Bursa'da yeni özel sanayi bölgesine hazırlık! CHP Yıldırım'da flaş adaylık...

Biliyorsunuz yok olmak üzere olan İznik Gölü'nün dibi Organize Sanayi Bölgesi gibi.

Hem de çok güzel ve özel, nitelikli, ballı börek bir bölge hâlinde yani!

Asil Çelik, Döktaş derken son olarak Varaka da özel endüstri bölgesi ilan edilerek bir anlamda özerkliğini ilan etti!

Hektaş'ın neyi eksik peki!

Bursa Orhangazi'deki Muradiye mahallesinde, "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edilen İznik Gölü Sulak Alanı Kontrollü Kullanım Bölgesi" içerisinde bulunan 80 ada, 96, 107 ve 142 parsellere ilişkin "Sanayi Alanı" amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği Ankara tarafından onaylanıp askıya çıkarılmıştı.

"Tarım İlaçları Etken Madde Üretimi, Tehlikesiz Atıktan Bakır Sülfat Üretimi ve Kimyevi Gübre Üretim Tesisi" kurmak için harekete geçen, yeni fabrika için yapılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusunu tepkilerin ardından geri çeken, İznik Gölü'nün dibinde faaliyet gösteren tesislerden Hektaş için hazırlanan plan değişikliği, fabrikaya ait iki parsel arasındaki kamu yolunu hop diye yutmaktaydı.

Daha önceki yazılarımızda da gündeme getirdiğimiz şu sorulara bugüne kadar yanıt veren olmadı:

"Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edilen İznik Gölü Sulak Alanı Kontrollü Kullanım Bölgesi" içerisinde sanayi olur mu?

Geçmişte nasılsa olan oldu denilerek aynı yanlışlarda ısrar etmek doğru mu?

Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile özel endüstri bölgesi ilan şartlarından biri olan kurulu alanlarda 150 bin metrekare şartı 100 bin metrekareye, boş alanlarda 200 bin metrekare şartı 150 bin metrekareye düşürülmüştü.

Hektaş'ın kamu yolunu yutarak birleştirmek istediği iki parselden biri 75.565,00 metrekare diğeri ise 69.639,15 metrekare iyi mi!

Sadece yol yutulmak istenmiyor, plan değişikliği ile daha önce değindiğimiz gibi belki de daha sonra yine gündeme gelecek yeni fabrikalara belki de bir sabah karşı karşıya kalacağımız özel endüstri bölgesi ilanına altlık hazırlanıyordu!

Plan değişikliği için görüşü sorulan Bursa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Şube Müdürlüğü'nün gönderdiği yazıda şu ifadeler yer almıştı:

"Yapılan incelemede söz konusu ada ve parsellerin içerisinden geçen 15 m genişliğindeki yol alanı ana arter niteliğinde olmayıp, ilçe belediyesi yetki ve sorumluluğunda olmasına rağmen kamuya ait olarak planlanan yolun öneri imar planında kaldırıldığı, söz konusu yolun kaldırılması ile erişilebilirliğin azaltıldığı görülmektedir.

Kaldırılan yola alternatif olarak ne şekilde ulaşım olanağı sağlandığı ile ilgili planlama ve tasarımının yapılması gerektiği, eğer alternatif bir güzergah önerilmiyorsa mevcut yolun kamu hizmetinde kullanılacak şekilde planlı hali ile değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir."

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ise parsellerin bulunduğu bölge ve çevresinin düşük kotta yer aldığına, taban suyu yükselmesi nedeniyle yoğun drenaj problemleri yaşanabileceğine, can ve mal kaybı riskine dikkat çekmişti.

Bu kentin vicdanı olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Bursa Şubesi söz konusu plan değişikliğine itiraz etmişti.

Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne gönderilen itirazda şu ifadelere de yer verilmişti:

"Söz konusu olan bölge "İznik Gölü Ulusal Öneme Haiz Sulak Alanı" olarak ilan edilen 'Sulak Alanların Kontrollü Kullanım Bölgesi'nde yer almaktadır. Aynı zamanda İznik Gölü'nün kısa ve orta mesafeli koruma alanına girmesi nedeniyle bu bölgede hiçbir sanayi kuruluşuna izin verilmemelidir.

İmar Planı kapsamında 15 metre genişliğindeki kamuya ait olan yolun, öneri imar planında kaldırılıp sanayi alanına alındığı, söz konusu yolun kaldırılması ile erişilebilirliğin azaltıldığı görülmektedir."

İtirazın ardından konuyu yargıya taşımaya karar verdi Mimarlar Odası Bursa Şubesi.

Süreci takip etmeye devam edeceğiz diyelim ve artık kent mücadelesindeki yanlışlara yerel yönetimlerin de ses çıkarması gerektiğini ekleyelim.

Bursa'yı tehdit eden meselenin ardından yerel siyasetle devam edelim.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yıldırım örgütünde, malum büyük tepki çekmişti şahsî ikballer uğruna ısrarla sürdürülen jakoben yönetim tarzı.

İlhami Gün'ün yönetimi istifalarla düşmüş ve olağanüstü kongre kararı alınmıştı.

Olağanüstü kongrenin 9 Şubat'ta yapılması kararlaştırıldı.

CHP Yıldırım'da Avukat Ahmet Keskin'in adaylık için çalışmalara başladığını daha önce duyurmuştuk bu sütunlarda.

Yaptığımız görüşmede kolektif bir yönetim listesi oluşturmaya çalıştığını aktarmıştı.

Keskin, istişarelerinin ardından örgütten gelen talep doğrultusunda adaylık kararını açıkladı.

Adaylık açıklamasında da kolektif yönetim vurgusu yaptı.

Ülkenin, ilin ve ilçenin gerçek gündemi aslında çok farklıyken...

Ekonomik buhran her geçen gün biraz daha artarken...

Adaletsizlik derinleşirken...

Denetimsizlik ve rant odaklı yaklaşımlar katliamlara yol açarken...

Patronluk yapan, şahsî ikballerinin peşinden giden, kadınları ötekileştiren değil...

Aksine kadınları önceleyen...

Ben değil biz diyen...

Siyaseti salonlarda değil sokakta yapmayı hedefleyen bir yönetim anlayışı ile yola çıktı Keskin.

Bunu başarabilir mi, göreceğiz; CHP Yıldırım'ın artık bir anlayış değişimine ihtiyacı olduğu ise kesin diyebiliriz.