
Resul Emrah Şahan'ın tutukluluğuna itiraz: 3 profesörden ortak rapor
GÜNDEM, 12 Eylül 2025 Cuma, 16:02Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın 23 Mart'tan bu yana tutukluluğuna karşı Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. İzzet Özgenç tarafından hazırlanan bilimsel mütalaanın yer aldığı tutuklama kararına ilişkin itiraz dilekçesi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sunuldu.
Şahan, 19 Mart'ta İstanbul'da yürütülen operasyon kapsamında gözaltına alınmış, aynı gün çıkarıldığı mahkemece "Kent Uzlaşısı" üzerinden yöneltilen iddialar çerçevesinde tutuklanmıştı. Aradan geçen altı ayın ardından yapılan tutukluluk incelemesinde, mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi.
İtiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan bilimsel mütalaada, tutuklama kararının hem ulusal hukuk hem de uluslararası standartlar bakımından hukuka aykırı olduğu vurgulandı.
Mütalaada şu tespitlere yer verildi:
"Tutuklamaya esas alınan "kuvvetli suç şüphesi" somut delillerle ortaya konmamıştır.
Kararda kullanılan gerekçeler matbu ifadelerden ibaret olup kişiye özgü değerlendirme yapılmamıştır.
"Adli kontrolün yetersizliği" iddiası hiçbir somut olguyla desteklenmemiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, böyle bir gerekçesizliğin hak ihlali oluşturduğunu göstermektedir."
Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. İzzet Özgenç tarafından hazırlanan hukuki mütalaada tutuklama ve tutuklamanın devamı kararlarının kanuna aykırı olduğu, "Somut olayda; tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesine dayanak olarak gösterilen, tutuklama talep yazısı yahut kolluk ve savcılık ifadeleri yoluyla mahiyetleri anlaşılabilen ve yukarıda tek tek ele alınıp incelenen hususların bu nitelikleri taşımadığı, dolayısıyla tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli olan somut delillere dayanan kuvvetli şüpheden söz edilemeyeceği, bu yönüyle Resul Emrah Şahan hakkında verilen tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiştir" şeklinde ifade edildi.
"KUVVETLİ ŞÜPHE SEBEBİ OLARAK KABULÜ MÜMKÜN DEĞİL"
Hukuki mütalaa da son dönemde yürütülen soruşturmalarda sıklıkla başvurulan Gizli Tanık beyanlarına ilişkin değerlendirmeler yapıldığı da görüldü. Mütalaa da bu konu, "maddi olayla ilgili beyanına çeşitli nedenlerle güvenilemez bir kişinin tanık olarak kabul edilmesi olanaklı değildir. İşte bu noktada, bahsi geçen tanığın, beyanda bulunurken, bir yıl önceki bir sosyal medya paylaşımının içeriğini neredeyse aynen tekrar etmesi bu kişinin beyanının soruşturma konusu maddi olayı yansıtan güvenilir bir beyan olması hususunda çok ciddi bir şüphe yaratmaktadır. Bu itibarla bizatihi kendisi şüpheli olan bu tanığın beyanının kuvvetli şüphe sebebi olarak kabulü mümkün değildir" şeklinde ifade edildi.
Dilekçe ve ekinde yer alan bilimsel mütalaada tutukluluğun devamına ilişkin gerekçelerin üç şüpheli için aynı kalıplarla tekrarlandığı, Emrah Şahan hakkında özel bir değerlendirme içermediği de şu şekilde ifade edildi:
"Somut olayda ise Hakimlik, birbirinden kısmen ya da tamamen farklı olaylar gerekçe gösterilerek sevk edilen şüphelilerin tümü hakkında, bunların bireysel durumlarını nazara almaksızın müştereken karar vermiş, örneğin kararda "kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı" ifadesine yer verilmiş ancak bu kanıya, her bir şüpheli özelinde ne suretle varıldığına hiçbir şekilde değinilmemiştir. Tutuklama kararı evvela bu yönüyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal etmektedir."
Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu hazırlık aşamalarında çalışan, komisyon başkanlığı yapan ve kanun metnini yazan önemli hukukçular olarak tanınıyor.
GÜNDEM 12 Eylül 2025 Cuma, 16:02
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler