
Başkan Bozbey'den Burulaş'ın grev kararına açıklama: Kabul edersek bilet fiyatları 60 TL yükselir!
BURSA, 08 Mayıs 2025 Perşembe, 14:21Başka Gazete / Haber Merkezi
Bursa'da toplu ulaşım hizmetini yürüten Burulaş'ta, Demiryol-İş Sendikası ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sonuçsuz kalmasının ardından grev kararı alındı. Sendikanın 20 Mayıs Pazartesi günü itibarıyla tren ve otobüs seferlerinin durdurulacağını açıklamasının ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey açıklamalarda bulundu.
🎥 CANLI | Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey açıklamalarda bulunuyor https://t.co/tLF3QuE1O2
-- Bursa Büyükşehir Belediyesi (@bursabuyuksehir) May 8, 2025
Başkan Bozbey'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Başlangıçta sendika yönetimi %75 civarında bir oranla karşımıza geldi, daha sonra görüşmelerde %54'e düştü ve en sonunda %47'de ısrar ederek dünkü grev kararının açıklanmasına kadar sürdü; yani 47'de kaldı.
Tabii ki bu taleplerin mevcut şartlarda, günümüz şartlarında da dahil olmak üzere, gerçekten gerçekçi talepler olmadığını sizlerle paylaşmak, ifade etmek istiyorum.
Tabii ki bu artış hayata geçirilirse, en son diyelim ki %47 artış yapıldığında, sadece Bursaray bilet fiyatının 56 TL olması gerekiyor, uzun hattın yaklaşık 64 TL olması lazım.
Onun için bu rakamlar çok net olarak hesaplanmış rakamlar ve bu konuda da yine bizim teklifimiz de var, kamuoyu da bilsin çünkü biz işçimizin yaşam standardının yükselmesinden yanayız. Ancak bunları düşünürken de sadece bir şirketimizde, bir iştirakimizde olanı değil, 13.800 civarında çalışanımızı düşünerek hareket etme sorumluluğumuz var. Bizim sekiz iştirakımız var ve diğerlerinde sözleşmeler tamamlandı. Bu sözleşmelerle birlikte işçilerimizin yaşam standartlarında önemli bir iyileşme de sağlamış olduk. Bir tek burada bir anlaşmazlığa düşüldü.
Yani teklifin eğer kabul olması halinde, sadece bakın, bilet fiyatlarının 60 TL civarında yükseleceğini herkesin bilmesi lazım. Kime yansıyacak? Bu Bursa'ya yansıyacak...
Biz bunların bir kısmını belirli olarak karşılığını veriyoruz, o ayrı. Değerli arkadaşlar, neden bunu söylüyorum? Bursa halkına önemli bir yük geleceğinin altını çizmek istiyorum. Çok ciddi bir yük. Neticede ben bir kamu yöneticisiyim; kendi param değil, bu harcanacak olan her bir kuruş Bursalıların parasıdır, milletin parasıdır. Benim param değil ve halkımızın vergileri ile esnafımızın, iş dünyasının vergileri ile belediyeye gelen, milletimize ait olan her bir kişinin parasını biz en iyi, en sağlıklı biçimde kullanmak, değerlendirmek ve ona göre mali disiplinle beraber de kurumu yönetmek gibi bir sorumluluğa sahibiz.
Çünkü her bir kaynağı verimli kullanmak zorundayız; israf etmeden, idareli harcamakla yükümlüyüz. Sorumluyuz, yani belediyemize bir kurumsal yapı eşliğinde en iyi biçimde mali disipline sahip, sürdürülebilir ve şeffaf bir belediye olarak yönetmek zorundayız.
Biraz önce söyledim, 13.800 belki 20-30 civarında ama olan iştiraklerimizle birlikte çalışanlarımız var. Ancak bu aile bireyleri arasında bir fark oluşturmak istemiyoruz; bir fark da görmüyoruz. Yani, çalışanlarımız bizim için kıymetlidir, değerlidir. Diğer iştiraklerimizdeki çalışanlar da bizim için değerlidir. Çünkü sahada olan 13.800 civarındaki çalışanımızın her biri aslında bir Mustafa Bozbey'dir. Ona göre hizmet üretiyorlar, ona göre vatandaşın sorununu çözüyorlar, bizleri temsil ediyorlar.
Bütün çalışanlarımıza güveniyoruz, hepsini seviyoruz; her biri bizim için kıymetli, her biri bizim için değerlidir. Onun için özellikle kurumsal sürdürülebilirliği, iş barışını ve kurum içi dengeyi mutlaka sağlamak ve bunu uygulamak gibi bir sorumluluğumuz var. Bunu yapmak zorundayız; aksi takdirde büyük olan küçük olanla farklılaşırsa ya da kız çocuk-erkek çocuk diye farklılaşırsa, o zaman ailede parçalanma da olur. Biz aileyi bütün görüyoruz ve bu anlamda da bunları aynı şekilde sendika başkanına da ifade eden biri olarak söylüyorum. Değerli arkadaşlarım, tabii ki bu süreç içerisinde gerçekten çok tutarlı ve olumlu bir süreci yönetmeye çalıştık ve yapıcı bir tutum sergiledik. Çünkü dedim ya, biraz önce söyledim; bizim için her bir çalışanımız kıymetlidir, her biri Mustafa Bozbey'i temsil ediyor. Onun için kıymetlidir.
Emekten yanayız, haktan yanayız; bundan asla bu anlayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Teklifimizi yaparken en üst sınırları düşünerek, değerlendirerek yaptığımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Teklifimiz şuydu: En düşük ücret 50.000 TL olacak. Yaklaşık en düşük ücretten bahsediyorum; eline geçecek net paradan bahsediyorum. Tren sürücülerimiz için yaklaşık 73.360 TL civarında bir teklifimiz var. Bakım formenlerimiz için de 78.360 TL civarında bir teklifimiz var. Yani, belediyemizde ve kurumumuzda asgari ücret alan yok, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Bu anlamda Bursalıların da bilmesini arzu ederim. Bizler bu teklifi gerçekten yaparken elbetteki ekonomik şartları düşünüyoruz, diğer şartları da düşünüyoruz ama belediyemizin mali durumunu da düşünmek zorundayız. Çünkü dedim ya, bu benim param değil, bu milletin parası, buraların parası; 3 milyon 300 bin Bursalının parası. Biz, 13.800 civarındaki çalışanımıza yaşam standartlarını yükselterek destek oluyoruz ve destek olmaya devam edeceğiz. Her biri kıymetli olan çalışanımız için söylüyorum bunu. Tablo bu. Ancak bir şey söyleyeyim; dün sendika başkanımızın belki ağzından kaçtı ama Burulaş'ı yakmakla ilgili bir ifadesi var.
"Bursalıya hakaret olarak kabul ediyorum"
Bu, benim hem kurumun başında olan bir kent yöneticisi olarak çok üzüldüğüm, hakikaten de bir sendika yöneticisi olarak belki hiç söylemeyeceği bir sözün orada ifade edilmesine de kırıldığımı belirtmek istiyorum. Kim adına biliyor musunuz? 3 milyon Bursalının adına, aynı zamanda 13.800 civarındaki arkadaşlarım adına kırıldığımı, üzüldüğümü belirtmek istiyorum.
Böyle bir sözü de asla söylenmemiş kabul etmek istiyorum, doğru bulmuyorum. Biz o kurumu, o Burulaş'ı 1998'den beri yapılandırıyoruz. Böyle bir kuruma, siz böyle bir sözü ifade etmemelisiniz. Orada çalışanlarımızın bir kere değil, 50 kere düşünmesi lazım bu sözü. Çünkü o çalışanlarımızın emeği karşılığında o Burulaş o hale geldi. Siz o lafı etmemelisiniz, etmemeliydiniz. Doğru değil, Bursalıya hakaret olarak kabul ediyorum. Özellikle de Burulaş'ı o hale getiren o çalışanlarımıza da bir hakaret olarak kabul ediyorum ifadeyi. Onun için sayın sendika başkanından bu sözü geri almasını bir an önce Bursalılar adına ve çalışanlarımız adına bekliyorum.
Bu sözü kabul etmemiz mümkün değil, arkadaşlar. Bir sendika başkanının ve sendika yöneticisinin böyle bir sözü ifade edeceği bana söyleseler, şaka söyleseler inanmazdım. Çünkü Burulaş'ı böyle bir konuma getiren, böyle bir yapıya getiren o çalışanlarımızın emeğidir; o çalışanlarımızın karşılığıdır. Burulaş bu seviyeye gelmiştir, kendi ayakları üzerinde duramıyor. O başka, o siyasinin tavırlarından kaynaklanıyor. O yüzden kendi ayakları duramıyor.
Tabii, çok önemli bir krizden geçiriyoruz. Bizler çalışanlarımız için fedakarlık yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Üzerine basa basa söylüyorum, bizim anlayışımız bu. Biz çalışanlarımızı sadece ücretler anlamında değerlendirmiyoruz; biz çalışanlarımızın bir arada, beraberce sosyal alanda, kültürel alanda bulunmalarının, birbirleriyle iyi günde, kötü günde birlikte olmalarını böyle organize ediyoruz.
Çünkü biraz önce söyledim, biz bir aileyiz. 13.800 civarında çalışanımız var. Dörtle çarptığınızda düşünün, yaklaşık 55.000'e yakın bir aileyiz. Biz onun için bunu önemsiyoruz. Biraz önce söyledim, bu rakamların kabul edilebilirliği mümkün değil. Size teklifi biz de söyledik; hatta bizim teklifimiz oranında dahil Bursaray ücretlerinin 52 TL olması gerekiyor. Ancak biz, zaman zaman söylediğim gibi, her ay 300-350 milyona yakın ortalamada, 300 milyon Büyükşehir Belediyesi olarak Burulaş'a destek veriyoruz.
Yani bizim teklifimizle bile 52 TL civarında olması gereken bir bilet fiyatının, aşağıda olmasının sebebi, bizim belediye bütçesinden Bursalıların parasını yine Bursalılar için aktarmamızdır. Ha, diyeceksiniz ki, eğer o 350 milyonu vermezsek, her ay 350 milyon liralık bir tesis yaparsınız ya da 300 milyonluk tesis yaparsınız. Yani onun için rakamın boyutu böyle değerlendirelim. Yani Atatürk Spor Salonu'nu aşağı yukarı üç ayda bitirirsiniz. Yani basit hesapla söylüyorum. Bu anlamda değerli arkadaşlarım, değerli Bursalılar, bizler Büyükşehir Belediyesi olarak Burulaş bünyesinde çalışanlarımız dahil olmak üzere, tüm şirket ve belediyelerimizde Burulaş ve iştiraklerde görev yapan tüm arkadaşlarımızın yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Onların aileleri ile birlikte huzurlu, güvenli bir geleceğe güvenle bakabilecek bir anlayışla güzel bir yaşam sürmeleri, yaşam standartlarını yükselterek bu yaşamlarını devam ettirebilmeleri en büyük arzumuzdur.
Bunun için çalışanlarımıza, ben özellikle konuştuğum için Burulaş'ta tüm arkadaşlarıma, hepsine yürekten teşekkür ediyorum bugüne kadarki hizmetlerinden dolayı.
Ancak bahsettiğim konuyu da dikkate alarak, bu konudaki anlayışlarına belediyenin ve özellikle kurumlarımızın sürdürülebilir olması konusundaki duyarlılıklarını bekliyorum.
Bizim sunduğumuz teklifin Bursalılar adına olduğunu, 3 milyon 300 bin Bursalı adına bu teklifi yaptığımızı ve bu konuda da sendikanın bir kez daha bu teklifimizi değerlendirmesini, sürecin işi yavaşlatarak değil, grevle değil, masada imza atarak sonuçlanmasını arzu ediyoruz.
Bizim isteğimiz bu. Biz bütün işçilerimizi, bütün çalışanlarımızı tekrar söylüyorum, seviyoruz. Her biri bizim için değerlidir; her biri birbirinden farklı değil. Diğer şirketlerde çalışan ya da Burulaş'ta, BUSKİ'de çalışanlar farklı değil; her biri bizim için aynı değerdedir. Ve bu çalışma barışını da bizim bozmamamız gerekir. Onun için çalışma arkadaşlarımın bir kez daha bu konuyu değerlendirmelerini ve sendikanın da bir an önce bu konuda masada, Bursalıları zora sokmadan, Bursalılara ulaşım sorunu yaşatmadan bu sürecin tamamlanmasını istiyoruz. Ve bir an önce masada bu konunun bitirilmesini arzu ediyoruz.
Diğer taraftan, diyelim ki yüksek hakeme gitti. Yüksek hakemden gelen artışlar yüzde 20-21 civarında. Aslında yüksek hakeme gitsek, bizim teklif ettiğimiz ücretlerin altında bir ücret geleceğinin de bilinmesini isterim.
Ama biz diyoruz ki yüksek hakeme gitmeyelim ve diğer şirketlerimizdeki oransal anlamdaki yapılan anlaşmaları baz alarak burada da hiç ayırmaksızın aynı anlaşma statüsünde masada bitirelim. Hiç olmazsa çalışanımızın yüzü gülsün. Biz, çalışanımızın yüzünün gülmesi tarafındayız; onun yaşam standardının yükselmesi tarafındayız. Ama bir tarafı yükseltirken diğer tarafı altta bırakırsak, o zaman çalışma barışı bozulmuştur.
13.800 çalışanımızı biz bu şekilde değerlendiriyoruz ve o anlamda tüm çalışanlarımızın bu anlayışta olduğunu da biliyoruz. Bu baştaki çalışan arkadaşlarımın da her birinin bu anlayışta olacağına inancım tamdır. Diyorum ve bir an önce bu konunun sonuçlanmasını bekliyoruz."
Başkan Bozbey sürecin siyasi olup olmadığı hakkın gelen soruyu ise, "Bu durumun bir siyasi olay olacağına inanmak istemiyorum, açıkçası. Ancak İstanbul'da da yine aynı sürecin yaşandığını düşündüğümüzde, "Ya olabilir mi?" diye de kendimizi bazen çimdikliyoruz. Afedersiniz ama inanmak istemiyorum, açıkçası." şeklinde yanıtladı.
Başkan Bozbey, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya'nın, "Sendika bir anlaşmazlık olursa Bursa'yı kilitleme noktasında bir durum oluşabileceğini söyledi. O güne dair (20 Mayıs) bir sonuç çıkmazsa Bursa'nın mağdur olmaması için bir şey düşünüyor musunuz?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Biz de bu konuda hazırlığımızı yapacağız. Arkadaşlar, Bursalılar yine işlerine, çocuklarımızın okullarına ve vatandaşlarımızın belki bir yerden bir yere ulaşmasına yönelik biz de hazırlığımızı yapacağız.
Neticede Bursalıları o halde bırakacak değiliz. Biz de hazırlığımızı yapacağız ama ben diyorum ki, bizim teklifimiz bu. Bu teklifle gerçekten makul bir teklif sunuyoruz.
Üstelik de ülkedeki ekonominin bu kadar kötü olduğu bir dönemde, Büyükşehir bütçesini daha önce paylaştım, sizlere de anlattım. Bütçemizin, 25 milyar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Çünkü bakın, geçen yıla baktığımızda vergilerde anormal bir düşüş var. Devlet vergi toplayamadığında belediyelere pay aktaramıyor. Böyle bir durum söz konusu, bildiğiniz gibi. En son Orhaneli'de, 100 kişiden 95-96'sı iş talebinde bulundu. Bir yıl önce başladığımızda biz projeye %60 civarında iş talebinde bulunan vardı. Şimdi, gelen işten çıkarılanların sayısını biliyor musunuz? Sadece Bursa için soruyorum, inanılmaz. Arkadaşlar, fabrikalar kapanıyor, depo olarak kiraya veriyorlar. Boş depo olarak içindeki o malzemeyi de satıyorlar. İnanılmaz bir durum var. Tüm bu şartlara rağmen biz yine çalışanımızı koruyup kollamaya devam ediyoruz, onların yanındayız."
BURSA 08 Mayıs 2025 Perşembe, 14:21
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler

Düzce'de çıkan yangında 2 katlı ev, ahır ve traktör yandı

Türkiye'nin dev çay firması satılıyor

24 yaşındaki genç bir saat arayla iki kez kaza geçirdi

Dünyanın en zengin insanlarından Jeff Bezos evleniyor

"Sürpriz bir açıklama yapacağım" demişti! Donald Trump: İngiltere ile anlaştık
