Bursa'daki büyük skandalda kriz derinleşiyor!

Türkiye'nin en büyük skandallarından birine imza atılan Bursa'da on binlerce kişiyi mağdur eden Atış Yapı krizinde gözler TMSF'ye çevrilmiş durumda.

Kayyum olarak atandığı Atış Yapı Grubu'na ait şirketlerin tüm mal varlıklarını bir araya getiren TMSF, varlıkların "Atış Yapı Grubu Ticari ve İktisadi Bütünlüğü" adı altında tek bir bütünlük olarak değerlendirilmesine karar vermişti.

Atış Yapı'nın konkordato davasında da iflas kararı çıkmamış, süreç beklendiği gibi TMSF'ye bırakılmıştı.

TMSF'den süreçle ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler de kullanılmıştı:

"Amaç; mevcut durumun net ve şeffaf şekilde ortaya konması, kamusal hak sahiplerinin ve iş ortaklarının haklarının korunmasıdır.

İnceleme ve analizlerin tamamlanmasının ardından elde edilecek veriler doğrultusunda, kamusal yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi ve hak sahipleri için uygulanabilir çözüm yolları belirlenecektir.

Süreç boyunca kamuoyu ve hak sahipleri bilgilendirilecektir."

TMSF tarafından Atış Yapı bünyesindeki tüm projeler teknik, hukuki ve fiili yönleriyle detaylı biçimde incelenmeye alındı ancak meselenin yurttaş boyutuyla ilgili beklenen adımlar henüz gelmedi.

Daha önce mağdurların başvurularının ardından TMSF ile bir grup hak sahibinin geçen hafta bir araya gelerek süreçle ilgili görüşme gerçekleştirmesinin beklendiğini söylemiştim.

Ancak bu görüşme nedense TMSF tarafından son anda iptal edildi.

Geçen hafta sürpriz bir gelişme de yaşandı.

TMSF heyeti Bursa'ya geldi.

Heyetle kısa da olsa görüşmek isteyen bir grup hak sahibi Downtown'a gitti.

TMSF heyeti, mağdur temsilcilerinin geleceğini bilmesine rağmen yurttaşlarla görüşmeyi yine kabul etmedi.

Daha sonraki bir tarih için randevu da verilmedi!

Mağdurlar TMSF heyetinin bankalarla, taşeronlarla görüşmeler yaptığını iddia ediyor.

İddia doğruysa TMSF yetkililerine şu hatırlatmayı yapmak gerekiyor:

Atış Yapı'da en büyük alacaklı bankalar ya da taşeronlar değil mağdur edilen yurttaşlar!

Şirketin konkordato borcunun %54'ü teslim edilmemiş konutlara yatırılmış peşin paradan oluşuyor, yatırılan bu peşin para 8 milyar 178 milyon liraya tekabül ediyordu!

Hâliyle en son değil, ilk iş olarak vatandaşlarla, mağdurların etap temsilcileriyle görüşmeniz gerekiyor!

Bakın, bazı mağdurlar hâlâ senet ödüyor!

Senet ödeyen mağdurlar arasında şu anda arsası olmayan Kayapa'daki Smart 4 ve Smart 5'ten daire satın alanlar da bulunuyor.

Atış Yapı mağduru bir okurun gönderdiği mesajı paylaşmak istiyorum şimdi:

"Yaman Bey sizden başka olayı gündeme getiren olmadı pek.

Lütfen Smart 4-5'i anlatın. Olmayan arsadan daire sattılar. TMSF hâlâ direkt Atış'a olan ödemeleri, hiç olmazsa bir yol haritası çizilene kadar durdurabilir, biz de bir nebze nefes alırız.

Mağdurlar arasında ciddi psikolojik bunalıma girenler var. İşimize, gücümüze, ailemize odaklanamaz olduk. TMSF projeleri devam ettirmeme kararı da alabilir. Bari ödemeleri durdursa."

Bu mesaj Atış skandalındaki krizin giderek derinleştiğini de bir anlamda gözler önüne seriyor.

Konunun maddi yönünün yanı sıra manevi boyutunu da es geçmemek gerekiyor.

Arsası olmayan projelere ödemelerin devam ettirilmesi, projeler tamamlanmazsa mağduriyetleri katlayacaktır şüphesiz ki...

Yok yere 3 seneye yakın senet mi ödeyecek bu insanlar?

Mağdur olanlar arasında yaratılmaya çalışılan algının aksine maddi durumu hiç iyi olmayan çok sayıda yurttaş da var.

TMSF yol haritasını acilen belirlemelidir.

Atış skandalında en büyük mağdur olan yurttaşlar derhâl muhatap olarak kabul edilmeli, süreçle ilgili düzenli bilgilendirmeler gerçekleştirilmelidir.

Aksi takdirde ortaya çıkan sosyolojik kriz telafisi mümkün olmayan sonuçları beraberinde getirebilir.