüz bir yıldır. O işletmeyi çıkardıktan sonra kendi projemizi uygulamak ve bu belgeyi almayı hedeflerken bize yazı geldi.

Doğru değil. Ben o zaman Vakıflar Bölge Müdürlüğüne sorarım. 22 sene neden buna müsaade ettin kardeşim? Niye sen orada birine orasını kiralattırdın? Demezler mi? Yani ben Bursaların takdirini bırakıyorum. Tekrar söylüyorum. Biz orasını projelerimizle hazırlamış durumdayız. Altta o işletmeyi çıkartıp, gastronomi merkezi orada hem kadın kooperatiflerinin faydalanacağı hem de Bursa'nın gastronomisinin orada olacağı gelen turistin oradan en azından belli bir zaman geçireceği aynı zamanda müzeyi ziyaret edeceği bir alan oluşturmaya çalışırken gelen yazı budur.

Valimizle de görüşeceğim bu konuyla ilgili. Valimizin çok büyük hassasiyeti var Bursa'yla ilgili. Bunu da söylüyorum size. Bu konuyla ilgileneceğini düşünüyorum. Ama bunlar doğru değil. Biz de size yardımcı olalım, destek olalım. O işletmeyi çıkarma konusunda. İşletme ile de görüşüyoruz zaten bir yıldır çıkartmakla ilgili. Ama doğru değil arkadaşlar. Bu olayı da yine sizlerin takdirine, Bursalıların takdirine bırakıyorum. Biz orasını tamamen turizme hizmet edecek bir konuma getirmeyi hedeflerken böyle bir yaklaşımla hareket edilmesini de insani olarak da Bursalılar açısından da, turizm açısından da doğru bulmuyorum.

Kriterlere uygulamamış olanlara bir şey demiyorsunuz da biz bir yılda işletmeyi çıkartmaya uğraşırken o kriterleri uygulama maksatlı proje hazırlarken böyle bir yazıyla karşılaşmamız hakikaten sorgulanır.

1/100.000 projemiz de devam ediyor. Yarın da yine bir çalıştay var. Yarın bu çalıştayla birlikte turizme de hem tarihi çevre açısından hem de diğer alanlar açısından turizm ve kültürel değerlerimize de orada öncelikli olarak yer belirdiğini belirtmek istiyorum. Çünkü bir kentin hem kenti yaşam kalitesinin yüksek olması, hizmet sektörünü, sanayi sektörünün üzerinde olmasıyla gerekiyor. Bir kentin yaşanabilir güvenli ve nitelikli olması, değerli olması, hizmet sektörünün, sanayi sektörünün üzerinde olması ile mümkündür.

Bunların bütün analizleri yapılıyor. Hem zengin mirasımızı koruyup hem de turizmi sürdürülebilir dengeli bir şekilde büyütmeyi hedeflediğimiz planlama anlayışımız devam ediyor.

Kamu kurumlarından akademisyenlere, kültürel miras taşıyıcılarına kadar birçok paydaş bir araya gelerek Bursa'nızın eşsiz mirasını geleceğe taşıyacak fikirleri de masaya yatırmaya da burada çözüm ürettiler.

Bursa, 8500 yıllık geçmişiyle medeniyetlerin buluştuğu ve buluşma noktası olan Bursa'mız var. Bursa'mız aynı zamanda dünya mirası listesine girişini her yıl kutluyoruz. Bu yılda 11. yılını kutlayacağız biliyorsunuz. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak gösterdiği çarşı ve hanlar bölgesine yapılacağız yine.

Çevre düzenlemeleri Tophane Bölgesi ile ilgili çarşı arasındaki bağlantı sağlayan yürüyen merdivenler ki sık sık arızalanıyor. Bu yürüyen merdivenlerle ilgili şikayet alıyoruz. Ancak bu yürüyen merdivenlerin neden arızalandığını da biliyoruz. Orada maalesef görüntüler varsa koyabilirler. Hakikaten onlar önemli. Hem tabelalar hem cephe düzenlemeleri.

Çini Müzesi'ni İznik'e kazandırmak için çalışmalarımızı yapıyoruz gündemimizde.

Yine kentimizi daha adil, daha kapsayıcı kılmak için attığımız her adımın sadece yerelde değil, küresel ölçekte de bir anlam olduğuna inanan bir anlayışın ortaya konduğunu bilmenizi isterim. Bu anlayışla 6-7 Ekim tarihlerinde Cenevre'de düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler Belediye Başkanları Forumu'na Bursa adına katılacağız ve orada bir konuşma yapacağım. Hem uygulamalarımızdan bahsedeceğimiz gibi aynı zamanda Bursa'mızın sürdürülebilirlik, sosyal eşitlik ve çevreye duyarlılık konusunda da kararlılığını tüm dünyaya bu platformda anlatmış olacağım.

Bursa olarak bu sorumluluğu taşıyor, örnek bir kent olma yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Hep birlikte daha yaşanabilir, daha dirençli ve gülümseyen bir Bursa içinde çalışmaya devam edeceğiz, diyorum. Tek diyebilirim ki, özet olarak, Bursa turizminde artık ezberleri bozduğumuz bir döneme girdik. Bu konuda yoğun bir çalışma yürütüyoruz.

BUSKİ VE BÜYÜKŞEHİR'İN BORCU

Şu anda Mayıs ayı 2023 itibariyle düşüş var. Buski'de bakın belediye borçlarında düşüş var %20. Buski borçlarında da %64 artış var. Yine genel toplamda da %16 borçlanma düzeyimiz yükselmiş durumda.

Borç durumumuz böyle.

MADIMAK KATLİAMI

2 Temmuz'u anmadan geçmek istemiyorum. 32 yıl önce diri diri yakılan o insanları anmamak mümkün değil. Hakikaten hepimizin üzüntü duyacağı bir gündü ve utanacağı insanlık adına utanacağımız bir gündü. Böyle bir olayın yaşanması ülkemizde kabul edilebilir değil. 2 Temmuz'u unutmadık, unutmayacağız da. İnşallah bundan sonra hiçbir tarihte 2 Temmuz gibi olayların yaşanmamasını temenni ediyorum.

Hepimiz farklı inanabiliriz, farklı düşünebiliriz, farklı kimliklerimiz olabilir, farklı renklerimiz olabilir, farklı sıfatlarımız olabilir ama hepimiz insanız.

Ne olursa olsun, kim neye inanıyor, inanmıyor, kim neye, neyle ilgileniyor, ilgilenmiyor. Bizi o tarafı değil, bizi insanlara, ilk eşe ilgilendiriyor. İyi insan mı, kötü insan mı? Ona bakmamız lazım.


OPERASYON OLACAK MI?

Başkan Bozbey, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya'nın "Bazı meclis üyelerine bakıyoruz bir karar alınıyor İzmir'de bir operasyon, hemen sizinle alakalı bir algı operasyonu yürütülüyor bununla da ilgili düşünceniz nedir?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Şunu söyleyeyim, ben Nilüfer'de 20 sene boyunca, 16 sene, 15 sene boyunca hep bunu duydum. Bozbey bu hafta alınacak, Bozbey önümüzdeki hafta alınacak. Müfettiş geldi mi?

Ya biz işimizi doğru yaptığımız sürece, biz insanlara hizmet ettiğimiz sürece, Allah aşkına, yasalara da uygun yaptığımız sürece, bize kim ne desin, ne yapsın?

Neticede, biz toplumun her kesimine hizmet eden bir anlayış ortaya koyuyoruz.

Böyle bir şey olacağını ben düşünmüyorum, ihtimal dahi vermiyorum. Bursa bir bütündür.

İlk defa bakın, yıllar sonra bizim göreve gelmemizle birlikte, Bursa'da sen-ben olayı kalkmıştır.

Biz olayına dönüşmüştür her konuda. Bursaspor konusunda örneğin. Bazı önemli konularda.

Bizim anlayışımız budur. Bursalıya hizmet etmek. Derdimiz Bursa. Yani, ama tekrar söylüyorum, yapılan eleştiriyi de biz silmiyoruz, ders alıyoruz.

Yani, sonra devlette de devamlık esastır. Yüzde 10 seviyesinde almışızdır, yüzde 90'ını biz yapmışızdır. Neticede %10'luk da olsa geçmiş dönemin katkısı var. Yalan değil, gerçeği bu. Biz niye reddedelim, niye yok sayalım? Yok saymayız. Ama, insani olarak da bazı insanlık vecibelerini de yere getirilmesini de bekledik, bekliyoruz. Bu da net."

Başkan Bozbey, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya'nın Eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın sosyal medyadan Başkan Bozbey'i hedef alan açıklamaları ve CHP'de yaşanan kurultay davası ile Kemal Kılıçdaroğlu'yla Ekrem İmamoğlu arasında yaşanan süreçle alakalı sorularını da şu şekilde yanıtladı:

(Alinur Aktaş'ın açıklamalarına yanıt) "Borç edebiyatı yapmadığımı ifade ettim zaten. Ama gerçeklerin de bilinmesi gerekiyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin rahatlıkla ödeyebileceği bir borç. Borcu yaparken de bir karşılığı olması lazım. Hepiniz muhtemelen borcu vardır. Ya da yoktur ama gittiniz bir tane beyaz eşya aldınız. Borçlandınız. Ama karşıda ne var? Beyaz eşya var arkadaşlar. Karşılığı ne var o borcun? Araba var. Benim anlatmaya çalıştığım bu. Geldiğimizde 1 milyar dolarlık borcun emin olun çok az miktarın karşılığı var.

Allah aşkına. Şimdi ben borç edebiyatı yapmıyorum ama herkes bilsin diyorum yani. Biz de borçlanacağız. Elbette ki borçlanmadan bir şey olmuyor.

Ama karşılığı olarak borçlanıyorsanız hiçbir sorun yok. Karşılığı varsa. Benim anlatmaya çalıştığım olay bu.

Hepimizin aileli bütçesi öyle. Araba alırsın, borçlanırsın ama karşılığında araban var. Bunu söyleyebilirsiniz. Onun için. Birileri bunu söylüyor vesaire.

O söyleyenler önce tweetin altına yazılanları silmesin. Önce oradan başlayalım. Yapılan işi söylüyorum ama sen bir hayırlı olsun demiyorsan kimseye kusura bakmasın biz tavrımızı koyarız.

Bursa'da ben kaybettiğimde ilk arayanlardan birtanesi bendim hayırlı olsun deyip bu kadar mı insanlık dışına çıktık biz hepimiz yüzümüze bakacağız.

Yarın belki benim onun bana benim ona ihtiyacım olabilir insan insanı her zaman muhtaçtır arkadaşlar nerede olacağımız hiç belli değil ki öyle bir anda öyle bir şey yaşarız ki en kötümüzde niye kötü olalım olabilir kaybetmişizdir.

Yani gelirsin ben de seni ağırlarım bu kadar basit bunu yapamıyorsan önce kendini sorgulaman lazım.

Birileri söylüyor bana bilmiyorum "Biz yazıyoruz başkanım altından siliniyor" diyorlar silme görsünler bunlar doğru şey değil tekrar söylüyorum bugüne kadar bu kente hizmet etmiş olan tüm başkanlarımızı saygıyla anıyorum ölenlere rahmet diliyorum Allah rahmet eylesin herkesin bir katkısı olmuştur. Zararı da olmuştur ama ben katkılarından dolayı teşekkür ederim. Zaten zarar varsa halk kamuoyu değerlendirir. Ben ötekileştirmeyen bir anlayışa sahibim. Bir yaşam felsefem bu. Gerisi teferruat.

(CHP'de son günlerde yaşanan süreç) Cumhuriyet Halk Partisi demokrat bir partidir. Ve demokrasiyi sindirmiş bir partidir. Her türlü tartışma ortamı, eleştirme ortamı olan bir partidir.

Cumhuriyet Halk Partisi diğer partiler gibi değil. En üstteki ne söylerse aşağıdaki aynı şeyi söyleyecek değildir.

Herkesin bir görüşü var, dile getirir. Bunlar belki kamuoyunda farklı algılanmaları normal. Tartışmalar vardı, yarın da olacak.

Neticede partinin bütünlüğü olan bir durum söz konusu değildir. Ben buna katılmıyorum. Parti bütünlüğünü korumaktadır, hiç kimse merak etmesin.

Türkiye'nin birinci partisidir şu anda. Bazı konularla ilgili son seçimde farklı partiye oy verdiğini, Cumhuriyet Halk Partisi'ne çok net şekilde oy vereceğini söyleyen birçok insanlar konuşuyorum.

Burada ertelenen bir dava vardır. Sonucunda bir şey getireceğini düşünmüyorum. Hangi karar olursa olsun tekrar söylüyorum. Partinin bütünlüğü önemli iktidara giden bu süreçte."

BURSA 02 Temmuz 2025 Çarşamba, 11:10

Yorumlar

Öne Çıkanlar

Diğer Haberler

Milli yüzücü Kuzey Tunçelli  Dünya Yüzme Şampiyonası'nda 6. oldu

Milli yüzücü Kuzey Tunçelli Dünya Yüzme Şampiyonası'nda 6. oldu

İstanbul Beykoz'da 4 gün boyunca denize girmek yasaklandı

İstanbul Beykoz'da 4 gün boyunca denize girmek yasaklandı

Tutuklu Belediye Başkanı Muhittin Böcek'ten vatandaşlara sahil ihalesi uyarısı

Tutuklu Belediye Başkanı Muhittin Böcek'ten vatandaşlara sahil ihalesi uyarısı

Ayvalık'tan Midilli'ye BADO seferleri, 1 Ağustos'ta başlayacak

Ayvalık'tan Midilli'ye BADO seferleri, 1 Ağustos'ta başlayacak

Adalet Bakanı'ndan Mattia'nın annesi Yasemin Minguzzi'ye yanıt

Adalet Bakanı'ndan Mattia'nın annesi Yasemin Minguzzi'ye yanıt

Aydın'da  orman dışı alanda başlayan yangın kontrol altına alındı

Aydın'da orman dışı alanda başlayan yangın kontrol altına alındı