Bursa'daki Ahi Ocağı Müzesi zamanda yolculuğa çıkarıyor

Ahilik geleneğini dünyaya tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla 2021 yılının Cumhurbaşkanlığınca "Ahi Evran Yılı" olarak kabul edilmesinin ardından aynı yıl Gemlik Mesleki Eğitim Merkezi içinde Ahi Ocağı Müzesi kuruldu.

İçinde çeşitli mesleklerin anlatıldığı sembolik çarşı kurulan müzede, ekmek pişirmekten koza yapımına, kestane şekeri üretiminden ayakkabı tamirciliğine eski mesleklerin anlatıldığı 17 dükkan ile geçmiş dönemlerin ekonomik yaşamı yansıtılıyor.

Mimari dekorasyonu ve nostaljik havasıyla ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkaran müzede hem geleneksel meslek dalları tanıtılıyor hem de öğrencilerin meslek seçiminde farkındalık oluşturuluyor.

Müzeyi gezenlere ahilik kültürü hakkında da bilgi veriliyor.

Gemlik Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Atlay, AA muhabirine, müzenin öğrenciler ve öğretmenlerin emeği, işverenlerin de desteğiyle 2021'de ziyarete açıldığını anımsattı.

Müzenin konseptinden de bahseden Atlay, sözlerine şöyle devam etti:

"Burada Bursa'ya ait simgelerimiz var. Dükkanlarımıza baktığımızda Koza Han ile koza üretimiyle başlıyor. Daha sonra İznik'e atıfta bulunuyoruz, çamurdan sanata çini kültürü. Uludağ'a bolca atıfta bulunuyoruz, kestanenin at arabalarıyla toplanma ve üretim aşamasına kadar. Mobilya, marangoz, dikiş nakış, ticaret, zeytin ticareti ve dokuma atölyemiz ile müzemizi bitirmiş oluyoruz."

- "Yurt içinden olduğu gibi yurt dışından gelenler de var"

Atlay, müzeyi ziyaret edenlerin Bursa'nın tarihine yolculuk yaptığını belirterek, müzeyle aynı zamanda mesleki eğitime verilen önemi de göstermeye çalıştıklarını vurguladı.

Müzenin ziyaretçisinin eksik olmadığını dile getiren Atlay, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin dört bir yanından misafirlerimiz geliyor. Misafirlerimiz, burada meslekleri tanıyor. Özellikle, 8. sınıf öğrencilerini davet ediyoruz, bütün meslekleri tanıtıyoruz. Öğrenci, akademik yönü varsa mesleğin akademik yönüne gidiyor. Akademik yönü yoksa ya bizi tercih ediyor ya da meslek liselerinde ilgisini çeken mesleklere yöneliyor. Yurt içinden olduğu gibi yurt dışından gelenler de var. Bulgaristan'dan misafirlerimiz geldi, Japonya'dan geldi, Avrupa ve Balkan ülkelerinden geldiler. Bunları ayrı ayrı misafir ettik. Erasmus projeleriyle Bursa'ya gelen bir grup olduğunda o arkadaşlarımızı müzemizde ağırlıyoruz."

Atlay, ziyarete gelen misafirlerin müzeden etkilendiğini belirterek, "Buraya gelen arkadaşlar gençliklerine gidiyorlar, çocukluklarına gidiyorlar. Mesela en basit örneğimize baktığımızda, 'Ben o çekici kullanmıştım' diyebiliyor. Ya da 'Ben şu tezgahta üretim yapmıştım, ben bu kömürlü ütüyü kullanmıştım' diyor." ifadesini kullandı.

Osmanlı estetiğinin de müzede anlatılmaya çalışıldığını dile getiren Atlay, "Mesela bir kapımız var. Kapının iki tokmağı var. Bir tokmak tiz ses çıkıyor, diğer tokmak ise kaba ses çıkıyor. Gelen kadınsa küçük tokmağı kullanıyor ve karşılayan kadın oluyor, gelen erkek ise büyük tokmağı kullanıyor. Burada Osmanlı estetiğini de işlemeye çalıştık." diye konuştu.