Bozbey'den 'biliyorlar' çıkışı: Yetkilileri göreve davet ediyorum, lütfen müdahale edin!

Hem çevre hem de şehircilik özelinde uzun süredir felaketi yaşayan Bursa'da; Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü sıkıntılı iddialarla gündemden düşmüyor.

Fahiş emsalli inşaatlarla kelimenin tam anlamıyla talan edilen kentte çevre özelinde de sayısız kanunsuzluğa rastlanılmasına karşın yetkililerin olan biteni hangi gerekçeyle seyrettiği sorgulanıyor.

Bu sütunlarda defalarca gündeme getirdiğimiz şu sorular yanıtsız bırakılıyor:

"Bazı holdinglerin ve fabrika sahiplerinin ayrıcalığı mı bulunuyor?

Kime, neye göre ceza kesiliyor ya da kesilmiyor?

Sözde denetimler neden herkesi kapsamıyor?

Yoksa mevcut kanun ve yönetmeliklerin dışında tabi olunması gereken farklı sistemler mi bulunuyor?

Bu sistemlere katılanlara imtiyaz mı sağlanıyor?"

Başkan Mustafa Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Eylül ayı birinci oturumunda çarpıcı mesajlar verdi.

Bursa'nın Başkanı, "Havamız kirli" dedi.

Şöyle devam etti:

"İnegöl, Kestel, Gürsu, Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer, Kayapa'da dahi vatandaşlarımız gece penceresini açamıyor. Yetkilileri göreve davet ediyorum. Biz insanız, aynı havayı soluyoruz. Soluduğumuz kirli hava yüzünden hasta olmak istemiyoruz. Lütfen müdahale edin! Atık yakan tesisleri ilgili bakanlığın müdürlükleri biliyor! Lütfen oralarda anlık tespitleri Dünya Sağlık Örgütü'nün normlarına göre yapsınlar. Bunu gerçekten bekliyoruz."

2014'te Çelikler Holding'e satılarak özelleştirilen, bölgeye zehir saçan Orhaneli Termik Santrali de malum sürekli kentin gündemde.

Başkan Bozbey, gerçekleri bir anlamda haykırdı mecliste:

"Dağ yöremizde, Orhaneli bölgemizde gerek yok filtre takıldı, takılmadı tartışmasına... Çok basit, arkadaşlarıma söyledim. Aslında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın burada temsilcileri var. Hiç fabrikaya gitmeye gerek yok. Çevredeki ağaçların yapraklarından alın numuneleri ölçün, kirli mi değil mi ortaya çıksın. Çünkü biz zehirleniyoruz! Bursalılar bunu hak etmiyor!"

Açıkça belirtmek gereklidir:

Kentteki vaziyet nettir.

Bursa'nın temizlenebilmesi için öncelikle Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün temizlenmesi elzemdir!

Ayrıca bu temizlik operasyonu artık kaçınılmaz hâle de gelmiştir.

Bu şehre ihanetin sona ermesi adına bürokrasideki beklenen ve hayli de geciken değişim bir an önce gerçekleşmelidir.

Bozbey'in kentsel dönüşümle ilgili sözleri de önemliydi.

"Ataevler gibi bir kentsel dönüşümü kimse bizden beklemesin. Böyle bir dönüşüme asla izin vermeyeceğiz. Bunu çok net söylüyorum. Bir daha meclisimizden böyle kararların geçmemesi şart" sözlerinin altı çizilmeli.

"Yapılan yanlışların sonucunu şu anda Bursalılar çekiyor. Özel okulların tümünü Nilüfer'de 19 Mayıs mahallesine ve Mudanya'da Bademli'ye yığdık. Sonuç sabah akşam trafik felç. Defalarca uyarmamıza, önerge vermemize, yapmayın doğru değildir dememize rağmen maalesef bunlar bu mecliste yapıldı" açıklamaları da notlarımızın arasına girdi.

Bozbey, "Önceliğimiz kamuyu korumaktır. Kamu dediğimiz belediye değil. Kamu dediğimiz halk. Gelecekte orada yaşayan insanların yeşil alanla ilgili, spor alanıyla ilgili, eğitim alanıyla ilgili, yoluyla ilgili genel ihtiyaçlarını karşılayacak yapılaşmayı sağlamak zorundayız" dedi ve ekledi:

"Sadece binanın yenilenmesinden bahsediyoruz. Ataevler bir kentsel dönüşüm değildir. Kiremitçi mahallesindeki Doğanbey konutları nasıl kötü bir simgeyse bugün kentsel dönüşüm açısından Ataevler de kötü bir simgedir."

Alinur Aktaş döneminde bilim insanlarının tüm uyarılarına, bölge halkının isyanına rağmen Kayapa'ya kurulmak istenen Katı Atık Bertaraf ve Depolama Tesisi de meclis gündeminde geldi.

Her ne hikmetse; Aktaş, bilimin ve halkın sesini dinlememenin bedelini sandıkta ödese de Cumhur İttifakı'nın Kayapa ısrarı sona ermiyor.

Cumhur İttifakı'ndan bir meclis üyesi, "Milletin size verdiği yetkiyi akademik odalara bırakmayın" dahi dedi!

Bilim insanlarını dinlemeyi, milletin verdiği yetkiyi akademik odalara bırakma şeklinde değerlendirme tam bir tek adam zihniyetinin ürünü değil mi?

Millet zaten yetkiyi ben yaptım oldu anlayışı Bursa'yı mahvettiği için Bozbey'e vermedi mi?

Başkan Bozbey'in meclis üyesinin vahim sözlerine yanıtı kayda değerdi:

"Biz bilime inanmıyoruz dersen orada dur derim. Biz akademik odalarla beraber çalışacağız. Akademik odalar bilim yuvasıdır. Onlara saygısızlık ettirmem, etmem de. Siz onları tanımıyoruz derseniz doğru söylemiyorsunuz. Akademik odalar ve toplumun tüm dinamikleriyle birlikte çalışacağız."

Bu arada...

CHP Büyükşehir Grup Sözcüsü Avukat Yücel Akbulut'un meclisteki konuşması yine dikkat çekiciydi.

Akbulut, Başkan Bozbey'e Zafer Bayramı kutlamalarındaki büyük coşku için teşekkür ederken şunları söyledi:

"Ağustos ayında Türklere Anadolu'nun kapılarını açan son zafer Malazgirt Meydan Muharebesi'nin 953., 30 Ağustos Zaferi'nin de 102. yılını kutladık. Her iki zafer de bizim zaferimizdir. Ormancılar günü ise sadece ormancıların bayramıdır. 30 Ağustos Zaferi uzun yıllar sonra Bursa'mızda sizin öncülüğünüzde hepimizin zaferine yakışır şekilde kutlandı.

Geçmişte siyasi parti mitinglerinde toplu taşımayı ücretsiz yapanlar hepimizin zaferinde yapmamıştı, siz yaptınız. Heykel'den Atatürk Stadyumu'na Bursalıların muhteşem katılımı ile meşalelerle ve coşku ile yürünmemişti, siz yürüdünüz. Hepimizin zaferinin Bursa'ya yakışır şekilde kutlanmasını sağladığınız için teşekkür ederiz."