Filiz Akın hayatını kaybetti

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Filiz Akın'ın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiğini duyurdu.

Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Türk sinemasının nadide isimlerinden Filiz Akın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir. Sinema tarihimizde unutulmaz izler bırakan Filiz Akın'a Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve sanat camiasına başsağlığı diliyoruz" ifadelerine yer verdi.

Filiz Akın defnedildi: Vasiyeti ortaya çıktı

Filiz Akın'ın eşi Sönmez Köksal yayınladığı mesajda "Sevgili eşim, hayat arkadaşım Filiz'i (Akın Köksal) uzun süren bir hastalık sonucu 21 Mart gecesi kaybettim. Vasiyeti uyarınca her türlü dini vecibeler yerine getirilerek en yakın aile mensupları tarafından bugün Aşiyan'da toprağa verildi. Sevenlerinin başı sağ olsun..."

Filiz Akın kimdir?

2 Ocak 1943'te Ankara'da doğdu. Gerçek adı Suna Akın'dı.

Ankara Koleji ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde eğitim gördü. 1962 yılında düzenlenen Artist yarışmasını kazanarak sinemaya adım attı. İlk filmi Akasyalar Açarken ile dikkat çekti. 1960'ların sonundan 1970'lere uzanan dönemde Yeşilçam'ın en gözde kadın oyuncularından biri oldu. Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır ve Ediz Hun gibi dönemin önde gelen aktörleriyle başrolleri paylaştı. Zarafeti, modern görünüşü ve entelektüel kimliğiyle "sarı saçlı kadın" imajını sinemaya taşıdı.

Ankara Ekspresi, Utanç, Tatlı Dillim, Yalancı Yarim, Dağlar Dağlar, Kader Bağlayınca, İstanbul Tatili gibi çok sayıda unutulmaz filmde rol aldı. 1970 yılında Ankara Ekspresi filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Dönemin "dört yapraklı yoncası" olarak anılan Akın, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte Yeşilçam'ın en güçlü kadın figürlerinden biri oldu.

Sinemadan uzaklaştıktan sonra televizyon programları sundu, gazete yazıları kaleme aldı ve kişisel deneyimlerini anlattığı kitaplar yayımladı. Paris ve İsviçre'de geçirdiği yıllarda Avrupa kültürüyle kurduğu bağ, onun kamusal kimliğini de derinleştirdi. 2000'li yıllarda kansere yakalanan Akın, uzun süren bir tedavi sürecinin ardından hastalığı yendi. Bu dönemde topluma moral aşılayan bir figür haline geldi.

Filiz Akın, sadece bir sinema yıldızı değil; zarafeti, duruşu ve kültürel katkılarıyla Türkiye'nin hafızasında iz bırakan güçlü bir kadın olarak hatırlanacak.