
Özgür Özel: "Kürtleri Erdoğan'ın düşündüğü gibi ilkesiz görmeyin, Türkiye'ye ümmetçilik üzerinden sana hesap yaptırmayız"
SİYASET, 12 Temmuz 2025 Cumartesi, 19:32CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla bugün saat 18.00'de Malatya Büyükşehir Belediye Binası arkasındaki miting alanında başladı.
Alana Özel ve tutuklu olan CHP'nin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu'nun fotoğrafının yer aldığı ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' yazılı pankart ve hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in fotoğrafının yer aldığı pankartlar asıldı. Güvenlik önlemlerinin alındığı alan barikatlarla çevrildi.
Özel'in konuşmalarından satır başları:
-"Bugün burada 35'inci mitingimizi yapıyoruz. Bütün Malatya bilir. Darbeler iktidara yapılır. Herkes döner muhalefetin gözünün içine bakar. 15 Temmuz'da hiç duraklamadan muhataplarımızı aradık. AK Parti'ninn o güne kadar bize yaptıklarını bir kenara bıraktık, Meclis'te hep birlikte direndik. Darbe sandığı, milletin iradesini hedef alır. Kim milletin seçtiğine darbe yapıyorsa karşısında hep birlikte durmak icap eder. O gin o zor sınavdan alnımızın akıyla çıktık. 19 Mart'ta yaşadığımız darbe evet iktidara; 31 Mart seçimlerinin birinci partisine. O partinin İBB Başkanına, milletimizin takdiriyle bir sonraki Cumhurbaşkanına; Ekrem İmamoğlu'na yapıldı.
"19 MART'I 75 YIL ÖNCE MALATYA YAŞADI"
"Şimdi Malatya'da geçmişten bir hatırlatma yapalım. Bütün Türkiye'ye ibretlik bir hatırlatma... 19 Mart'ı yıllar önce, 75 yıl önce Malatya yaşadı... Bütün sağlık çalışanlarına, şu koşup giden ekibe, Covid sırasında 'Hakkınız ödenmez' deyip sonra haklarını ödemeyip yedikleri sağlık çalışanlarına bir kuvvetli alkış alayım sizden. Bir de madem alkış almaya başlamışken polislerimiz var. Tayyip Bey bunlara zam sözü verdi, tutmuyor. 12/24 çalıştırıyorlar, fazla mesai vermiyorlar. Her türlü olmadık işi polise yaptırıyorlar. Emeklerini sömürüyorlar. Sonra da milletle karşı karşıya getiriyorlar. Polis teşkilatında çalışan bütün arkadaşlarımıza bir kuvvetli alkış alalım. Bugün şehidimizin, Malatyalı teğmenimizin evine gittim taziyeye. Çok üzüldük o yaşananlara. O konunun da hızla Meclis'te araştırılmasına çalışıyoruz. Ama sınır boyunda bekleyen, 'terör' deyince terörle mücadele eden, 'savaş' deyince gözünü kırpmadan giden Mehmetçiğe de yürekten bir teşekkür alkışı... 31 Mart'ın hazımsızlığını 19 Mart'ta darbeye çevirenlerin aynısını Malatya, 75 yıl önce yaşadı. 1950'de ilk yerel seçimleri İsmet Paşa'nın adayı Mahmut Muzaffer Akalın kazanır. Akalın kazanır ama iktidar Demokrat Parti'de Vali olarak buraya Başbakan Yardımcısı'nın kayınbiraderini yollarlar. Vali gelir, Akalın'a 'İlk iş belediye binasındaki İnönü resimleri inecek' der. Belediye Başkanı 'O resimleri oradan indirmem' der. Bir yolunu bulur, Belediye Başkanı'nı görevden alır. Mahkemeye giderler, Mahkeme Başkanı haklı görür ve göreve iade eder. Bu sefer belediye meclisini lağvederler, Malatya Belediyesi'ne kayyım atarlar. Bu mücadelenin sonunda bu sefer seçimler tekrarlanır ve Cumhuriyet Halk Partisi en yakın rakibinin iki kat oyunu alarak belediyeyi kazanır. Malatya 75 yıl önceden, seçtiğine sahip çıkmanın, seçilmişlerin arkasında durmanın, darbecilerle mücadele etmenin en iyi örneğini Türkiye'ye göstermiştir. Hem Malatya'ya 1950'den beri seçilen hangi partiden olursa olsun belediye başkanlarına; vefat edenlere rahmetle, çalışanlara, yaşayanlara minnetle şunu ifade ediyoruz. Millet kimi seçerse, biz onun arkasındayız. Ama darbecilerin sonuna kadar karşısındayız. Son yerel seçimlerde 47 yıl sonra Arapgir'e, Arguvan'a, Doğanşehir'e, Hekimhan'a ve Yazıhan'a birbirinden kıymetli pırıl pırıl belediye başkanlarımızı seçtikleri için yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun."
"10 DEPREMZEDEDEN ALTISI HALA ÇADIRDA, GURBETTE, KONTEYNERDE"
"Biraz önce Veli Başkan ifade etti. 6 Şubat depremi ülkemizi çok kötü şekilde yaralayan, 50 binin üzerinde canımızı alan, her eve bir ateş, 11 şehre ateş düşüren bir deprem. İlk gün, deprem olduktan sonra ilk gece buraya geldim. İlk geceyi Malatya'da ateşin başında geçirdim. Ertesi sabah görüntüyü görünce depremin Malatya'da neler yaptığını gördüm. Veli Ağbaba'nın mücadelesini, Cumhuriyet Halk Partisi örgünün aylar süren mücadelesini, defalarca Malatya'ya gelerek, 45 gün kaldığım deprem bölgesinde beş-altı kez gelip görerek, milletvekillerimizin çalışmalarını görerek buradaydım. O günlerde tüm Türkiye'de 650 bin konut yapılacaktı. Malatya'daki konut ihtiyacı da 101 bindi. O gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya'ya da Türkiye'ye de bir yıl içinde bütün konutları teslim etmenin sözünü verdi. Şimdi depremin üzerinden 2,5 yıl geçti. İstanbullunun, İstanbul'u yönetmesine onay vermediği Murat Kurum'u tekrar bakan yaptı. Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde '250 bininci konutu teslim ediyorum' diyerek, 'Yapamazsın, dediler. Yapıyoruz' diye algı yöneterek utanmadan, sıkılmadan törenler yaptı. Ey Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözü; bir yılda 650 bin konut. 2,5 yıl geçmiş, 250 bin konut konutların yüzde 38'i. Malatya'daki duruma bu sabah baktım. 101 bin konut sözü var, 35 bin konut vermişler. 'Bir yılda bitireceğiz' demişler, 2,5 yılda konutların yüzde 35'i verilmiş. AFAD'a göre 75 bin kişi Malatya'da konteynerde yaşıyor. İlk başta 125 bin kişiydi, 50 bini konteynerden kurtulmuş, 75 bin kişi konteynerde yaşıyor. Doğru mu? Konteynerler perişan durumda, sağlık tehditte. Bu sıcağın altında 2,5 yıl sonra Malatya gibi şehirde 75 bin kişi konteynerde kalıyor. Bu Murat Kurum utanmadan teslim töreni yapıyor. Milletten alkış istiyor. Buradan ifade ediyoruz. 'Bir yıl içinde vereceğim' deyip, 2,5 yılda yüzde 40'ını bile vermeyen, 10 depremzededen altısını çadırda, konteynerde ya da gurbette yaşatan bu AK Parti iktidarına da Recep Tayyip Erdoğan'a da yazıklar olsun. Bir diğer taraftan depremzedelere verilen konutlar oturulacak gibi değil. İkizce bölgesinde altyapı yetersiz, okul yok, cami yok, ekmek alacak market yok. Yerinde dönüşüme 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi dediler. Bugün ortalama ev fiyatı 3,8 milyon lira. Bugün artık bunun hızla daha önce teklifini verdiğimiz gibi 1,5 milyon lira, 1,5 milyon lira hibeye döndürülmesi gerekmektedir. Veli Ağbaba gelirse, çok seviyorsunuz, oy vereceksiniz. Ama iktidar başka. 'Veli Ağbaba başkan olursa yerinde dönüşüm olmaz' diye korkutup, Malatyalılara oy vermemek için ikna edenler, yerinde dönüşüm yapıyorlar mı? En büyük yalanı attılar. Yine suçüstü yakalandılar. Bunun için şunu söylemek gerekir. Hem kiracıların çaresizliğine dikkat etmek lazım. Deprem olduğunda 7 bin 500 liraydı Malatya'da ortalama kira, şimdi 25 bin 800 liraya çıkmış. Kiracıyı düşünen yok, kiracının yanında duran yok. Ama Malatyalının da kiracısının da çiftçisinin de arkasında duran bir kişi var. O da sizin evladınız, benim kardeşim Veli Ağbaba."
"Geçtiğimiz günlerde 12 Nisan'da, üç ay önce bir don felaketi yaşandı. Manisa'da üzüm üreticisi yandı. Antalya'da, güneyde narenciye üreticisi. Çay üreticisini de vurdu, elma üreticisini de. Amasya'yı da vurdu, Rize'yi de. Ancak Malatya'yı don öyle bir vurdu ki Malatya'da ne kayısı kaldı; ne elma, ne badem, ne ceviz, ne ayçiçeği, ne buğday... Her şeyi sildi, götürdü. Kayısının üzerinde bir tane kalmadı, yandı kavruldu. Önce bir durdular, Meclis'te sustular. Büyük mücadelelerden sonra, partizimin ve Veli Bşakanın, nihayet komisyonu kurdular. Dediler ki bayramdan sonra bu zararı karşılayacağız.
"Malatya'da 8 milyon ağaç var. 60 bin haneye bakıyor. Yaşıyla kurusuyla kayısı, 70 ülkeye ihracat yapılıyor. Malatya'da toplam 40 milyar liralık zarar var. Ve mutlaka meyveler için, başta kayısı, bütün meyve bahçeleri için dönüm başına 10 bin lira ödenmesi şart. Diyorlar ki 'TARSİM var mı?' Beş ağaçtan birinde TARSİM var. Beş ağaçtan birinde. Gerisini kaderine bırakıyorlar. 'Yardım yapacağız' dediler, şimdi kasıma ertelediler. Malatya'dan bir kez daha bu iktidara sesleniyoruz. Kayısı demek sadece ağacı olanı değil, bu şehirdeki herkesi etkileyen bu don faciasının yükünü bu şehrin sırtından alın. Derhal Malatyalı çiftçilerin sesini duyun, ödemelerini yapın. Ayrıca her geldiğimde hatırlatıyorlar. Arguvan'ın Yoncalı Barajı, 30 yıldır bitmedi. Diyorlar ki, bu baraj yılda 750 milyon lira, neredeyse 1 milyar lira ekonomiye katkı sağlayacak, ama halen daha bitmedi. Çiftçilerin zararlarının bir an önce karşılanması gerekiyor. Üreticilerin, bankalara olan borçlarının faizlerinin silinmesi, ana paranın derhal ertelenmesi gerekiyor. Elektrik ücretlerinde indirim yapılmalı, elektrik ücretini ödenmediğinde derhal kesim işlemi durdurulmalı, eskiden olduğu gibi hasat dönemine bırakılmalı. Ama bu sene elektrik borçlarıyla ilgili mutlaka bir erteleme ve bunun için faizsiz bir kredilendirme yapılmalı. Çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV, KDV alınmamalı. Ayrıca Malatya'da AK Parti'nin bir şampiyonluğunun acısı çekiliyor. Türkiye'yi dünya sığır ithalatçılığında birinci yaptılar. Malatya'daki besicileri perişan ettiler. Yetmezmiş gibi şap hastalığı da yüzde 50 ila 80 arasında et ve süt üretiminde sıkıntı yarattı. Bunun için derhal Malatya'nın çiftçisine de besicisine de bu devletin sahip çıkması gerekiyor. Malatya'nın sesini duyurmamızı istedi arkadaşlar, buradan canlı yayında bütün Türkiye'ye sesleniyoruz. Malatya'nın sesini duyun, Malatya'nın sesini duyun."
"ASRIN FELAKETİNİN 1,5 KATI PARAYI 19 MART DARBESİNDE HARCADILAR"
"Ekonomi yıllardır bitmek bilmeyen bir krizin içinde. 19 Mart darbesiyle birlikte zaten zorda olan ekonomi, iyice dibe vurdu. Ne eğitimde ne işte olan tam 4,7 milyon gencimiz var. Bu rakam yüzde 6 Avrupa'da, kara kara düşünüyorlar. Türkiye'de yüzde 35. Gençlerin yüzde 35'i ne çalışıyor, ne okula gidiyor. Ev genci diyorlar. Ve bu tarihin en yüksek rakamı. Yoksullukta Avrupa birincisiyiz. Gıda enflasyonunda dünya birincisiyiz. Sadece ve sadece bu ikisindeki rakamların en önemli sebebi; adalete güvende dünyada 117'nci sıradayız. 19 Mart'ta yaptıkları darbe ile 150 milyar dolar hasar yarattılar. Ve bu para 6 trilyon lira. 'Asgari ücreti 30 bin lira yapın, işverenin yükünü destekleme ile kaldırın' diyoruz. Buna lazım paranın 120 katı. Emeklilere verdikleri zammın tam 150 katı. 6 Şubat depremindeki hasarın 1,5 katı. Asrın felaketinin 1,5 katı kadar parayı 19 Mart darbesinde harcadılar, bitirdiler. Ve maalesef Mehmet Şimşek diyor ki 'Biz o rezervleri bugünler için biriktirdik.' Rezervi kayısıcı için biriktirmiyor, rezervi asgari ücretli için biriktirmiyor. Rezervi emekli için biriktirmiyor ama Ekrem Başkan'a darbe yapmak için biriktiriyor. Mehmet Şimşek'e de yazıklar olsun, AK Parti'ye de yazıklar olsun. Dün Antalya'da bir önceki gün Adana'da, ondan önceki gün Amasya'da ama Türkiye'nin dört bir yanında aynı nida, aynı haykırış: Hükümet istifa, Erdoğan istifa. Çünkü artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Ne emeklinin, ne çiftçinin, ne asgari ücretlinin, ne de esnafın dayanacak gücü kalmamıştır. Artık bu iktidar milletin yakasından düşmeli, sandığı getirmeli, erken seçimde millet kendini bu dertlerden kurtaracak olanları seçmelidir."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN 'TARİHİ KONUŞMASI'NA YANIT
"Ve bugün aslında çok tarihi bir gündeyiz. Tayyip Erdoğan günlerdir bugün tarihi bir açıklama yapacağını söyledi. Günlerdir açıklamanın yapılacağı salonun hazırlıklarını gösteriyorlar, 'Üç gün kaldı, iki gün kaldı.' Millet bugün döndü, kulağını açtı dinledi. Asgari ücrete zam açıklamadı, emekliye zam açıklamadı. Memur emeklisine seyyanen zam vermedi. Atanmayan öğretmene müjde vermedi. Don gören çiftçilere bir ödemeden bahsetmedi. 'Demokrasiye döneceğim, adil bir yönetim yapacağım' demedi. Erken seçim müjdesini vermedi ama döndü dolaştı, kendi partisinin propagandası yaptı. 'Efendim PKK silahları yaktı bundan sonra AK Parti, MHP, DEM birlikteyiz, başkasını istemeyiz. Bundan sonrası Türkiye'nin 100 yılı' dedi. Önce şunu söyleyeyim. 41 yıldır PKK terör örgütü var, 23 yılı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarında. Ya Erdoğan Başbakan ya Cumhurbaşkanı. Geldiği sene 2002'de sadece yedi şehidimiz var. Oradan aldı, yalan yanlış işler yaptı. 2015-16'da 530 şehidimiz var. Geçmişte 'Çözüm süreci' dediğinde 'CHP'yi istemem.' MHP o zaman buna 'Apo'yla anlaştın' diyor, 'İhanet süreci' diyor. Bu Devlet Bahçeli'ye 'Kan emici vampir' diyor, birbirleriyle çatışıyorlar, CHP'yi istemiyorlar. Arkasından 530 tane şehit veriyoruz. Sanki buralarda hiç suçu yokmuş gibi bugün çıkmış, 'Biz anlaştık, biz yapacağız, bu işten de fayda göreceğiz' diyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yıllardır teröre karşıyız, hem terörsüz hem demokratik bir Türkiye'nin arkasındayız. Biz barışın da demokrasinin de teminatıyız. Biz hem terörsüz hem demokratik bir Türkiye istiyoruz. Karşımızda demokrasiye savaş açan, rakiplerini hapse atan, belediyelere kayyım atayan, seçilmiş siyasetçileri zindanlarda çürüten otokrat bir iktidar var. Bu anlayışla bu ülkeye demokrasi gelmez. Buradan 'İç cephemiz güçlü olsun' diyenlere sesleniyorum. Muhalefete zulmederek, zindanları siyasi tutsaklarla doldurarak yapamazsınız. Biz Saraçhane'de yedi gün, yedi gece bütün demokratlar birlikte direndik. Ümit Özdağ'a özgürlük, Ekrem İmamoğlu'na da özgürlük, Selahattin Demirtaş'a da özgürlük dedik. Hep beraber, yan yana, omuz omuza seçilmişlerin yanında durduk. Ama bugün, dün DEM Parti ile görüştük diye bize terörist diyenler, belediye meclislerinde eski DEM'den bir belediye meclis üyesi var, Kent İttifakı var, İstanbul İttifakı var diye belediye başkanlarımızı hapse atanlar, şimdi terör örgütünün başı ile oturdular, anlaştılar. Ama halen daha belediye başkanlarımızı içeride tutuyorlar. Bugün şunu açıkça gördük. Erdoğan umut siyaseti yapamadığı için, tükenmiş olduğu için, perişan olduğu için bir daha seçim kazanma ihtimali olmadığı için bir düşman arıyor, yine düşman siyaseti yapmak istiyor. Erdoğan'a sesleniyorum; aç olanın karnını doyurmadan, işsiz olana iş bulmadan, dertli olanın derdini çözmeden korku siyasetine geçit yok. Yıllardır açsın biliyorum, işsizsin biliyorum yoksulsun biliyorum ama oyu bana vermen lazım. Yoksa vatani öldürecekler, bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler diye milleti bütün zorluklarına rağmen korku siyasetiyle kendisine oy verdirdi. Şimdi orada yaptığı, orada yaptığı suçlamaları bugün hepsini unuttu yeni bir korku Siyaseti, yeni bir düşman, Cumhuriyet Halk Partisi. Burada nerede ona sesleniyorum durduğum yerden geri gitmem teröre de karşıyım barışın da arkasındayım. Terörü de karşıyım barışın da arkasındayım. Siyasete sana göre yapmam. Gazi'nin partisini Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'nin birinci Partisi'nin kimseye aşağılatmam, alnını karışlarım senin, alnını karışlarım. Çıkmış Kürt Türk Arap, Kürt Türk Arap. Hesap Kürtlerin temsilcisi dem. Türklerin temsilcisi MHP bak bak bak. Arapların temsilcisi kendisi. Suriyelileri doldurdu Arapların temsilcisi kendisi. Bir çatı kuracak çatıda vatandaşlık bilinci değil Ümmet bilinci olacak. Sünni Müslümanlık üzerinden yeni bir ittifak kuracak ve aklı sıra bunun üzerinden yeni bir ittifakla yürüyecek. Bugün çeşitli siyasi partilerden açıklamalar geliyor. Biz Kürt ve Türk'ün kardeşliğine gözyaşının bitmesine, şehit gelmemesi için her şeyi yaparız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak durmamız gereken yerde dururuz.
Çeşitli partilerden açıklamalar geliyor. Biz şehit gelmesin diye her şeyi yaparız ama Türkiye'ye bir ümmetçilik üzerinden din siyaseti üzerinden bu coğrafyada sana hesap yaptırmayız, biz bu işi Türkiye ittifakıyla nasıl yendiysek yine yeneceğiz. Buradan bütün CHP'lilere sesleniyorum asla ve asla korkmayın. Efendim yeni bir ittifak kurulur orada hiçbir partiyi de hor görmeyin. Kürtleri ilkesiz insanlar gibi düşünmeyin. Kürtlerin de biz Türklerinde Laz'ı da Çerkez'i de baş üstünde. Ben Türk Milliyetçilerine de kurban olayım ülkücülere de kurban olayım Kürt kardeşime de kurban olayım Tayyip Erdoğan düş yakamızdan..."
SİYASET 12 Temmuz 2025 Cumartesi, 19:32
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler

Kayalıklardan düşen yaşlı adam öldü!

İsrail'in İran'a saldırılarında 12 gazeteci yaşamını yitirdi

Rize'de iki araç çarpıştı: Ölü ve yaralılar var

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 90 Filistinli yaşamını yitirdi

Ankara'da 26 katlı binada korkutan yangın!
