Özel: 'Millet sandık istiyor, kaçma, getir sandığı'

Özel: 'Millet sandık istiyor, kaçma, getir sandığı'

SİYASET, 22 Ağustos 2025 Cuma, 20:34
CHP tarafından düzenlenen ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitingine Sivas ev sahipliği yaptı. Mitinge katılan vatandaşlara seslenen CHP lideri Özgür Özel, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun serbest kalması talebiyle düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin 49'uncusu bugün Sivas'ta gerçekleşti.

Onbinlerin miting alanını doldurduğu, CHP Gençlik Kollarının yürüyüşle alana geldiği coşkulu mitingde "Hükümet istifa" sloganları yükseldi.

Mitingde, önce CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nuın mektubu okundu.

İmamoğlu, Doğan tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:

"Sevgili Sivaslılar; hanımefendiler, beyefendiler, sevgili çocuklar, gençler merhaba! Milli mücadelenin ve Cumhuriyetimizin öncü şehri; aşıklar, ozanlar ve yiğitler diyarı Sivas'a selam olsun. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Her birinizi hasretle kucaklıyorum. Sivas, bu büyük milletin hür ve bağımsız yaşama kararlılığını tüm dünyaya ilan ettiği şehirdir. Bundan böyle bu topraklarda yalnızca milli iradenin hakim olacağı, burada ilan edildi. Milli iradeye dayanmayan herhangi bir hükümetin keyfi kararlarına, milletçe baş eğilmeyeceği burada ilan edildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve onunla aynı yolda yürüyenlerin, Eylül 1919'da Sivas'ta ortaya koyduğu ilkeler, bugün de geçerlidir, bugün de değerlidir. Biz de bugün, tıpkı Sivas Kongresi delegeleri gibi, diyoruz ki; 'Milli iradeye dayanmayan bir hükümetin keyfi kararlarına milletçe baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz"

"KENDİSİNE GELİNCE HUKUK VE DEMOKRASİYE SIĞINMAK, RAKİBİ İÇİN İSE HUKUKU VE DEMOKRASİYİ ASKIYA ALMAK DARBECİLİĞİN TA KENDİSİDİR"

"Seçim sandığından çıkan millet iradesini, keyfi kararlarla geçersiz kılmaya, değiştirmeye yönelik her girişim, kimden ve nasıl gelirse gelsin, darbeciliktir. Milyonlarca vatandaşımızın oyuyla işbaşına gelmiş belediye başkanlarını, siyasetin emrine girmiş bir avuç yargı mensubu aracılığıyla tutuklatmak, darbeciliğin ta kendisidir. Kendisini 4 defa yenmiş ve 5'inci kere yenmek üzere milyonların oyuyla aday gösterilmiş olan rakibinin, 30 yıllık diplomasını hukuk dışı yollarla iptal ettirmek, darbeciliğin ta kendisidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanı iken, bugün bana yöneltilen suçlamaların aynılarıyla yargılandı ama bir gün bile tutuklanmadı. Çünkü, hukukun ve demokrasinin gereği budur. Kendisine gelince hukuk ve demokrasiye sığınmak, rakibi için ise hukuku ve demokrasiyi askıya almak darbeciliğin ta kendisidir."

"İKTİDAR, MİLLİ İRADEYİ HİÇE SAYARAK, KENDİNİ MİLLETE ZORLA DAYATMA HEVESİNDE OLDUĞUNU AÇIKÇA ORTAYA KOYMUŞTUR"

"İktidar, serbest ve adil seçimlere izin vermeye niyeti olmadığını, milli iradeyi hiçe sayarak kendini millete zorla dayatma hevesinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Milletimiz, bize karşı nasıl bir yargı kumpası kurulduğunu gördükçe, darbeciliğe karşı meydan meydan direndikçe, iktidar da 'darbeci siyaset' yöntemlerinden medet umar hale geldi. Yargı kumpasına, tehdide, şantaja, rehin almaya dayalı darbeci siyasetle bizi esir alabileceklerini sanıyorlar. Bizi değil, ancak şeref ve haysiyetini, vatan ve millet sevgisini yitirmiş zavallıları esir alabilirler. Sadece öylelerini kendi kuklaları haline getirebilirler. Biz tutuklu belediye başkanları ve yöneticileri; gücümüzü, cesaretimizi haklılığımızdan ve milletimizden alıyoruz. Bizi sandıkta yenemediniz, yenemeyeceksiniz. Bizi darbe yöntemleriyle esir alamadınız, alamayacaksınız."

"İNAN GÜNEY'İ DE ESİR ALAMAYACAKSINIZ"

"Beyoğlu Belediye Başkanımız, Sivas'ın has ve yiğit evladı İnan Güney'i de esir alamayacaksınız. Hepimiz alnımız ak, başımız dik çıkacağız o zindanlardan ve millet, bu yaptıklarınızın cezasını size sandıkta ödetecek. Millet büyüktür. Kendini dev aynasında görenleri, siyaseti mertçe yapmayanları, hukuk tanımayanları kulağından tuttuğu gibi sandığa gömer. Yine öyle olacak. Bir avuç insanın iktidarına karşı, milletin iktidarını kuracağız. Bu cennet vatanda, geçim derdi çekmeden, gelecekten endişe etmeden, hep birlikte, kardeşçe yaşayacağız. Yalnızca birileri için değil, herkes için, her yerde adaleti ve hürriyeti sağlayacağız. Hiçbir güç, bizi yolumuzdan döndüremedi, döndüremeyecek. Tıpkı sizler gibi, benim de inancım, cesaretim, umudum sonsuz. Bir avuç insan kaybedecek, millet kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."

ÖZEL: "TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN YOLA ÇIKANLARIN ŞEHRİNDEYİZ"

Özgür Özel Cumhuriyet Meydanı'nda açıklamalarda bulunuyor.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün Sivas'ta tarih yazıyorsunuz. 4 Eylül 1919'da Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderinin yazıldığı yerdeyiz. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte esarete itiraz edenlerin şehrindeyiz. Sivas Kongresi Anadolu'da mücadele eden tüm yapıları Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk çatısı altında topladı. Sonra bu çatı Cumhuriyet Halk Fırkası'na dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bu güzel şehir aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin de kurulduğu şehirdir.

Cumhuriyet Sivas'a büyük yatırımlar yaptı. Gelişmişlikte 8. sıradaydı. AKP geldiğinden beri, Sivas'tan oy aldı ama maalesef seçimde yüzünü döndüğü Sivas'a seçimden sonra sırtını döndü. Sivas'ı çantada keklik bildiler. 8. sıradaki Sivas'ı 45. sıraya kadar gerilettiler. Bu güzel kent 23 yıl önce 755 bin olan nüfusu 637 bine düştü. Yurt dışında ya da başka illerde 7 milyon Sivaslı yaşıyor.

"ANANI DA AL GİT DİYEN DEĞİL ÇİFTÇİ MİLLETİN EFENDİSİDİR DİYEN CUMHURBAŞKANI LAZIM"

Sivas'a artık sonuncusu gibi şikayet edince çiftiler 'Ananı da al git diyen' bir cumhurbaşkanı değil, birincisi gibi 'Çiftçi milletin efendisidir' diyen bir cumhurbaşkanı lazım. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı birincisinin peşinden giden, birincisinin partisinden olan çiftçiyi yine milletin efendisi yapacak olan Ekrem İmamoğlu'ndan başkası değildir.

Recep Tayyip Erdoğan sizi seviyor mu? Sevmiyor çünkü siz fakirsiniz. Recep Tayyip Erdoğan zengini seviyor. Biz fakirsiniz deyince AK Parti'den birkaç zevzek çıkmış 'Millete hakaret etti' diyor. Resmi rakam Türkiye'de yoksulluk sınırı 86 bin lira. Bu meydanda 86 bin liradan evine maaş giren kimse yok. Tayyip Erdoğan bu insanları fakirleştirdi. Yoksulluk sınırının altında maaş alana yoksul denir, fakir denir. Bu iktidar geldiğinde orta direk vardı. Memur fakir değildi, esnaf fakir değildi, köylüler fakir değildi. Ama bugün 16 bin 800 lira en düşük emekli maaşı. Asgari ücret 22 bin lira. Memur maaşı 47 bin lira. Yoksulluk sınırı 86 bin lira. 86 bin liranın altında maaş alan herkes fakirdir. Bizi bu hale bu iktidar getirdi.

"ANT OLSUN Kİ AK PARTİ'NİN İKTİDARI BİTİYOR"

Buradan Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Sivas kararını vermiş. Kimin gideceği de belli kimin geleceği de belli. Ant olsun ki AK Parti'nin iktidarı bitiyor. Gidiyorsunuz. Bakan evlatlarının dönemi kapanıyor, vatan evlatlarının dönemi başlıyor.

Buradan haykırıyoruz. Memur kurtulmadan işçi kurtulmaz. Emekli kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Polis kurtulmadan öğrenci kurtulmaz. Hasta kurtulmadan doktor kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.

Seçim gecesinde bu iktidar gidince, bu iktidarın her fırsatta karşısına polisi diktiği, gaz sıktırdığı gençlerle kahraman Türk polisi omuz omuza halay çekerek kutlayacak o geceyi. Milletin artık dayanacak gücü kalmadı. Asgari ücrete zam yapılmalıdır. En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı, çiftçilere kanunda yazan destekler verilmeli, memurlara hak ettiği zam verilmeli, atanmayan öğretmen atanmalıdır. Artık toplumun tüm kesimlerinin sorunları çözülmelidir. Bunların hiçbirisini bu iktidar yapamaz, yapmayacak. Bu iktidar göndermeli, Cumhuriyet Halk Partisi gelmeli, bu söylediklerimi yapmalıdır.

Hiç kimse Türkiye'nin kaynak sorunu var demesin. Ülke zengindir, topraklar verimlidir, denizlerimizden karamıza her taraftan bereket fışkırmaktadır, halkımız gençtir, Türkiye çalışarak kazanabilecek güçlü bir ülkedir yeter ki sırtındaki asalaklardan kurtulsun. Kurtulacağız.

Erdoğan Sivas'ı görüyor musun? Sivas'ı duyuyor musun? Millet sandık istiyor, 'Hodri meydan' diyor. Kaçma, getir sandığı. Kararı millet versin. Bunları duymak yerine kaçmakla meşguller. Bir de tutmuşlar kendi gazetelerine haber yaptırıp millet kızınca 'Yok öyle bir şey' diyorlar."

"ERDOĞAN BU İNSANLARI FAKİRLEŞTİRDİ"

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı Adayı birincisinin peşinden giden, birincisinin partisinden olan, 'Çiftçi milletin efendisidir' deyip, yine onu milletin efendisi yapacak olan Ekrem İmamoğlu'ndan başkası değildir. İnşallah hep beraber partimizi iktidara taşıdığımızda Sivas'ın çiftçisinin de, hayvancılıkla uğraşanın da, sanayicisinin de, emeklisinin de, asgari ücretlisinin de, öğrencisinin de, esnafının da yüzünü güldüreceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi bu iktidar gibi, Sivas'ı ve Türkiye'yi perişan edenler gibi, onlara sırtını dönen değil; onları duyan, dinleyen, anlayan ve çözüm üreten bir iktidarın sahibi olacak. Milletin iktidarının, halkın iktidarının sahibi olacak. Çünkü buradaki sorun, ülkede siyaset öncelik belirlemek için yapılır. Birilerinin önceliği başkaları, bizim önceliğimiz başkaları. Bu meydana sorayım. Recep Tayyip Erdoğan sizi seviyor mu? Seviyor mu? Sevmiyor. Niye sevmiyor? Çünkü siz fakirsiniz kardeşim. Fakir. Recep Tayyip Erdoğan fakiri sevmiyor, zengini seviyor. Şimdi biz 'fakirsiniz' deyince AK Parti'den bir iki zevzek çıkmış 'Millete hakaret ediyor, fakir diyor' diyor. Kardeşim resmi rakam Türkiye'de yoksulluk sınırı 86 bin lira. Bu meydanda 86 bin liradan yüksek maaş alanlar elini kaldırsın. Kaldır, çekinme kaldır. Alkışlatacağım. Bak, bu meydanda 86 binden fazla evine maaş giren, gelir giren kimse yok. Tayyip Erdoğan bu insanları fakirleştirdi. Yoksulluk sınırının altında çalışana, altında maaş alana yoksul denir, fakir denir. Bu iktidar geldiğinde orta direk vardı. Memurlar vardı, fakir değildiler. Esnaf fakir değildi. Hayvancılıkla uğraşan fakir değildi. Köylüler fakir değildi. Ama bugün bu ülkede emekliler 16 bin 800 lira alıyor. En düşük emekli maaşı. 16 bin lira alanlar el kaldırsın göreyim. Bak meydana bak. 16 bin lira alıyor bu insanlar. Asgari ücret 22 bin lira. 22 bin lira ve altında maaş alanlara el kaldırsın, göreyim. Bak meydana. Bugün ve memur maaş 47 bin lira ya, memur maaşı, en düşük memur maaşı 47 bin lira. Bugün yoksulluk sınırı 86 bin lira, memur 47 bin lira maaş alıyor. O yüzden bugün artık memurlar fakirdir, asgari ücretliler fakirdir. 86 bin liranın altında maaş alan herkes fakirdir. Bizi bu hale bu iktidar getirdi. Ama o, zengin firmaların vergi borçlarını bir gecede siler. Yandaşlarına teşvikleri bir gecede imzalar, verir. Onun yanında Beşli Çeteler, onun yanında 40 Haramiler var. Buradan Sivas meydanından Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan'a sesleniyorum. Bu meydan, Sivas kararını vermiş. Kimin gideceği de belli, kimin geleceği de belli. Ant olsun ki AK Parti'nin iktidarı bitiyor, gidiyorsunuz. Ve bakan evlatlarının dönemi kapanıyor, vatan evlatlarının dönemi başlıyor. Vatan evlatlarının."

"SİVAS'IN KADERİNE MÜDAHALE ETMEYE GELİYORUZ"

"Ekonomide bir de şöyle bir yalan var. Çok söylenen, çok tekrarlanan ve insanları kandırmaya çalışan bir yalan. Şükür Sivas'ın dünyanın dört bir yanında hemşerileri var, biliyorsunuz. Bunu en yakından bilenler burada. Diyorlar ki, 'Türkiye'de ekonomi kötü ama dünyada da kötü. Enflasyon var ama dünyada da var.' Vallahi de yalan billahi de yalan. Buradan söylüyorum. Avrupa'nın en yoksul ülkesiyiz. 38 OECD ülkesi arasında genel enflasyonda birinciyiz. Gıda enflasyonunda birinciyiz. Avrupa'da ortalama yıllık enflasyon yüzde 2, Türkiye'de yüzde 33.27 Avrupa Birliği ülkesinde toplam işsiz sayısı 13 milyon, Türkiye'de tek başına 13,5 milyon. Yani bütün Avrupa'dan daha fazla işsiz bizde var. O yüzden 'Türkiye'de kriz var ama dünyada da var' diyenlere inanmayın. Aksine Akdeniz ülkeleri son iki yılı çok iyi geçirdiler, güçlendiler. Ama Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler maalesef bizi perişan ettiler. Türkiye'de en zengin yüzde 20, toplamın yüzde 90'ını alıyor. Ama geri kalan yüzde 80 bu meydan. Emeklisiyle, emekçisiyle, çiftçisiyle, hayvancısıyla, esnafıyla bu meydan yüzde 80. Ama Türkiye'deki toplam servetin sadece yüzde 10'unu alıyor. İşte bütün mesele buradadır. İşte bütün mesele önceliğin kimde olacağındadır. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu memlekette yoksulluğu bitirmek için, gelir adaletsizliğini bitirmek için, enflasyonu bitirmek için, faizleri düşürmek için bu iktidarı değiştirmeye, bu ülkenin kaderine, Sivas'ın kaderine müdahale etmeye geliyoruz. Hazır mısınız? Var mısınız bu iktidarı değiştirmeye? Kararlı mısınız? İnanıyor musunuz? Buradan haykırıyoruz, buradan tüm Türkiye'de olduğu gibi Sivas'tan da söylüyoruz. Memur kurtulmadan işçi kurtulmaz. Emekli kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Polis kurtulmadan öğrenci kurtulmaz. Hemşire kurtulmadan hasta, hasta kurtulmadan doktor kurtulmaz. Astsubay kurtulmadan hayvancılıkla uğraşan kurtulmaz. Çünkü kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Hepinize teşekkür ediyorum."

"ZULMETTİĞİ GENÇLERLE KAHRAMAN TÜRK POLİSİ OMUZ OMUZA HALAY ÇEKECEK"

"Muhteşem bir koro. Biz bu şarkıyı söylerken bir annemizin tansiyonu düştü. Hemen sağlık çalışanları koştular, müdahale ettiler. Onları böyle görünce şunu hatırlayalım. 2019 yılının sonunda Covid diye bir bela geldi, çok canımızı aldı ve 200 binden fazla vatandaşımızı Türkiye'de biz kaybettik. Dünyada milyonlar gitti. Ve o günlerde canını hiçe sayan, kendi hayatını ortaya koyan bizi yaşatanlar vardı. Şimdi onlar burada yine aynı şeye ulaşıyorlar, Tayyip Bey de onlara o günlerde 'Hakkınız ödenmez' demişti. Hakikaten haklarını ödemedi. Perişan etti hepsini. Bütün sağlık emekçilerine yürekten bir alkış. Bir duyayım. Ayrıca hem bu mitingde güvenliğimizi sağlayan hem gece gündüz çalışan, mesai almayan, 2- 3 kere şark görevine giden, çocuğundan, ailesinden ayrı yaşayan, maçta çalışan, seçimde çalışan, mitingde çalışan kahraman Türk polisine de bir kuvvetli alkış alayım. Çok net bir şey söylüyorum. Seçim gecesi olacak ya, seçim gecesini bekliyor musunuz? Seçim gecesinde bu iktidar gidince, bu iktidarın her fırsatta karşısına polis diktiği, gaz sıktırdığı, zulmettiği gençlerle kahraman Türk polisi omuz omuza halay çekerek kutlayacak o geceyi. Söz veriyoruz."

"ÇİFTÇİYE VERİLEN PARANIN 100 KATINI DARBEYE HARCADILAR"

"Milletin artık dayanacak gücü kalmadı. Asgari ücrete mutlaka ara zam yapılmalıdır. En düşük emekli maaşı bir asgari ücret olmalıdır. Çiftçilere kanunda yazan destekler verilmeli, memurlara hak ettiği zam verilmeli, atanmayan öğretmenler atanmalı, staj, çıraklık mağdurları emeklilikte adalet bekleyenlerin sesleri duyulmalı, artık toplumun tüm kesimlerinin sorunları çözülmelidir. Bunların hiç birisini bu iktidar yapamaz, yapmayacak. Bu iktidar gönderilmeli, Cumhuriyet Halk Partisi gelmeli, bu söylediklerinin hepsini yapmalıdır. Hepsini biz yapacağız. Biz bunları söyleyince diyorlardı ki eskiden, 'Para yok, kaynak yok.' Ama 19 Mart darbesi gösterdi ki bir anda 160 milyar doları harcayacak kadar rezervleri bir anda yaktılar. Bu emeklilere yapılan zammın 150 katıdır. Asgari ücretin 30 bin lira olması için aradaki artışı esnafa, KOBİ'ye vermek için gerekli kaynağın 120 katıdır. Bu çiftçiye bir yılda ödenen toplam desteğin 100 katıdır. Yanlış duymadınız. Çiftçiye verilen paranın 100 katını, emekliye verilenin 150 katını, asgari ücretliye verilmesi gerekenin 120 katını sadece Ekrem Başkan'a darbe yapmak için harcadılar. Bu Türkiye'nin bundan sonra hiç kimse dönüp de kaynak sorunu var demesin. Ülke zengindir, topraklar verimlidir, denizlerimizden karamıza, her taraftan bereket fışkırmaktadır. Halkımız gençtir, gençlerimiz çalışkandır, Türkiye çalışarak kazanabilecek güçlü bir ülkedir. Yeter ki sırtındaki asalaklardan kurtulsun. Kurtulacağız. Bu ülkeyi hak ettiği gibi en iyi şekilde yöneteceğiz."

"MİLLET SANDIK İSTİYOR"

"Daha bu ay Türkiye'de kredi kartlarının yüzde 48'i, iki kişiden biri kredi kartını tam borcunu ödeyememiş. Ya hiç ödememiş ya da minimum tutarı yatırmış. İki kişiden biri kredi kartı borcundan bu ay faiz yiyor. Kişi başına düşen kredi kartı borcu, 5 asgari ücret arttı. Türkiye'de kredi kartı borçlarının tamamını, hepimize bölünce kişi başına 112 bin lira kredi kartı borcu düşüyor. Bunun için bu ülkedeki herkesin rahat bir nefes alması için hep birlikte söylüyoruz. Ey Erdoğan, ben halkım. Ben milletim. Ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Artık erken seçim istiyorum. Kaçma, hodri meydan. Hodri meydan. Hodri meydan. Ey Erdoğan, Sivas'ı görüyor musun? Sivas'ı duyuyor musun? Millet sandık istiyor, hodri meydan diyor. Kaçma getir sandığı, kararı millet versin. Arkadaşlar Tayyip Erdoğan'ın en sevdiği slogan. 'Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek' deyince, gel bak böyle yanındakini dürtüyormuş. 'Çok iyi oldu, çok iyi oldu' diyormuş. Niye? '12,5 milyon üyemiz var' diyormuş. 'Millet kayıtlı' diyormuş. 'Bunlar AKP halka hesap verecek deyince, aç millet korkar, yoksul ama korkar, işsiz ama korkar. CHP gelince benden hesap soracak der, aç karnına bize oy verir' diyormuş. Onun için Sivas'tan bütün AK Partililere sesleniyorum, bütün MHP'lilere sesleniyorum. Kiminizi sosyal yardım vereceğiz diye kaydettiler, kiminizin çocuğu işe girecek diye, kiminin torununun mülakatı için, kiminin köye hizmet gelmiyor, muhtar topladı kimlikleri herkesi AK Parti'ye kaydetti. Bunların hiçbirisi, hiçbir AK Partili eğer çalmadıysa, çırpmadıysa, yolsuzluk yapmadıysa, zulmetmediyse, hiçbirisi iktidar değiştiğinde hesap vermeyecek. Biz sadece CHP'lileri değil AK Parti'nin, MHP'linin yoksulunun da cebine para koymaya, onun da ürününü para ettirmeye, onun da evladına iş bulmaya geliyoruz. Tayyip Erdoğan'a inat kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya geliyoruz."

"TÜRKİYE'NİN UMUDU KARDEŞLİKTEDİR"

"İşte bu yüzden Sivas böyle bir şehir. Bir yanda kutuplaşma siyasetiyle Sivas'ın bir kısmını ötekileştirenler, kutuplaştıranlar, karşı kutbu şeytanlaştıranlar, kendi arkasını kalabalıklaştıranlar var. Ama kutuplaşma değil kucaklaşma, şeytanlaştırma değil kardeşleştirme deyince avazı çıktığı kadar bağırıp, alkışlayıp destek olan Sivas'ın güzel insanları var bu meydanda, Sivas'ın güzel insanları. Türkiye'nin umudu bu meydandadır. Türkiye'nin umudu kardeşliktedir, birliktedir, beraberliktedir. Türkiye'nin umudu 100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da Cumhuriyet Halk Partisi'nin, yetmez, Cumhuriyetçilerin, bütün Atatürkçülerin, bütün vatanseverlerin, bütün demokratların, sosyal demokratlar yetmez, Türkiye'nin bütün demokratlarının, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, liberal demokratların, bütün demokratların bir araya gelmesindedir umut. Türkiye'nin umudu, Türkiye İttifakındadır. Bunun için kimse bu iktidarın gitmesinden korkmasın. Bir avuç zengin, bir avuç çıkarcı, bir avuç imtiyazlı dışında bu iktidarın gitmesi kimseye zarar vermeyecek. Ama Sivas'ın tüm yoksullarına, bütün çiftçilerine, Sivas'ın bütün canlarına, hangi görüşten olursa olsun bütün Sivaslılara iyi gelecek. Çünkü bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak."

"TÜRKİYE'NİN GELECEKTEKİ İKTİDARINA DARBE VAR"

"Niye bu haldeyiz? Çünkü ne mahkemede adalet var, ne gelir adaleti var, ne sosyal adalet var. Sadece ve sadece varsa yoksa Türkiye'nin gelecekte, ilk seçimde iktidarı değiştirme umuduna darbe var. Türkiye'nin gelecekteki iktidarına darbe var. Türkiye'nin gelecek Cumhurbaşkanına, milletimiz takdir ederse Ekrem İmamoğlu'na darbe var. Bunun dışında bu iktidarın meşgul olduğu hiçbir şey yok. Tam 156 gün geçti. İddianame olmadan arkadaşlarımız hapiste. Suç belli değil. Yargılama yok, yargısız infaz var. Delil yok, ispat yok, iftira var, tehdit var. Bundan 156 gün önce Tayyip Erdoğan demişti ki 'Göreceksiniz, bir ay içinde insan içine çıkamayacaklar, birbirlerinin gözünün içine bakamayacaklar.' Bu sözden 30 gün sonra değil 156 gün sonra Sivas'tayım. Sivaslıların gözünün içine bakıyorum. Bütün Türkiye'nin gözünün içine bakıyorum. Diyorum ki; Ekrem İmamoğlu masumdur. Arkadaşlarımız masumdur. Atılan iftiradır. Cesareti olan yazabiliyorsa iddianameyi yazsın. Mahkemeyi TRT'den yayınlayın, hodri meydan."

"BİR BÜYÜK TEŞEKKÜRÜ SİVASLILARA EDİYORUM"

"Değerli Sivaslılar bugün bu otobüsün üstünde olması gerekip de olmayanlar var. Öncelikle bu güzel miting için Sivas'taki emekler için. Bugün köyleri gezdim, ilçelere uğradım. Oradaki yüksek enerji için, bütün örgütümüze, örgütümüzün tamamı adına il başkanımız Gazi Doğan'a teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun. Bütün ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına teşekkür ediyorum. Ama bir büyük teşekkürü bütün Sivaslılara ediyorum. Parti en zor günündeyken, bize yol arkadaşı olan, partinin birinci parti olması için çıktığı yolda yol arkadaşım, Genel Başkan Yardımcım, sizin evladınız, gölge kabinenin Ulaştırma Bakanı çok sevgili kardeşim Ulaş Karasu için teşekkür ediyorum. Türkiye'nin dört bir yanında Sivas'ın çok değerli evlatları var. Keçiören'de, Ankara'da evladınız Mesut Özarslan var. Kadıköy'de Mesut Kösedağ var. Didim'de Hatice Gencay var. Her birisi Sivas'ın kıymetli evlatları. Ama bugün bu otobüsün üstünde olması gerekip de olmayanlar var. Örneğin İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekilimiz Nuri Aslan. Niye yok bu ikisi? Çünkü bugün Beyoğlu Belediyesi'nde başkanvekili seçimi vardı. Çünkü Sivas'ın evladı, dedesi Beyoğlu Belediyesi'nde süpürge işçisi, babası Beyoğlu Belediyesi'nde şoför, kendisi Beyoğlu Belediyesi'nin garajında büyümüş sizin evladınız. Bizim evladımız. Partinin gençlik kollarından gelen, Beyoğlu ilçe başkanlığı yapmış, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan kardeşimizi, İnan evladımızı aldılar. Maalesef İnan'ı Beyoğlu'ndaki yaptığı bir icraatla değil, yıllar önce Beşiktaş Belediyesi'nin bir iştirakinde yönetim kurulunda diye, Aziz ihsan Aktaş denen iftiracının iftiralarıyla onu Beyoğlu'ndan kopardılar. Amaçları 16'ya 14 Beyoğlu Belediyesinde bir belediye meclis üyemizi kandırıp, Beyoğlu'nu, sandıkla alamadıkları Beyoğlu'nu oyunla, hileyle, rüşvetle almaya kalktılar. Bunun için bugün Özgür Çelik, Nuri Aslan oradaydılar, biraz önce seçim sonuçlandı. Hilebazlar avuçlarını yaladılar. Aydın'ı hileyle, tesiseyle, şantajla alanlar alamadıkları yere milletin vermediği belediyeye hileyle çökmeye çalışanlar bugün Beyoğlu Belediyesi'ndeki her birisi canımızın içi, aslan gibi dürüst, namuslu belediye meclis üyelerimizin iradesine çarptılar. Beyoğlu da bizimdir, İstanbul da bizimdir. Buradan hem Avcılar Belediye Başkanımız, çok değerli kardeşim Utku Caner Çaykara'ya hem de Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney'e Sivas meydanından güçlü bir dayanışma alkışı alalım. Buradan açıkça söylüyoruz. Bugün burada 49'uncu buluşmayı yaptık. Burası malum bir miting değil. Mitinge mi geldiniz? Neye geldiniz? Eyleme geldiniz. Biz adalet için, eşitlik için, kardeşlik için, özgürlük için ve artık bu ülkede bir dönemin kapanıp, bir dönemin açılması için 49'uncu kez meydandayız, alandayız, Sivas'ta eylemdeyiz. Gelecek hafta çarşamba günü akşam Beyoğlu'nda İnan Güney'e özgürlük için, İmamoğlu'na özgürlük için, bütün arkadaşlarımıza özgürlük için 50'nci eylemi Beyoğlu'nda yapıyoruz. Bütün İstanbul'u, bütün Sivaslıları, bütün demokratları Beyoğlu'na davet ediyorum. İnan'a özgürlük. İnan size güveniyor. Dün yanındaydım, o kararlı duruşuyla o da hemşerileriyle gurur duyyuor. Biz de kardeşimizle, İnan Güney'le gurur duyuyoruz. Diyorlar ki Cumhurbaşkanı İmamoğlu. Değreli Sivaslılar bir yandan bizim gördüğümüz zulüm bir yanda ama bir yanda 680 gündür İSrali'de katliam var, Gazze'De katliam var. Malesef bu katliamlara sessiz kalan, İsrail ile ticareti sürdüren, tüm uyarılara rağmen bunu yapmayan, bazen bunu yasaklayacak anlaşmaya imza atmayan, yakalanınca yalan atan, suç üstü yakalanan bir iktidar var. Gazze'yi boşaltacağız diyorlar tık yok. Oraya otel yapacağız, kumarhane yapacağız, tık yok. Filistinlileri başka ülkelere süreceğiz, tık yok. Dış işler iBakanı hAkan Fidan, varsa yoksa Tiktok. Tiktok çekiyor. Diğer taraftan Erdoğan Trump'a ağızını açmıyor. Daha dün deniz ticaretiyle uğraşan firmalara sözlü konuşuyorlar. Yazı yazmaya korkuyorlar. İsrail'in eline geçer, Amerika'nın eline geçer diye. Daha yeni söyledikleri şu. İsrail'e giden

"MECLİS'İ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRIYORUZ"

"Daha yeni söyledikleri şu: 'İsrail'e giden gemilerde patlayıcı olmayacak, silah ve mühimmat gitmeyecek.' Demek ki düne kadar gidiyordu. Ya da silah, mühimmat yoksa halen daha gidecek. Halen daha İsrail'le ticareti kesemeyen, İsrail'e sesini yükseltemeyen bir iktidar var. Biz bugün Divriği'den tüm Türkiye'ye duyurduk. Önümüzdeki hafta Filistin'e sahip çıkmak için, İsrail'den hesap sormak için, nasıl mücadele edileceğini kararlaştırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Diğer yandan Erdoğan'a sesleniyorum. Sadece Netanyahu'yla kayıkçı kavgası yapmakla olmaz. Bu planın sahibi Amerika'ya karşı durabilmek, Trump'a karşı durabilmek lazım. Kimin gibi? Partimizin üçüncü Genel Başkanı, Türkiye'nin Başbakanı, 1974'ün Kıbrıs Fatihi Karaoğlan gibi. Bülent Ecevit'in Yaser Arafat'a destek olduğu gibi Filistin'e destek olmanın zamanıdır ve Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin'e sahip çıktığı gibi Filistin'e sahip çıkma zamanıdır. Biz kararlılıkla Tayyip Erdoğan gibi... Bana diyor ki 'Efendim kimse benim Filistin hassasiyetimi sorgulayamaz.' Sorgulamıyorum, olmayan şey sorgulanamaz. Sende Filistin hassasiyeti yok. Trump hassasiyeti var, Trump korkusu var. Allah korkusu yok, Trump korkusu var."

"BU İKTİDAR YAŞLANMIŞTIR, GERİ GERİ GÖTÜRMEKTEDİR"

"Değerli Sivaslılar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak dış politikada onurlu, dirayetli, kararlı bir politikanın, iç siyasette eşitlikçi politikaların, halktan yana politikaların takipçisiyiz. Artık Türkiye'nin koşan, çalışan, enerjisi yüksek, milleti düşünen bir iktidara ihtiyacı var. Türkiye'nin demokrasiye, kardeşliğe, barışa, eşitliğe ihtiyacı var. Bu iktidar yaşlanmıştır, bu iktidar yorulmuştur. Bu iktidar artık koşmak bir yana; geri geri gitmekte, geri geri götürmektedir. Millet takdir ederse Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak, ekonomiyi de devleti de bunlardan çok daha iyi yönetecek. Siz bir iktidar değişimine hazır mısınız? Bu iktidarı değiştirmeye kararlı mısınız? Bu yolda hep birlikte çalışmaya, gençler için torpili bitirmeye, liyakati getirmeye, Türkiye'de yasakları bitirmeye, özgürlükleri getirmeye, Türkiye'yi yasaksız bir Türkiye, Avrupa'yı vizesiz bir Avrupa haline getirmeye, Türkiye'yi Avrupa'nın, çağdaş dünyanın bir parçası yapmaya hazır mısınız? Bunun için değerli Sivaslılar buradan soruyorum. Yasaksız bir Türkiye, vizesiz bir Avrupa'ya var mısınız? Herkesin hakkını aldığı bir Türkiye'ye var mısınız? Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak mı? Sivas, uzun adamdan hakkını alacak mı? Sivas halkçı, milletini düşünen bir iktidarı kuracak mı? Bunun için yürümeye hazır mısınız? Birlikte yürüyecek miyiz? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Şimdi Sivas'tan Türkiye'ye sesleniyoruz. Biz Türkiye İttifakı'yız ve renklerimizi ay-yıldızlı al bayrağımızdan alıyoruz. Kırmızı, beyaz. Kırmızı, beyaz. En büyük; Türkiye. Türkiye İttifakı kazanacak, Türkiye kazanacak. Hep birlikte kazanacağız. Yürüyelim arkadaşlar."

SİYASET 22 Ağustos 2025 Cuma, 20:34

Yorumlar

Öne Çıkanlar

Diğer Haberler

Arazi kavgası: 2 ölü, 4 yaralı, 13 gözaltı

Arazi kavgası: 2 ölü, 4 yaralı, 13 gözaltı

Minguzzi davasını Sedat Peker'in avukatı üstlendi

Minguzzi davasını Sedat Peker'in avukatı üstlendi

Beşiktaş'ın yeni transferi Rıdvan Yılmaz İstanbul'a geldi

Beşiktaş'ın yeni transferi Rıdvan Yılmaz İstanbul'a geldi

Ünlü oyuncunun taciz mesajları ifşa oldu

Ünlü oyuncunun taciz mesajları ifşa oldu

Bayern Münih'ten sezona muhteşem başlangıç

Bayern Münih'ten sezona muhteşem başlangıç

Kur Korumalı Mevduat uygulaması sona erdi

Kur Korumalı Mevduat uygulaması sona erdi