
Özgür Özel: Haksızlığa, eşitsizliğe ve anayasa ihlaline razı değiliz
SİYASET, 16 Mayıs 2025 Cuma, 13:45CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, "Gözüm Arkada Kalmasın İstiyorum" sloganıyla yapılan Otizm Sempozyumu'na katıldı. Burada konuşan Özel, "Bugün aranızda olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Çünkü bugünkü etkinliğimiz sadece bir sempozyum değil şüphesiz. Sosyal demokrat bir partinin yapacağı en kıymetli işlerden bir tanesi. Sabah muhteşem bir koro ile karşılandık. Onlarla birlikte sahnede olmak güzeldi. İtiraf edelim koroyu biz bozduk, biz çıkmadan önce çok daha başarılıydı. Benim, Ömer Başkan'ın koroya katkılarından sonra işler biraz daha zorlaştı. Ama şaka bir yana gerçekten hem o koroya emek veren eğiticiler, hem aileler hem de o koroya seslerini, yüreklerini koyan otizmli kardeşlerimi yüreklerinden öpüyorum. Ellerine, emeklerine sağlık" diye konuştu.
"BÜTÜN BELEDİYELERİMİZE ÖRNEK"
Türkiye'nin siyasi gündeminin yoğun olduğuna dikkat çeken CHP Lideri, "Yoğun bir siyasi kutuplaşma, tartışma içinde ilerliyoruz. Öyle olunca normal siyasi faaliyetlerin ya da gündemi biraz daha hafifleştirecek olan siyasi faaliyetlerin uzağında durmak durumundayız. Festivaller, açılışlar, birtakım ülkedeki ağır sorunlar varken gündeme gelmemesi, olmaması gayet normal. Doğrusu da bu. Ama diğer yandan bazı işler var ki onları ülkenin ağır gündemine feda edemezsiniz. İşte Engelliler Haftası'ndaki etkinlikler, otizmli ilgili bir farkındalık, ilk kez yapılan böylesine önemli bir sempozyum. Böyle bir gündemdir. Onun için de değerli Genel Başkan Yardımcımız böyle bir programı önerdiğinde aylar öncesinden kabul etmiştik. Birkaç kez tarihi değişmek zorunda kaldı. Ama otizm açısından son derece anlamlı bir kentteyiz. Biraz önce Büyükşehir Belediye Başkanımız kendi evladı ve kendi hayatı üzerinden duygusal bir kesit koydu. Kendisinin kişisel farkındalığı bu kentte otizm konusunda daha önce de işte bundan dört yıl önce benim gelip açılışını yaptığım bir merkez. Yine İlçe Belediye Başkanımız Sevgili Ömer Başkan'ın bugün belki de Türkiye'de ve dünyada bu alandaki en önemli merkezlerden bir tanesini projelendirmesi, Aydın'ı bu hassas, bu önemli konuda bütün belediyelerimize örnek olacak şekilde öne çıkardı. Tabii Konfederasyon Başkanı'nın kıymetli konuşmasında İzmir'deki toplantıya, İzmir Büyükşehir'e yaptığı atıf son derece kıymetli. Şüphesiz o gün İzmir'de yaptığımız toplantıda bir araya geldik ve Engellilik Çalıştayı adı altında engellerin kaldırılmasına yönelik olarak yerel yönetimlerin iyi örneklerinin konuşulması, derlenmesi ve diğer belediyelere örnek olmasıyla ilgili önemli bir toplantıydı. Bu hafta içinde de ne mutlu bize ki biraz önce Aylin Hanım'ın da bahsettiği gibi İstanbul'da, bundan iki gün önce, 10 yıl önce İzmir'de başlatılmış ama hak ettiği değeri bulmamış, İzmir'de iyi sonuçlar vermiş ama Türkiye'ye yaygınlaştırılmamış olan Kırmızı Bayrak projemizi, yani bir hizmet binasında, ki ilerleyen zamanda bu özel sektöre de yaygınlaştırılacak. Engelli bireyler için alınması gereken tüm tedbirler, kaldırılması gereken tüm engelliler kaldırıldıysa oraya bir kırmızı bayrak çekilerek, bundan engelliler ve yakınları haberdar ediliyor. Hatta bunun için görme engelliler için de bir işitsel bayrak orada dalgalanıyor. Teknolojinin imkanlarıyla da bu cep telefonları üzerinden yaklaşılan ya da girilen alanın içinde bulunulan alanın engelsiz bir mekan olduğunu gösteriyor. Bunu yaygınlaştırdık. Bunların hepsi çok kıymetli" ifadelerini kullandı.
"BURASI PARTİZANLIK YAPILACAK YER DEĞİL"
Sempozyumda siyasi parti temsilcilerinin konuşmasının doğru olmadığına dikkat çeken Özgür Özel, "Birazdan birkaç konuya daha da ineceğim. Tabii bunlar yaptığımız doğru işler. Ama bazı yaptığımız yanlış işleri de görmek lazım. Veya üzümün üzüme baka baka kararmaması lazım. Bugün yaptığımız yanlış iş nedir? Bir Otizm Sempozyumu yapıyoruz. Sempozyumda AKP'nin liderinin bir yandan Cumhurbaşkanı bir yandan parti başkanı olması ve kamusal alanlara çok fazla siyaset karıştırmasının bir kötü örneğini bugün bu salona biz taşıdık. Ne yaptık? Böylesi bilimsel ve sonuç odaklı olması gereken bir sempozyumda ilçe başkanı konuşturduk, il başkanı konuşturduk. Onların hiçbir suçu yok, onlara konuşma verirseniz onlar da çıkar burada siyasi konuşmalar yaparlar. Hiç yeri yokken. Oysa şunu bilmeliyiz ki; bu salondaki otizmli bir çocuğun babası ya da annesi CHP'li olmak zorunda değildir. Ya da siz bugün yaptığınız faaliyeti CHP'nin gündelik siyasetini bu salona dayatmaya kalkarsanız, ülkenin genel siyasetindeki tartışmaları bu salona dayatırsanız, bu salondan sizin gibi düşünmeyenleri kaybetmeye ve burada yaptığınız, yaratmaya çalıştığınız toplumsal faydadan onları mahrum etmeye başlarsınız. Burası particilik, partizanlık yapılacak yer değil. Burası hangi siyasi görüşten olursa olsun otizmli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için sizin kamusal katkı koyacağınız bir an. O yüzden burada ilçe başkanının, il başkanının bir suçu yok. Merkezi bir organizasyonda onlara kürsü verip, onları siyasi konuşmaya itmek doğru değil. Onlar öğleden sonra ilçe binasının açılışında istedikleri gibi konuşacaklar zaten. O yüzden biz biz olalım, AKP bu işi böyle yapıyor diye, bu salonun hepsini AKP'li kabul ediyor diye, CHP'li birisini gözünün içine baka baka katı, gündelik siyaseti elde ettiği kamusal gücü kullanarak yapıyor diye bu işlere biz kalkışmayalım. Çünkü biz bu ülkeyi ilk seçimden sonra AKP gibi değil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi yöneteceğiz" dedi.
"İLK ÜÇ YILDAKİ FARKINDALIK ÖNEMLİ"
"10-16 Mayıs Engelliler Haftası'nın son günündeyiz" diye devam eden Özel, "Otizm Sempozyumunda engelli hakları alanında faaliyet gösteren konfederasyon, federasyon ve derneklerin kıymetli yöneticileri, otizmli bireyler, ailelerinin olduğu çok kıymetli bir toplantıdayız. Hepimiz gayet iyi biliyoruz ama televizyonların canlı yayınlarının da yarattığı imkanla bir kez daha hatırlatalım. Otizm doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Ülkemizde herhangi bir resmi istatistik çalışması olmamakla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanan güncel verilere göre, otizm günümüzde her 31 çocuktan bir tanesinde görülen bir bozukluk. Biraz önce ömrünü buna vermiş, kendisi de bir otistik bireyin babası olan Konfederasyon Başkanımızın dediği gibi o ilk üç yıl içinde hızla farkına varmak ve ardından en doğru eğitimin, en uzman kişilerce yeterince verilmesini sağlamak, otizmi ya bunu yapabilirseniz otizmi küçük bırakıp, çocuğu büyütüyor. Ya da bunu yapmazsanız, yanlış şeyler yapılırsa otizm çocukla bir büyüyor ve hem çocuk için hem ailesi için hem toplum için taşınması daha zor bir hale geliyor. Bunun için ilk üç yıldaki farkındalığı sağlayabilmek için, hem ailelerin bilinçlendirilmesi hem de çocukların hekim görme sıklığının olması gerektiği gibi olması ve gerekli uzman yardımına ailelerin hızla erişebiliyor olması lazım. Bu oran, yani 31 çocuktan biri yani yüzde 3'leri aşmaya başlayan bu oran, artık otizmin görmezden gelinmeyecek toplumsal bir gerçek olduğunu hepimize hatırlatıyor. Türkiye'de 1,5 ila 2 milyon arasında otizmli yurttaşımız var. Bunların 700 bini çocuk. Ancak bu çocukların sadece 42 bini okula gidiyor. Yani sadece yüzde 6'sı. Yüzde 94'ünün örgün eğitime erişememesi gibi bir utançla karşı karşıyayız. Bizim esas halletmemiz gereken meselelerin başında bu var. Bu sayı bir istatistik değil, bu devletin kapsayamadığı 100 binlerce çocuk olduğu gerçeği. Ve bu açıkça bir Anayasa ihlali. Çünkü Anayasa toplumun tümünü kapsıyor ve eğitimin her yurttaşın hakkı olduğunu söylüyor. Bu tabloyu değiştirmek, sosyal devlet olmanın bir gereği. Biz CHP olarak böyle bir haksızlığa, böyle bir eşitsizliğe, böyle bir Anayasa ihlaline razı değiliz. Toplumun en az yüzde 3'ünü kapsayabilecek böyle bir eşitsizliğe, en esaslı yerden müdahale etmek ve buna karşı bir şeyler yapmak gerektiği açık" ifadelerini kullandı.
"GÖRÜNMEYEN DUVARLARLA MÜCADELE..."
Engelli bireylerin de siyasete girmesi ve örgütlenmesi gerektiğine değinen Özgür Özel, "Yıllardır görünmeyen duvarlarla mücadele edildiğini biraz önce buradan bir kıymetli anneden, bir kıymetli babadan ve yine Büyükşehir Belediye Başkanımızın kendi deneyimlerinden dinledik. Tabii ki bu tip farkındalıklar için otizmli bireylerin ailelerinin hem bu tip örgütlenmeleri, hem siyasete bulunmaları son derece kıymetli. Örneğin geçmiş dönemlerde üç dönem milletvekilliğimizi yapan Çetin Arık'ın adı boşuna anılmıyor burada. Çünkü onun otizmli bir kızı var ve her fırsatta hem Engelliler Haftası'nda, hem Otizm Farkındalık Günleri'nde, Babalar Günü'nde, 23 Nisan'da evladını getirip Meclis koridorlarına bizlerle bir araya getirdiği her aşama, aslında Türkiye'deki bütün otizmliler açısından en önemli fırsatlardan bir tanesi. Bu yüzden böyle bir duyarlılığın oluşmasına katkı sağlıyor. O zaman biraz önce söyledigim gibi siyaseti engellilere, otizmlilere dayatarak değil, ama onları siyasete davet ederek çok önemli yol alınabilir. Bu yüzden CHP geçtiğimiz Eylül ayının 4-9 Eylül arası kuruluş haftasında kendi tüzüğünü değiştirdi. Değiştirdiğimiz tüzüğümüze şöyle bir madde koyduk. Eğer adaysa, yani gelip de ilçe yönetimine aday olduysa bir engelli birey, otomatikman ilçe yönetimine ya da il yönetimine girebiliyor. Ya da Parti Meclisinde eğer bir engelli birey adaysa, engelli kotasından seçilmiş oluyor ve belli bir yere geliyor. Bu tüzük değiştikten sonra yaptığımız ilk Parti Meclisi'nde de bir engelli arkadaşımız, engelli kotasından Parti Meclisimize girdi. Yine aynı tüzük gereğince CHP'nin önümüzdeki milletvekilliği seçimlerinde, ağır engelli bir bireyin bir seçim bölgesinin birinci sırasından aday gösterilmesi gerekiyor. Bu sadece bir engelli olacak grupta değil. Ama ağır engelli bir birey bir bölgede liste başı olacak. Onun dışında da engelli kotaları ile yine listelerimizde yer almak isteyenler Meclis'e, belediye meclislerine, parti meclislerine taşınacak. Bu önemli bir adım. Küçük adım, ama önemli bir adım. Bunun tüm siyasi partilere örnek olmasını ve bunun engellilerin siyasette temsili ve seslerini duyurabilmeleri açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Buradaki çalışmalar, şüphesiz Cumhuriyet Halk Partisi'ne, iktidara hazırlanan gelecekte ülkeyi bir kez daha yönetmek iddiasında olan bir partinin programı açısından da yol gösterici olacak. Bu tüm siyasi partiler açısından önemli. Çünkü yola çıktıktan sonra ya da yetki aldıktan sonra sorunla karşılaşma, sorunu tanıma, sorunun tespiti, çözüm önerilerini konuşma, tartışma yerine sorunun çözümüne tüm yönleriyle hazır olmak son derece kıymetlidir. Ama uygulama aşamasında da derneklerle, vakıflarla, ilgili konfederasyonlarla birlikte yol yürümenin ve icranın da devamlı onların denetimi ve gözetimi altında olmasının büyük önemi var" şeklinde konuştu.
"HER KENTE OTİZM TANI VE DESTEK MERKEZİ"
Adalet ve eşitlik vurgusu yaparak sözlerini sürdüren CHP Lideri, "Siyaset gerçeklerden kaçma değil, gerçeklerle yüzleşip çözüm üretme görevidir. Kimse aklından çıkarmamalıdır ki otizm bir eksiklik değildir. Eksik olan; bu ülkenin, bu güzel çocuklara, onların güçlü ailelerine, dayanışmaya susamış hayatlarına hepimizin, siyaset kurumunun bir bütün olarak omuz verememiş olmasıdır. Adaleti ve eşitliği sağlamak için biraz önce hem Belediye Başkanımızın hem Genel Başkan Yardımcımızın hem burada konuşan diğer konuşmacıların söylediği gibi belki de meseleyi en iyi özetleyen söz; annelerin, babaların 'Gözüm arkada kalmasın' sözüdür. 'Benden sonra bu çocuğa ne olacak?' kaygısı varsa bir annede, bir babada orada sosyal devlet yok demektir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin gelecekteki iktidarında otizmli bireylerin ailelerinin 'Benden sonra bu çocuğa ne olacak?' sorusunu ortadan kaldıracak ve onlara 'Gözünüz arkada kalmasın. Evlat devlete emanettir' diyebilmek en büyük hedefimizdir. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı taahhütleri var. Bunların en başında 2018 yılında sivil toplum örgütleriyle ve tüm siyasi partilerin katılımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde hazırlanan bir Otizm Eylem Planı var. Yanlış hatırlamıyorsam o komisyonun kuruluş önergesini Çetin Arık yıllardır veriyordu ve bir Otizm Farkındalık Günü'nde ya da Engelliler Haftası'nda diğer parti gruplarıyla müzakere ederek ve bir uzlaşı yakalayarak bu komisyonun kurulması sağlanmıştı. O komisyonu çok yakından ve hem Çetin Başkan hem diğer konuyla ilgili çoğu da sağlıkçı olan arkadaşlarımız, o komisyona çok yakından katıldılar ve zaten görev aldılar, çalıştılar. O komisyon bir Otizm Eylem Planı hazırladı. Sorun tespit edildi, çözüm önerileri ortaya kondu. Ama maalesef biraz önce de söylendiği gibi, işte 'Meclis'in tozlu rafları.' Meclis'te tozlu raflar yok, o raflar tertemiz, temizleniyor. İsteyen istediği an erişebilir, yeter ki alıp o işi çözmek lazım. Bizim temel vaadimiz 2018'de sivil toplum örgütleri ile birlikte ortaya çıkarılan Otizm Eylem Planı'na sahip çıkmak, onu hızla güncellemek ve üzerimize düşen her şeyi yapmak. Buna göre her ilde otizm tanı ve destek merkezlerinin kurulması gerekiyor. Her ilçede biraz önce değerli annemizin de ifade ettiği, bir mola evi açmak gerekiyor. Bunu taahhüt ediyoruz. Hem ekranda vardı, hem kürsüdeki anne anlatıyordu. Bu kadar zor ve hayatın bütün yükü hem bireyin hem ailenin sırtındayken, evladını iyi zaman geçirebileceği, iyi bir eğitim alacağı, kendi gelişimini sürdüreceği, o günün stresinden kurtulabileceği bir yere emanet edip, kendisinin de birkaç saatliğine dinlenmesi, bu zorlu, kutsal göreve belki birkaç saatliğine bir mola vererek dinlenmesinin, motive olmasının önemli olduğu bu mola evlerinin mutlaka açılması gerekiyor. Otizmli bireyler için rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması, ihtiyaç kadar olması, oralardaki yoğunluğun ortadan kalkması gerekiyor. İş koçluğu destekli istihdam programının devreye sokulması, otizmli bireylerin istihdam noktasında yaşadıkları sorunların ortadan kaldırılması, onlara iş koçluğu yapılması son derece önemli. Engelli aylığının haneye değil, bireyin kendi hesabına yatırılması imkanlar dahilinde birinci tercih olmalı. Eğer bu konuda çok doğrudan bir zorunluluk yoksa, engelli aylığının bireyin kendisine yatırılması son derece önemli. Eğitim hakkını bir lütuf olarak değil, bir hak olarak tanımlamak ve mutlaka devletin yeteri kadar, yani nitelikli, en iyi eğitimi yeteri kadar vermesi ve bunun tamamının devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanması gerekiyor" dedi.
"DEVLETİN SEYİRCİ KOLTUĞUNDAN KALKIP ASLİ GÖREVİ DEVRALMASI GEREK"
Bu tarz farkındalık sempozyumlarının sayısının artması gerektiğine dikkat çeken Özgür Özel, "Biz hem Otizm Eylem Planı'ndan, hem arkadaşlarımızın yapmış oldukları çalışmalardan bunları kendi iktidarımızda ilk elden yapılması gereken bir ödev olarak sınıflandırılmış durumdayız. Devletin artık seyirci koltuğundan kalkıp 7/24 çocuklarının başında nöbet tutan ailelerden asli görevini devralması, devletin 7/24 görevini yapması ve artık ailelerin rahat bir nefes almasını ümit ediyoruz. Ben bu konuşmanın ve bundan önceki konuşmaların bir başlangıç olmasını, bundan sonraki süreçte benzer sempozyumların, çalışmaların, çalıştayların hem siyasete hem yerel yönetimlere ışık tutmasını ümit ediyorum. Bugün burada çok iyi iki örnekle hem ilçe belediyesinin, hem büyükşehir belediyesinin farkındalığı, duyarlılığı, bu alana yönelik yapmış oldukları iki önemli yatırımı; birisi dört yıldır hayatta olan ve örnek olan, biri de bugün tüm yerel yönetimlerimize örnek olacak olan bu iki önemli işi fevkalade önemsiyorum. Bundan sonra da Türkiye'de, tabii Genel Başkan olarak çok yerden açılış daveti alıyoruz, buradan bütün arkadaşlarımıza söylüyorum. Nerede otizmli bireyler için, nerede engelli bireyler için, nerede dezavantajlı bireyler için projeler yapılır ve hayata geçirilirse ben de öncelikle o açılışlara, o toplantılara katılacağımı, destek vereceğimi bir kez daha söylüyorum. Emek veren herkesin emeklerine sağlık. Hepinizi seviyoruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
SİYASET 16 Mayıs 2025 Cuma, 13:45
Yorumlar
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protestoda tutuklanan bir öğrenci serbest bırakıldı

Ara Güler'in hayatı beyazperdeye taşınıyor

Mustafa Muhammed kritik maçta olmayacak

Düğün salonunda disko topu düştü: 3 kişi yaralandı

Devlet Tiyatrolarının raylar üzerindeki tiyatrosu Kars'ta çocuklarla buluştu
