Bursa'daki operasyon borsası üç kişiyle mi sınırlı? Ankara'nın bozulan planı...

Geçen ay bu sütunlarda "Bursa'da operasyon borsası iddiası!" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

Şunları aktarmıştım:

"Bugünlerde malum belediyelere operasyonlar üzerinden yürüyen bir süreç var.

Bursa'da da sandıkta bükemediği bileği yargı sopasıyla devirmeyi arzulayanlar var.

Yerli ve ithal trollerin yanı sıra rant düzeni bozulan kimi siyasiler de devrede!

Böyle bir süreçte çarpıcı bir iddia ulaştı önceki gün elimize.

İddiaya göre Bursa'daki bazı iş insanlarının kapısını çalanların sayısı artmış.

Bursa'ya her an operasyon düzenlenebilir, sizin HTS kaydınız var, silelim diyerek maddi taleplerde bulunuyorlarmış.

Ziyaret ettikleri kişilere 80-90 kişilik bir liste gösterdikleri öne sürülüyor.

HTS kaydı bir cep telefonu hattının geçmiş iletişim trafiğini gösteren ayrıntılı döküm anlamına geliyor.

Son dönemdeki tutuklamalara bakarsanız...

Uzmanlar HTS kayıtlarıyla yer tespiti yapabilmek neredeyse imkânsız dese de...

Yine uzmanların aktardığına göre buluşmuş sayılıyorlar 10 dakika aralığında, birbirine 125 metre uzaklıktaki baz istasyonlarından sinyal alan kayıtlar eşleştiğinde!

HTS kaydına da gerek yok gerçi...

Sabıka dosyası kabarık algı aparatlarının hiçbir somut delile dayanmayan iftiralarıyla da kendinizi hemen sanık olarak bulabiliyorsunuz bazen mahkemelerde!"

Ardından şu soruları yöneltmiştim:

"Suç işleyip işlemediğiniz önemsiz... Kendinizi anlatana kadar aylar, yıllar geçer dediği öne sürülen bu kişilerle ilgili iddialar gerçek mi?

Aralarında bazı siyasiler, meclis üyeleri var mı?

Bu şebeke dolandırıcılık mı yapıyor yoksa başka bir yerlerden mi güç alıyor?"

Dün Gazeteci İsmail Saymaz köşesinde konuyla ilgili şunları kaydetti:

"'İBB Borsası' yargıdaki kokuşmanın örneği olarak tartışılırken, bu çürüme başka adliyelere de yayılıyor.

Örnek mi istiyorsunuz?

Al sana, Bursa!

Duyduğum kadarıyla...

Halil T. adlı bir dolandırıcı, CHP'li bir ilçe belediyesine yönelik soruşturmada telefonu dinlenen şüpheliye giderek "100.000 dolar verirsen seni dosyadan çıkarırız" teklifinde bulunuyor. Mağdur Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nda şikayetçi oluyor.

Savcılık, Halil T.'nin sulh ceza hakimliğindeki yazı işleri müdürüyle işbirliği içerisinde olduğunu tespit ediyor. Bu iki kişi tutuklanıyor. Bir sulh ceza hakimi hakkında da soruşturma izni için Hakimler Savcılar Kurulu'na başvuruluyor."

Yargıdaki çürümüşlük her geçen gün biraz daha derinleşirken adalet mekanizmasının bir sopa gibi kullanılması Türkiye'ye onarılması hayli güç zararlar veriyor.

Bursa'daki son skandalın ise tüm detayları ile aydınlatılması gerekiyor.

Halil T. sadece dolandırıcı mı?

Yoksa Bursa'da da adliyede işleri çözen birileri var mı?

Varsa bu kirlilik 3 kişiyle mi sınırlı?

Meselenin siyasi boyutu üzerinde duruldu mu ya da durulacak mı?

Bu borsa işine bazı siyasiler ve meclis üyelerinin de dahil olduğu konuşuluyordu çünkü.

Başsavcılık skandalla ilgili detaylı açıklama yapmalıdır.

Meselenin siyasi ayağı mutlaka aydınlatılmalıdır!

Yazıya fikri takip ile devam edelim...

Bu sütunlarda itiraz ve yargı süreçlerine değindiğimiz Bursa Kestel'deki Soğuksu ve Seymen mahallelerinde kentteki 'sabıkası kabarık' Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından hazırlanan 'Sanayi ve Depolama Alanı' amaçlı plan değişiklikleri Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından geçen hafta iptal edildi.

Karar önemli.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi yargıya taşımıştı düzenlemeyi.

Davaya Mimarlar Odası Bursa Şubesi de müdahildi.

Daha önce yürütmeyi durdurma talebini nedense reddeden Bursa 2. İdare Mahkemesi, TOKİ'nin plan değişikliğini iptal etti.

Mahkeme usulden bozdu düzenlemeyi.

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu'nun açtığı farklı idare mahkemesinde görülen bir dava daha var.

O mahkemeden de esasa ilişkin bir iptal kararı gelecek mi göreceğiz...

Her zaman şunu savunduk:

Ankara merkezli tüm düzenlemelere siyaset üstü yaklaşımla karşı duruş sergilenmeli, kent yöneticileri Bursa'nın muhakkak Bursa'dan yönetilmesi hususunda ortak bir perspektifte hareket etmelidir.

Bir kez daha altını çizelim:

Şehrin anayasası hüviyetini taşıyacak yeni Çevre Düzeni Planı'nın da yine aynı bakış açısıyla sadece Bursa'nın içinde bulunduğu mevcut durum ve geleceği öncelenerek hazırlanması elzemdir.