Özgür Özel'den İBB tahliyelerine sert çıkış: 'Arkadaşlarımıza 'pardon' diyorlar'
SİYASET, 04 Aralık 2025 Perşembe, 21:00CHP'nin 39. Olağan Kurultayı'nda 4'üncü kez genel başkan seçilen Özgür Özel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Özel, Halk TV yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Özel'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Arkadaşlarımıza 'Pardon biz sizi tutukladık ama iddianameye ekleyecek bir şey bulamadık' diyorlar. Yazık bu insanlara, bu insanlar aylardır neden tutuklu kaldı!
Bugün serbest kalanlar adına tabii ki mutluyuz ama onlar adına ve Türkiye adına utanç doluyuz. Bu süreçte günü geldiğinde iddianamede isimleri bile olmayacak kişiler, orada aylardır tutuldular ve maalesef biz de hiçbir şey yapamadık. Yaptığımız hiçbir şey bu kötülüğe mani olamadı.
"ÖYLE DEĞİLSE DURUM ÇOK DAHA VAHİM"
Şimdi iki ihtimal var. Ben bunu açıkça da ifade ettim ve cevap da bekliyorum buna muhataplarımızdan. Birinci ihtimal; önergeyi biz verdik de CHP'nin dediği oldu olmasın diye ret verdilerse hemen haftaya önergelerini versinler, biz onların önergesine kabul vereceğiz. Kanun teklifini getirsinler. Hatta görüşülmekte olan yasalardan, torbalardan birine bir madde ilave etsinler bu akşam, yarın akşam. Evet diyelim geçelim. Yok, öyle değilse durum çok daha vahim.
"EN ÇARPICI İDDİALAR BOMBOŞ ÇIKTI"
Biraz da konu, hani millet suçluları görsün tonuydu, onu da kabul edelim. Yani şöyle bakıyordu: Kuvvetli bir iddianame beklediği belliydi yani. Madem öyle diyorlar, hadi bakalım falan diyordu. Sonra Sayın Erdoğan da "Devlet Bey böyle dediyse uygundur" falan dedi. Şimdi ikisi birden hayır diyorlar. Dediğim gibi, biz önerge verdik diye ise kendi önergeleri hemen gelsin. Ama ya değilse? O zaman şu: İddianamenin bekledikleri gibi çıkmadığını, arkadaşlarımızın masumiyetinin iddianameyle ispatlandığını, somut delillerin olmadığını, somut denen delillerin yeterince somut olmadığını ama beklenen o güçlü iddiaların, bir ahtapot, bütün Türkiye'yi kolmuş, sarmış kolları, bir rüşvet ve işte şey çarkı falan... Nerede? Nerede? Ve en çarpıcı iddialar, en çarpıcı iddialar bomboş çıktı.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı'nın dediler odasındaki gizli kasadan dolarlar çıkıyor. Arama tutanağı geldi. Bir not. Bu dedim gizli kasa neymiş? Gaziosmanpaşa Belediyesi AK Parti'den alınmış, AK Parti döneminin gizli kasasıymış. Koca kasa. Arama tutanağında belediyeye ait mühür, teslimatın alındığı güne ait evrakların, hani mali durum falan, saklandığı hard disk, daha doğrusu bu dijital disk, devir teslimde verilmiş. Mali durumumuz budur, bu da mühürdür. Peki dedim bu görüntüler ne? Arayın TRT'yi. TRT dedi ki Anadolu Ajansı'ndan geldi. Anadolu Ajansı'nı aradık. Gaziosmanpaşa'nın canlı arama görüntüleri elimizde olmadığı için biz stok video kullandık. Daha önceden stok video, yani bir kasadan para çıkma görüntüleri.
"ŞİMDİ BUNLAR TRT'DE KONUŞULMASIN İSTİYORLAR"
Şimdi bunun yapıldığı bir soruşturmadayız. Devletin televizyonu, devletin ajansı, Atatürk'ün cepheden doğru haber versin diye kurdurduğu ajans, devletimizin kamu yayıncılığı yapsın, güvenilir, kanuna ve ahlaka bağlı kamu bilgilendirsin diye televizyonu, İstanbul'daki başsavcılıklarla görünmez, yani bir ahtapot varsa burada var, görünmez bir bağla manipüle edilerek haysiyet cellatlığı, belediye başkanımıza tutuklama, Gaziosmanpaşa'da alamadıkları belediyeyi meclis oylaması oyunuyla belediye başkan vekilini oturtma ve belediye başkan vekili şimdi orada belediye başkanıymış gibi poz kesiyor. İçeride de masum belediye başkanım benim. Böyle bir süreçteyiz. Şimdi bunlar TRT'de konuşulmasın istiyorlar. Bunun için anlattım TRT detayını. Bunların izlendiği kanalda şimdi çıkacağız, diyeceğiz ki: "Aha Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin arama tutanağı, aha sizin algı operasyonunuz."
Bu bilgilerin tamamı sabah erkenden erkenden erkenden erkenden, başsavcılık marifetiyle oluşturulan WhatsApp gruplarıyla yargı muhabirlerine pompa pompa pompa ama en sonunda hakikat hiç öyle değil. Aynı şeyi ikinci kez de bu TRT ve Anadolu Ajansı, Sayın Mustafa Akın'ın, Ekrem Bey'in yakın koruması, komiser, komiser, emniyet müdürü yakın koruması, yayla evindeki kasadan... O kasada sordum A101'den alınmış dandik bir kasa, belindeki silahla çocuklar torunlar oynamasın diye. Dandik kasaya şifre 1-2-3-4. Arıyorlar, şifreyi soruyorlar, veriyor, oraya gidiyor. Diyorlar ki özel korumanın yayla evi varmış Giresun'da. Bir yayla evi, gidiyor Giresun'da yayla evine, ya da Ordu'da yanlış olmasın, bakıyorlar kasa bulduk. Arıyorlar, telefonda veriyor kasa şifre 1-2-3-4. İçerden 48 tane beylik silahına ait beklenen mermi. TRT'de görüntü; Eurolar, Eurolar, Eurolar. E şimdi bunlar TRT'de yayınlansın ister mi görüntüleri? O yüzden bu tutum değişikliği diye ben anlıyorum.
"TAYYİP BEY DE İDDİANAMENİN ARKASINDAN ÇEKİLDİ"
Tayyip Bey de iddianamenin arkasından çekildi görüyorsunuz. İddianame ilk çıkmadan önce, 8 ay önce "İddianame bir çıksın, bir aya kadar birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar." 8 ay sonra iddianame konuşan bir tane AK Partili yok. İddianame konuşan AK Parti yerine gazeteciler var. Onlar yalan yanlış bilgilendirilmiş yaz boyunca, üfürmüş, 1200 tane cep telefonunun İBB tarafından satın alınıp 1200 CHP delegesine dağıtıldığı ispatlandı diyor, iddianamede bir kelime yok. Öbürü diyor Fatih Keleş'in buradan 2 milyon Euro çıktı diyor parkenin altından, hiç öyle bir şey yok. Şimdi soruyorlar arkadaşlara, soruyoruz, video oynatıyoruz. Hani bunlar? Birisi "Ben öyle duymuştum, her duyum doğru çıkacak diye bir şey yok" diyor. Öbürü de diyor ki "İnsanlar bazen yalan söyler", yalan söyleme hakkı gibi bir şey geveliyor yani. Olur mu ama? E bunlarla insanlar içeride. O yüzden TRT'den yayınlanmamasının ben ikinci gerekçe, yani yaz boyunca yapılan iftira ve haysiyet cellatlığının yine TRT'den... Çünkü TRT'nin farklı bir kitlesi var. Hani bir ara şey olmuştu seçim sonuçları, sadece TRT'nin izlendiği yerlerde AK Parti 2,5 milyon fazla oy aldı falan gibi. O seçmene biz çıkıp takır takır anlatmayalım diye, arkadaşlarımız kendilerini o mecrada savunamasın diye şimdi o sözlerinden dönmüş görünüyorlar.
"15.5 MİLYON İNSAN GELDİ OY VERDİ"
Şimdi şu anda Ekrem Başkan ne Özgür Özel'in ne CHP'nin, şu anda milletin adayıdır. Niye? Bir partinin genel başkanı talebi halinde doğal olarak o partinin adayıdır. Ben bunu kendi adıma, bu hakkı kullanmayacağımı söyledim. Partinin yetkili organları aday belirler. Bunu daha geniş bir yetkiyle kullanacağımızı söyledik. Ön seçim dedik. Ön seçimin gününe tutuklama yaptılar, mahkeme koydular, tam o gün tutuklama yaptılar. Dayanışma sandığı dedik, ki tüzüğümüzde de halk yoklaması olarak yeri var. Biz adına dayanışma sandığı dedik. 15.5 milyon insan geldi oy verdi.
Yok efendim köşe yazarlarına notlar gidiyor AK Parti iletişim ekibinden, hatta Cumhurbaşkanlığı iletişim ekibinden. Biz onlara erişiyoruz ve söylüyoruz, inkar da etmiyorlar. "Efendim bu hafta yoğun bir şekilde şey yazılsın; İmamoğlu, Özgür Özel İmamoğlu'nu tasfiye etti, şimdi Mansur Yavaş'ı tasfiye edecek, kendi aday olacak bilmem ne." Buradan benimle Ekrem Başkan, Ekrem Başkanla ben, benle Mansur Başkan, Mansur Başkanla Ekrem Başkan arasında sanki bir hani kendi partilerinde olan saray oyunları bizde varmış gibi.
"A, B, Z PLANIMIZ EKREM İMAMOĞLU"
Ya biz Ekrem Başkan tutuklandığı gün Mansur Başkan dedi ki "Bu hal değişene kadar ben bütün gücümle arkasındayım." Asla bir şey yok. Zaten başta gitti ön seçimde kendisi oy kullandı. Şimdi ben bu süreçte çok iyi niyetli de soranların, hani siz de iyi niyetle soruyorsunuz gazeteci olarak ama sarayın yönlendirmesiyle bana güzellemeler yapanların ya da Mansur Başkan'a güzellemeler yapanların yapmaya çalıştığı şey belli. Bizde bir adaylık tartışması başlatacaklar. O yüzden adayımız A, B, Z planımız Ekrem İmamoğlu. Bunu net olarak söylüyoruz. Onun dışında da işimize bakıyoruz.
Buna engel olamazlar, olamıyorlar. Benim de görevim partimi hem seçime hazırlamak, seçim güvenliği açısından, tüzüğümü değiştirmişiz. Programımızı değiştirmişiz. Şimdi Cumhurbaşkanlığı aday ofisiyle bu programı bir hükümet programına çevireceğiz. Buradan politika notları çıkacak. 2000 kişilik en az ama gönüllülerle 2 milyon kişilik üyeyle ve gönüllülerle o 15,5 milyonun bir kısmı da mobilize gelecek çalışmak istiyorum diyecek.
"TARİHİN GÖRÜLMÜŞ EN BÜYÜK SEÇİM ORDUSUNU KURUP..."
Gençlerle tarihin görülmüş en büyük seçim ordusunu kurup her birisini Cumhurbaşkanı adayı yapıp her birisine doğru bilgiyi nerede üstleneceğini de kendisinden de sorup örneğin gidip işçiye sendikalaşma, CHP iktidarında emeğin karşılığı olduğunu, işçi duraklarında işçileri servisleriyle iş yerine uğurlarken mi fabrika önünde mi bunu anlatmak istiyor? Yoksa dili tarıma dönüyor, köylerde gidip tarım politikası mı anlatmak istiyor? Ev hanımlarını evlerinde kapısını çalıp bir kahve içmeye, bir çay içmeye, elinde bir pişirimlik kahvesiyle bir ziyarete gidip onlara ev hanımlarının nasıl sigortalı olacağını ya da temel vatandaşlık gelirini mi anlatmak istiyor? gibi bir büyük propaganda ordusuyla birlikte Türkiye'nin belki dünya siyaset tarihinin en renkli, en güçlü, en kalabalık kampanyasını yapmak.
Aday A da B de Z de Ekrem İmamoğlu. E harf bitti bir şey yap. O gün geldiğinde yapılır. O güne kadar aday tartışmasının partiye bir faydası yok. Herkes, yani zaten bir meseleyi yandaş köşe yazarları bu kadar çok konuşmak istiyorsa o meseleyi konuşturmamakta milli menfaat vardır yani. Partinin de milletin de menfaati ordadır."
SİYASET 04 Aralık 2025 Perşembe, 21:00
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler
Rusya'dan bir platforma daha erişim engeli
Emlak vergisinde üst sınır belirlendi
'Suça sürüklenen çocuklar' için kurulan araştırma komisyonunun üyeleri belli oldu
Uzman çavuş, bacanağını öldürdükten sonra intihar etti
Samsun'da iki kardeşten 14 bıçak darbesi