'Deprem fırtınası': Balıkesir Sındırgı'da neden sık sık deprem oluyor?

GÜNDEM, 13 Kasım 2025 Perşembe, 19:10

Son aylarda üst üste depremlerle sarsılan Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 13 Kasım Perşembe sabahı yine deprem meydana geldi.

İlki 4,7 büyüklüğünde olmak üzere 4'ün üzerinde üç deprem meydana geldi.

Sındırgı'da 6,1 büyüklüğünde ilk deprem 10 Ağustos'ta meydana gelmişti. Bu depremde bir kişi hayatını kaybetti.

İlçede 27 Ekim'de aynı büyüklükte bir deprem daha oldu. Bu depremin ardından ilçe afet bölgesi ilan edildi.

İlk depremi izleyen binlerce depremden bazıları 4,0'ten büyüktü.

Aralarında İstanbul, İzmir, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale ve Kocaeli'nden hissedilenler de oldu.

Depremler bazı binaların yıkılmasına ya da hasar görmesine yol açtı.

BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar, 10 Ağustos'tan bu yana bölgede 16-17 bin deprem meydana geldiğini söylüyor ve bu sismik hareketliliği "deprem fırtınası" olarak nitelendiriyor.

Deprem fırtınası nedir?

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Okan Tüysüz, Batı Anadolu'da çok sayıda küçük fay olduğunu ve küçük fayların birbirini kestiği yerlerde oluşan sismik hareketliliğe deprem fırtınası dendiğini söylüyor:

"Mesela olağan bir depremde bir büyük deprem olur, arkasından artçılar olur. Bu zaman içerisinde sönümlenir. Şubat 2023 depreminin ardından o yıl 75 bin artçı oldu. Şimdi o sayı 20-25 bine düştü.

"Deprem fırtınası ise bir büyük deprem ve onu izleyen artçılardan oluşmaz. Çok farklı boyuttaki depremler bir arada ve küçük bir bölge içerisinde meydana gelir."

Ancak bütün uzmanlar aynı terminolojiyi kullanmıyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Gazi Üniversitesi Mühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, 6,1'lik depremleri "ikiz deprem", diğerlerini ise "artçı sarsıntı" olarak adlandırıyor.

Bülent Özmen, "Bölgenin depremselliğini düşünecek olursak burada Simav Fay Zonu denilen, Afyon'dan başlayıp, Balıkesir il sınırlarına, Sındırgı'nın batısına kadar devam eden yaklaşık 205 km uzunluğunda bir fay hattı bu" diyor.

Simav Fay Zonu denilen fay hattının 2012 yılında Maden Tetkik Arama Müdürlüğü'nün (MTA) "diri fay" haritasında yer aldığını anlatan Özmen şöyle devam ediyor:

"Ama 10 Ağustos'tan bu yana meydana gelen depremlerin büyük bir çoğunluğunun merkez üsleri bu fay hattının biraz daha güneyine düştü."

"Yani bilinmeyen bir fay hattı üzerinde veya haritalanmamış bir fay hattı üzerinde meydana geldiğini söyleyebiliriz. Ama bu Simav Fay Zonu'ndan bağımsız olduğu anlamına gelmiyor."

BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar, Sındırgı'daki depremler nedeniyle Türkiye tarihinde örneğine çok rastlanılmayan bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylüyor.

Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Süleyman Pampal BBC Türkçe'ye, "Simav Fay Zonu'nun batı ucunda yer alan Sındırgı fayı ve ona paralel birtakım fâli faylar kırılarak yaşadığımız deprem fırtınasına neden oldu. Ancak bu deprem fırtınası Türkiye'nin karasal alanda yaşadığı nadir olaylardan biri" diyor.

Bu depremler neden oluyor?

Prof. Okan Tüysüz BBC Türkçe'ye, 10 Ağustos'ta Sındırgı'nın kuzeyinde olan depremin ardından bilim insanlarının fayın yapısı nedeniyle kuzey yönünde sarsıntıların bir iki hafta devam etmesini beklediklerini anlattı.

Fakat zaman geçtikçe sarsıntılar tam tersi yönde, güneyde yoğunlaştı.

Nedenleri konusunda farklı teoriler var.

Muhtemel nedenlerden biri magma sokulumu.

Magma sokulumu, yer kabuğunun derinliklerinde bulunan magmanın çevresindeki kayaçların içine doğru yerleşmesi anlamına geliyor.

Doç. Dr. Bülent Özmen, "Magma dediğimiz şey yerin 15-20 km derininde oluyor. Bunu yüzeyde görmek çok mümkün değil. Jeofizik çalışmalarla orada bu tür sokulumlar olup olmadığını anlayabiliriz" diyor.

Özmen, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) Sındırgı depremine özel yayımladığı raporunda magma sokulumlarının olacağına işaret ettiğini, magma sokulumu teorisinin başlıca kaynağının da bu rapor olduğunu söylüyor.

Santorini ile bağlantılı olabilir mi?

Prof. Tüysüz, Yunanistan'ın Santorini adasında yakınlarında Ege Denizi içinde yılın başında oluşan depremleri magma sokulumuna örnek olarak gösteriyor.

"Santorini'de 25 bin deprem oldu kısa süre içerisinde ama orada Kolumbo volkanı altındaki magmanın yer altından yüzeye doğru yükseldiğini biliyorduk, yapılan araştırmalar da bunu doğruladı" diyor.

Prof. Dr. Süleyman Pampal, Sındırgı'daki depremlerin Santorini'deki depremlerle bağlantılı olduğunu ve magma sokulması kaynaklı olduğunu düşünenlerden:

"Köken olarak, mekanizma olarak aynı şekilde değerlendiriyorum. Afrika Levhası'nın uç kısmının doğu tarafı bu sefer orası [Sındırgı], Ege Denizi'nin içi [levhanın] biraz batısıydı.

"Bölgede Afrika'nın ucunun ergimesiyle yükselen lavların, zaten ince olan Batı Anadolu'daki kabuğu zorlayarak, sismik aktiviteye neden olması söz konusu."

Ölü faylar diriliyor mu?

Sındırgı'daki depremlerin muhtemel bir başka nedeni ise bölgede henüz tespit edilmemiş başka fayların olma olasılığı.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgede yeni fay hatları tespit ettiklerini açıkladı.

Bu faylar Yaylacık, Emendere, Aktaş ve Sinandede mahalleleri arasındaki dağlık alanda yer alıyor.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, buradaki fayların dünya literatüründe "ölü fay" olarak geçtiklerini söyledi, "Fakat jeolojik anlamda ölü faylar çok aşırı stres yüklendiğinde veya stres yönlerindeki değişim nedeniyle yeniden dirilebiliyor" dedi.

Özmen, depremlerin her iki nedenden kaynaklandığını düşünüyor:

"Deprem olmadan önce bu bölgenin tektonik olarak aktif faylardan olduğu ve kuzey-güney yönlü gerilmeye maruz kaldığı çok sayıda bilimsel çalışmayla ortaya konmuştu.

"Tektonik gerilmenin yanı sıra magmatik sokulumların da meydana gelmesiyle bence bu bölgedeki depremler devam etmekte."

Sındırgı'daki depremlerin nedenlerini ve etkileri üniversitelerde TÜBİTAK destekli çalışmalarla araştırılıyor.

Yer kabuğundaki anlık ve kalıcı deformasyonları ölçmek için bölgede GPS istasyonları kuruldu; saha çalışmalarıyla diri fay haritaları da güncelleniyor.

Ancak araştırmaların fayın yüzeyine yoğunlaştığını söyleyen Prof. Tüysüz, yeraltı jeolojisine dair bir çalışmanın olmadığını söylüyor.

"Dolayısıyla Sındırgı'daki deprem etkinliğinin nedenini açık ve net bir şekilde bilinmiyor. Farklı görüşler var ancak bu görüşleri destekleyecek yeterli veri yok" diyor.

Başka depremlere yol açabilir mi?

Sındırgı'daki yer sarsıntılarının bölgedeki başka depremleri tetikleme ihtimali de merak ediliyor.

Özmen, "Bu sorunun yanıtını vermek neredeyse mümkün değil. Fakat bölgedeki Simav Fay Zonu'ndan büyüklüğü 7'ye varacak deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda fayın varlığını biliyoruz" diyor.

Pampal, bölgedeki Gelenbe fayına dikkati çekiyor:

"[Son günlerde meydana gelen] 4,5 ve 4,9'luk depremler Sındırgı'nın batısında meydana geldi. Batıda, güneyde Akhisar, kuzeyde Bigadiç, doğuda Sındırgı var. Bir üçgen düşünün. Akhisar-Bigadiç arasında kuzey güney yönlü Gelenbe fayı var.

"Bu Sındırgı fayı gibi normal bir fay değil, doğrultu atımlı bir fay, yani farklı bir mekanizmayla oluşmuş, makaslama kuvvetlerinin etkisiyle oluşmuş bir fay ve aktif bir fay.

"Şimdi onun tam sınırına kadar çok sayıda, yani 16.000 civarındaki depremle stres transferi söz konusu. Gelenbe fayını hiç bugüne kadar kıramadı bu stres. Ancak bu hiçbir zaman kıramayacağı anlamına gelmiyor.

"Eğer Gelenbe Sındırgı'da civarındaki sismik hareketlerin stres transferlerinin etkisiyle kırılacak olursa, orada 6-6,5 büyüklüğünde bir deprem söz konusu olabilir."

Tüysüz ise bölgede başka fayların olduğunu, ancak Sındırgı'daki hareketliliğin bunları etkilemeyeceğini söylüyor.

"Deprem etkinliği [Sındırgı] kendi içerisinde sınırlı bir bölgede sürüyor. Sındırgı'da yeni bir deprem olsa bile, büyüklüğü altının çok üstüne çıkmaz" diyor.

Özmen, 10 Ağustos ve 21 Ekim'deki 6,1 büyüklüğündeki depremlerle Sındırgı'daki gerilimin boşalmadığını, deprem tehlikesinin yine sürmekte olduğunu da düşünüyor.

Tüysüz, Türkiye'nin her yerinde 5-6 büyüklüğünde depremlerin olmasının ihtimal dahilinde olduğunu söylüyor:

"Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda, deprem açısından son derece sakin dediğimiz yerlerde bile bu tür depremler olabilir.

"Özellikle küçük ve orta deprem üreten faylar yüzeye çıkmazlar. Çıkmadıkları için de biz onları görmeyiz. Dolayısıyla Türkiye'nin her yeri için bu tür depremlere hazırlıklı olmak gerekiyor."

GÜNDEM 13 Kasım 2025 Perşembe, 19:10

Benzer Haberler

İstanbul'da sobadan sıçrayan kıvılcımlar iki iş yerini yaktı

Sobaya benzin döktü, hem kendini hem evi yaktı

Yunan Hava Kuvvetleri'nden tepki çeken paylaşım!

Beşiktaş'ta Rafa Silva krizi: Kulüpten izin aldı

Kocaeli'de iki çocuğun üzerinde 52 kesici alet ele geçirildi

Otomobil evin damına düştü: 4 yaralı