Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey'den önemli açıklamalar

BURSA, 26 Aralık 2025 Cuma, 09:58

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen "2025 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı"nda belediyenin 2025 yılı faaliyetlerini paylaştı.

🎥 CANLI | Başkanımız Mustafa Bozbey, yıllık değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulunuyor https://t.co/iWLeBOnMCO

-- Bursa Büyükşehir Belediyesi (@bursabuyuksehir) December 26, 2025

Başka Gazete / Haber Merkezi

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi'nde düzenlenen 2025 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı'nda toplantısında konuştu.

Başkan Bozbey'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Göreve geldiğimiz günden bu yana hem şeffafız hem dürüstçe bu topluma, Bursalılara sizlere her şeyi paylaşıyoruz ve bunun hesabını da veriyoruz. Aynı zamanda hesap verebiliriz. Bunun için bu toplantıları önemsiyoruz; bu toplantıların önemini de sonuçlarını da takip eden bir anlayışla bu süreci yönetiyoruz. Çünkü biz Bursa'yı seviyoruz, Bursalıları seviyoruz. Onlara hizmet etmenin bir sorumluluk olduğunu, onlara iyi hizmetleri götürmenin de bizleri mutlu ettiğinin bilinmesini istiyoruz.

Bugün karşınıza sadece bir belediye başkanı olarak değil, bu kentin sokaklarında büyümüş, derdiyle dertlenmiş, Bursa sevdalısı bir hemşehriniz olarak çıkıyorum. Geride bıraktığımız 2025 yılı bizim için sadece bir takvim yılı değildir. Bursa'nın iradesini, direncini ve o sarsılmaz gücünü herkese gösterdiğimiz bir dönemdir.

2025 gerçekten, gerçekten çok zor bir yıl oldu. Tarihimizde hiç görmediğimiz büyüklükte Bursa'da yangınlar yaşadık, ciğerlerimiz yandı. Ancak o dumanların içinden öyle birlikler çıktı ki, tüm Türkiye bu birlikteliğe, Bursalı hemşehrilerimizin azmine ve çabasına şapka çıkardı.

Biz bu süre içerisinde sadece felaketlerle değil, yılların biriktirdiği ihmallerle de mücadele ettik. Ancak bugün burada bahane üretmek için karşınızda değilim. 2025 yıl boyunca Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak yaptığımız çalışmaları paylaşmak, geride bıraktığımız yılı değerlendirmek üzere karşınızdayım.

Bugün size anlatacağım her projede alın teri var, emek var; en önemlisi bu şehre duyduğumuz vefa var. Biz 2025'te sadece beton dökmedik, asfalt yapmadık. Biz Bursa'nın adaletini, yeşilini ve birbirimize olan güvenini, Bursa'nın birlikteliğini yeniden inşa ettik.

Mesele rakam değil, mesele bizim Bursa için döktüğümüz alın terinin az da olsa anlaşılmasını sağlamak. Göreve gelirken Bursa'mıza dair net bir söz verdik: Bu kenti planlı, dirençli, adil, yeşil ve yaşanabilir bir kent hâline getireceğiz diye yola çıktık. Şimdi size aktaracağım her başlık, bu sözün adım adım hayata geçtiğinin en somut örnekleri, göstergeleri olacaktır. Burada birçok konuyu da özet olarak geçeceğimi de belirtmek istiyorum.

Kentin anayasası dediğimiz planlama sürecinden başlayıp altyapı ve ulaşıma, tarımsal kalkınmadan sosyal desteklere, kültür sanattan gençliğe, yaptığımız hizmetlere, afet yönetiminden mali yapılanmaya kadar 2025 yılını bütünlüklü bir biçimde ele almak istiyorum. Elbette ki önce kent anayasası dedim. Bursa'mızı geleceğe hazırlarken ilk işimiz, kentimizin uzun vadeli yol haritasını çıkarmak oldu. Çalışmalarımızı katılımcı bir anlayışla yürütüyoruz, yürütmeye devam ediyoruz.

İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı bünyesinde Bursa Planlama Ajansımızı kurarak bu yolculuğa başladık. Ajansın çalışmalarını; 28 akademik oda temsilcisi, Bursa'daki üç üniversitenin temsilcisi, dokuz bilim insanı ve Kent Konseyi yöneticilerinden oluşan danışma kurulu ile yürüttük. Danışma kurulunun başkanı olarak da özellikle benim ricam ve isteğim üzerine Prof. Dr. Kayıhan Pala milletvekilimiz sorumluluk üstlendi. Kendisine Bursa adına teşekkür ediyorum.

Bu kapsamda Ekim 2024'te 2050 vizyonlu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı çalışmalarımıza, yine Bursa Planlama Ajansı çatısı altında göreve geldiğimiz günden bu yana kent anayasası çalışma süreci kapsamında başladık. 16 üniversiteden 40 akademisyenle yürüttüğümüz bu çalışmada; ilçe belediyelerimiz, meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve hemşehrilerimizle bu projenin içerisinde yer almış olduk.

Bugüne kadar 17 başlık altında incelediğimiz analiz ve sentezleri de tamamladığımız planlama çalışmalarında; nüfus, göç, ulaşım, sanayi, tarım, iklim, kültürel miras ve sosyal yapı gibi konuları kapsayan toplam 7.835 pafta ve 72 rapor ajans bünyemizde hazırlanmış oldu. Yaklaşık 500 civarında toplantı ve görüşme yapıldı, 80 derinlemesine mülakat gerçekleştirildi. 17 ilçede belediye başkanlarımızla ve belediye meclis üyelerimizle bir araya gelindi. 17 ilçede muhtarlarla çalışmalar yapıldı, çalıştaylar düzenlendi ve üç aşamalı paydaş çalışmalarını da bu süreçte gerçekleştirdik.

Sektör toplantıları ve binlerce hemşehrimizin katıldığı anketlerle Bursa'mızın geleceğini Bursa ortak aklıyla tartıştık. Bu plan çalışmaları, Türkiye'de ilk kez yapılan stratejik çevresel değerlendirme süreci ile birlikte yürütülüyor. Yani kâğıt üzerinde plan yapmıyoruz; bu planın doğaya, suya, toprağa, iklime ve halk sağlığına etkilerini de bilimsel olarak değerlendiriyoruz. Bu plan yalnızca teknik bir belge değil, bütün Bursa'nın kent anayasasını oluşturan bir anlayıştır.

Özetle, Bursa'mızı günübirlik kararlarla değil, günübirlik kararların Bursa'yı nereye getirdiğini görerek; bilimsel verilere dayanan, katılımcı ve çevreye duyarlı bir kent anayasası ile geleceğe hazırlıyoruz. Titizlikle ve özveriyle çalıştığımız 15 aylık sürecin sonuna yaklaştık ve yeni yılın ilk aylarında hazırladığımız Çevre Düzeni Planı'nı kamuoyuyla sizler aracılığıyla paylaşmış olacağız.

Kaçak ve ruhsata aykırı yapılarla kararlı bir biçimde mücadele ederek, kentin tamamında imar denetimlerini de bu süreç içerisinde artırmış olduk. Tekrar huzurlarınızda ilçe belediye başkanlarını ve ilçe belediye yönetimlerini bir kez daha uyarmak istiyorum: Ovamızda hâlen yapımları devam eden; yok fabrikaydı, yok depoydu, yok vesaireydi denilen kaçak yapılara derhâl müdahale etsinler ve ortadan kaldırsınlar. Asla müsaade etmesinler. Bunların tespitlerini yapıyoruz, gerektiğinde bunları kamuoyuyla da hiç çekinmeden paylaşabilecek sorumluluğu alırız. Onun için ilçe belediyelerimizin bu konudaki hassasiyetlerini net olarak ortaya koymalarını Bursa'nın geleceği açısından bekliyoruz; ovamızın geleceği, doğamızın, suyumuzun geleceği açısından bekliyoruz.

İklim krizi, deprem, yangın güvenliği, su kaynaklarının korunması ve yaşam kalitesini merkeze alan imar revizyonunu akademisyenlerimizle olgunlaştırdık, yakın sürede de meclisimize getiriyoruz. Kentsel dönüşüm, önem verdiğimiz konulardan bir tanesi. Kentsel dönüşümle ilgili de çok önemli adımlar attık. Kentsel dönüşümü bütüncül planlama, parçacılı uygulama anlayışıyla; üstelik kentsel dönüşümün tanımına uygun şekilde planlıyoruz. Yoksa bir bölgeyi yeniden yapmak, oradaki yaşamın mutlu ve kaliteli olmasını tek başına sağlamaz.

Onun için bütüncül plan, parçacılı uygulama anlayışıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak kentsel dönüşümü yalnızca binaların yenilenmesi olarak görmüyoruz. İnsan hayatını önceleyen, bilime dayalı ve kentin tamamını kapsayan; kentsel ihtiyaçların çözüldüğü ve güvenlik meselelerinin ortadan kalktığı bir konu olarak ele alıyoruz ve buna göre uygulamalarımızı yapıyoruz. Bu çerçevede Bursa'da Planlama Ajansı bünyesinde özellikle plansız ve çarpık yapılaşmanın kentin bütününü ne kadar etkilediğini tartışıyor, bu konuda çözümler ürettiğimizi de bilmenizi istiyoruz.

Tabii ki bunun yanında yeni alternatif yolların da yine bu planlama süreçlerinde ortaya çıktığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara-İzmir yolunda, Mudanya yoluna paralel olmak üzere 29 km uzunluğunda, 65 metrelik bir Kuzey Bulvarı'nı işte bu anlayışla ortaya çıkaran bir planlama yürütüyoruz. Yaklaşık 380 hektarlık alanda, ekolojik temelli yeşil sistem üzerine kurulu; ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin okullarına yürüyerek ulaşabileceği yeni bir kentsel tasarım ve dönüşüm çalışmalarını da aralıksız sürdürüyoruz.

BURSALILAR TÜRKİYE'YE ÖRNEK OLDU

Değerli arkadaşlarım, su önemli bir konudur. BUSKİ olarak 2025'te hem yeni su kaynaklarını devreye aldık hem de içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarında çok önemli yatırımlar yaptık. 17 ilçemizde toplam olarak 6.200.000.000 TL civarında bir yatırımı hayata geçirdik. Bugün Bursa kent merkezinin günlük su tüketimi yaklaşık olarak 430.000 metreküptür.

Huzurlarınızda Bursalı hemşehrilerime bir teşekkür etmek istiyorum. Yaklaşık 525.000 metreküplük günlük tüketimi olan Bursa'da, bu rakamın 430.000 metreküpe kadar düşürülmesini hemşehrilerimizin tasarruflarıyla sağladık. Bunun bilinmesini istiyorum. Gerçekten müthiş bir tasarruf yaptılar, tasarrufu takip ettiler ve bu anlamda belki de Türkiye'de örnek oldular.

Dün akşam birilerini televizyona çıkmış, yalan yanlış şeyler söylüyordu. Yalan da diyor, artık bunu yalan söylediği için böyle diyorum. Bu tür şeyleri siyasetçilerden duymak istemiyoruz arkadaşlar. Bursa'da su kesintisi 1,5 ay yapılmadı. Bursa'da su kesintisi bölgesel anlamda dokuz gün yapıldı; o da saatleri belli olacak şekilde, sabah beşe kadar, akşam beşten sonra yapıldı. Bölge anlamında söylüyorum, üç günde bir yaptığımız için 27 gün sürdü ama her bölge için dokuz gün yapıldı.

Neden yaptık? Çünkü oyalanan, konuşanların yapmadıkları, yapamadıkları, beceremedikleri, hatta Bursalıların ne istediklerini bilmedikleri için o hizmetleri yerine getiremediklerinden kaynaklı yapmak zorunda kaldık. Biz değil; biz daha burada bir buçuk senedir buradayız. Onun için onların yanlarına Bursalıların karnı tok. Bunu niye söylüyorum? Hakikaten üzülüyorum. Sözüme başlarken ne dedim: Siyasetçi dürüst olacak, gerektiğinde belki eleştiriler çok önemli olsa dahi doğruları paylaşacak.

Biz, çünkü toplumun önünde olan, toplumu yönlendiren insanlarız. Niçin Bursalılar 525.000 metreküpten 430.000 metreküpe düşüp tasarruf etti? Bursalılar bize güvendiği için, doğruyu paylaştığımız, doğruyu söylediğimiz, hesap verdiğimiz, şeffaf olduğumuz için. Onun için onların yarattığı bu sorunları çözmek için gece gündüz mücadele ediyoruz.

Tabii benim kendi köyüm Özlüce'nin kanalizasyonunun Ayvalı Dere'ye aktığını üç ay önce öğrendim arkadaşlar. Özlüce'yi bilirsiniz; yanında Batı Arıtma Tesisi var. Hiç mi aklınıza gelmedi o bölgenin kanalizasyonunu, atık suyunu 300 metre, 250 metre yanındaki arıtma tesisine götürmek? Aklınıza gelmedi de yalanlara devam ediyorsunuz. Bursalılar sizi tanıdı, tanımaya da devam edecek.

Bunun gibi, birazdan paylaşacağım değerli arkadaşlarım, bu yıl da 60 yeni derin su kuyusu açmak zorunda kaldık. 155 zaten bizim standart, bize verilen yetki var. Bazen su seviyesi aşağı düştüğü için çökmeler yaşanıyor, o su kuyusu devre dışı kalıyor; yenisini açıyoruz. Nilüfer ve Doğancı barajlarımızdan Doburca'ya iletim kapasitesini de artırmış olduk.

Tabii ki "bypass hattı" dedikleri gibi ya hesap bilmiyorlar ya da vatandaşları yalanlarıyla kandıracaklarını zannediyorlar. Defalarca söyledim, benim hiç derdim değil. Ben doğruları paylaşıyorum ve paylaşmak zorundayım. İhale belli: Çınarcık ihalesi, Çınarcık isale hattı ihalesi belli. Ne zaman biteceği belli. Arıtma tesisine çivi bile çakılmamış; her şeyin fotoğrafları var. Onun da 2026'nın Nisan'ında, Mayıs'ında biteceği belli. Sözleşmeleri var, imza atmışsınız.

Bizim göreve gelmemizle birlikte arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılar sonrasında, bu yılın kurak geçeceğini bilim insanlarının bize gösterdiği, önerdiği biçimde değerlendirip ona göre hazırlık yaptık. Bypass hattının kısa sürede Doburca Arıtma Tesisleri'ne bağlanmasının şart olduğunu ortaya çıkardık. Çınarcık suyunu alıyoruz, işliyoruz, Bursa'ya götürüyoruz.

Onun için bizler bilime dayalı, programlı, planlı ve geleceği bilim insanlarının bizleri yönlendirdiği biçimde değerlendirerek hareket ediyoruz ve bunları yapıyoruz. Eğer biz bunları düşünmezsek, gelecekte Bursa çok daha büyük su sorunlarıyla karşılaşacak. Tekrar ifade ediyorum: Bir gün gelecek, Çınarcık Barajı da Bursa'ya yetmeyecek. Bu kuraklık devam ettiği sürece biz buna göre hazırlıklarımızı yapmak ve geleceği ona göre şekillendirmek zorundayız.

Bugün Bursa'ya düşen her bir damlanın yüzde 70'ini tarım kullanıyor. Her bir damlanın yüzde 15'ini sanayi kullanıyor, yüzde 15'ini de biz konutlarda kullanıyoruz. Bunun hesabını iyi yapmak zorundayız. Tarımda da bir değişimi, bir dönüşümü sağlamak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, sadece içme suyu mu? Kanalizasyonda da inanılmaz bir duruma geldik. Sadece İnegöl'e 2 milyar liralık yatırım yaptık. İnegöllüler biraz şikâyet ettiler, haklılar. Çünkü altyapıyı yapmak cesaret işidir; o cesaret de bizde vardı. Çünkü altyapıyı sağlam ve nitelikli yaparsanız, üstünü çok daha rahat inşa eder ve güzellikler içerisinde sunarsınız.

Onun için biz altyapıyı önemsiyoruz. Mustafakemalpaşa'da, Nilüfer'de, Osmangazi'de, diğer ilçelerimizde de altyapı hizmetlerimize olanca gücümüzle devam ediyoruz ve sorunları çok daha aza indirme konusunda ilerliyoruz. İsale hatlarını yeniledik, kayıp-kaçak oranlarımızı aşağı düşürmek için inanılmaz bir çalışma yürütüyoruz. Kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarında özellikle kaçak riski yüksek yerlerde yeni hatları inşa ettik.

Tabii bunların açılışını yapmadığımız için kamuoyuna çok net anlatamıyoruz ama hâlâ o mahallede yaşayanlar çok daha iyi biliyorlar ve görüyorlar. Değerli arkadaşlarım, bu süreçte atık su arıtma tesislerinden üçünü tamamladık. Yine paket arıtma tesisleri yaptık, büyük ölçekli arıtma tesislerini kentimize kazandırdık. Arıtma tesislerimizin önümüzdeki süreçte bazılarında kapasite artışına ihtiyaç olduğunu biliyoruz ve hazırlıklarımızı 2026 programında buna göre yapmış bulunuyoruz.

Evet, tabii zaman zaman başkalarını da eleştirdik. Kanalizasyon konusunda maalesef ki yıllardır biziz. Önce kendimiz, kendi evimizin önünü temizleyeceğiz. Ondan sonra sanayiye diyeceğiz ki "Siz kirletiyorsunuz." Sen evinin önünü temizlememişsin, sen kirletiyorsun. Sonra diyoruz ki Nilüfer Çayı ile ilgili şöyle böyle konuşuyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Önce biz kendi evimizin önünü temizleyeceğiz.

Yapmamışlar, yapamamışlar, becerememişler. Ama şimdi biz yapıyoruz, adım adım yapıyoruz. Bir telefon görüşmesiyle çözülecek kadar basit bir olaydı süzüntü suyu meselesi. Bir tane yönetici yok muydu o vatandaşla iletişime geçecek? Anlayış ve bakış açısı değişince hemen toparlandı, kaldırıldı oradan.

Ama hakikaten 20 yılda çözemediklerini, emin olun, birçok sorunu biz çözüyoruz. Hedefimiz çok net arkadaşlar. Önümüzdeki süreçte inşallah aksilik olmazsa, Nisan ayında bitireceğiz. Yağış miktarı aynı düzeyde giderse, bu yılın kuraklığını yaşamaz isek, Bursalılar uzun yıllar su sorunu yaşamayacak. Ama bu yılın kuraklığı önümüzdeki yıllarda devam ederse, alternatif kaynaklar kesinlikle hazır olacak. Bunun hazırlığını da yapıyoruz.

Amacımız "susuzluk" kelimesini Bursa'nın gündeminden çıkarmak. Vatandaşlarımızın sorunlarını biliyorum. Ulaşım tabii ki Bursa'nın ana sorunlarından bir tanesi. Bu yıl biz sadece yol yapmadık; Bursa Sürdürülebilir Ana Ulaşım Planı'nı hazırladık. 2050'ye kadar kentin ulaşım vizyonunu ortaya koyan, toplu taşıma, raylı sistem, bisiklet ve yaya öncelikli ulaşımı merkeze alan bir plan hazırladık.

Kısacası kısa, orta ve uzun vadede hangi hattın ne zaman yapılacağı, hangi aksın geliştirilmesi gerektiği, hangi bulvarın nasıl genişletileceği bu planda belirlenmiş oldu. Sahada ise yoğun bir üstyapı sürecini yürüttük. İlçelerimizde özellikle ana akslarda hem yeni yollar yaptık hem de kapsamlı yenilemeler gerçekleştirdik. Kent genelinde 200.000 tonun üzerinde sıcak asfalt döktük. 300 km civarında soğuk asfalt dediğimiz satı kaplama yaptık. Çok sayıda cadde, bulvar ve bağlantı yollarını hayata geçirdik. Yıllardır yapılamayan yaklaşık 8 km'lik İznik Sarıağıl Yolu'nu da tamamlamış olduk.

İlçelerimizde de çok önemli yol iyileştirmelerini gerçekleştirdik. Ama şunu bilesiniz ki kent ulaşımında da farklı çalışmaları önümüzdeki süreçte daha net olarak göreceksiniz. Ölçümleri tamamlandı, bazı yerlerde farklı alternatif projeleri ortaya koyacağız. Ama bunları yaparken de yine bizim akademik danışma kurulu dediğimiz, hocamızın başkanlığında değerlendirmeler yapıldığını ve gündemimize bu şekilde aldığımızı bilmenizi isterim. Çünkü biz geleceği katılımcı anlayışla yönetmek arzusuyla yola çıkmıştık. Onun için bütün odaların katıldığı, Kayıhan hocamızın başında olduğu değerlendirmeler yapılıyor; onlar da uzmanlardan görüş alarak değerlendirmeler içerisinde yer alıyorlar ve ona göre de 2026'da başlayacağımız projelerin onaylanma süreciyle birlikte hayata geçirilecektir.

Değerli arkadaşlarım, yine Yıldırım'da, Osmangazi'de ana arter yol çalışmalarını sağladık. Yüzlerce kilometrelik kısmı da asfaltlama çalışmalarımızla bu yıl içerisinde tamamlamış olduk. Tabii yol düzenlemelerinin yanında caddelerde farklı düzenlemeleri de gerçekleştirdik. Birçok yerde tretuvar, bordür, sanat yapıları ile ilgili çok önemli projeleri hayata geçirdik. Mudanya Yolu üzerinde Nilüferköy ile Geçit Mahallesi'ni bağlayan o köprüyü de Nisan-Mayıs aylarında faaliyete geçirip Mudanya Yolu'nda önemli bir rahatlamayı hep beraber görmüş olacağız. Bunun için hızlı biçimde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Beş şeritten oluşacak bir yoldur, bunun da takibini yapıyoruz.

Diğer taraftan raylı sistemlerle ilgili de önemli çalışmalar yürüttüğümüzü sizlerle paylaşmak istiyorum. T2 hattı ile ilgili, hat üzerinde kısa süreli deformasyonlar olduğu için, aynı zamanda T1 ile T2'yi entegre hâle getiren deneme süreçleri yaptık. Bu sürecin sonunda da nasıl yapacağımızı belirledik. Önümüzdeki yıl bunları göreceğiz. Yani Bursa'ya gelen, terminale gelen bir vatandaşımız oradan Şehir Hastanesi'ne kadar ya da Görükle'ye kadar gidebilecek bir duruma gelecek. Yani Osmangazi İstasyonu'ndan oraya kadar T2 hattıyla gelecek, oradan ister Heykel'e çıksın ister Orhangazi'de Bursaray'a binip farklı bir yere gidebilsin.

AGM 20 tane aracı satın aldı. Şimdi biz de kendi olanaklarımızla 10 araç konusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz ve kendi finans kaynağımızı yaratarak kendi araçlarımızı alacağız. Araçları da revize ediyoruz ve filomuzu yenilemeye çalışıyoruz. Çünkü araç filomuzu ne kadar genişletirsek yolcu kapasitemiz de o kadar artıyor. Ancak burada yeni bir çalışmadan da sizlere bahsetmek istiyorum.

BURSA METROSUNA MERKEZ İSTASYON GELİYOR

Biliyorsunuz bizim Bursaray hattı, Görükle-Balkan Mahallesi hattı ile birlikte yaklaşık 50 km'ye yakın bir hatta dönüşüyor. 50 kilometrelik hatta olası bir sıkıntı, arıza durumunda hattın tamamının durması demektir. Onun için biz hattı bir noktada bölüp bir aktarma merkezi aktarma istasyonu oluşturmayı gündemimize aldık. Önümüzdeki süreçte sizlerle bunu paylaşır hâle geleceğiz ve projelerine de adım adım başladığımızı bilmenizi isterim.

Değerli arkadaşlarım, bir taraftan toplu ulaşım filomuzu yenilemeye çalışıyoruz. Erişilebilirlik, engelli istasyonları, duraklarımızın sayısının artırılması gibi konularda da çalışmalar yürütüyoruz. Kent içi ulaşımda otobüs hatlarının bazen değişimi, aktarma ile birlikte kent merkezine giden otobüs sayısını azaltıp daha kısa sürede kent merkezine ulaşmayı sağlayan program değişikliklerini de bu süreç içerisinde gerçekleştirdik.

Kolay değil tabii. Hemşehrilerimizin bilmesini isterim; büyük bir kentiz. Yaklaşık merkezi nüfusu 2,8 milyon civarında olan bir kentiz. Her gün 1 milyon kişiyi taşıyoruz, kendi özel araçları dışında kalanları söylüyorum. Yani kentin yarısı hareket hâlinde. Bununla ilgili sıkışan yerlerimiz var. 2026 programında bununla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Tespitlerimizi bilimsel anlamda yapmak, çözümlerimizi de bilimsel anlamda uygulamak zorundayız. Onun için süreç uzayabilir ama sağlıklı ve doğru bir yaklaşımla bunları çözmemiz ve rahatlatmamız gerekiyor.

Ulaşımda farklı hatlarla bugüne kadar yaklaşık 287 milyon yolcu taşımışız. Az değil. 140 milyonunun bedelini de biz Büyükşehir olarak finanse etmişiz. Yani iki kişi taşıyoruz ama bir kişinin ücretini alıyoruz. Büyükşehir olarak vatandaşlarımıza, Bursalı hemşehrilerimize ulaşımda yaklaşık 3-3,5 milyar TL'ye yakın destek sunmuş olduk.

Öğrencilerimiz açısından Türkiye'nin en ekonomik, en ucuz ulaşımı Bursa'dadır. Yaklaşık 77 milyon biniş gerçekleştirmiş öğrencilerimiz. Birçok yerde servislerin kalktığını da söylemek istiyorum sizlere. Özellikle Ondokuz Mayıs bölgesindeki konutlarda öğrenciler artık Bursaray ile gidip geliyor. 800 TL'ye gidiyor, 800 TL'ye dönüyor. Servislere gerek kalmamış. Zaten beklentimiz de buydu.

BBUS ile ilgili de 1.600.000 yolcu taşıdık arkadaşlar. BUDO ile 667.000 yolcu taşımış olduk. Yaz döneminde Körfez seferlerini de yaptık, biliyorsunuz. Orada da yaklaşık 5.000 civarında yolcu ile bu dönemi geçirmiş olduk.

Fakat bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum arkadaşlar. BBUS ile ilgili inşallah gerçekleştireceğiz. İsteğimiz ve arzumuz; Büyükşehir Belediyesi'nin önümüzdeki süreçte ihalesi yapılacak olan havaalanındaki, yine bizim duracağımız yer ve taşıma ile ilgili bu sorunun sorun olmaktan çıkıp Bursa Büyükşehir Belediyesi ile sözleşmenin devam etmesidir. Buradan milletvekillerimize de özellikle belirtmek istiyorum: 20 milletvekilimiz var. 20 milletvekilimizin de bu konuda duyarlılık göstererek BBUS'un aynı şekilde havaalanına, Sabiha Gökçen'e bu servisi yapabilmesini sağlamalarını istiyoruz.

Neden mi? Çünkü biz ekonomik taşıyoruz ve bir denge oluşturuyoruz. Aksi takdirde başka bir firma bu işi alırsa havaalanına gidişler çok daha pahalı olacak. Biz aslında bir fiyat regülasyonu sağlıyoruz. Onun için BBUS'la ilgili ve kamuda çok fazla tartışılan bu konunun gündemden kalkmasını, Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak yine talip olduğumuzu ve aynı anlayışla Sabiha Gökçen'e Bursalıları taşımak istediğimizi bilmenizi istiyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii "yeniden yeşil Bursa" diyerek yola çıkmıştık, hatırlarsınız. Yaklaşık 10.000.000 metrekare civarında park ve yeşil alanı takip ediyoruz. Ancak önümüzdeki süreçte kuraklık bu şekilde devam ederse, artık yeşil alanlardaki çim alan miktarını azaltmak zorunda kalacağız. Çünkü bunları korumak ve sulamak bizler için çok daha farklı sonuçlar doğurabilir.

Bu yaz özellikle yer altı suyu ve Nilüfer Çayı'ndan su temin ederek bu alanların sulanmasına yönelik çok önemli çalışmalar yaptığımızı belirtmek istiyorum. Su kıymetli, artık su çok daha kıymetli. Bu konuya özel bir önem veriyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz.

Bu yıl Bursa'ya yaklaşık 250.000 metrekare civarında yeşil alan kazandırdık. Önümüzdeki süreçte bu alanları metrekare bazında artırarak devam edeceğiz. 75. Yıl Kent Ormanı'nın ikinci etap ihalesini gerçekleştirdik. Ancak orada Orman'dan bir talebimiz oldu.

Yıldırım bölgesinde, Nilüfer'de yaptığımız gibi 4-5 bin kişilik bir stadyum projemiz var ve buna gerçekten ihtiyaç var. Bu projeyi o alanda gerçekleştirmek için müracaat ettik ancak onay alamadık. Yeni bölge müdürümüzle tekrar görüşüyoruz; yeni bir proje hazırlayıp kendisine sunacağız. Umuyorum ki bunu gerçekleştirdiğimizde Yıldırım'da amatör sporun ne kadar önemli olduğunu bilen bir kent olarak, gençlerimizin buluşma noktası olacak önemli bir stadı hayata geçireceğiz. Bu konudaki girişimlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.

Gençlik merkezleri, amfi tiyatrolar, çocuk oyun gruplarının birçok alanda yerleştirilmesi bizim için son derece kıymetli. Balkan Mahallesi'nde bir park yapıyoruz, yakın zamanda tamamlanacak. Bunun yanında Mudanya projemizi biliyorsunuz; hem Mudanya'da hem Gemlik'te, Kurşunlu'da sahil düzenlemelerini de sürdürmeye devam edeceğiz.

Sahillerde Bursalı hemşehrilerimizin hafta içi ve hafta sonu keyifli vakit geçirmesini istiyoruz. Bu nedenle sahillerimizin düzenli, insana yaraşır ve kullanım açısından uygun hâle getirilmesi bizim için çok önemli. Birçok park ve sahil projesini hayata geçirdik. Tabii denizlerimizin de korunması gerekiyor. Deniz kirliliğinin azaltılması ve biyolojik çeşitliliğin korunması çok önemli.

Yaptığımız çalışmalarda gördük ki sahillerden aşağıya, daha derinlere indiğimizde pek de iç açıcı olmayan görüntülerle karşılaşıyoruz. Rögarlar, çevre temizliği ve ağaçlardan kaynaklanan tıkanmalarla ilgili kış öncesi hazırlıklarımızı birçok noktada tamamlamış bulunuyoruz.

Tabii yeni yer ve çöp sahasıyla ilgili çok fazla spekülasyon var. Biz Bursa'nın her sorununa duyarlıyız. Her sorunun da bilimsel yöntemlerle, insana fayda sağlayacak, görüntü ve koku açısından rahatsız etmeyecek şekilde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.

Daha önce Kayapa'ya karşı çıktık, doğru olmadığını söyledik. Ancak şimdi bazıları çıkıp "Kayapa doğru yerdir, oraya yapın" diyor. Demek ki siz bu kente sıkıntı yaratmak için hazır bekliyorsunuz. Siz yeni kentin sorunlarını biliyordunuz; neden çözmediniz? Şimdi kalkıp başka bir hikâye yazmaya çalışıyorsunuz. Doğru konuşun.

Yeni kentteki her türlü sorunu bildiğiniz hâlde çözmeyeceksiniz, sonra çıkıp "efendim şöyle olur, böyle olur" diyeceksiniz. O zaman sizin niyetiniz bu kent insanına katkı sağlamak değil, bu kent insanını zora sokmaktır. Eğer böyle bir niyetiniz varsa, bunu da önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz.

Biz çözüm önerilerimizi tek tek ortaya koyuyoruz ve bunları önümüzdeki süreçte tamamlayacağız. Yeni kentten elektrik üretmeye de devam ediyoruz. Merinos'ta kurduğumuz 4 megavatlık güneş enerjisi santraliyle Büyükşehir Belediyemizin enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 20'sini karşılıyoruz. Ama bu yetmez.

Önümüzdeki süreçte aylık yaklaşık 250 megavat civarında elektrik tüketiyoruz ve bunun önemli bir kısmını güneş enerjisi ya da yenilenebilir kaynaklardan elde etme sorumluluğunu taşıyoruz. Bunun için ciddi bir çaba içindeyiz.

Hava konusu da Bursa'mız için çok önemli. Kent genelinde 31 noktada hava kalitesini ölçüyoruz. Daha dün akşam Kandil'de iki genç yanıma geldi ve "Başkanım, ne olur bizi Bursa'nın hava kirliliğinden kurtarın" dedi. Bugüne kadar bu konu gündeme geldi mi?

Allah aşkına, 1,5-2 yıl önce İnegöl'ün havasının bu kadar kirli olduğu hiç konuşuldu mu? Türkiye'nin en kirli havalarından birinin İnegöl'de olduğu dile getirildi mi? Hayır. Bu konuda bir çaba gösterildi mi? Hayır.

Biz bu durumu çok net ortaya koyuyoruz ve çözümlerini de peyderpey uygulamaya başlayacağız. Çünkü orada yaşayanlar bizim insanlarımız. Kimsenin havayı kirletme hakkı yok. "Teşhir edeceğiz" dedik, teşhir ettik. "Takip edeceğiz" dedik, ilgilileri göreve davet ettik. Anlayışımız budur.

BÜYÜKŞEHİR HAVA KİRLİLİĞİ ARTAN YERLERDE MASKE DAĞITACAK!

Hava kirliliğini 41 noktada ölçüyoruz ve bunları zaten canlı olarak izleyebiliyorsunuz. Kentin farklı noktalarında bu canlı izleme sistemlerini daha da artıracağız ki vatandaşlarımız durumu görebilsin, gerektiğinde maske kullansın. Bununla ilgili hazırlıklarımız var; maskeleri de satın aldık. Hava kirliliğinin yüksek olduğu noktalarda maske dağıtımı yapacağız. Çünkü her bir insanın sağlığı bizim için değerlidir.

Diğer taraftan da YeşilKent Eylem Planını da oluşturduk ve bu sayede ulaşım, sanayi, enerji, su, atık, iklim ve çevre başlıklarında Bursalılarımızın çevresel performansını analiz eden bu plan, önümüzdeki beş yıl boyunca yaklaşık 13 milyar avroluk yeşil yatırım öngörmektedir. Bu yatırımlarla yılda 663.000 ton karbondioksit eşdeğeri gaz azaltımını hedeflemiş oluyoruz. Yine "Bir Fikir Bir Ağaç" temalı projeyi de başlatarak birçok gencimizin, insanımız adına fidan dikiyoruz ve ulaşım planlamasına da katkı sağlamış oluyoruz. Bursalılarımızın üretim gücünü koruyan, suyu ve havayı da aynı kararlılıkla sahiplenen bir kent anlayışı içinde gece gündüz çalışıyoruz.

Siz yeni kentteki her türlü sorunu bildiğiniz hâlde eski edeceksiniz, yapmayacaksınız; sonra çıkıp diyeceksiniz ki efendim şöyle olur böyle olur. O zaman sizin niyetiniz bu kent insanına katkı sağlamak değil, bu kent insanını zora sokmak. Eğer böyle bir niyetiniz varsa buyrun, kibar görünüyor, göreceğiz önümüzdeki süreçte. Ancak biz çözüm önerilerimizi tek tek ortaya koyuyoruz, doğru çözüm önerilerimizi bunları da önümüzdeki süreçte tamamlayacağız. Hem de yeni kentten de elektrik üretmeye devam ediyoruz. Aynı zamanda Merinos'ta kurduğumuz dört megavatlık güneş enerjisi santrali ile de Büyükşehir Belediyesinin tüketiminin yaklaşık yüzde yirmisini elde ediyoruz. Ama bu yetmez; önümüzdeki süreçte daha fazla. Ayda 250 MWh civarında elektrik tüketiyoruz biz. Onun önemli bir miktarını güneş enerjisinden ya da yenilenebilir enerjiden elde etme sorumluluğunu taşıyoruz, kendimiz de onun için çaba gösteriyoruz.

Havası da girdi. Bursamızın 31 noktada havamızı ölçüyoruz. Daha akşam kandilde iki tane genç yanıma geldi, dedi ki: "Başkanım ne olur bizi Bursa'nın hava kirliliğinden kurtarın." dedi, biz de orada soğuduğunu biliyoruz. Ne yapıldı bugüne kadar, gündeme kim getirdi? Allah aşkına hiç bir buçuk iki sene önce duyuyor muydunuz siz İnegöl'ün havasının kirli olduğunu, en kötü, en kirli havalardan bir tanesinin İnegöl'de olduğunu? Duydunuz mu hiç? Hiç dile getirmediler, hiç bu konuda çabaları oldu mu? Hayır. Çok net ortaya koyuyoruz, çözümlerini de peyderpey uygulamaya başlayacağız. Çünkü orada yaşayanlar bizim insanlarımız. Neticede insan canlı, kimsenin o havayı kirletme hakkı yok. Teşhir edeceğiz dedik, teşhir de ettik; takip edeceğiz dedik, ilgilileri göreve davet ettik. Anlayışımız bu. 41 noktada hava kirliliğini ölçmeyi ve bunları zaten izleyebiliyorsunuz canlı olarak; kentin farklı noktalarını da bu canlı olarak izleyebilme noktalarını da yapacağız ki orada vatandaşlarımız görsün, gerektiğinde maske kullansın. Bunu da yapacağız, hazırlıklarımız var; maskeyi de satın aldık. Hava kirliliği yüksek olduğu yerde maske dağıtacaklar. Orada her bir canlı, her bir insan bunu değerlendirsin.

Bursa sadece sanayi değil, aynı zamanda tarım kenti. Bursa tarımında daha az suya ihtiyaç duyan ürünleri, daha az suyla sulayarak vahşi sulamadan vazgeçip daha az suyla iyi verimi almayı hedefliyoruz. Onun için çalışmalarımız var. Köyde yaşamı sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Bu konuda desteklerimiz olanca gücüyle devam ediyor. 2025 yılında hem Kırsal Hizmetler Dairemiz hem de Tarım AŞ birçok projeyi üretti; üreticinin yanında oldu, çiftçimizin yanında oldu, hayvancılık yapanların yanında oldu. En önemli şey de tabii geri dönüşümden ürettiğimiz, üzerine basarak söylüyorum, 15.000.000 metre damla sulama borusunu 17 ilçede yaklaşık 5.800 vatandaşımıza ulaştırdık ve %100 hibeli olarak bunları verdik. Yine 5.800 üreticimize 23-24 milyon TL civarında mazot desteğini sağlamış olduk. Aynı zamanda 1.600 üreticimize de sekizer 1.000 TL yem ve aşı desteği sağladık.

Dağ bölgesine satın almalı, satın alma garantili buğday ekimini sağlıyoruz ve bunu da genişleterek devam ediyoruz. Bu yıl 1.000 dönüm arazide ekim sağlandı, şimdiden daha ekimine çıkıyor; çok kıymetli. İşte biz gençlerimizi, her yaştan insanımızı ileride sürdürülebilir kılma adına; o gençler orada kalacaktır, yaşamanın en iyi şekilde sürdürülmesini sağlama amacındayız. 33 ton tohumu üreticilerimize dağıttık ve bu 5 litre ayçiçeği yağı üreterek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Gemlik'ten 100 ton zeytin aldık, almaya destek oluyoruz. Tarım işçilerine konteyner desteği vererek orada yaşamlarının çözümüne katkı sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda tarımda değil, eğitimde de farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Bu anlamda Yeşil Kapsül Projesi bizim için önemli. 132 okulumuzda ve kreşlerimizde 9.736 öğrencimize, toplamda 17.550 ziyaretçimize toprağın, tarımın ve çevrenin önemini anlatma olanağı bulduk. Yöremizde özellikle hayvancılık yapan vatandaşlarımıza desteğimiz devam ediyor.

Bunu şurada belirtmemde fayda var: BESAŞ'ta farklı bir yönteme başladık. Daha önce bunu açıklamıştık ama bunu aktararak devam ediyoruz. BESAŞ'ta satış mağazaları, fabrika satış mağazası altında bir nevi tanzim satış mağazalarını ortaya çıkaran bir sürece devam ettiriyoruz ve yakın zaman içerisinde de Yenişehir ilçemizde BESAŞ satış mağazaları açılacak. Buradaki ürünler önemli; buradaki ürünler hem BESAŞ'ın ürettiği ürünler hem de kadın kooperatiflerimizin ürettiği ürünler. Bursa'nın ürünleri burada satılıyor olacak ve bunu döngüsel anlamda gerçekleştiriyoruz. Yani üreticiden alıyoruz, direkt tüketiciyle buluşturuyoruz, tüketicinin getirisini üreticiyle paylaşıyoruz. Bu döngü bizim hem çiftçimize hem de hayvancılık yapanlara önemli bir gelir kaynağı olarak yansıyor. Bu konudaki hassasiyetimiz devam edecek. Diğer taraftan BESAŞ'ı da, fabrikayı da işletmeye devam ediyoruz. 17-18 milyon TL yatırımla un dolum filomuzu da hayata geçirmiş olduk. Bursa'da tarladan sofraya zincirin her halkasında üreticimizin yanındayız, tüketicimizin de yanındayız.

Değerli arkadaşlar, diğer bir konu başlığımız sosyal destekler. Maalesef ekonominin bu denli kötü olduğu bir durumda insanlarımızın hakikaten çok zorlandığı bu süreç içerisinde belediye olarak sosyal desteklerimizi artırarak devam ettiriyoruz. 2025 yılında Halk Kart desteğimizi, talep eden ve kriterlere uyan her bir vatandaşımıza vermeyi sürdürüyoruz. Aynı şekilde Ramazan paylaşma ayıdır; Ramazan ayında yine binlerce vatandaşımıza ulaştık. Emeklilerimize yılbaşında yine 2.500 TL verdik; ihtiyacı olan ve kriterlere uyan emeklilerimize bu desteği sağladık. Yaklaşık 15.000 emeklimize bu desteği sağlamış olduk. Bayramlarda yine desteklerimizi sürdürdük, emeklimizin yanında olduk. Kent lokantalarımızda destek olduk; bugün bir yenisini de Yiğitler Mahallesinde açıyoruz, üçüncüsünü.

Bir sonraki aşamada hemen Kent Lokantası'nın yanına B Kafe'yi de açmış olacağız. Onun da hazırlıklarını yaptık. Birçok yerde vatandaşlarımızın, özellikle gençlerin B Kafe talebi var ve Kent Lokantası talebi var. Düşünün, dört kap yemeği 80 TL'ye yiyorlar arkadaşlar. Sübvanse ediyoruz. Kimin için? İhtiyaç sahipleri için yapmak zorundayız bunu. Hele bu süreçte ekonominin bu denli, işsizliğin bu denli arttığı, fabrikaların kepenklerini indirip işsizlik ordusunun yükseldiği bu süreçte bizler vatandaşımızın yanında olmak zorundayız.

Bugüne kadar sadece bakın Askıda 5.376 Askıda Ekmek Kampanyası ile vatandaşımıza ulaştırdık. Aynı şekilde öğrencilerimize çorba vermeye devam ediyoruz. Bu yıl 130.000 çorba dağıtımını gerçekleştirdik. İlk, orta ve lise düzeyindeki öğrencilerimize kırtasiye desteğini sağladık. Bu kırtasiye desteklerini de yine bizim esnafımız üzerinden gerçekleştirerek döngüsel ekonomimizin Bursa ekonomisi içerisinde kalmasını sağladık. Bunu önemsiyoruz. Bizim desteklerimiz Bursa içinde kalsın, esnafa ulaşsın, yanındaki esnaftan yine esnaftan alışveriş yapsın ve ekonomi burada dönsün istiyoruz. 10.000 öğrenciye burs desteği veriyoruz.

Anne Kart uygulamasını başlattık. Başvuran annelerimize kriterlere göre vermeye başladık. Şu anda yaklaşık 2.000 civarında annemiz Anne Kart'ı ulaşımda kullanım düzeyine gelmiştir ve aşağı yukarı 25.000 kez de kullanıldığını belirtmek istiyorum. Yine çeşitli desteklerimiz var; Hoş Geldin Bebek gibi, onları geçiyorum.

Değerli arkadaşlarım, tabii ki bir taraftan sağlıkla ilgili de bizlerin destek olması lazım topluma. Bakın sadece aile danışmanlığı olarak verdiğimiz destek o kadar önemli ki ve 3.538 saat bu konuda danışmanlık hizmeti veren bir kurum olduk. Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını güçlendiren projelerle 17.000 kadına ulaşmış olduk. Kadın emeğini görünür kılmak için hayata geçirdiğimiz Meydan Kadınlar Projesi o kadar tuttu ki, o kadar önemli ki... Her ayın üçüncü pazarı Ulu Cami'nin orada Meydan Kadınlar var; hepinizin gitmesini isterim oraya. İnanılmaz mutlular. Hem gelen turistlere Bursa'nın kendi emeklerini, ürünlerini veriyorlar, satıyorlar; aynı zamanda ailelerine gelir olarak götürüyorlar, aile bütçesine katkı sağlıyorlar. Onun için bu projeyi önemsiyoruz ve Bursalı hemşehrilerimizin, sizlerin... Diğer alanlarda da meydanlarda var. Her ayın üçüncü pazarı Ulu Cami'nin yanındaki meydandalar.

Diğer taraftan merkezlerimizde hizmetlerimizi vermeye devam ediyoruz. Şiddetle mücadele eğitimlerimize de aynı şekilde birçok insanımıza ulaştık. Hiç kimsenin kimseye şiddet yapma lüksü yoktur. Kadın ya da erkek, şiddetin her türlüsüne karşıyız. Toplumumuzda şiddetin olmaması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda hem eğitimlerimiz hem de diğer desteklerimiz devam ediyor ve devam da edecek.

Özel gereksinimli bireylerle ilgili de çalışmalarımız var. Yine şarj istasyonlarımızla 17 ilçemizde 22 akülü şarj istasyonumuz var, onlara destek veriyoruz. Aynı şekilde araçlarının tamiratlarını yapıyoruz ve bu konuda hassasiyet gösteriyoruz. Sağlık hizmetleri, veteriner alanında da çok önemli hizmetler attığımızı size bildirmek isterim. Evde bakım hizmetlerimizle yaşlı ve kronik hastalığı bulunan hemşehrilerimize yine sağlık, bakım ve temizlik hizmeti vermeye devam ediyoruz. Ambulanslarımızla yıl boyunca binlerce Bursalıya ya evlerine ya hastanelere sağlık götürerek destek olmuş olduk. Sağlık taramalarımız yine aynı şekilde devam ediyor. Sağlıklı beslenme, hareketli yaşam konusundaki farkındalık çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

Evde bakım hizmetlerinde sadece şunu söylemek istiyorum sizlere: 139.421 evde sağlık ve bakım hizmeti veren bir kurum hâline gelmiş bulunuyoruz.

Değerli arkadaşlarım, madde bağımlılığı çok önemli. Maalesef kentimizde de madde bağımlılığı, özellikle genç insan sayısı artarak devam ediyor. Emniyetin hassas bir şekilde bu süreci takip ettiğini, bu olumsuzlukların üzerine gittiğini biliyoruz. Ancak bunun yanında ailelerimize destek olmak ve madde bağımlısı olan insanların bundan kurtulma çabalarına desteklemek gerekiyor. İşte biz Büyükşehir Belediyesi olarak bir projeyi yürütüyoruz. İnanıyorum ki birçok insanımızı geri kazanmış olacağız, topluma faydalı, iyi bir insan olarak yaşamasını sağlayacağız.

Can dostlarımız için de aynı şekilde hizmetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Sahiplendirme çalışmalarımız devam ediyor.

Farklı bir başlığımız iş ve meslek edindirme. Son bir yıl içerisinde Bursa'da işsizlik sayısında inanılmaz bir artış var. Sadece merkezde değil, bazı ilçelerimizde de bu artışı gözlemliyoruz. Onun için hem eğitim programlarımızla yeni iş olanaklarını oluşturmak ve onları oraya yönlendirmek maksatlı projeler uyguluyoruz. Bursa Kent Akademisi'ni kurduk. Bursa Kent Akademisi ile birlikte birçok hemşehrimize ulaşma olanağı buluyoruz. Eylül 2025'ten bu yana, yani kurulmasından itibaren 28 farklı alanda, 1.000'in üzerinde ücretsiz eğitim programını her yaş grubuna sunuyoruz. 314 farklı bölümde eğitim veriyoruz ve vermeye devam ediyoruz.

Gençler mezun olduktan sonra yeni meslek alanları için de özel bir çalışma yapıyoruz. İş Ofisimizde inanılmaz talep var; 100.000'in üzerinde talep var. Toplamda baktığımızda 4.000 civarında özel görüşmelerden sonra işe yerleştirdiğimiz gençlerimiz, insanlarımız var. Dönemimize baktığımızda 20 ay içerisinde yaklaşık 5.250 gencimizi işe yerleştirdiğimizi görüyoruz. Bu yeterli mi? Hayır değil. Ancak fabrikaların bu denli kapandığı ve ekonominin bu denli kötü olduğu bir süreçte bu sayıyı bile bizleri mutlu edebilecek bir sayı olarak görüyoruz.

Çeşitli fuarlarımız devam ediyor. Eğitim desteklerimiz yine 30 alanda 68 eğitim olarak düzenlendi, yaklaşık 3.278 kişi programlara katılım gösterdi.

Diğer bir konumuz afetler. Zamanımızı iyi kullanmak zorundayız. Afet konusu önemli. Bursa birinci derece deprem bölgesi. Bölgemizde olan depremleri fazlasıyla yaşıyoruz, görüyoruz. Sındırgı'daki depremin buraları nasıl etkilediğinin farkındayız. Ancak afetin sadece depremden ibaret olmadığını da biliyoruz; sel, orman yangını, taşkınlar da birer afet.

Bursa'nın bütününü kapsayacak şekilde Afet Master Planı'nın ilk aşaması olan mevcut durum ve tehlike analizlerine başladık. Hüdavendigar Kent Parkı'nı deprem parkı ve geçici barınma alanı olarak belirledik ve uluslararası standartlarda afet hazırlık çalışmalarımızı güçlendirdik. 42 mahallemize afet istasyonları kurduk ve bunu yakın süreçte 100'e çıkarıyoruz. Yetmediğini biliyoruz ama dönem sonuna kadar 1.061 mahallemizde afet konteyneri bulundurmayı hedefliyoruz. Gönüllüler oluşturup afet anında acil müdahale yapmalarını sağlamak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.

Nilüfer Ürün Mahallemizde afet lojistik aktarma merkezimizi devreye aldık. Olası bir afette koordinasyonu buradan sağlayacağız. Mobil afet komuta aracımızı filomuza kattık. Afetle ilgili kritik altyapı çalışmalarını gerçekleştirdik. Risk analizlerini tamamladık. İlk defa organize sanayi bölgelerini afet programına alan bir kurumuz. 17 organize sanayi bölgemizin yapısal risklerini değerlendirdik.

Afet riskini azaltmaya yönelik uygulamalı ve bütüncül bir yaklaşımı ortaya koyduk. Bu yaklaşıma Bursa Modeli diyoruz. Kentsel dirençlilik planlarını, çevrecilik planlarını, kentsel dönüşüm stratejilerini tek bir rehber çerçevede birleştiren ilk bütüncül model olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

İtfaiye teşkilatımız da bu yıl yoğun mesai harcadı. Yangınlardan trafik kazalarına, su baskınlarından kurtarma operasyonlarına kadar... Uzun zamandır filomuza araç alınmadığını biliyoruz. Ancak biz itfaiyenin ne kadar önemli olduğunu bilen bir anlayışla güçlendirdik ve güçlendirmeye devam ediyoruz. Araçlarımızın bir kısmı gelmeye başladı. Ayrıca 30 civarında aracı daha filomuza kazandırmak için hazırlıklarımızı tamamladık.

Aynı zamanda köylerimize ve kırsal mahallelerimize 100 adet yangın söndürme tankerini dağıttık. Elimizde 100 tane daha var, onları da dağıtacağız. Akabinde 100 tane daha satın alarak, yaklaşık 400 kırsal mahallemizde bu araçlarla ve eğitimlerle yangına ilk müdahaleyi güçlendirmek için mücadele ediyoruz. Bu konudaki çabalarımız devam ediyor.

Diğer taraftan yangın eğitimlerini de yüzlerce, binlerce vatandaşımıza verdik ve vermeye devam ediyoruz. Yine itfaiye binalarını açıyoruz. Yapılanlar vardı, onları tamamladık. Orhaneli ve Harmancık gibi ilçelerimizde yaptık, diğer ilçelerimizde de yapıyoruz.

Fen işlerinde yatırımlar oldu. Çok önemli projeler hayata geçirildi. Bunların bir kısmı devam eden projelerdi, onlar aynı şekilde yaşama geçti. Yeni projeler de var. Onarımlar... Yine bizden talep edilen bazı yapısal onarımlarla ilgili de bu yıl özellikle Millî Eğitim kamu binaları olmak üzere yoğun bir çalışma gösterdik. Tarihi Defterdarlık Binası yakın zaman içerisinde tamamlanacak ve oralara, buraların müziği olarak kazandırıyoruz.

ANTAKYA ULU CAMİ

Aynı zamanda Hatay Antakya Ulu Cami için de projemizi yürütüyorduk. Haziran ayında Genel Başkanımız Özgür Özel'le birlikte orasının açılışını yapıp cumayı orada kılacaktık. Bunu 7 Ekim'de Antakya'da söyledik ve hızlı biçimde programlarımızı yaptık, devam ettik.

Öncesinde de yeni birileri çıkmış, çıkmış yalan konuşuyor. Çok net söylüyorum: yalan konuşuyor. Siyasetçinin, hele hele kent yöneticiliği yapmış birisinin yalan söylemesini hazmedemiyorum değerli arkadaşlar. Belgeler elimizde.

7 Ekim'de Antakya'da o sözü verdikten iki gün sonra, 9 Ekim'de, bilim kurulu projeyi onayladı. Birileri konuşuyor; bari yalan söylemeyin, yazık ya. 9 Ekim'de proje onaylandı. Onca çabamıza rağmen Nisan'da bilim kuruluna veriliyor, bilim kurulu onaylamıyor, sonra onaylıyor, geri ilave evraklar istiyor. Arkadaşlarımız yorum içinde çalıştı.

Neticede biz de göreve gelirken daha o projeyi ele aldık. Bursa'nın Ulu Camisi'nin aynı ismi taşıyan bu yapıya sahip çıkmak, hele hele Antakya'da 2023'te, 6 Şubat'ta o depremden sonra yerle bir olmuş o bölgeye katkı sağlamak... 22 gün o bölgede kaldım ben. O dönemde yönetici de değildim, ne olduğunu biliyorum.

O camiyi yapmak... Ki yıllarca Bursa'da beni çok iyi bilirler. Nilüfer'de neyi ne yaptığımızı, ibadet alanlarımıza nasıl sahip çıktığımızı bilirler. Göstermelikle işimiz yok. Biz yaparız; yürekten yaparız, canı gönülden yaparız. Birileri gibi değil. Biz yaparız, insanlar kullanır.

9 Ekim'de proje onayıyla birlikte hızlıca başladık. Projenin 2023'ün Eylül ayında sözleşmesi imzalanıyor. Nasıl maharetliydiniz de deprem olmuş 6 Şubat'ta, proje onaylanmış, 2024 Kasım ya da sizin döneminiz diyelim ki 2024 Mart sonu bitti... O güne kadar neden projelere onaylatmadınız? Niye yaptırmadınız? Kaybetme tehlikesini demek ki görmüşler, bu anlaşılıyor. Yani "buradan kaybedileceğini gördük, yapmayalım, onay alalım, geçsin, sonra bakarız" denilmiş.

Topluma yalan söylemeyin. Toplum doğruları biliyor. Ben size evrakı da göstereyim. Arkadaşlarım getirsin; hangi tarihte ne yapılmış belli.

Yoğun biçimde çalıştık arkadaşlar. Şu anda %60'lara getirdik. Bakın, üstelik de en kötüsü, en uzun çalışma süresini alan temel seviyesidir; onları tamamladık. Biz bitirdik.

Ancak bundan birkaç gün önce elimize bir yazı geldi. Vakıflar Genel Müdürlüğü diyor ki: "13. maddeye göre iptal ettim, bundan sonra biz yapacağız." Müteahhite 1 TL borcumuz yok. Üstelik müteahhite dedim ki "yap, al parayı", öyle çalıştık.

Bakın, özellikle cami için, Antakya Ulu Cami için müteahhit hangi hak edişi getirdiyse parasını aldı. Çünkü bir an önce tamamlayalım, bitirelim diye... Sözleşmesi 2026 Haziran'a sarkıyor. Öyle imzalamışsınız.

Şimdi kalkıp "şu tamamlandı, bu tamamlandı, burası bitmedi" demeyin Allah aşkına. Yalan söylemeyin. Bu toplum artık bu kadar cahil değil ya. Belgeler var. Sözleşmeyi siz imzalamışsınız, "ben imzalamadım" diyorsunuz. 2026'nın Haziran'ında bitireceğim diye sözleşmeye imza atıyorsunuz. Niye o zaman 2025'te şu tarihte bitireceğim diye imzalamadınız?

Hakikaten ben öyle siyasetçi değilim, ben öyle yönetici değilim arkadaşlar. Yalanlarla işimiz yok.

Yüzde altmışını tamamladık. 97 milyonluk ihale yapılmış. 54 milyonu ihale, geri kalanı ödediğimiz 86 milyonun fiyat farkı. Bunun keşiflerini de hazırlayan yine Vakıflar Genel Müdürlüğü. O keşif üzerinden ihaleye çıkılmış. Yetmeyeceği de belli.

Hatta Ocak ayında arkadaşlarımız "bir ikmal inşaat yapalım" dediler. Onun inşaatını bitirdiler. Ocak ayında yapacaktık.

Tekrar huzurlarınızda seslenmek istiyorum yetkililere: Büyük ihtimalle bundan Sayın Cumhurbaşkanı'nın da, bakanın da haberi yoktur. Ama birileri bunu başka şekilde değerlendirmeye çalışıyor.

Biz Bursa'daki Ulu Cami adını taşıyan bu yapıyı yapmak ve Antakyalılara teslim etmek istiyoruz. Bütçemizi ona göre hazırladık. Bu konudaki hassasiyetimiz en üst seviyededir. Bizi tanıyanlar bunu çok iyi bilir.

Onun için yetkililerden bir an önce bu yanlıştan, bu hatadan dönmelerini Bursa adına bekliyoruz. Şöyle düşünülmesin: "Hatay CHP'de, Bursa AK Parti'deydi; şimdi Hatay AK Parti, Bursa CHP. CHP'li belediye cami yapmak istemiyor." Böyle bir görüntüyü kimse kimseye vermesin. Bu doğru değil.

Önce insanız. Siyasetimiz, yöneticiliğimiz sonra geliyor.

Onun için ben tekrar Bursalılar adına yetkililerden şunu istiyorum: Hâlen orada 16 kişi aktif olarak çalışıyor şantiyede. Bitirilmesi konusundaki hassasiyetimiz en üst seviyededir.

"Şu bitti, yanındaki bitti, o onun projesi" demek ki daha önce alınmış, daha önce yapılmış.

Antakya'da biz Haziran 2026'da orada cuma namazını kılacağız. Genel Başkanımızla birlikte. O da söyledi.

Dediğimiz günden iki gün sonra Koruma Kurulu onayı geldi. Minare projesinin Koruma Kurulu onayı ise ne zaman biliyor musunuz? 22.10.2025. Bugün ayın kaçı? 26'sı, değil mi? İki ay arkadaşlar.

Niye televizyona çıkıp yalan söylüyorsunuz? Belge burada. Buna göre yapıyoruz zaten. Yazıktır, günahtır. Hele hele onaysız projeyle iş yapmak mümkün değil arkadaşlar. Cezası var arkadaşlar.

Tekrar söylüyorum: Biz belli bir hıza eriştik, yaklaştık. Biz bu süreçte Antakya Ulu Cami'yi yapmaya devam etmek istiyoruz. Bütçemiz var, paramızı da ayırmışız. Bursa Ulu Cami'nin isimdaş olduğu bu camiyi yapmaya talibiz. Yetkililerin bir kez daha bu konuda duyarlı davranmasını bekliyoruz. Bursalılara karşı duyarlılıklarını görmek istiyoruz.

Tabii vakıflarla... Bunlar mı arkadaşlar? Vakıflarla şu anda 16 konuda davamız var. Dava açtık, biliyorsunuz. Büyükşehir Belediyesi binasına da el koymaya kalktılar, tarihi binaya el koymaya kalktılar. Tuhaf bir davranış var. Bu halkın arkadaşlar; vakıfların değil. Bu kentlinin, Bursalıların. Onlar benim değil. Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

İşte vakıfların en son getirdiği mahfel konusu... Biliyorsunuz. Allah aşkına, mahfel pilavcı olur mu ya? Nasıl bir anlayıştır bu? Biz talibiz oraya. Bursa 200 yıllık bir birikimin adıdır. Siz onu nasıl o hâle getirirsiniz, nasıl yok edersiniz? Her birimizin hikâyesi var orada.

16 konuda davalıyız. İnşallah buraları hak ettiği duruma getireceğimize inanıyorum. Gerçekten bunlar Bursa'nın önemli simgeleri. Bu simgeleri yok etmek değil, gelecek kuşaklara aktarmak sorumluluğunda olmamız lazım.

Sizde olmayabilir, o düşünceleriniz olmayabilir ama bizim o düşüncelerimiz var. Kim adına? Bursalılar adına var. Bursa'nın geleceği adına var. Siz Bursalıları düşünmemiş olabilirsiniz. Bursalıları düşünmüyor da olabilirsiniz. Zaten düşünseydiniz birçok hizmeti yapardınız, yalan yanlış işleri yapmazdınız.

Onun için ben bu konuda bir kez daha yetkililerden, üst yetkililerden rica ediyorum: Bursalılar adına bırakın Ulu Cami'yi biz bitirelim. Bırakın bitirelim. Bütçemiz de var, yapacak gücümüz de var, birikimimiz de var, ekiplerimiz de var.

Tabii diğer konular... Çarşıbaşı Hanlar Bölgesi zaten devam ediyordu, toparlandı, bitti. Diğer taraftan başka konularımızı da paylaşmaya devam edelim.

2025 yılında kentimizin dört bir yanında yaşam kalitesini artıran çalışmalar yürüttük.

67 dini tesis

22 eğitim tesisi

60 hizmet tesisi

26 sosyal tesis

30 spor tesisi

olmak üzere toplam 207 tesiste bakım ve onarım çalışmalarını tamamladık. Yaklaşık 500 milyon TL civarında bu alanlara katkı sağladık, destek olduk ve ayakta kalmalarını sağladık.

Diğer taraftan gençlik çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor. Gençler Bursamızın bugünü, aynı zamanda da yarınıdır. Şimdi gençlerimizde spor ve iktisat çalışmalarını nasıl yaptığımızdan da kısaca bahsetmek istiyorum.

Özellikle Atatürk Spor Salonu tüm hızıyla devam ediyor. Yaklaşık %50 civarında fiziki gerçekleşme oldu ve sıkı takip ediyoruz. İnşallah yakın zaman içerisinde FIBA standartlarında, 5.016 seyirci kapasiteli bu salonu Bursalıların hizmetine sunacağız.

Diğer taraftan yaptığımız spor tesisleri, spor sahaları... Gemlik'teki spor salonu devreye girdi fakat Gemlik'teki spor salonuyla ilgili bir sorunumuz var. Buradan oraya nasıl taşıyacağız? Oradan buraya...

Arkadaşlar, kamu olsun, bakanlıklar olsun, belediyeler olsun; bir tesis yaparken fayda ve maliyeti birlikte ölçmek gerekir. Eğer fayda-maliyet hesabını yapamazsanız, o tesis orada altın gibi durur ama kimse faydalanamaz. Yaptığınız masraf boşa gider. Nerede ve ne zaman yaptığınız çok önemlidir. Bir tesisten ne kadar çok insan faydalanırsa, o kadar doğru yatırım yapılmış demektir.

Bizim anlayışımız bu. Buna göre yapıyoruz. Ama bitirmek zorundaydık, bitirdik, sunduk. Şimdi tekrar kullanılır hâle getirmeye çalışıyoruz.

Aynı şekilde Demirtaş Spor Tesisi... Ben "kompleks" lafını sevmem. Çok amaçlı spor salonları. Orası da %85 civarında tamamlandı, devam ediyor.

Karacabey'de, Gemlik'te gençlik merkezlerini hep birlikte açtık. Mustafakemalpaşa ve Çınarönü Gençlik Merkezlerinin açılışında da yakın zamanda hep birlikte olacağız. Toplamda 16 gençlik merkezimiz var. Bu merkezlerde düzenlenen atölyeler ve söyleşilerle birlikte yaklaşık 400 bin gencimize ulaştık.

18 spor merkezimizden yıl boyunca 2 milyon 300 binin üzerinde gencimiz ve vatandaşımız faydalandı. Çocuklarımızı spor aktiviteleriyle, sağlıklı yaşam kültürüyle buluşturduk.

Uludağ'ın adının verilişinin 100. yılında, 12 ilçede toplam 1.000 öğrencimize Uludağ'da temel kayak eğitimi verdik ve onları Uludağ'la tanıştırdık.

2025 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz Onur Sırası Spor Festivali ile 17 ilçemizin tamamında yaklaşık 117 bin gencimizi sporla buluşturduk. Bunun ileride daha da artacağını, hatta rekorlar kitabına gireceğini düşünüyorum. Yüzme, basketbol, voleybol gibi branşlarda binlerce çocuğumuza ve gencimize ulaştık.

YKS kurslarımız devam ediyor. Bursa Yuvam Merkezleri çocuklarımıza güvenli hizmet vermeye devam ediyor.

Kültür ve sanatta da çok önemli hizmetler gerçekleştirdik. Kent tarihi açısından çok güzel bir yıl geçirdik. Bıçak Müzesi'ni Balibey Han'da açtık, ancak vakıflar Balibey Han'ı bizden aldı. Şimdi bıçak müzemiz orada kaldı. Oysa orada hazırladığımız bir proje vardı: Bursa'nın yemeklerini de içine alan, tamamen Bursa gastronomi alanına dönüştürmeyi planlıyorduk. İnşallah tekrar bize döner.

Uluslararası Bıçak Festivali ile hem geleneksel zanaatımızı hem de Bursa'nın markalaşmasını öne çıkardık. Bursa Bıçakçılar Çarşısı'nı bilir misiniz? Oraya gittiğimde esnaf dedi ki: "Başkanım, yıllardır bir tabela koyun dedik, kimse yapmadı." Biz bir hafta geçmeden hem içeride hem yol kenarında tarihi Bursa Bıçakçılar Çarşısı tabelalarını astık.

Dediler ki: "Biz sizden de beklemiyorduk ama demek ki oluyormuş." Olur tabii. Önemli olan değer vermek. Yıllarca değer verilmemiş.

Bu değerlerimizi niye kaptırıyor biz niye genişletmiyoruz niye daha fazla insanı bu işin içine çekmiyoruz bu konuda özel bir çaba harcıyoruz bakın yani yakın zamanda uluslararası bıçakla ilgili toplantı Bursa'da yapılacak Bursa'ya bu konuda hakikaten öyle biliyoruz biz havlumuz gitti gitti bıçak gitti banyolar gitti daha ne kalıyor geriyeyani bu kentin bireyi olarak söylüyorum arkadaşlar biz tam tersine bu alanlarımızı korumak zorundayız yeni alanları da Bursa'da inşa edip onları sahiplenmemiz gerekirken biz var olan değerlerimizi kaybediyoruz kimler yüzünden elbetteki kent yöneticileri yüzünden yöneticiler yüzünden yalan değil bir tabelayı bile yaptıramamışlar ya nedir yani tabela.

Bursa Karagöz Buluşmaları; yine uluslararası somut olmayan kültürel mirasımızı geleceğe taşımakla ilgili sorumluluğumuzu en üst seviyede tutuyoruz. Yani sahip çıkmak, bu konuyu tanıtmak ve tanınmasını sağlamak zorundayız. Uzun süredir atıl durumda olan Aktopraklık Arkeopark'ı yeniden canlandırdık. Orada bir müze yapıldı; müze iki kere soyuldu, soyulmuş. Yani biz göreve geldik, kapısında bir tane beşe on çakmışlar, çapraz bir tane; müze diye yapılmış, atıl. Beş tane oraya dokunmamışlar. Bina kendi kendine müze olarak yapılmış güya, iç tarafta konaklama üniteleri yapılmış. Buradayken, bir başka yerdeyken ne olduysa; "Neden?" dedim, "Başkan öyle yaptı." dedi, "Öyle karar verildi." dedi. Vallahi anlaşılır gibi değil. Şimdi onlar hayata geçirildi, konaklama ünitelerini tamamladık, bitirdik, tekrar revize ettik, yaşanır bir konuma getirdik. Orada müzeyi şimdi açma çabasındayız, müze hâline getireceğiz. 8500 yıllık tarihi yerimiz ama burası; ulaşabildiğimiz en eski Gölyazı var, 2000 yıllık Cumalıkızık, İznik. Biz bu anı bırakmışız. İnanılmaz derecede kalabalık oldu ve insanlar orasını tanıdı. Ülkemizde var; önce ne kadar çok Bursa'yı tanıtırsak, Bursa ne kadar çok tanırsa, onları daha çok tanıtacaktır. Öncelikle Bursa'nın tanınmasını istiyoruz.

Yine dünyanın beş bölgesinde bulunan Dede Korkut yazması birini elde ettik. Muradiye El Yazmaları Müzemizde bunu sergileyerek, dünya kültür mirasımızda çok ünlü bir eseri yine Bursalılarla buluşturmuş olduk. Pek çok yapıda rölöve, proje ve restorasyon süreçlerini de bu süreç içerisinde başlatmış olduk. Cami hazineleri ve tarihi mezarlıklarda bakım ve onarım süreçlerini yine bu yıl yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. İznik'te bazı destekler verdik; karşılama merkezi ve Roma tiyatrosu projelerini yürüttük ve ardından bakanlık üstlendi, biliyorsunuz, o yaptı. Sonra İznik'te yine 1700. yılın konsolun yılı sebebiyle gitti ama daha öncesinde fazla bizi kırmayarak İznik türküsünü dünyaya kazandırdı ve onun prömiyerini o alanda yaptı. Şu anda Fazıl Say her gittiği yerde İznik türküsünü seslendiriyor ve her gittiği yerde de İznik'i anıyor, İznik'i anlatıyor, tanıtıyor. Önemli bir girişimdi; ben Fazıl Say'a huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Millî ve dinî bayramlarımızı gururla ve coşkuyla kutladık, geçtik. Gerçekleştirdiğimiz festivallerle çok büyük yankı uyandırdığını, çok büyük ilgi olduğunu gördük. Uluslararası Bursa Festivali, Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması, Bursa Uluslararası Foto Fest gibi, Ulusal İşçi Festivali gibi. Kültürpark ile Yıldırım'la ilgili; Yıldırım yine Ramazan programlarında on binlerce vatandaşımız da bu alanlarda buluştuk ve coşkuyu birlikte yaşadık. "Bursa sanatla yaşıyor" temasıyla; yıldızların altında konserlerden, çocuk ve gençlik atölyelerine, tiyatro, sinemaya kadar çok sayıda etkinliği düzenlemiş ve buralarda buluşmuş olduk.

Nazım Hikmet yılı kapsamında düzenlediğimiz 25 etkinliğe, birçok Bursalının, 30.000 civarında Bursalının katıldığını biliyorum. Aynı zamanda yine 25 Temmuz 2025 - 26 Temmuz 2026 dönemini kapsayan Tanpınar yılı etkinlikleri Temmuz ayına kadar devam edecek. Kütüphanelerimize yeni üyeler kazandırmış olduk; toplam üye sayımızı 11.400 civarına çıkarmış olduk. Kütüphanelerimizdeki koleksiyon sayımız da 1 milyonu aşmış durumda. Yeni kütüphanelerimizden geçen yıl içerisinde 661.000 kişinin yararlandığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu rakamlar, Bursamızın sadece sanayi ve üretim kenti değil, güçlü bir kültür sanat kenti olma iddiasının da somut adımlarını oluşturmaktadır.

Kentimizin değerlerini tanıtmak ve geleceğe taşımak amacıyla turizm alanında çok aktif bir yıl geçirdik. Sizler de bizler de biliyoruz ki, turizm potansiyelimiz olmasına rağmen hâlen daha 1,4 geceleme sayısına sahip Bursa. Bursa'ya turist gelmiyor. Son ziyaretimizde de Kuveyt'e gittik; en fazla yaşadığı kent Bursa ama Bursa'dan kaçıyorlar Kuveytliler. Tekrar durdurmak için gittik. Biz birlikte ne yapabiliriz, hangi projeleri beraber gerçekleştirebiliriz, Bursa'ya yine eskisi gibi bakın. Ne dedi biliyor musunuz? "Benim amcam," dedi, "80 senesinde Bursa'ya gitmiş, orada banyolardan yararlanmış, faydasını gördüğü için sonraki yıllarda ailesini artırarak Bursa'ya devam etmiş." Şimdi biz de onun üzerinden gittik. Bursa'ya gidip geliyoruz ama gördük ki Bursa bize soğuk bakmaya başladı. Daha havaalanından girerken, "Yetkililerinize söyleyin, bizlere bakış değişti." dediler. "Biz önceki ilk yıllardaki Türkiye'ye geldiğimiz yıllarda, Türkiye'de gördüğümüz ilgiyi maalesef görmüyoruz." dedi. "Daha havaalanında başlıyor," dedi bu. "Ve çok pahalı oldu," dedi. Bir tanesi dedi ki: "Yakın bölgede her akşam ailemle bir yerde yemeğe giderdim; son günde, iki günde, üç günde bir gitmeye başladım." Dedi. "Neden?" dedik. "Çok pahalı." dedi. Bunlar pahalı deyince bizim vatandaşımız aklıma geldi, eyvah dedim ya. Onun için yani bizler sadece gastronomimizle değil, tabii bunlar da önemli ama, diğer tanıtacağımız bizim değerlerimizin onlar tarafından bilinmesini sağlayacak projelerle daha fazla insanın batılı ya da doğulu ya da Asyalıyı buraya getirmemiz lazım. Arap coğrafyasından ya da... Yani turizm potansiyelimizi artırmak zorundayız. Bununla ilgili büyükelçileri dahi davet ettik buraya, onlara Bursa'yı anlattık. Bunun faydasını önümüzdeki süreçte göreceğimizi düşünüyoruz.

Birçok ödül de aldık bu sene. Yine Büyükşehir Belediyesi olarak tarımdan toplumsal eşitliğe yönelik ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görüldü. Tarımda akıllı damla sulama sistemi ödülü aldı. Dünyada en akıllı yedi kent arasına girdik. Bu kadar kısa süre içerisinde daha da hedeflediğimiz noktada değiliz. Bakın, yedi şehrin sunumlarını izledik; bazı konularda iyi oldukları vardı ama bizler bu yılın sonuna kadar onlardan çok daha iyi konuma geleceğiz. Çünkü altyapımız var. Ancak gördük ki teknoloji ile göreve geldiğimizde gerçekten bu kadar uzak duran bir kent yoktur diye düşünüyorum. Uzak durmuşlar; neden, niçinini bilemem. Bir ortak değer oluşturmamışlar. Şimdi biz buranın hepsini ortaklaştırıyoruz; şirketler dâhil, hepsi Büyükşehir Belediyesinin altında. Teknolojik olarak artık dünya yapay zekâyı konuşuyor. 2028'de yapay zekâyı konuşmaya başlayacak dünya. Bunu tartışırken teknoloji varmış gibi görünmüşüz; şimdi onların hepsini toparlıyoruz.

Dünya şunu konuşuyor; bakın, anlattım, bir kez daha yenilemek istiyorum. Huzurlarınızda, Cenevre'deki Dünya Başkanlar Toplantısında da bakanlar da geldi. Aynı zamanda metropoliten şehir başkanlarının da olduğu toplantıda üç konu çıkıyor. Bakın; bir, iklim krizi ve iklim krizinin getireceği felaketler: susuzluk, kuraklık. Derhal ama fosil yakıtlardan vazgeçilmesi; derhal, acilen. Üçüncüsü, barınma krizi. Artık gençlerin bir ev satın alamayacağı duruma geldi. Gençlerin konuta erişemediği, hatta belli gelirin altında olan insanların da konuta erişemeyeceğini anlattılar. Orada spesifik bir örnek sundu bir belediye başkanı. "Keşke öyle bir gücümüz olsa." Aynı kriz onlarda da varmış. Şehrimizde satılan bir malı gördüğümüzde; işte sosyal devlet bu, sosyal belediyecilik de bu. "Bizim durumumuz olsa biz de yapalım." Biz de sosyal konutla ilgili projelerimizi yönetiyoruz. Evet değerli arkadaşlar, her şeyin başında sağlam bir yapı oluşturduk. Bir yandan hizmetlerimizi üretirken, bir yandan mali yapımızı da güçlendirdik.

4 milyar civarında borcumuzda bir azaltma yaptık. Hem hizmet hem iş yaptık, hem de tasarrufla, doğru projeleri doğru zamanda uygulayarak bunu elde ettik. Kazancımız ne? %31 düşmüş. BUSKİ'yi hatırlarsınız; Ekim ayında, 2024'te "Müsaitim, önümüzdeki yıl 25'in sonunda BUSKİ'nin borcu 25 milyar civarına çıkacak." dedim. Meclis üyeleri buna güldüler. Kasım sonuna kadarmış, 23 milyar; hadi diyelim ki 24... 25 olmadı, 24 oldu. Artış 11.823 küsüre geldi, %96 BUSKİ'nin borcu arttı. Daha önce bunun sebeplerini sizlerle paylaştım; yanlış projelerden kaynaklı.

Biz elbette ki bu süreç içerisinde yatırım da yaptık ama eğer biz olsaydık bu işin başında, inanın bana bu 23 milyar olmazdı, kesinlikle daha öncesinde olmazdı. Yani hem bu 20 yuvarlak, beceremedikleri o işler zamanında yapılırdı, Nilüfer Çayı kirlenmezdi. Aynı zamanda çok daha ekonomik mâl ederek biz bu borcu çok daha altında bir borç görürdük. Burada işte beceriksizliğin faturası bunlar ama bunları da çözeceğiz. Biz adım adım çözeceğiz.

Şirketlerimize de yüzde 10-11 civarında bir anlayış artış var ama bunların dönüşlerini ben size söyleyebilirim. Ama baktığımızda yaklaşık 1 milyar civarında bir borcumuz vardı; bir borç almıştık, 835 milyon Euro. %11 hizmet ürettik bu süreç içerisinde. Hem de gerçekten onların yapamadığı 20 ayda, toplamda borcumuzda %11'lik bir azaltım sağladık. Bu, bir mali disiplinin getirdiği sonuç olarak karşımızda durduğunu bilmenizi istiyorum.

Çünkü bizler, bize gelen paranın Bursalılar adına geldiğini; 3.300.000 civarında Bursalının parası olduğunu; onların parasını kullanan kişiler olduğumuzun bilincindeyiz. Onların adına kullanıyoruz biz. Benim param değil, hiçbir arkadaşımın da parası değil; Bursalıların parası. Bir delikli kuruşu dahi hesap eder durumdayız ve hesap etmek zorundayız. Doğru yere harcıyoruz, doğru zamanda harcıyoruz, ekonomik harcıyoruz. Kaçakları önledik, sıfırladık. Bunun sonucunda gördüğünüz gibi karşımızda bir tek BUSKİ burada; düşünün, bu olmasa bizim borçlarımızda nasıl bir azalma olacak."

SORU - CEVAP

Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya'nın sorusu: Çok konuşuldu Bursa kamuoyunda Osmangazi Belediyesi başkanı Erkan Aydın'ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşım siz dün Ankara'ya gittiniz bununla ilgili daha sonra Yıldırım'ın bir dayanışma yemeği vardı orada bazı mesajlar verdiniz aslında orada isim Kullanmadığınız aslında yapılan parçadan ziyade bir hatalı paylaşımından daha ziyade anladığımız kadarıyla bizim bir bu tarz içeriklerin kaynağı olma gibi bir mesele varsizin de gösterdiğiniz bu diye biliyorum bu konuyla ilgili ne söylüyorsunuz?

Cevap: Ben dün Vakıfların gönderdiği belgeyle ilgili genel başkanımız ve genel başkan yardımcılarımızla konuyu konuştuk. Genel başkanımız özellikle Hatay Ulu Cami ile ilgili süreci takip ediyordu. Bilgisini verdim ve belgeyi paylaştım. Bu konuları konuştuk. Diğer konu partinin konusu. Genel merkezimiz gereğini yapacaktır. Ben söz söyleyecek durumda değilim. Genel merkezimiz de takip ediyor. Türkiye'nin dört bir yanını takip ettikleri gibi 408 belediyemizin takibini yapıyorlar. Genel merkezimiz bu süreci en iyi şekilde takip edecektir. Erkan Aydın beni aramadı. Bilgim de yok.

Kozahan'daki süreç ile alakalı gelen soruya ise Başkan Bozbey, "Kozahan değil, sadece; diğer hanlar da aynı şekilde. Bizlerin tarihi mekânlarımızı koruma sorumluluğu var. Buralarda, eğer göze hoş görünmeyen, gelen turistin gezeceği alan bırakılmadıysa, olmuyorsa müdahale etmek zorundayız arkadaşlar.

Burada Osmangazi direndi mi, direnmedi mi bilmiyorum; siz görüşürsünüz. Ama neticede oradaki esnafın duyarlı davranması lazım. Eğer oradan sürekli bir gelir elde etmek istiyorsa, öncelikle o alanın korunması konusunda duyarlı olması lazım. Eğer oraya insan gelmeyecekse, o zaman iş yapamayacak. Masada koysa da iş yapamayacak duruma gelmektedir.

Bu tür yerlerde yurt dışına gidiyoruz, Allah aşkına; siz iki çay içmek için ayakta bekliyorsunuz. Biri kalkar da otururum diye... O esnaf alanına sahip çıkıyor. Biz neden sahip çıkmıyoruz? Bizim esnafımızın da o düzeye gelmesi lazım. Önce koruyacak, kollayacak.

Eğer tarihi bir yapının yanında satış yapıyorsa, tarihi yapıyı sattığı ürünlerle kapatmayacak; açacak. Çünkü oraya geldiğinde, o tarihi yapıya bakarken onun ürünü de görecek. Orada belki o zaman o ürününü satın alacak. Ancak biz o zaman işte belli bir seviyeye geliriz. Hanlar bölgesi sahipsiz değil Bursa'da sahipsiz değil Bursa sahipli artık Bursa'nın sahibi hepimiziz onun için bizler bu konudaki duyarlılığıımızı sonuna kadar götüreceğiz tarihi mekanları koruyacağız" diye yanıt verdi.

ÇARŞAMBA KENTSEL DÖNÜŞÜM

"Çarşamba bölgesindeki kentsel dönüşüm, ortaklarımızla birlikte ortaklaşa devam ediyor. Bu proje kapsamında yarışma süreci sürüyor. Bu sürecin sonunda mutlaka bir değer ortaya çıkacak.

Bu kapsamda, odalarımızı ve akademik odaları da işin içine kattık; biliyorsunuz, birlikte ürettiğimiz bir proje olarak Bursalıların karşısına çıkacak. Buradan çıkacak nihai sonucun ne olacağını şu an bilemiyorum.

Ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki yoğunluğu azaltmamız gerekiyor. Altıparmak bölgesindeki 10-11 mahallede çok yoğun bir yapılaşma var. Bu nedenle bu proje bizim için son derece önemli ve süreç titizlikle devam ediyor."

ÇATALTEPE

"Çataltepe'de bir kooperatif var. Hâlen yaklaşık 2.800-3.000 kişi dışarıda, buna karşılık 600 civarında üye bulunuyor. Ben başından beri söylüyorum; Çataltepe'yi iyi bildiğim için ifade ediyorum ki bu süreç başlangıçta doğru yürütülmedi. Ancak artık başlanmış bir süreç var ve buradaki sorunu çözmek gerekiyor.

Valimizin de bu sürecin içinde yer aldığını biliyorum. Sonuç olarak çözüm nettir: Mevcut kooperatif, dışarıda kalan tüm hak sahiplerini amasız, fakatsız kooperatife üye etmek zorundadır. Çünkü onların yatırdığı parayla satın alınan bir yer söz konusudur. Orada 1 TL yatıranın da, 1.000 TL yatıranın da hakkı vardır.

Bu nedenle, söz konusu kişilerin bir an önce kooperatife üyeliklerinin sağlanması şarttır. Bundan sonra yapılması gereken şudur: Bugüne kadar kimin ne kadar ödeme yapıp yapmadığı hesaplanır. Bu hesap ister döviz üzerinden yapılır, ister banka faiziyle, ister altın hesabı üzerinden; hangisi tercih edilirse edilsin, hepsi ortaklaştırılır ve bir ortalama belirlenir.

Bu hesaplamanın ardından, üyelere ne kadar borçları olduğu bildirilir ve örneğin altı ay içinde, sıralı şekilde ödeme yapmaları istenir. Ödeme yapmayanlar ise haklarını devreder; hak başka birine geçer.

Ancak şu an için altını çizerek söylüyorum: Orada 1 TL ödeyenin de, 1.000 TL ödeyenin de hakkı vardır ve bu hakkın teslim edilmesi şarttır. Biz de bu hakkın teslim edilmesi için süreci bu şekilde takip ediyoruz."

BURSASPOR

"Bursaspor bu sene de çıkacak, hiç merak etmeyin. Yönetim Kurulu Başkanımızı ve yönetimini tebrik ediyorum; gerçekten çok güzel bir çalışma yürütüyorlar. Zaman zaman bizleri bilgilendiriyorlar ve yaptıkları çalışmalar sonucunda, Bursa'nın, Bursaspor taraftarının ve Bursalıların arzu ve istekleri doğrultusunda adım adım ilerlediklerini görüyoruz.

Bursaspor bizim marka değerimizdir. Eğer Bursa yükselirse Bursaspor yükselir, Bursaspor yükselirse Bursa yükselir. Buna yürekten inanıyoruz. Bu marka değerine sahip çıkmak, her Bursalının sorumluluğu ve görevidir. Bursaspor markasına sahip çıkmak, her Bursasporlunun sorumluluğudur. Bu nedenle bu konuyu çok önemsiyoruz.

Elbette Soma'da yaşanan son olayları kimse tasvip etmiyor; bu doğru değildir. Bizler birbirimize bakarken rengimize, sıfatımıza ya da kimliğimize göre değil, insan olarak bakmalıyız. Hiçbir insana, hiçbir canlıya, hatta bir kediye dahi küfür edilmesini doğru bulmuyoruz.

Bu ülkede birlikteyiz ve farklı renklerimizle güzeliz. Eğer hepimiz aynı olsak; aynı renkte, aynı yüzle, aynı düşünceyle olsak, 86 milyonu gerçekten 86 milyon olarak sayabilir miyiz? Farklılıklarımız bizi zenginleştirir; hem kültürel anlamda hem de ekonomik anlamda daha güçlü kılar. Bunun farkında olmamız gerekir.

Bu nedenle yaşanan olayları tasvip etmemiz mümkün değildir ve yapılanları doğru bulmadığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Buna rağmen inanıyorum ki Bursaspor taraftarı gerçekten Türkiye'nin en iyi taraftarıdır. Bursaspor taraftarı, Bursaspor'un 12. oyuncusudur. Ortalama 40 bin taraftar maçları tribünden takip ediyor. Türkiye'nin örnek taraftarına bu tür yakıştırmaların yapılması doğru değildir.

Ben, Bursaspor'un yakın zamanda Süper Lig'de Bursa'yı en iyi şekilde temsil edeceğine yürekten inanıyorum. Yönetime güvenimiz tamdır. Sporcularımıza ve her bir futbolcumuza teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki maçlarda çok daha keyifli, gurur duyacağımız ortamlar olacağına inanıyorum.

Bursaspor bizim her şeyimizdir. Bursaspor'a sahip çıkıyoruz ve kimsenin Bursaspor taraftarını hedef almasını kabul etmiyoruz. Taraftarın içinde yanlış yapanlar olabilir; ancak bu yapıları da kabul etmiyor, doğru bulmuyoruz."

BURSA 26 Aralık 2025 Cuma, 09:58

Benzer Haberler

İznik'te kaçak kazı yapan 2 kişi yakalandı

CHP'nin yeni yıldaki ilk mitingi için adres belli oldu

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir 2025 yılının son toplantısında muhtarlar ile buluştu

Bursa'da husumetlisine kurşun yağdırıp kaçmıştı: O şüpheli yakalandı!

MÜSİAD Bursa ve BUİMER işbirliğiyle "Kooperatif Çalıştayı: Uygulamalar ve Yeni Yaklaşımlar" etkin...