Bursa'ya yapılmış en büyük haksızlık! Bozbey'den "Bundan sonra asla" mesajı

"En güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır.

En güzel çocuk, henüz büyümedi.

En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız.

Ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür."

Başkan Mustafa Bozbey, bu dizelerle başladı Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısındaki konuşmasına...

Büyükşehir Belediyesi, aramızdan ayrılışının 61. yıl dönümünde, Türkçenin büyük şairi Nâzım Hikmet'i anmak için 2024'ü 'Bursa Nâzım Hikmet Yılı' ilan etti.

Başkan Bozbey, yıl boyunca yapılacak etkinliklerle ilgili dün kamuoyunu bilgilendirdi.

Nazım'ın vatan sevgisini kimse sorgulayamaz şüphesiz, Bozbey'in de toplantıda ifade ettiği gibi.

Ancak ne yazık ki Eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş; Türkan Saylan, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Nazım Hikmet'le ilgili 'devlet ve bayrak düşmanları' ifadesini kullanmış, onları dinle diyanetle problemli ilan etmişti!

Kim bilir belki de geçmişte içinde bulunduğu malum ortamların etkisiyle bu sözleri dillendirmişti.

Toplantıda Başkan Bozbey'e iki soru yönelttim.

İlki, Aktaş'ın geçmişteki açıklamalarına dairdi.

Büyükşehir'in 2024'ü Nazım Hikmet yılı ilan etmesi eski yönetimin anlayışının kökten değişimine yönelik bir mesaj olarak yorumlanabilir miydi?

Başkan Bozbey, "Biz geçmişe katılmıyoruz. Geçmişte kim ne söylemiş? Onun inancı. Onun düşüncesi. Ama Bursalıların böyle düşünmediğini biliyoruz. Dünya şairi, memleket şairi dediğimiz Nazım'ın izleri Bursa'da çok fazla. Keşke o cezaevini yıkmasaydık, bugün müze yapsaydık, belki yurt dışından birçok turist gelip orada Nazım'ın, Balaban'ın odasını gezecekti ama biz geçmişe baktığımızda tarihi kültürel birikimi olabilecek alanları ortadan kaldırmakla meşgul olmuşuz" dedi ve ekledi:

"Bu aslında Bursa'ya yapılan çok önemli haksızlık. Artık bunların önüne geçeceğiz. Ne olursa olsun biz kimliği olan, tarihi olan, gerçekten içinde farklı birikimleri olan yapıları bundan sonra asla ortadan kaldırttırmayacağız ve kaldırmayacağız. Ne olursa olsun bunlar yapıldı mı yapıldı bu kentte. Bu kentin hafızasını bu kentin değerlerini birikimlerini ortadan kaldırmak, bu kente yapılmış en büyük haksızlıktır. Bu haksızlığın artık son bulduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bu anlamda memleket şairimizle ilgili de ilk defa seçildiğimiz bu yılda hemen onun adına bir sene ilan etmemizin tabii ki anlamı büyük. Memleket şairi olması, dünya ölçeğinde şair olması ve Bursa'da çok önemli izlerinin de olmasına bağlı. Onun için bu yılı onun adına düzenledik."

Küle dönen tarihî ipek fabrikası, yıkılan Atatürk Stadyumu ve Atatürk Spor Salonu, Tolon fabrikası gibi kentin ortak hafıza üretilen yapıları biliyorsunuz yok edildi.

Çoğaltmak mümkün örnekleri...

Bu bilinçli bir politikanın eseriydi.

Bursa, bilhassa son dönemde yerel yönetimler eliyle sistematik şekilde kimliksizleştirildi.

Zira insanların şehirle aidiyet kurması istenmedi.

Böylelikle sayısız kent suçu kolaylıkla işlenebildi!

Hâliyle Bozbey'in "Bu kentin hafızasını bu kentin değerlerini birikimlerini ortadan kaldırmak, bu kente yapılmış en büyük haksızlıktır. Bu haksızlığın artık son bulduğunu özellikle belirtmek istiyorum" yaklaşımı şehir adına kıymetli.

Başkan'a ikinci sorum Alinur Aktaş döneminde sıkıntılı iddialarla gündeme gelen, misyonunun dışına çıkarak bir ödeme merkezi hâline geldiği söylenen, Genel Müdürlük görevini de Aktaş'ın ablasının damadı olan Fetullah Bingül'ün üstlendiği Kültür AŞ'nin yeni dönemde üstleneceği fonksiyona ilişkindi.

Bozbey, "Nasıl ki 1999'da yola çıkarken Nilüfer'de eğitim, kültür, sanat ve spor diye yola çıktık ve bunu neticede başardık. Kentin, kentlerin değişimini sağladık. Aynı şekilde Bursa'nın da inanılmaz kültürel birikimi, değerleri var. Tabii ki bunları açığa çıkarmak, paylaşmak, bunları turizmle eş değer hale getirmek hepimizin sorumluluğu. Bursa'da gelen turistleri ağırlayacağımız çok alan olmasına rağmen onlara gösterebileceğimiz gerçekten çok nitelikli dünya ölçeğinde alanlarımız olmasına rağmen turistlerin burada kalamıyor oluşunu da sorgulamamız gerekiyor" dedi.

Şöyle devam etti:

"Bursa'da bugüne kadar kültürel anlamda yapılmamış ya da spor, eğitim anlamında yapılmamış olanları biliyoruz. Onun için de zaten bunları seçim öncesinde de dile getirmiştik. Şimdi artık görev zamanı, görev bizde bu sorumluluğumuzu biliyoruz. Bursa'da birçok farklı kültürel etkinliği hep beraber yaşayarak göreceğiz ve Bursalıların katılımını da istiyoruz. Bu kültürel etkinliklere Bursalıların katılması son derece önemli. Çünkü Bursa hem Osmanlı'nın başkenti aynı zamanda üç yerde başkentlik yapmış Osmanlı'ya Bursa, Yenişehir, İznik ve Bursa merkezde olmak üzere böyle bir kent. Aynı zamanda Selçuklu'nun izleri var. Daha da geriye gittiğimizde 12 bin yıllık, 8 bin 500 yıllık tarihe kadar şu anda kalıntıların ortaya çıkarıldığını biliyoruz ama daha öncesinin de olduğunu tahmin edebiliyoruz. Yani bu konudaki çalışmalara da Büyükşehir Belediyesi olarak destek vereceğiz. Bunların da ortaya çıkarılmasını sağlayacağız. Onun için Bursa bir kültür kenti, kültür başkenti. Kültür, sanat başkenti olabilecek kapasitede. Sadece İstanbul ya da başka şehirler değil. Biz İstanbul'un gölgesinde kalmayacağız. Bizim Bursa olarak kendi öz değerlerimiz var, sanatçılarımız da ve şairlerimiz de aynı zamanda kültürel birikimimiz de var. Gerçekten Bursa olarak var olacağız ve Bursa olarak sesimizi duyuracağız. Bunun hedefindeyiz. Yani burada da Kültür AŞ, elbette ki lokomotif olan bir sorumluluğu da üstlenecek."

Hayli kısa sürede, kapsamlı bir program çerçevesinde...

Yıl boyunca yapılacak çok sayıda etkinlikle 'Mavi Gözlü Dev'i Bursalılarla buluşturacak bir organizasyonu hazırlamanın ancak liyakatli kadrolarla gerçekleşebileceğini özellikle belirtmeliyiz.

Bu bağlamda; Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Şafak Baba Pala, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Güney Özkılınç başta olmak üzere Büyükşehir'in tüm kültür ekibini ayrıca Nâzım Hikmet Kültür Vakfı Genel Sekreteri Turgay Fişekçi ve Bursa Nâzım Hikmet Yılı Danışmanı Yazar Atilla Birkiye'yi kutlamak gerektiği düşüncesindeyiz.