Bursa'dan Madleen'e destek!

BURSA, 10 Haziran 2025 Salı, 19:35

Bursa Kadın Savunma Ağı, siyasi partiler ve gençlik örgütleri, İsrail'in saldırılarıyla yaşam mücadelesi veren Gazze halkına insani yardım ulaştırmaya çalışan Madleen gemisindeki aktivistlere destek açıklaması yaptı.

Bursa Kadın Savunma Ağı, siyasi partiler ve gençlik örgütleri, Filistin halkına insani yardımda bulunmak üzere yola çıkan Madleen gemisine fiziksel müdahalede bulunulduğunu belirtti. Gemideki aktivistleri gözaltına alan İsrail ordusuna tepkiler sürüyor.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

" Değerli dostlar,

Bugün burada insanlık onuruna sahip çıkmak ve sesini yükseltmek amacıyla bulunan tüm yurttaşlarımıza geldikleri için teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Hepinizin bildiği gibi Gazze yaklaşık 20 aydır ağır bir saldırı ve abluka altında. 50 binin üzerinde insan bu soykırımda katledildi, on binlercesi yaralandı ve koca bir halk yalnızlığa, açlığa mahkûm edildi.

Sırtını Batıya ve ABD'ye dayayan Siyonist İsrail işlediği savaş suçlarına, insanlık dışı uygulamalarına dün bir yenisini daha ekledi.

Filistin halkına insani yardım götürmek için yola çıkan Madleen gemisi dün sabaha karşı İsrail devleti tarafından alıkonuldu ve gemide bulunan 12 kişi tutsak edildi.

20 ayı aşkın süredir süren savaş boyunca Filistin halkını yalnız bırakanlar, bu katliama, bu vahşete sessiz kalanlar, yaşananlar karşısında göstermelik yazılı bir kınama dışında yine hiçbir şey yapmadılar, yine Filistin halkını yalnız bıraktılar.

Boş nutuklar dışında 20 aydır Filistin halkı için somut tek bir adım dahi atmayan AKP iktidarı da bu suça ve sorumluluğa ortaktır.

Bugün Filistin halkı bu kadar yalnızsa, eğer Filistin halkı bu kadar garip bırakılmışsa ve yanlarında neredeyse tek bir devlet bile kalmadıysa, bu emperyalizmin ve onun iş birlikçilerinin eseridir. 'Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanı olmakla övünenlerin eseridir.

Ülkemizde ve dünyada yükselen faşizm, kendisinden utanmayan bir ölçüye varmış ve kendisini açıkça sergilemekten çekinmeyen bir duruma gelmiştir. Günümüzde belki de bunun en acı izlerini Filistin'e ve Gazze'ye bakarken görüyoruz.

Ne yazık ki medya patronları ve bu vicdan dışı uygulamalardan kâr elde eden kimseler de bu gerçekleri görmezden geliyor, çarptırıyor, insanlık mücadelesine ve insanlık onuruna leke sürüyor. İnsanların en temel hak ve ihtiyaçlarının ayaklar altına alındığı, çocuklar dahil olmak üzere hayatlarının hiçe sayıldığı ve sadece bir rakamdan ibraret görüldükleri bir ortamda; zalim bir şekilde seslerini baskılıyor, çeşitli safsatalar ve iftiralar ile insanlık mücadelesine leke çalmaya çalışıyorlar.

Bu tür uygulamalar sayesinde daha da cesaretlenen siyonist rejim, Filistin'de istediği kadar bomba atmayı, istediği kadar hayat sonlandırmayı, istediği kadar harabe yaratmayı kendisine ait bir hak olarak görmektedir. Gıda ve temiz su da dahil olmak üzere tüm insani ihtiyaçların Gazze'ye girmesini engelleyen politikaları da insanların hayatı hakkında karar vermeyi kendilerine hak olarak gören bu faşist görüşün bir ürünüdür. Madleen gemisindeki 12 eylemci işte bu faşist uygulamaları yarmak ve teşhir etmek için yola çıkmıştı. Tamamen insani yardım taşıyan Madleen gemisi geçteğimiz gün Akdeniz sularında İsrail komanadolarının baskınına uğramıştı. İsrail Savuna Bakanı İsrael Kartz, mürettabata yardım görevini terk etmelerini emretmiş ve onları 'antisemitik' olmakla, yani Yahudi düşmanı olmakla suçlamıştı. Yani bu gözü dönmüş siyonist rejim vicdan sahibi olmayı bile Yahudi düşmanlığı olarak nitelendiriyor, hem Yahudilerin hem de tüm insanlığın onurunu ayaklar altına alıyor.

AKP hükümeti her fırsatını bulduğunda Filistin için 'kırmızı çizgimiz' ifadesini kullanıyordu. 2023'ten itibaren yaşanan bu süreçte, değerli yurttaşlarımız, bunun ne kadar da samimi bir söylem olduğunu hepimizin anladığını düşünüyorum! Her seferinde İsrail'e lanet okuyan, siyonizme geçit vermeyeceğini söyleyen, kamuoyunda biriken tepkinin kendisine yansımaması için pek yiğitçe konuşan AKP hükümeti en başından beri İsrail ile ilişkilerine hiç ara vermemiş, bu kanlı soykırıma olan desteğini aksatmamış ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanlığını arkaplanda yürütmeye devam etmiştir. Türkiye'de Filistin için yapılan eylemlerde Türkiye-İsrail ilişkilerine dikkat çekmek isteyen, bunun sonlandırılmasını isteyen ve ciddi yaptırım çağrısında bulunan tüm yurttaşlar susturulmuş, polis şiddetiyle karşı karşıya kalmış, darpedilmiş ve hukuksuzca gözaltına alınmıştır. Bu tür uygulamaların yaşanmadığı eylemlerde ise şeriat ve hilafet bayrakları açılmıştır. Ayrıca kamuoyunun baskısı arttıkça İsrail ile yaptıkları ticareti kabul edip bundan sonra askıya aldıklarını ifade etmişlerdi. Ancak gerçeklerin açığa çıkmak gibi kötü bir huyu vardır, bunun da yalan olduğu ve İsrail-Türkiye ticaretinin son hız devam ettiği çok kısa bir süre içerisinde anlaşıldı. İsrail'e askeri malzeme, petrol, doğal gaz, çelik ve daha birçok hammadde ihracatı devam etmekte hatta artmaktadır, bu İsrailli yöneticilerin kendi söylemleriyle de ifşa edilmiştir. Bu yalan politikasının son örneği ülkemizin topraklarında, Mersin'de demirlemiş olan VELA gemisidir. VELA gemisi İsrail'in soykırım politikasına mühimmat ve hammadde taşımak üzere yola çıkmıştır ve Mersin Limanı'nda demirlemiştir. Vicdan sahibi yurttaşlar tarafından buna karşı protesto çağrısı yapılmış ve tüm yurttaşlar sorumluluk almaya davet edilmiştir. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi hızlıca bunun dezenformasyon olduğunu, VELA gemisinin hammadde veya teçhizat taşımadığını, Türkiye'nin 2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren İsrail'le ticari ilişkileri kestiğini belirtmiştir. Böylece dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin kendisi bizzat dezenformasyonun kaynağı haline gelmekten çekinmemektedir. Biliyoruz ki ne AKP hükümeti İsrail'le ticari ilişkilerini uygulamada kesti ne de VELA gemisi iddia edildiği kadar masum bir yükle yola çıktı. Buradan görüyoruz ki AKP hükümetinin amacı bu konuda ayağı yere basan adımlar atmak değil; hamaset üretmek ve toplumsal bölünmeyi körüklemektir. Fakat bunu başaramayacaklarını bizler biliyoruz.

Bu topraklarda AKP iktidarının palazlandırdığı yağmacı şirketler İsrail'e çalışmaya devam ediyorlar. Bu ülkenin yabancılara sattıkları o limanlarından İsrail'e gemiler kalkmaya devam ediyor. Bu ülkenin topraklarındaki Amerikan, NATO üslerinden, İncirlik'ten, Kürecik'ten İsrail'e destek verilmeye devam ediyor. Biz diyoruz ki, biz bu ülkede ve Orta Doğu'da bütün halkların din farkı bilmeden, dil farkı bilmeden kardeşçe yaşayacağı bir yarını kurmak için emperyalizme, siyonizme ve işbirlikçilerine karşı hep beraber kararlı bir mücadeleyi çoğaltmalıyız, büyütmeliyiz.

Bizler geçmiş devrimci mirasımızın onuru ve bilinciyle, dün olduğu gibi bugün de Filistin halkın yanında olmaya devam edeceğiz

Yüreği Filistin için çarpan, Filistin halkının sesine ses omak için yollara düşenlere selam olsun. Madleen gemisi eylemcilerine selam olsun.

Filistin toprakları birgün mutlaka özgürleşecek, Filistin halkı kazanacak.

AKP iktidarına bir kez daha seslenerek, konuşmamı sonlandırmak istiyorum:

Şov yapmayı, hamaset dolu nutuk atmayı bırakın!

İktidarınız boyunca faşist İsrail ile arttırdığınız askeri ve ticari ilişkilere kayıtsız şartsız derhal son verin!

-Limanları İsrail'e kapatın!

-VELA'yı durdurun!"

BURSA 10 Haziran 2025 Salı, 19:35

Benzer Haberler

Bir dönem Toyota'yı satın alacağı konuşulan otomobil devi iflas etti

Balıkesir'de şüpheli balık ölümleri kameraya yansıdı

Bursaspor maçı öncesi stadyum çevresinde seyyar satıcı denetimi

Kadınlar Süper Lig'inde 5. hafta sona erdi

Meteoroloji'den üreticilere uyarı: Zirai don bekleniyor!

Yeşil beyaz tribünlerde meme kanseri farkındalığı