
AYM'den 5 yıl sonra kritik Rabia Naz Vatan kararı
GÜNDEM, 01 Eylül 2025 Pazartesi, 08:50Rabia Naz'ın şüpheli ölümüyle ilgili 7 yıldır adalet mücadelesi yürüten baba Şaban Vatan, eski bakan ve AK Parti Milletvekili Nurettin Canikli'nin şikayeti üzerine açılan 2019'da davada 1 yıl 8 ay hapis cezası aldıktan sonra cezaevine girmişti. Vatan, 38 gün kaldığı cezaevinden 21 Ağustos'ta tahliye edilmişti.
AYM 5 yıl sonra karara bağladı
Giresun'un Eynesil ilçesinde, 2018 yılında evinin önünde yaralı halde bulunan 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Vatan'ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturma yaklaşık 2 yıl sonra takipsizlik kararı verilerek kapatılmıştı. Vatan'ın babası Şaban Vatan da savcılığın bu kararı üzerine Eylül 2020'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, tam 5 yıl sonra dosyayı inceleyerek önemli bir karara imza attı. Vatan'ın ölümüne ilişkin soruşturmadaki tüm eksikliklerin tek tek tespit edildiği kararında AYM, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine hükmederken, Vatan ailesine de 350 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
"Görüntü kaydı alınmamış, savcı olay yerine gelmemiş"
Resmi Gazete'de yayımlanan AYM kararı, Vatan'ın ölümüne ilişkin soruşturmanın baştan sonra özensizlik içinde yürütüldüğünü de ayrıntılarıyla ortaya koydu. Kararda, Vatan'ın Nisan 2018'de evinin önünde yaralı şekilde bulunmasının ardından olay yerine gelen kolluk görevlilerinin bölgede trafik kazasına ilişkin emareler aradıkları ancak buna ilişkin herhangi bir şey bulunamadığı hatırlatıldı.
Kolluk görevlilerince olay yerinin çok kalabalık olmasına karşın "delillerin bulunarak toplanması ve muhafaza altına alınması ile değiştirilmesinin önlenmesi amacıyla" olay yerinin koruma altına alınmadığına dikkat çekilen kararda, çevrede, binada ve ikametgâhta gözlem/inceleme yapılırken görüntü kaydı yapılmadığı da kaydedildi.
Savcının da olay yerine gelmediğine vurgu yapılan kararda, kalabalığın da bölgeden uzaklaştırılmadığı belirtilerek, "Bu durum olayın koşullarının aydınlatılmasına katkı sunması muhtemel delillerin toplanmasında özensizlik ve ciddiyetsizlik gösterildiğini ortaya koymaktadır" denildi.
"Özensizlik ve kayıtsızlığın sonucu"
Kararda, yine olay yerinde ilk incelemeyi yapan kolluk görevlilerinin çatıya çıkmalarına karşın Rabia Naz'a ait okul çantasını bulamadıkları, çantayı olay akşamı sivil vatandaşların bulduğu anımsatılırken, olay yeri incelemesi ve çantanın bulunmasına ilişkin tutanaklar arasında da çelişki olduğu belirtilerek "Tutanaklar arasındaki açık çelişki soruşturmada, delil toplama ve kayıt altına alma hususunda gösterilen özensizliğin ve kayıtsızlığın başka bir göstergesidir" değerlendirmesi yapıldı.
"Olayı aydınlatacak delil içermesi muhtemel olan çantanın" siviller tarafından olay yeri oldukça kalabalıkken bulunmasının çok dikkat çekici olduğuna vurgu yapılan kararda, "Bu durum, çantanın sonradan çatıda ortaya çıkmasının olay yeri ve çevresinin şüpheli ölüm vakasında kontrol altına alınmamasının/muhafaza edilmemesinin yani özensizliğin ve kayıtsızlığın bir sonucu olarak gerçekleştiği yönünde güçlü bir izlenim ve çantanın alana sonradan konulduğu, varsa çanta içinde/üzerinde mevcut delillerin ortadan kaldırıldığı veya değiştirildiği yönünde haklı bir şüphe uyandırmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Çanta üzerindeki izlerin de olayın üstünden 1 yıldan fazla süre geçmesinden sonra incelendiğine değinilen kararda bu durumun da sürece yönelik ihmal ve özensizliği destekler nitelikte olduğu belirtildi.
"Günlük elden ele gezmiş"
Yine Rabia Naz'a ait günlüğün de siviller tarafından bulunduğu ve muhafaza dahi edilmediği belirtilen kararda, günlüğün Rabia Naz'ın odasından alınarak başka yere götürüldüğü, birçok kişi tarafından incelendiği kaydedildi. Kararda, günlük, not, kitap gibi kişisel eşyalar dâhil her türlü bulgunun/delilin olayın aydınlatılmasında kritik önemi olduğu ifade edilerek, başsavcılıkça da günlüğün iz incelemesine tabi tutulmasına karşın, bir süre başka şahıslar tarafından alıkonulması hâli nedeniyle defterde oynama tahrifat yapılması ihtimalinin bulunduğu, kolluk tarafından Rabia Naz'ın odasında inceleme yapılmasına karşın muhafaza altına alınmadığına dikkat çekildi.
"Rabia Naz'ın odasının olay gecesi birçok kişinin rahatlıkla girebileceği şekilde kontrolsüz bırakılması, günlüğün bir süre başka şahıslarca alıkonulması; hem olası başka delillerin de ihmal edilmiş hem de günlüğün tahrif edilmiş olabileceği yönünde haklı şüphe uyandırmaktadır" denilen kararda, "Olay Yeri İnceleme Tutanağı'na da yansıdığı üzere çantadaki romanın intihara ilişkin kısmının ataşla tutturulduğu tespit edilmesine rağmen bu tespitten sonra dahi R.N.V.nin olaya ilişkin veri içerme ihtimali olan odasının, kişisel eşyalarının muhafaza altına alınmamasının etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmadığına, soruşturmanın yaşam hakkının güvencelerinin gerektirdiği derinlikte ve özenle yapılmadığına işarettir" değerlendirmesinde bulunuldu.
"Delillerin elde edilmesinde özenli davranılmadı"
Yine Rabia Naz'ın olay sırasında üzerinde bulunan kıyafetlerinin de bir süre hastanede muhafazasız durduğu sonrasında ise usule uygun biçimde muhafaza altına alınmadığına dikkat çekilen kararda, "Ayakkabılar ve kıyafetler üzerinde yer alan izlerin nereden bulaştığının tespit edilebilmesi için yapılan laboratuvar incelemelerinde kimyasal incelemeye uygun kalıntıya rastlanmadığının raporlandığı görüldüğünden söz konusu delillerin elde edilmesinde ve muhafazasında özenli davranılmadığı yönünde haklı bir şüphe söz konusudur. Bununla beraber etrafta görüntü kaydı yapan kameranın bulunmaması ve ilk etapta olay yerinin kolluk tarafından fotoğraflanmaması, görüntü kaydı alınmaması karşısında ambulans/hastane kamera kayıtlarının da soruşturma sürecinde 2019 yılına değin talep edilmemesi delillerin toplanmasında gösterilen ihmale/kayıtsızlığa bir başka örnektir" denildi.
"Çoraplar delil listesine dahi yazılmamış, kritik tanığın ifadesi alınmamış"
Rabia Naz'ın ölümünün aydınlatılması konusunda kritik öneme sahip olduğu anlaşılan çoraplarının delil listesinde dahi bulunmadığı vurgulanan kararda, bazı kritik ifadelerin de olaydan aylar sonra alındığına değinildi. Kararda, "Bu kişilerin olaya dair ayrıntıları unutmalarına neden olabilecek kadar bir süre (8 ay/1 yıl) geçtikten sonra olaya dair bilgisi olma ihtimali olanların ifadesine başvurulmasında makul bir gecikme olmadığı, bu gecikmenin soruşturma sürecinde kayıtsızlık gösterildiği yönünde emare teşkil ettiği açıktır" ifadeleri kullanıldı. Yine Rabia Naz'ı ilk gören şahıslardan birinin ifadesinin alınmadığı anlatılan kararda, soruşturma aşamasında ifadesine başvurulan polislerin tuttukları tutanaklar ile ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğuna, "olayda bizzat görev alan kolluk görevlisinin soruşturmada özensizlik olduğunu anlattığına" da vurgu yapıldı.
"Soruşturma gerekli derinlik ve ciddiyette yürütülmedi"
Kararda, savcılık aşamasında çok sayıda inceleme ve araştırma yapılmış olmasına karşın, olayın gerçekleşmesinden hemen sonraki sürecin büyük eksiklikler içerdiğine değinilerek şu değerlendirme yapıldı: "Mevcut delillerin kaybolmasına ve sonradan yapılacak araştırmaların etkisiz hâle gelmesine neden olabilecek- ihmal, kayıtsızlık ve gecikme hâlinin soruşturmanın bütünü üzerinde etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin ilkelerle bağdaşmayacak mahiyette bir eksiklik/boşluk yarattığı ve soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yapıldığı yorumunu getirmeyi mümkün kılmadığı açıktır. Tüm bu tespit ve değerlendirmeler ışığında Rabia Naz Vatan'ın şüpheli ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütüldüğünü söylemek mümkün görünmediğinden soruşturma sürecine dair özensizlik, ihmal ve eksikliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatine ulaşılmıştır."
HSK savcılara, Emniyet de polislere disiplin cezası vermiş
Öte yandan AYM kararı, Rabia Naz Vatan soruşturmasını yürüten savcılara da Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından "soruşturma sürecindeki kayıtsızlık ve düzensizlikleri nedeniyle (meslekte yeni ve tecrübesiz olduklarını gözeterek) "uyarma" şeklinde disiplin cezası verildiğini ortaya çıkardı. Kararda ayrıca, Giresun Emniyet Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu da aynı gerekçeyle ilçe emniyet müdürü vekili, komiser yardımcısı ve beş polis memuru hakkında kınama, bir polis memuru hakkında da bir günlük aylıktan kesme disiplin cezası tesis ettiğine yer verildi.
GÜNDEM 01 Eylül 2025 Pazartesi, 08:50
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler

Trabzonspor, Fatih Tekke ile kaybetmiyor

Fenerbahçe'de Sofyan Amrabat, La Liga yolcusu!

Bitcoin 2 ayın en düşük seviyesinde

Varlık Fonu dolar tahvil ihracı için 13 yabancı bankaya yetki verdi

Sabalenka ve Djokovic ABD Açık'ta çeyrek finale çıktı
