Bursa Su Kolektifi: Nilüfer derin deşarj projesi derhal durdurulmalıdır

Bursa Su Kolektifi: Nilüfer derin deşarj projesi derhal durdurulmalıdır

BURSA, 20 Mayıs 2025 Salı, 13:15
Bursa Su Kolektifi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklamasında bulundu. Açıklamada, "Bursalılar ve Bursa Su Kolektifi olarak Nilüfer derin deşarjı projesine karşı çıkıyoruz. Marmara Denizi'nin katline neden olacak bu proje derhal durdurulmalıdır. Gözler önündeyken Nilüfer Çayı bu kadar kirli akıyorsa kapalı kanalda çok daha kirli akacaktır. Proje gerçekleşirse Marmara Denizi'nde kirlilik patlama noktasına gelecek, oksijensiz bölge su yüzeyine ulaşacaktır. Bilim insanları oksijensiz bölgede çeşitli reaksiyonlar sonucu deniz yaşamı ve insanlar için son derece tehlikeli Hidrojen Sülfür gazının da yüzeye ulaşacağını, denizin çürük yumurta gibi kokacağını, müsilajın süreklilik kazanacağı uyarılarını yapıyorlar. Bu uyarılar, denizi kirletmeyi durdurun, anlamına gelse de AKP iktidarı kirletmenin önüne geçmediği gibi daha da yoğun kirletecek Nilüfer derin deşarjı gibi akıl dışı projeleri açıklaması halkın değil sermayenin çıkarını gözetmesinin sonucudur." denildi.

Bursa Su Kolektifi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklamasında bulundu.

Basın açıklamasında şöyle denildi:

Tekirdağ'da Ege Denizi'ne akan Ergene Nehri'ne deşarj yapan arıtma tesislerinin atık suyu, kapalı kanala alınarak yönü Marmara Denizi'ne çevrildi. Kasım 2021'de derin deşarj çalıştırıldıktan kısa bir süre sonra müsilaj, deniz altında gözlenmeye başladı. Bir kaç ay sonra müsilaj deniz yüzeyine çıkarak Marmara Denizi sahillerini kapladı. Müsilajla mücadele için Marmara Denizi Özel Koruma Bölgesi ilan edildi. Marmara Denizi Eylem Planı sözde uygulamaya alındı. Planda kaçak deşarjlarla mücadele, OSB arıtmalarına yönelik kesin hükümler, müsilaj nedeni gübre, deri, gıda sanayine ve deniz suyunu soğutma olarak kullanan tesislere karşı özel önlemler yoktu. Denizin yüzeyindeki müsilaj toplanarak "müsilaj bitti" algısı uyandırıldı. AKP iktidarı denizin kirletilmesini engellenmek için gereken iradeyi göstermedi. Üç yıl sonra Ekim 2024'te müsilaj yeniden ortaya çıktı. Denizaltında daha önce görülmemiş büyüklükte kütleler ve deniz tabanını tül gibi saran yoğun yapılar oluşturdu. 2025 yılı ilk aylarında deniz suyunu filtreleyen pina, sünger, mercan, midyeler ile denize oksijen veren deniz çayırlarının üstünü örterek onları hızla ölüme sürüklemeye başladı.

Müsilaj şüphesiz denizin kirletilmesinin bir sonucudur. En derin yeri 1370 metre olan Marmara Denizi, yoğun kirletilme sonucu yüzeyden yalnızca ilk 30 metresinde balıkların yaşayacağı oranda oksijen kaldı. Son 23 yılda AKP iktidarı tarafından denetimsiz bırakılan sanayi, maden, tarım ve evsel atık suları, Marmara Denizi'ni foseptik çukuruna çevirdi. Böylelikle Marmara Denizi derinliğinin %98'inde yaşayan canlılar oksijensiz bırakılarak ölüme terk edildi.

Tüm bu gerçekler bilindiği halde geçen hafta 13 Mayıs 2025 Salı günü AKP Bursa İl Başkanlığı, can çekişen Marmara Denizi'ne öldürücü son darbeyi vuracak bir proje açıkladı. Nilüfer Çayı'na boşalan arıtma tesislerindeki atık suyu Karacabey Boğazına akıtılacak kapalı bir kanal projesi üzerinde iki yıldır çalışıldığı açıklandı. Oysa biz, Bursa Su Kolektifi olarak önünde bulunduğumuz Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne geçen yıl böyle bir proje var mı, diye sorduk. "Hayır, Nilüfer'e boşalan deşarj sularını kapalı kanala alan bir proje yok" yanıtı verildi. Müdürlük gizli yürüttüğü proje için bize yalan bilgi verdi.

İşin ilginç yanı, Marmara Denizi'ni çok daha fazla kirleterek öldürücü hançeri batıracak Nilüfer derin deşarj projesi, kirliliğe karşı uyarı yapan bilim insanlarıyla da alay eder gibi günümüzde müsilajın yeniden deniz yüzeyinde yoğunlaşmaya başladığında gündeme getirilmesiydi.

Bilinmelidir ki; yapılmak istenen tozu, pisliği halı altına süpürmektir. Bazı atık su arıtma tesisleri gözümüzün önünde böylesine kirli deşarj yaparken, Bakanlık bunu bile engellemezken, deşarjlar kapalı kanala alındığında artık arıtma bile yapmaya gerek duyulmayacaktır. Ayrıca Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği, kirlilik yükü çok daha yüksek atık suyun denize derin deşarj yapılmasına izin vermektedir. Nilüfer Çayı, sanayi ve evsel atık su arıtma tesisleri tarafından gerektiği gibi arıtılmamakta, kaçak deşarjlarla kirletilmektedir. 23 yıldan bu yana iktidarda olan AKP isteseydi, elinde bulundurduğu devletin gücüyle Nilüfer Çayının ve ülkemizdeki tüm derelerin temiz akmasını sağlayabilirdi. Halkın çıkarına olan derelerin temiz akmasıdır. AKP, halkın değil sermayenin çıkarını, patrona zarar vermeyen yolu seçerek dere, göl ve denizlerimizin kirletilmesine göz yumduğu artık daha net görülmektedir.

Biz, Bursa Su Kolektifi gönüllüleri olarak geçen yaz Uludağ'dan sızıntı suyu bile gelmediği halde dere yataklarının Gürsu'da Karesi Tekstil önünde kaçak kirli deşarjlar dolmaya başladığını gözlemledik. Bursa Valisinin başkanı olduğu Yeşil Çevre Atık Su Arıtma Tesisi'nin arıtılmış demenin olanaksız olduğu, partikül yüklü ve belki de arıtma çamuru ile karıştırılmış kirli sularını, Deliçay dere yatağına boşalttığını gördük. DOSAB, BOSB, NOSAB, Batı ve Nilüfer atık su arıtma tesislerinin Nilüfer Çayı'ndan daha temiz görünümlü su deşarj ettiğini de gördük. Doğu Arıtma'nın AKP döneminden kalan kötü deşarjını ortadan kaldırmak için gereken yatırımlarını yerinde inceleyerek, tamamlanmak üzere olduğunu gözlemledik. Şüphesiz en kötüsü içinde deri parçaları yüzen gerçek müsilaj nedeni olan Badırga Deri OSB deşarjıydı. Bizi umutlandıran DOSAB'ın suyu sürekli devridaim yapacak, atık su çıkarmayan projesi oldu. Gözlemlerimiz gündüz deşarjlarına yönelikti, geceleri ve suyun daha yoğun aktığı kış aylarında nasıl deşarj yapıldığını bilmiyoruz. Birlikte basın açıklaması yaptığımız Panayır Mahallesindeki yurttaşlar, özellikle geceleri kokudan pencerelerini açamadıklarını, çocuklarının hastalandıklarını anlattılar.

Oysa Çevre Bakanlığı deşarjların ne kadar kirli olduğunu her an görebiliyor. Bakanlık deşarj çıkışına koyduğu otomatik ölçüm aygıtlarıyla sürekli analiz yapıyor. Ancak atık su tesislerinin deşarjları ne kadar kirli olursa olsun, Bakanlığın illerde Valiliklere bağlı Müdürlükleri Nilüfer Çayı'nın, derelerimizin kirletilmesini engellemiyor. Gereken önlemlerin alınmasını sağlayıp, yaptırım gücü yüksek cezalar vermiyor. Anlık olarak ölçtüğü atık su arıtma tesislerinin tahlil sonuçlarını, internette halka açık yayınlamıyor. Bakanlık caydırıcı olmayan küçük parasal cezalar keserek bir şey yapıyormuş gibi gözükmeye çalışıyor. Şüphesiz bu durum, AKP iktidarının devleti şirketlerin çıkarlarını gözeterek yönetmesinin sonucudur. Şüphesiz bu durum devleti kamusal değil, şirket gibi yönetmenin sonucudur.

Ergene'de önce bütün OSB'lerin katılımıyla, kanunlara aykırı olsa da Tekirdağ Valisinin yöneticiliğinde Ergene Derin Deşarj AŞ kuruldu. Akademisyenler, TMMOB, TTB, TBB projeye karşı çıkan raporlar yayınladılar. Tekirdağ Valisi projenin bütününü ÇED Çevre Etki Değerlendirme Yönetmeliği'nden muaf tuttu. Bölgedeki arıtma tesisleri Kanunlara aykırı olarak Yönetmeliklerdeki deşarj kirlilik sınırlarına uyulacağı garantisinin bile olmadığı ayrı ayrı ÇED yaptılar ancak projenin bütününe yönelik bir ÇED yoktu. ÇED yönetmeliğine göre bir tavuk çitliği için bile ÇED süreci yürütüldüğü halde denizde kirlilik yükünü daha önce hiç olmamış oranda arttıran Ergene Derin Deşarj Projesi kanunlara aykırı olarak ÇED'siz inşa edildi. Kasım 2021'de tamamlanıp, Marmara'ya olanca kirlilik yükünü boşaltmaya başladıktan kısa bir süre sonra müsilaj Marmara Denizi'nin kabusu oldu. ÇED olmadığı için projeye dava açılamadı. Proje tamamlandıktan sonra yurttaşların girişimiyle açılan davada türlü adaletsizlikler yaşandı. Davada mahkemenin istediği anlık ölçülen deşarj analizlerini vali, kanunlara karşı gelerek vermedi. Çevre Bakanlığı denizde üç ayda bir yapması gereken analiz sonuçlarını da kanunlara karşı gelerek mahkemeye göndermedi. Son olarak davada mahkeme, ödenmesi olanaksız miktarda bir değer olan 1,5 milyon lira bilirkişi ücretini dava açan yurttaşlardan talep ederek davayı çıkmaza sürükledi.

Tüm bu gerçekler ışığında biz Bursalılar ve Bursa Su Kolektifi olarak Nilüfer derin deşarjı projesine karşı çıkıyoruz. Marmara Denizi'nin katline neden olacak bu proje derhal durdurulmalıdır. Gözler önündeyken Nilüfer Çayı bu kadar kirli akıyorsa kapalı kanalda çok daha kirli akacaktır. Proje gerçekleşirse Marmara Denizi'nde kirlilik patlama noktasına gelecek, oksijensiz bölge su yüzeyine ulaşacaktır. Bilim insanları oksijensiz bölgede çeşitli reaksiyonlar sonucu deniz yaşamı ve insanlar için son derece tehlikeli Hidrojen Sülfür gazının da yüzeye ulaşacağını, denizin çürük yumurta gibi kokacağını, müsilajın süreklilik kazanacağı uyarılarını yapıyorlar. Bu uyarılar, denizi kirletmeyi durdurun, anlamına gelse de AKP iktidarı kirletmenin önüne geçmediği gibi daha da yoğun kirletecek Nilüfer derin deşarjı gibi akıl dışı projeleri açıklaması halkın değil sermayenin çıkarını gözetmesinin sonucudur.

Günümüzde yaşadığımız susuzluk iklim krizi ile birlikte gelecekte daha da derinleşecek. Yeraltı suları tükenecek. Kaçak su çeken fabrikalar bile susuz kalacak. O nedenle arıtma tesisleri (daha önce DOSAB'ın açıkladığı atıksu deşarjı olmayan projeyi daha da geliştirerek) atık suyu ileri biyolojik ve kimyasal arıtarak, atık su deşarjı yapmadan, arıtma çamurlarını 1200 derecede yakan niteliğe dönüştürülmelidir. Şüphesiz ki Bursa'ya ve Türkiye'ye en büyük ihanet Nilüfer kapalı kanal projesini yapmak olacaktır. Nilüfer derin deşarj projesi derhal iptal ve hatta imha edilmelidir. Bursa Su Kolektifi olarak bu projeye karşı her ortamda mücadelemizi sürdüreceğiz.

BURSA SU KOLEKTİFİ

20.05.2025

BURSA 20 Mayıs 2025 Salı, 13:15

Yorumlar

Öne Çıkanlar

Diğer Haberler

Özgür Özel'den HSK üyeliği seçimlerine tepki: AYM'ye başvuracağız

Özgür Özel'den HSK üyeliği seçimlerine tepki: AYM'ye başvuracağız

Altının kilogramı yükseldi

Altının kilogramı yükseldi

Nazan Öncel'in sağlık durumu hakkında yeni açıklama

Nazan Öncel'in sağlık durumu hakkında yeni açıklama

Altay Bayındır'ın büyük heyecanı: 11. Türk olacak!

Altay Bayındır'ın büyük heyecanı: 11. Türk olacak!

Albert Riera'dan Alvaro Morata açıklamas

Albert Riera'dan Alvaro Morata açıklamas

MİT Başkanı İbrahim Kalın, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile görüştü

MİT Başkanı İbrahim Kalın, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile görüştü