Bursa'yı kızıla boyayan gerçek: Açık ihanet!

Haber önceki gün kamuoyuna yansıdı.

Bursa'da düzensiz sanayi kuruluşlarının hoyratlığı sebebiyle artık canlı yaşamının sona erdiği Nilüfer Çayı'nın bir kolu olan, bahçe ve bostanlar arasından geçen Demirtaş Deresi kimyasal atıklar nedeniyle kızıla boyandı.

Şikâyet üzerine gerçekleştirilen inceleme sonucunda dereye kimyasal atık bıraktığı tespit edilen işletmenin faaliyetleri sonlandırıldı.

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Burada fabrika dediğimiz yerler de betondan oluşan, bildiğimiz fabrikalardan değil. Bunlar, plastik kaplamayla kaplı gecekondu fabrikası diyebileceğimiz formatta fabrikalar. Bu fabrikalar bakanlık tarafından ruhsatlı fabrikalar değil veya geçici ruhsatlarla çalışan fabrikalar" dedi ve ekledi:

"Bu bölge imara açık bir alan değil. İmar durumu, tarım alanı ve doğal alan olarak görünüyor. Sanayi ve imara kapalı olan bir alan. Bu bölgeye yakın olan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayi faaliyeti var ama kontrollü bir şekilde yapılıyor."

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı'nın (BEBKA) raporuna göre sayısı 8 bini aşan, son derece tehlikeli kimyasallarla üretim yapan plansız üretim tesislerinin kente verdiği büyük zararı, açık şekilde bu şehre nasıl ihanet edildiğini uzun süredir gündeme taşıyoruz.

Büyük deprem tehdidi altındaki Bursa'da, olası afette bu kaçak fabrikaların sebebiyet vereceği tahribatın ülke açısından bir millî güvenlik sorununa yol açabileceğini vurguluyoruz.

Bursa'nın su kaynaklarını vahşice kirletip tüketen, tarım alanlarını işgal eden, hava kirliliğini had safhaya yükselten, şehir içindeki trafiği de kilitleyen düzensiz sanayi kuruluşlarının; bir an evvel bilim insanlarının rehberliğinde, ortak akılla şekillenecek planlı alanlara taşınması gerektiğini dile getiriyoruz.

Kent içinde sıkışıp kalmış düzensiz işletmeler taşındıktan sonra boşaltılan yerler kentsel dönüşümde rezerv alan olarak değerlendirilebilir, böylelikle daha fazla tarım alanı imara açılmaz diyoruz.

Bilim insanlarının, oluşacak yeni organize sanayi ve ticaret bölgelerinin çeperlerinde kent içi ulaşım yükünü de hafifletecek şekilde uydu kentler kurulmalı düşüncesini destekliyoruz.

Yerel seçimden önce muhalefetteki Büyükşehir'i yönetmeye talip adayların neredeyse tamamı Bursa'nın en önemli sorunu olan planlamaya vurgu yaptı.

Yeniden aday gösterilen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'tan da görev süresi boyunca duymadığımız benzer söylemler gelmeye başladı.

Aktaş, son olarak kent içinde kalan küçük ve orta ölçekli iş yerlerinin şehir dışında 5 farklı bölgeye taşınmasıyla ilgili süreci başlattıklarını belirtti.

Daha önce de ifade etmiştik...

Büyükşehir'i yönetmeye talip adayların popülist söylemlerden ziyade şehrin gerçek sorununa odaklanması kent adına faydalı.

Aksi takdirde bir kaçak fabrikanın faaliyetini sona erdirmekle ne Nilüfer Çayı'nı kurtarabiliriz ne Samanlı, Demirtaş derelerini...

Hava kirliliği, trafik, kentsel dönüşüm gibi Bursa'nın kronikleşmiş sorunlarını da kalıcı şekilde çözemeyiz.

Bu bağlamda problemleri nihayete erdirmek için tutarlı ve altı dolu bir vizyonla irade sergilemeliyiz.

Ovada herkesin gözü önünde yayıldıkça yayılan, özel endüstri bölgesi ilan edilerek kaçak pozisyonundan kurtulmaya çalışan üretim tesislerine dur demeli, plansız tesisleri ortadan kaldırmanın yanı sıra planlı talan girişimlerine de izin vermemeliyiz.

Daha temiz bir Bursa için, Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü hakkındaki iddiaların da üzerine gitmeliyiz!