
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bize saldırmayı kimse aklının ucundan dahi geçiremeyecektir
SİYASET, 18 Haziran 2025 Çarşamba, 12:26Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Aziz milletim, değerli vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler, her birinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Dava arkadaşlarıma, AK Parti'nin her bir üyesine bugün bir kez daha sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.
Heyecanlarıyla, coşkularıyla bizlere umut aşılayan gençleri muhabbetle selamlıyorum. Grup toplantımızın, değerlendirmelerin ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
"NUMAN BEYİ KUTLUYORUM"
Meclis Başkanlığı görevine ikinci kez seçilen Numan Beyi tebrik ediyorum. Yeni görev alan veya görevlerine devam eden vekillerimizi içtenlikle kutluyorum.
Bir mübarek bayramı daha geride bıraktık. 620 gündür Gazze'deki katliamlar sebebi ile buruk geçirdiğimiz Kurban Bayramı'nızı tekrar tebrik ediyorum. Bayramlar yardımlaşma ve paylaşma duygularının yanı sıra birliğimizin perçinleştiği zaman dilimleridir. AK Parti teşkilatımız ve belediyelerimiz her bayramda olduğu gibi bu bayramda da tam kadro sahadaydı. Milyonlarca üyemiz ile ziyaretlerle kardeşlik atmosferini güçlendirirken sevgi ve hoşgörünün kalplerde çoğalmasını sağladık.
Vatan topraklarının her karışında bayramın uygun şekilde idrak edilmesi için çalışan teşkilat mensuplarımıza şükranlarımı iletiyorum. Rabbim eksikliğinizi bu millete hissettirmesin diye dua ediyorum. Bir üzüntümü de paylaşmak istiyorum. Küskünlükleri bir yana bırakıp helalleştiğimiz bayram günlerinde ana muhalefet partisinin kendisini milletten ayrıştırması bu mübarek günlerin ruhuna uygun olmayan davranıştır. İstanbul'da çöreklenenlerin güdümünden çıkamayanları esefle kınıyorum. Bir düşman hukukundan bahsedilecekse asıl düşman hukuku budur. Bayramlarda bile gerilimi, kutuplaşmayı vahim hata olarak görüyoruz Toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz, yapılsa da millete ülkeye hayır gelmez. uyarı levhalarına dikkat edip kendilerine çeki düzen vermek yerine daha fazla dibe batıyorlar. Belediyeleri semirenler ana muhalefeti canlı kalkan yaparak Türk siyasetini de enfekte ediyor. Siyasi rakibimiz de olsa bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Özel ve ekibinin yanlışta ısrarından vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanmaları gerektiğine inanıyoruz. Sadece CHP'nin değiş Türk demokrasinin de buna ihtiyacı var. Ana muhalefetin Kim kimin yüzüne tükürecek tartışması ile meşgul olması utanç verici. Biri çıkıp çaldın diyor diğeri sen daha büyük çaldın diyor. Tetikçilere kasetler el altından teslim ediliyor. daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretleri savuruyorlar. Böyle bir ana muhalefet partisi olur mu. Siyasi parti mi yoksa bir pembe dizi mi seyrediyoruz biz de karıştırır olduk. Özel çıkmış mazot şişesi üzerinden hesaplar yapıyor. Petrol istasyonu işlettiğini bilmiyordum, eczacı biliyordum. Selefi biraz daha maharetliydi. Özel'in matematiğinin iç açıcı olmadığı anlaşılıyor. Göreve geldiğimizde 184 liraydı asgari ücret. 170 litre mazot alınıyordu bununla. 4 kez aracını fullüyordu asgari ücretli. Bugün ise 445 litre mazot alınabiliyor ve arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında da geçerli. Asgari ücret alım gücünde ciddi iyileşme söz konusu ama bu her şey güllü gülistanlık demek değil. Hayat pahalılığının farkındayız. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça vatandaşın hayat standardını daha da yükselteceğiz.
Şimdi yeni bir adım atıyoruz ve yatırım taahhütlü avans kredisi programı 300 milyar liradan 500 milyar liraya çıkarıyoruz. Hükümet olarak ekonomide de ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.
Ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Başkanı sayın Özel'dir. Tavsiyem kendini çok yormasın, hırpalamasın. Acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, ödenmeyen SGK borçlarından bahsetsin. İflası eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Şişirilmiş konser faturaları ile soyulan beytülmalden bahsetsin. Çıksın İstanbul'un yağmalanan kaynaklarından, yağmalananlardan bahsetsin, besledikleri trol ordularından bahsetsin. Yıllarca şeffaflık derken kameralara bant çekerek neyi sakladıklarından bahsetsin. Değilse her konuşmasın gündem çarpıtması olacak. Türkiye'nin gerçek meselelerine geri dönmelerini ümit ediyoruz. Milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Ülke ve dünya gündeminden kopan bir parti milli konularda inisiyatif alamaz. Türkiye tüm enerjisini beka meselelerine ayırması gereken dönemden geçiyor. terörsüz Türkiye sürecimizin ulaşılması için birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Hep beraber yüce Meclis çatısı altında ortak irade ortaya koymalıyız. CHP dahil grubu bulunan partilerin yüksek hassasiyet ile hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşten olursa olsun milletin siyaset kurumundan beklentisi bu yönde. Şahsi ikbal kavgasını değil sorunları ile hemhal olunmasını istiyor milletimiz. Herkesi sağ duyulu olmaya davet ediyorum. Sorumlu davranan bütün siyasi aktörlere de milletin kürsüsünden teşekkür ediyoruz.
İsrail'in katliam politikaları 7 Ekim sonrası toplu kıyıma ve en sonunda da soykırıma dönüştü. 620 gündür süren vahşette 55 binden fazla masum hayatını kaybetti. İsrail saldırıları daha vahim boyut kazanmış durumda. Yüzde 80'i enkaz haindeki Gazze'de 2 milyon masum sivil açlığa susuzluğa mahkum edildi. Her gün yüzlerce masumu alçakça katlediyor. Avrupa'daki holokost sürecinde Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler oluşmamıştır. Netanyahu zalim Hitler'i çoktan geride bırakmıştır.
Umarız yaptıklarının hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir. İsrail bir yanda Gazze'de soykırım suçu işlerken Lübnan'a, Suriye'ye, Yemen'e saldırdı buralarda sivilleri katletti.
İran hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, gözü dönmüş ülke tarafından çok açık şekilde saldırıya uğradı. Bu saldırılar İsrail'in nükleer müzakereleri devam ederken gerçekleşti. Hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail müzakereleri beklemeden terör eylemi gerçekleştirdi. İsrail haydutluk sahasını genişletti. Bu saldırganlık karşısında başta BM olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta ve bazıları alenen destek vermekte. İnsanlık utancı yaşanırken sukut edenler ateş bölgemize yayılırken derin sessizliğe büründü. Bu devlet terörü karşısında sessiz kalmak olup bitene rıza göstermektir. Sessiz kalanların da eline alnına katledilen sivillerin kanı sıçramıştır ve o kan lekesi asla temizlenmeyecektir. Bu utanç lekesi sadece onları destekleyenlerin değil tepkisiz kalan herkesin eline alnına ve varsa vicdanına da bulaşmıştır. Hem Gazze hem Suriye, Lübnan'a Yemen'e, İran'a bu saldırıların durması için elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.
İran'a yönelik terör saldırılarının Türkiye'ye etkileri konusunda arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa karşı hazırlıklarımızı yaptık yapıyoruz. Biz bakkal işletmiyoruz, dünyanın en büyük ülkelerinden birini Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Tarihi derinliğimiz, birikimimiz bu süreçte en büyük referans kaynağımız. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleri ile hareket edemeyiz. Düne kadar İsrail avukatlığına soyunanların kışkırtmalarını dikkate almıyoruz. Bizi acımasızca eleştirenlere akıl vermek değil öz saygıları kaldı ise hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer. Biz attığımız ve atacağımız adımları, burunlarının dibini görmekten acizlerin tavsiyesine göre değil devlet ciddiyeti ile belirliyoruz. Zulmün tarafında değil hakkın, adaletin ve diplomasinin tarafındayız. saldırganlığın sona ermesi için 13 Haziran'dan bu yana yoğun diplomasi trafiğindeyiz. Putin ile meseleyi enine boyuna değerlendirdik. En başından beri İran'la konuşabilen bir ülke olarak nükleer konusunun çözümü için çabaladık. Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya devam edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Huzurumuzun dirliğimizin takipçisiyiz. Bu yaşananlardan komşumuz İran dahil tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalı. İsrail'e karşı ortak tedbir alınmak isteniyorsa herkes şapkasını kavuğunu önüne alıp etraflıca düşünmeli. Son 2 yılda gerçekleştirdiği saldırganlık geniş coğrafyamızın karşılaştığı sorunları izah etmekte. Türkiye'de on yıllardır devam eden tartışmaların ardından iç dinamiklerden ziyade dış dinamiklerin olduğu daha net ortaya çıkmıştır. Ekonomik siyasi sosyal sorunların, terör meselesinin temel nedeni bugün daha açık görülmekte. Türkiye'de neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan hiçbir darbe vatanperver eller tarafından kurgulanmadı. Bu hainlerin asıl gayeleri daha belirgin hale gelmekte bugün. 27 Mayıs'a bakın arkasında aynı kirli şebekeyi göreceksiniz.
Türkiye, vesayet odakları ve FETÖ ihanet çetesiyle mücadele ederek, aynı zamanda siyonizmin ülkemizdeki uzantılarıyla mücadele etmiştir.
Eğer huzur istiyorsan, dirlik istiyorsan cenge her zaman hazır olacaksın. Buna hazır değilsen 150 yıldır yaşanılanları yaşarsın. İç cephende gedikler açılmışsa bu coğrafyada ayakta duramazsın. Bu ülke AK Parti iktidarına kadar kendi silahını üretmedi. İmkanı mı yoktu, insan kaynağı mı yoktu hayır vardı. Ne yoktu bağımsızlık, özgürlük aşkı yoktu. Üretmeyeceksin, dediler üretilmedi. Haddini bileceksin dediler çizilen sınırlara uydular. bizim de bu iradesizliği, bu ihaneti kırmamız kolay olmadı. İrademize vurulan prangaları parçaladık. Öğrenilmiş çaresizliklere son verdik. Bu ülkeye her şeyden önce özgüven ve cesaret kazandırdık. Savunmada kelimenin tam anlamı ile destan yazdık. Geniş bir yelpazede milli projeleri hayata geçirdik. Teşviklerimiz ile savunma sanayimizin önünü açtık. Türkiye kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleri ile koruyan bir ülkedir. Nice engelleri aşarak geldiğimiz seviyeyi önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkaracağız ki bırakın bize saldırmayı kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecektir.
Yüzde 20'lerden alıp 80'lere çıkardığımız yerli ve milli üretimi daha yukarılara çıkaracağız. Bu ülke toplu iğne dahi üretemiyordu. Artık İHA'larımız Siha'larımız akıncılarımız hepsi var. Savunma sanayide tam bağımsızlık hedefine kadar sabırla, sağlam adımlarla ilerleyeceğiz.
Türkiye herhangi bir ülke değildir, kimse bizi test etmeye, sabrımızı sınamaya yeltenmesin. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimsenin toprağı üzeri ve altındaki hazinede gözümüz yok. Bölgemizde huzur, barış istikrar dışında hiçbir emelimiz arzumuz yok. biz orta doğuda iş birliği istikrar ve güvenlik istiyoruz. Kendi vatandaşımız için ne istiyorsa bölgedeki herkes için aynısını istiyoruz. Adil ve sürdürülebilir barışın kaybedeni olmaz. Biz barış için tüm samimiyetimiz ile çabalarız ama bize yönelik her saldırıda da ecdadımızdan aldığımız mirasla saldırgana hak ettiği cevabı veririz. Bu millet devletinin gücünü biliyor. Bu millet birlik olduğunda tek yürek tek bilek olduğunda neleri başaracağını biliyor. Cumhur İttifakı'nın Türkiye'yi nasıl sulh içinde tutacağını da biliyor. Kimsenin endişesi olmasın. İsrail saldırganlığını durdurmak için mücadelemiz sürecek. Bölgedeki barış için girişimlerimiz artarak devam edecek. Türkiye'ye içeriden ya da dışarından her saldırıda, saldıranlar karşısında milletimizin kendisini bulacak, hükümetimizin çelikten iradesini bulacak.
SİYASET 18 Haziran 2025 Çarşamba, 12:26
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler

Nilüfer'de minik öğrenciler afet tatbikatıyla bilinçlendi

Osmangazi'de spor ve eğlenceyi birleştiren Sutopu Festivali başladı

Bursa Orhaneli'de de ormanlık alanda yangın çıktı!

Bursa'da 3 farklı ilçede orman ve anız yangınları!

Diyarbakır'da anne ve çocuklarının öldüğü yangında yeni gelişme! "Projeye aykırı imalat"
