Ekrem İmamoğlu'ndan Bursa'da çok sert açıklamalar:  Millet seni evine yollayacak

Ekrem İmamoğlu'ndan Bursa'da çok sert açıklamalar: Millet seni evine yollayacak

BURSA, 13 Mart 2025 Perşembe, 13:53
CHP'nin Cumhurbaşkanı Aday Adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yurt gezileri kapsamında Bursalılarla buluştu. Ekrem İmamoğlu, emekliye bayram ikramiyesine, "3 bindi 4 oldu daha ne olacak" deyip gazeteciye tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, sert çıktı. İmamoğlu, "Sevgili dostlar, bunlar ise emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu edebin, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur... Kendine ait zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollayacak, evine yollayacak." dedi.

İmamoğlu'nun konuşmalarından satır başları şu şekilde:

"Allah ülkemizin bereketini kaçıranlardan bu ülkeyi korusun. Bugün, bugün milletin, zor günler yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Kime sorsanız tadımız kaçtı. Elimize, elimize geçen paranın bereketi, kıymeti kalmadı. Daha dün 200 lira büyük para diye düşünüyorken, fazla değil 8-10 yıl önce, bugün bozuk para bile değil. Paramız da pul oldu, itibarımızı da yerle bir ettiler. Dünya ölçeğinde ülkemizin bulunması gerektiği yerden çok aşağılardayız. Niye bu haldeyiz biliyor musunuz?

"EMEKLİ BORÇLANMADAN YAŞAYAMIYOR"

Çünkü bir iktidar adalet duygusunu yitirirse o memleketin ne yaparsanız yapın bereketi kaçar. Orada ne refah olur ne huzur olur. Bizim en büyük sorunumuz ülkeyi yönetenlerin, sevgili dostlarım, üzülerek ifade ediyorum, zerre adalet duygusu kalmadı. Vicdanları köreldi. Milletin hakkını, hukukunu çiğnemekten 1 mm bile geri durmuyorlar.

Halbuki bu ülkede kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmak bir iş insanı, bir üretici, bir sanayici için normal olabilir ama bu ülkede artık emekli borçlanıyor emekli.

İş kurmak için değil . Yaşamak için, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmadan hayatını sürdüremeyen milyonlarca dar gelirlinin hali bu iktidarı yönetenlerin umurunda değil. Ve şükredin, şükredin derken, şükredin derken onu bile fırça atarak söylüyor.

Halkına fırça atarak söylüyor. 3.000' liraydı 4.000 oldu. Daha ne olacak diyor? Daha ne olacak diyor? Bu bakış açısı ne biliyor musunuz? Bizdeki terbiye, bizdeki terbiye, anlayış ki zaten öyle. Bizdeki anlayış milletin parasını millete dağıtmak anlayışı. Burada saygıdeğer başta Bursa ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlarımız ve diğer belediye başkanlarımız, bütün her bir arkadaşımız prensibimiz, ilkemiz milletin ihtiyaçları için milletin parasını millete adil olarak dağıtma prensibidir. O ahlaktan asla vazgeçmeyiz.

Sevgili dostlar, bunlar ise emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu var ya dünyada, yeryüzünde görülmüş bir şey değil. Bu edebin, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur.

Emekçiler ve iş insanları ekonomik, siyasi, hukuki ortama güvenmedikleri için, önlerini göremedikleri için zor durumdalar. Ve bu ülkede düşünsenize üreten insanı, sanayiciyi, istihdam sağlayan, bu ülkenin üreten insanlarını bile korkutmayı, baskı altına almayı kendine siyasi strateji gören bir akılla karşı karşıyayız. Ama bunların umurunda değil. Bunların umurunda olan tek şey ne biliyor musunuz?

"MİLLET SENİ EVİNE YOLLAYACAK"

Kendine ait zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollayacak, evine yollayacak.

Millet adaletsizliğin pençesinde, can derdinde. Sevgili hemşehrilerim, gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok. Devlet kurumlarının uygulamalarında, işe alımlarda adalet yok. Yahu seçimden bu yana neredeyse 2 sene geçiyor, öyle değil mi? Genel seçimlerde zorda kalınca mülakatı kaldıracağım demedi mi?

"YA DEVLETİN BAŞINDAKİ İSİM SÖZÜNÜ TUTMAZ MI"

Ya devletin başındaki insan sözünü tutmaz mı ya? Böyle bir şey olabilir mi? Bakın, sevgili gençlerin ve hanımefendilerin, beyefendilerin haykırışından sonra bunu söylemek ayıp ama mahkemelerde adalet yok. Mahkemelerde adalet yok. Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok. Bunların içinde adalet duygusu kalmadığı gibi amacı adaleti sağlamak olan yüce Türk yargısının saygıdeğer, namuslu hakimlerini, savcılarını bile zor durumda bırakıyorlar.

Adaleti sağlamak için uğraşan her kişiye düşman oluyorlar. Sevgili dostlarım, insanlarımız zor şartlarda kendi paralarıyla, onurlarıyla bir öğün karınlarını doldurabilsinler diye biliyorsunuz, gurur da duyuyorum, kent lokantaları açtık, kent lokantaları. Burada ve bulunmayan Türkiye'nin her yerindeki yerel yönetici arkadaşlarım kent lokantası markasıyla her yerde kent lokantalarını açtılar.

100 metre ve iktidarın, hükümetin düştüğü acizliğe bak. Bütün güçleriyle nereye saldırıyorlar? En büyüğü 100 metrekare olan kent lokantasına saldırıyorlar. Demediklerini, yapmadıklarını bırakmadılar. Hâlâ da uğraşıyorlar. Hâlâ da orada gitti yemek yedi diye bir insana soruşturma açıyorlar. Yahu utanılacak bir durumdalar, utanılacak.

Memleketimizi sıkıntıya sokuyorlar. Biz neyle uğraşıyoruz, onlar neyle uğraşıyorlar? Biz, işte bütün belediye başkanlarımız dar gelirli ailelerin çocukları okul öncesi eğitim alabilsin, anneleri iş bulup çalışabilsin diye kreşler açtık, açmaya devam ediyoruz. Onlar ne yapıyor? Kapatmak için uğraşıyorlar. Kapatmak için genelge yazıyor belediye başkanlarına. Sonra yaptıkları hatayı, milletin tepkisini görüyorlar.

Kendileri bunları geri nasıl çeviririz diye kıvır kıvır kıvırıyorlar. Yahu bir memleket, ülkenin yöneticileri bir ülkenin yöneticileri. İmamoğlu geliyor. Tarihi gençler yazacak, gençler. Türkiye Cumhuriyeti'nin gençleri yazacak.

"KENT LOKANTASI TUŞ ETTİ"

Bu ülkede hiçbir zaman, burada çok saygıdeğer geçmiş dönemlerde bakanlık yapmış büyüklerimiz var, hiçbir dönemde hiçbir siyasi anlayış bir başka siyasi anlayışın hizmetine, değer gören hizmetine, savaş açar mı? Topla tüfekle saldırır mı? Kreşe saldırıyorlar. Kent lokantasına saldırıyorlar. Niye biliyor musunuz? Onların dev proje, mega proje dedikleri, milletin cebindeki parayı boşaltan projeleri, kent lokantası, 100 metrekarelik kent lokantası, bir küçücük kreş onların mega projelerini tuş etti diye, yendi diye, saldırılar ondan

Biraz sıcak, bir de bu güzel insanların sıcaklığı, eğer bunalan varsa kolları sıvasın, ceketini çıkarsın. Zaten 23 Mart'ta da hep beraber çıkaracağız.

Bir örnek daha vereceğim sevgili hemşehrilerim. Hani hizmete olan saldırıdan bahsettik ya, küçük çocuğu olan, küçük çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yapacağım dedim. Kıymetli Bursalı hemşehrilerim, İstanbul zor bir şehir. Birçok şehirden çok daha yüksek seviyede geçim sıkıntısı olan bir şehir aslında. Hatırlayın, 2023 seçiminde, 2019 seçiminde İstanbul'da

Cumhurbaşkanı her seçimde gelip onlarca miting yaptı ve bu mitinglerde bana hitaben dedi ki: "Kimin parasını kime veriyorsun?" Ben ne dedim? "Milletin parasını millete veriyorum kardeşim! Millete veriyorum! Sana mı soracağım?" dedim. Bunlar milletin hakkına girmeyi, milletin hakkının kendi yetkisinde olduğunu düşünmeye o kadar alışmışlar ki milletin parasını millete vermemizi akılları almıyor.

Onlardaki kriter ne biliyor musunuz? Milletin parasını kendi yakını olan bir avuç insana vermek. Onların derdi bu. Biz, biz bu yola milletin hakkını millete vermek için çıktık. Bu büyük ve aziz milletin, benim kıymetli dostlarım, geçim derdi çekmeden, gelecek endişesi duymadan yaşama hakkına kavuşsunlar diye yola çıktık. Hakkı var, öyle değil mi? Hakkı var. Ne yapacağız?

İktidar olacağız. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Milletin hakkını millete vereceğiz. Bu milletin en kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine kolayca ulaşmaya, afetlere karşı güçlü bir şekilde karşı koymaya hakkı yok mu? Elbette var. İşte iktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin mahkemelere gözü kapalı güvenmeye hakkı yok mu?

Elbette var. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin kökeni, inancı, cinsiyeti, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin kendini güvende hissettiği, huzurlu bir ortamda yaşamaya hakkı yok mu? Elbette var. İşte ne olacak sevgili gençler? İktidar olacağız, iktidar. Millet hakkını alacak. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak. Milletin hakkı milletin olacak.

SİNAN ATEŞ İÇİN SÖZ VERDİ

Memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçimde evlerine göndereceğiz. Bakın, Bursa'dayız. Elbette Bursa'da daha önce ziyaret ettiğimde gidip annesini, güzel anneciğini, babacığını ziyaret edip onlarla beraber dertleştiğim için buradan, güzel Bursa'dan yine Sinan Ateş'i de rahmetle anıyorum.

Öldürülmesiyle ilgili dava karara bağlandı ama bu cinayetin aydınlatıldığını, adaletin tecelli ettiğini kim söyleyebilir?

Adalet arayışındaki herkes gibi Sinan Ateş'in değerli acısı da bizim acımızdır. Onun için diyorum ki bu kardeşiniz, bu evladınız, bu ağabeyiniz, bu yoldaşınız tüm acıları dindirmek, siyasi cinayetlerin son bulduğu bir ülke kurabilmek için yola koyulmuştur.

Adalet mücadelesi çok değerlidir. Adalet mücadelesi her koşulda, her koşulda mağdurun ve hukukun yanında durarak yol yürünülür ve ancak öyle kazanılır. Millet, millet güçlü diye, millet güçlü diye haksızın, suçlunun yanında duranları hiçbir zaman unutmamıştır.

Bu milletin vicdanına güvenin. Güçlü diye sesini çıkarmayanların, dilsiz şeytanı oynayanların milletin kalbinde de, zihninde de asla yeri olmadı, olmayacak.

"SANDIKTAN OY FIŞKIRACAK"

Göreceksiniz, göreceksiniz seçim sandığı milletin önüne gelecek. Hem de milletin önüne bereketiyle gelecek, bereketiyle. Sandıktan oy fışkıracak, oy. Oy fışkıracak. Ülkemiz gayretli, adaletli, yepyeni bir yönetime kavuşacak. Güler yüzle milletinin huzura, refaha, berekete kavuşturacak bir iktidar gelecek. Sevgili dostlar, millete hizmet eden yöneticiler millete karşı haddini bilir. Millete hizmet etme bilincinde olan yöneticiler her şeyin sahibinin millet olduğunu bilir. Cumhuriyet Halk Partisi kayıtsız şartsız, sevgili dostlarım, millete inanmanın, millete güvenmenin partisidir.

Millete güvenmenin partisidir. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata geçirdiği egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi bizim siyasetimizin temelidir, duygularımızın temelidir. Her an kulağımızdan, kalbimizden, aklımızdan çıkarmamız gereken ilkemizdir. Biz tarihimiz boyunca hiçbir kişinin, hiçbir kurumun milletin iradesinin üstünde olmasını kabullenmedik, kabullenmeyiz. Bu anlayışın doğal sonucu olarak sevgili hemşehrilerim, partimizin cumhurbaşkanı adayını doğrudan üyeler belirleyecek. Sizler belirleyeceksiniz. Sizler demokrasi devriminin şahitleri olacaksınız.

Bu devrimi sizler hayata geçireceksiniz. 23 Mart'ta tam da cumhuriyetin özünde, demokrasinin ruhunda olduğu gibi seçilmişlerin değil, seçenlerin dediği olacak. Bu basit bir aday belirleme süreci değildir. Her yerde söylüyorum, bunun adı demokrasi devrimidir. Ön seçimle birlikte Türkiye'de siyaset yeni bir yola giriyor. Bu yolu sizler çiziyorsunuz. Bu partinin, güzel partimizin kıymetli üyeleri, sizin 23 Mart'taki güçlü iradenizle tek adamların, masa başı siyasetçilerinin devri kapanacak. 23 Mart'ta Türkiye'nin gözü kulağı Cumhuriyet Halk Partisi'nde olacak.

O gün cumhuriyete, demokrasiye bağlılığımızı, tek adam rejimine karşı mücadele kararlılığımızı, o gün hep birlikte nasıl güçlü olduğumuzu, seçime ne kadar hazır ve istekli olduğumuzu göstermeye hazır mıyız? Hazır mıyız? Hazır mıyız? Tek yumruk olmaya hazır mıyız? Bir adım bile geri atmamaya hazır mıyız? İşte bunu idrak ettiğinizi biliyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu iktidarı yollayıp yerine milletin iktidarını kurmanın 23 Mart'ta adımını atacağını biliyorum. Partimizin gücünü ve milletimizin iktidarı değiştirme kararlılığını göstermekte kararlı olacağız. Üyelerimize sesleniyorum.

Bir kişi bile az, bir oy bile eksik olamayız. 23 Mart'ta bir kişi bile az, bir oy bile eksik olmayacağız. Hep birlikte söz veriyor muyuz? Umudunu bize bağlamış, umudunu bize bağlamış, partimize bağlamış milyonlarca insanımıza, on milyonlarca Türkiyemize ve aynı zamanda bütün muhalefet bloğuna güç vermeye, onlara kararlılığımızı göstermeye söz veriyor musunuz?

Sandıktan kaçanlara korku vermeye söz veriyor musunuz? İşte ön seçimde ortaya koyacağımız irade seçim kazanma yolundaki kararlılığımızın en net ifadesi olacaktır. Ön seçim kararını alan partimize, partimizin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e, bütün MYK üyelerimize, parti meclis üyelerimize, burada bulunan, bulunmayan her birisine, partimizin karar alma mekanizmalarına hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Demokrasi devrimi başlamıştır.

Benim bu yola çıkışıma yayınlanan genelge gereği tümüyle birlikte destek olan, burada bulunan parti grup başkan vekilimiz Ali Mahir Başarır nezdinde bütün Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerimiz, bir kısmı burada, her birisine, bütün grubumuza hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.

Örgütümüz, il başkanlarımız burada. Onların nezdinde ilçe başkanlarımız, genel merkezimizden başlayan güçlü kadın kolu, kadın kolu genel başkanımız önderliğinde, güçlü gençlik kolları, gençlik kolları genel başkanımızın önderliğinde bütün belediye başkanlarımızın katkısıyla coşa coşa, doya doya sandığa koşmaya hazır mıyız?

"BİZ ATATÜRK AŞIĞIYIZ"

Çiğ gibi büyüyerek artacağız. Evet, kararlıyız. Kararlıyız ama şunu unutmayın: Seçimi tek başımıza kazanalım, tek başımıza ülkenin her kararını biz alalım hayalini kurmuyoruz. Bizim hayalimiz başka. Bu güzel ülkenin bir daha asla tek adamın, tek partinin, tek fikrin hakimiyeti altına girmesi değildir bizim düşüncemiz. Biz çoğulcu, özgürlükçü, parlamenter demokrasiye yürekten inanıyoruz. Biz demokrasiye aşığız. Biz cumhuriyete aşığız. Biz Türkiye aşığıyız. Biz Atatürk aşığıyız.

.Tüm muhalefet partileriyle, tüm toplum kesimleriyle, muhalif düşünceye sahip herkesle sonuna kadar birlikte yürümeye kararlıyız. Hiçbir ön şart koşmadan, hiçbir dayatmaya tevessül etmeden herkesle bir araya geleceğiz. Geçmişte yapılan yanlışlardan uzak duracağız. Her şeyden önce seçimi kazanmaya, bir avuç insanı, zalimliği kendine strateji edinenleri evine göndermeye odaklanacağız, evine. Hiçbir şeyi son ana bırakmayacağız. Her şeyi milletimizin gözünün önünde yapacağız. Her şeyi milletimizin gözünün önünde müzakere edeceğiz.

Kişilerin, partilerin değil, milletimizin ortak çıkarlarını gözeteceğiz. Mutlaka başaracağız. Bu son şansı asla heba etmeyeceğiz. Sevgili hemşehrilerim, ülkenin halini, Bursa'nın, Yalova'nın, Bilecik'in, Kütahya'nın, Balıkesir'in dertlerini zaten sizler çok iyi biliyorsunuz. Bu sürecin derdinin dermanını da milletle birlikte öreceğiz çünkü biz her şehrin dertlerini, ülkemizin geleceğini başta şu pırlanta gençlerimiz olmak üzere, çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlar, kadınların eşitliğiyle, beyefendilerle, milletin evlatlarıyla beraber bu ülkenin geleceğini inşa edeceğiz.

Bu yolda, bu yolda somut politikaları bilim insanlarıyla danışarak, bilim insanlarıyla konuşarak, dünyanın en iyi örnekleriyle, milletin ortak çıkarlarını gözeterek geliştireceğiz...

Korkuyorlar, korksunlar. Benden korksunlar. Benden zalimler korksun. Korksun. 23 Mart'tan sonra çoktan başladığımız projelerimizi, somut vaatlerimizi, hedeflerimizi konuşmaya başlayacağız. İktidarda ne yapacağımızı anlatacağız.

Muhalefetle konuşup geliştireceğiz. Partimizin program kurultayını önemsiyorum. Orası bizim hükümet programımızın temelini oluşturacak. Bu şekilde milletimizle ülkemizin bugününü ve yarınını konuştukça erken seçim talebi daha da büyüyecek.

İktidara geldiğimizde çiftçimizin, esnafımızın, küçük ve orta ölçekli şirketlerimizin, büyük sermaye gruplarının insafına kalmadan nasıl ticaret yapacağını anlatacağız. Kazançlarını nasıl misli misli arttıracaklarını anlatacağız. Hem çiftçimizin yüzünün güleceği hem de gıda enflasyonu yaşamayacak olan vatandaşımızın memnun olacağı bir sistemi nasıl kuracağımızı anlatacağız. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizden elde ettiği geliri nasıl misli misli arttıracağını anlatacağız.

Ekonomiden adalete, eğitimden barınmaya, sağlıktan afetlerle mücadeleye, hayatın her alanında yapacaklarımızı en somut şekliyle tane tane, il il, ilçe ilçe, belde belde, köy köy anlatacağız. Milletimiz anlattıkça, milletimizi anlattıkça görecekler ki biz durumu idare etmeye gelmiyoruz. Biz bu bozuk düzene son vermeye geliyoruz. Son vermeye geliyoruz.

Biz emeğin hakkını almaya geliyoruz. Üretenin kazandığı bir ülke var etmeye geliyoruz. İnsanca, hakça bir düzen kurmaya geliyoruz. Huzurun, güvenin, kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye kuracağız. Ant olsun. Sevgili gençler, size bakarak söylüyorum. Ant olsun, kuracağız. Şart olsun, kuracağız ve siz tarih yazacaksınız, tarih.

"BURSASPOR'U SEVİYORUM!"

Şimdi biraz dertleşip sonra bu güzel Bursa'nın o heyecanını, bu arada Bursa'yı ve Bursaspor'u seviyorum. Söyleyeyim mi niye seviyorum? Bursaspor çok nadirdir. Bazı, bazı kurumlar vardır. Zor zamanlar geçirebilir.

Zor anlar yaşayabilir ama en zor koşulda o, o yüreği olan insanların o kurumlara sahip çıkmaları o kurumun yüceliğini, büyüklüğünü gösterir. Bursaspor zor koşullara düşürmüştür, düşürülmüştür. Sıkıntılar yaşıyordur. Ben Mustafa Bozbey ve arkadaşlarına güveniyorum. Elbette onu ayağa kaldıracaktır ama en zor koşullarda, Türkiye'de nadirdir, o koca stat tıklım tıklım doluyor ya. En alt ligde bütün yüreğiyle onun yanında ya.

İşte onun için Bursaspor'u seviyorum, onun taraftarlarını da ayrı seviyorum. Buradan onları alkışlıyorum. Şimdi, şimdi biraz dertleşelim gençler. Biraz dertleşelim, biraz dertleşelim. Her geçen gün artan bir şekilde partimiz ön seçimi ilan ettiği günden bugüne, sevgili dostlarım, acayip ivmelenen bir saldırıya karşı kalmış durumdayız.

Olan şeyleri anlatamıyorum çünkü hem dedikoduya girebilir, bir dedikodu olmadığından eminim. Yani öyle davalar var ki, öyle saldırılar var ki utanç verici. Ha, bildiğim bir şey var. Bu davaların kağıt üzerinde takip eden bir savcısı var ama davaların gerçek savcısını herkes biliyor.

"FETÖ KUMPASLARI İLE ORGANİZ EDİLMİŞ..."

FETÖ kumpaslarıyla organize edilmiş Ergenekon davaları için ben bu davaların savcısıyım diyen zat şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve bana açılan davaların savcılığına soyunmuştur. Savcı aramayın, savcı o. Siyasi amaçlarla, siyasi amaçlarla yargı eliyle geçmişte bu iki ortak, bu iki ortak yargı eliyle siyasi amaçlarına ulaşmayı çok iyi bilirlerdi. Şimdi aynı taktiklerle sandıkta yenemedikleri, bundan sonra da asla yenemeyecekleri Cumhuriyet Halk Partisi'ne yargı eliyle boyun eğdirmek istiyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi'ne boyun eğdirirsek, millete de boyun eğdiririz diye düşünüyorlar. Ama ne biz boyun eğeriz, ne de bu aziz millete boyun eğdirecek, bırak kişiyi, ne devlet, ne başka bir unsur, anasının karnından doğmadı, doğmayacak. Bu aziz millet büyüktür. Bizler bizler zalimin değil, bizler bizler yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğeriz.

Bakın, ben 2019'dan bu yana her Allah'ın günü bir soruşturmayla, bir davayla karşı karşıyayım. Sevgili başkanlarımız, deneyimli politikacı büyüklerimiz, devletin farklı aşamalarında görev yapmış dostlarımız, abilerimiz, ablalarımız, belediyemiz son 6 yılda 1.200 teftiş, inceleme, soruşturma geçirdi. Hepsinden elleri boş döndüler, hepsinden.

Ama içlerini öyle bir korku bürümüş ki bana dava açmadan duramıyorlar. Şimdilik şimdilik 25 yıl hapis, 5 kez de siyaset yasağı isteniyor hakkımda. Belli ki belli ki belli ki Ekrem'den böyle kurtulursak önümüzdeki 5 seçimi garanti alırız diye düşünüyorlar. Herhalde matematiğini böyle hesap ettiler. Yahu sizin Ekrem İmamoğlu ile hesabınız olsa, olmasa ne olur?

Gözlerime bakın. Milletin sizinle hesabı var, milletin! Bu büyük milletin sizinle hesabı var! O hesabı görecek. Öyle sabırsızlar ki öyle sabırsızlar ki Beni izliyordur diye kameraya baktım ha yanlış anlamayın. Beni izliyor onun için kameraya baktım. Ya da izleyen arkadaşları görsün. 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Öyle aceleri var ki, öyle aceleri var ki Savcılık savcılık 2. kez yazı yazmış üniversiteye. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili işleri hızlandır.

Savcılık ikinci kez yazı yazmış üniversiteye. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili işleri hızlandır, acele et. Halbuki üniversite bu konuda zaten 5 yıl önce karar almış. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili hiçbir usulsüzlük yoktur demiş 5 yıl önce. Ama davanın asıl savcısı var ya Ankara'da, malum şahsın acelesi var. 23 Mart'tan önce diplomayı iptal edilsin diyor. Ekrem karşıma rakip çıkmasın. O günü bugünden kesmek istiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayını da kendi belirleyecek aklı sıra. Cumhuriyet Halk Partisi'nden senin karşına bu Ekrem'in önünü kesersen, bu partide milyonlarca Ekrem var, milyonlarca Ekrem var. Bunu bilmiyor. Ama ama meselenin, bakın burayı iyi dinleyin. Anneler, babalar, hanımefendiler, hayatını bu ülkeye feda etmiş, görevler yapmış beyefendiler, meselenin beni aşan önemli yönleri var. Fakültenin verdiği, üniversiteden, üniversitesinden Yükseköğretim Kurumu'na, Milli Savunma Bakanlığından Yüksek Seçim Kurulu'na, pek çok devlet kurumunun geçerli kabul ederek işlem yaptığı bir diploma bu.

"ALLAH SİZİ ISLAH ETSİN"

Böyle bir resmi belge, 35 yıl sonra bir kişinin siyasi amaçları, siyasi ihtirası, siyasi çıkarlarıyla iptal edilirse artık bu ülkede hiç kimse elindeki resmi evraka güvenemez. Benim 35 yıllık diplomamı iptal ettirmeye çalışanlar başarılı olursa yarın da sizin 40 yıllık, 50 yıllık, 60 yıllık zeytin tarlalarınıza, aileden kalma tarım alanlarınıza, bağınıza, bahçenize, bankadaki paranıza çöker bunlar, çöker bunlar.

.İktidarın kendisi değil, devlette, yargıda etkisi olan, adamını bulan her şahıs bir kumpas kurar, elinizdeki 40 yıllık, 50 yıllık tapuyu, mahkeme kararını iptal ettirir. Devletin verdiği evraklar siyasi amaçlarla, kişisel hırslarla, ihtiraslarla böyle kolayca geçersiz ilan edilirse bu milletin devletine güveni kalır mı? Kalmaz. Beni, Ekrem'i seçim yarışı dışına itmek için Türkiye Cumhuriyeti, hepimizin canını vermeye hazır olduğu, bu memleket için kendini feda etmeye hazır olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu hale düşürmeye razı bunlar. Aynı zamanda 572 yıllık İstanbul Üniversitesi'ni rezil etmeye bile hazırlar. Oradaki bilim insanlarını, oradaki dekanları, rektörleri, oradaki akademisyenleri rezil etmeye hazırlar. Onları itibarsız etmeye hazırlar. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Allah sizi ıslah etsin. Allah sizi bir an önce bu memleketin başından uzaklaştırmamıza yardım etsin. Yüce Allah'a güveniyorum. Yüce Allah'a sığınıyorum. Milletimize güveniyoruz."

BURSA 13 Mart 2025 Perşembe, 13:53

Yorumlar

Öne Çıkanlar

Diğer Haberler

Kadir İnanır'dan yeni fotoğraf geldi

Kadir İnanır'dan yeni fotoğraf geldi

İzmir'de vapur seferleri iptal!

İzmir'de vapur seferleri iptal!

Karacabey Belediyesi'nden anlamlı '18 Mart' etkinliği

Karacabey Belediyesi'nden anlamlı '18 Mart' etkinliği

Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle yargılanan doktora hapis istemi

Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle yargılanan doktora hapis istemi

Osimhen'den Drogba açıklaması

Osimhen'den Drogba açıklaması

Fabrikanın çatısından düşen işçi öldü

Fabrikanın çatısından düşen işçi öldü