Bursa'da Üç Fidan için Üç Fidan'a yürüyüş!

Nilüfer Halkevi önünde 18.00'de bir araya gelen grup, "Yusuf, Hüseyin, Deniz sürüyor, sürecek mücadelemiz", "Emperyalistler, işbirlikçiler, 6'ncı filoyu unutmayız", "Denizlere sözümüz devrim olacak", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "İsyan, devrim özgürlük" sloganları attı. Siyasi partilerin gençlik kollarının öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Parti Meclisi üyesi Canan Taşer, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, TMMOB Oda temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve gençlik örgütleri katıldı.

Yarım saat süren yürüyüş, Üç Fidan Parkı'nda sona erdi. Basın açıklamasını Dilan Karabatak ve Ebrar Gül okudu.

'DENİZ'LERİN MİRASINI SAHİPLENEN GENÇLİK İTAATKAR BİR KUŞAK OLMAYACAK'

Açıklamada özetle şu ifadeler kullanıldı:

"Her yıl 6 Mayıs ve haftasında devrimci gençliğin ilerici ve demokrat kesimlerinin toplandığı, bu cinayetin lanetlendiği, Deniz'lerin ve arkadaşlarının bıraktığı mirası büyüttüğü anmalarla geçer. Çünkü 1968 yılı dünya çapında gençlik hareketinin ve devrimci uyanışların doruk noktası oldu. Fransa'dan ABD'ye, Japonya'dan Türkiye'ye kadar gençler mevcut düzene karşı, toplumsal eşitsizliklere karşı seslerini yükselttiler. Türkiye'deki 68 hareketi de bu devrimci dalganın yansıması oldu.

Demokratik bir üniversite için boykotlar ve isyanlar örgütleyerek işçi grevlerinde, köylü mitinglerinde, yoksulların yanında olup emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye hayalini haykırdılar. İstanbul'a gelen 6'ncı Filo'yu protesto edip Dolmabahçe'de Amerikan askerlerini denize dökmüşlerdi. Onlar emperyalizm ve yerli işbirlikçilere karşı mücadele etmiş, halkların hakları için kararlı bir duruş sergilemişlerdi.

Bugün o dönemin emperyalizm işbirlikçilerine başlattığı mücadele hâlâ güncelliğini korumaktadır. 70'lerde onlar nasıl emperyalizmin yerli işbirliklerine karşı durduysa, bugün de biz gençler aynı kararlılığı, halkın geniş kesimlerini yoksayan, muhalifleri susturmaya çalışan zihniyete karşı göstermekteyiz.

AK Parti, 70'lerde Deniz'lerin idam kararını mecliste onaylayan zihniyetle, 6'ncı Filoya secde edenlerle aynı soydandır. Deniz'leri anmayı suç saymakta, anmalara katılanları dava etmekte ve her fırsatta Deniz'lerin mücadelesini karalamaya çalışmaktadır. Ancak Deniz'lerin mirasını sahiplenen gençlik, istediği gibi itaatkâr bir kuşak olmayacaktır.

'AKP'NİN GENÇLİĞİ TESLİM ALMA PLANININ BİR PARÇASIDIR'

Suriye'de emperyalistlerin güdümünde halkları savaşa sürüklemesi, silah yardımları ve lojistik desteklerle savaş suçlarına ortak olması hem ikiyüzlülük hem de emperyalizmde kurdukları kopmaz bağı açığa çıkarmaktadır. İktidar, emperyalizmin bölgesel taşeronu olarak halkları savaşa ve yoksulluğa sürüklemektedir. Türkiye, kapitalistler ve onları temsil eden AKP hükümetinin yarattığı tek adam rejimiyle tehdit altındadır. Her geçen gün artan gerici ve faşist politikalar halkı daha da yoksunlaştırmakta, eğitimde ve iş hayatında belirsizlikler yaratmakta, üniversitelerdeki bölünme, gençliğe yönelik baskılar, meslek liselerindeki haksız uygulamalar bunların hepsi AKP'nin gençliği teslim alma planının bir parçasıdır.

Bugün de mahkemeler adaletin değil, iktidarın çıkarlarının temsilcisi haline gelmiştir. Baskı ortamı, halkın iradesini yok sayan uygulamalarla birlikte derinleşmektedir. Tüm bu koşullar, Deniz'lerin başlattığı mücadele çizgisinin neden hâlâ yakıcı bir ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Ancak Deniz'lerin başlattığı emperyalist mücadele geleneğini sahiplenen bugünün gençleri, emperyalist ve AKP'ye karşı mücadeleyi bırakmayacaktır.

Sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir zorunluluk olmuştur. Mücadele, tüm zorluklara göğüs geren devrimci gençliğe emanettir. Biz Deniz'lere verdiğimiz sözü unutmadık. Deniz'lere sözümüz devrim olacak. Mücadelemiz, eşitliği, kardeşliği ve özgürlüğün ülkesi kurulana kadar sürecektir. Mücadeleleri, inançları ve kararlılıkları mücadelemize ışık tutacaktır.

Deniz'leri anlamak demek, antiemperyalist mücadeleyi anlamak demektir. Gençliğin parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelesini yükseltmek demektir. Deniz'leri anlamak demek, güvenceli iş, insanca bir yaşam için mücadele demektir. Bugün onlara sözlerini hatırlamak, hatırlatmak kıymetlidir."

Açıklamanın ardından Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan'ın son sözleri okundu.

Nilüfer Kent Konseyi temsilcisi Elif Hanköse ise, dayanışmayı büyütmeyi görev ve sorumluluk olarak gördüklerini söyledi.

Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Berkay Aydın, yarım asırdır insanların çocuklarına isim verdiği, farklı düşüncelerin saygı duyduğu kişiler olduklarını belirterek, "Daha adil, daha yaşanır bir dünya kurmayı birlikte düşüneceğiz" dedi.

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, "Onlar tam bağımsız Türkiye, emperyalizme mücadele için canlarını verdiler. Bugün de gençler sahada. Bu direnişi gençler başlattılar. Büyük önderimizin de dediği gibi, 'Ümidimiz gençliktir'" dedi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, "Deniz Gezmiş boynuna ip geçirilirken bile halkına olan sevdasını haykırmaktan vazgeçmedi. Onlar masal kahramanı değil, bu toprağın evlatları. Bizlere düşen, onların verdikleri mücadeleyi yaşatmaktır" dedi.

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ise, "Emperyalist ülkelerle iş birliği yapanlar bugün bu suçun ortaklarıdır. NATO'ya, Amerikan emperyalizmine hayır diyen o çocuklar, ülkenin bugününü görmüşlerdi. Hâlâ anılıyorlarsa, bugünleri gördükleri içindir. Bizler bu ülkenin devrimcileri, aydınları, yurtseverleri, Deniz'lerin bıraktığı yoldan devam ettiriyoruz. Bu mücadele daha da büyüyecek" diye konuştu.

Nazım Hikmet'in şiirlerinden okuyan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ise, "Öğrenci olmak, devrimci mücadeleye katılmak Mustafa Kemal'in bize bıraktığı bir mirastı. Demokrasi taleplerimizi özgürce dile getirmek için bize yol gösterdiler. Umudumuz diri, asla pes etmeyeceğiz" diyerek Deniz Gezmiş'in defterine yazdığı dizeleri okudu.

Konuşmaların ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Anma programı "Beyaz motosiklet, devrimini beyaz küheylanı" belgesel gösterimiyle devam etti.