Bursa'ya yeni Ankara hançeri askıda, dava kapıda! Büyükşehir'in iştirakinde değişiklik

Bugün fikri takip yaparken su kriziyle mücadele eden Bursa'yı mevcut duruma hangi anlayışın sürüklediğini hatırlatacağız.

Bu köşenin okuyucuları konuyu çok detaylı şekilde gündeme getirdiğimizi anımsayacaktır.

UNESCO Dünya Mirası adaylığı hüsranla sonuçlanan Bursa'nın İznik ilçesinde, çevresi Organize Sanayi Bölgesi'ne dönen gölü bekleyen yeni tehlikelere değinmiştik.

Defalarca fabrikalar için başka uygun yer bulunabilir ancak başka bir İznik Gölü bulunamaz demiştik.

Ancak ne yazık ki yine dinletememiştik!

8839 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 16 Ağustos 2024'te Resmî Gazete'de yayınlanmıştı:

O kararla mutlak koruma alanında bulunan İznik Gölü'nün dibinde yer alan Albayrak Grubu'na ait Varaka Kağıt Sanayi, özel endüstri bölgesi ilan edilmişti.

Ne oluyordu özel endüstri bölgesi ilan edilince derseniz yineleyelim:

Bir yerin özel endüstri bölgesi ilan edilmesi o fabrikaya çok büyük avantajları da beraberinde getiriyordu.

Şirketin tesisi organize sanayi bölgesi hüviyetine kavuşuyordu.

Bir anlamda özerkliğini ilan etmiş oluyordu.

Yerel yönetimlerle de herhangi bir işi kalmıyordu.

Yani özel alanları içinde istedikleri gibi at koşturuyorlardı!

Albayrak Grubu'nun Varaka'sı yeni bir kâğıt fabrikası kurmak istiyorlardı İznik Gölü'nün kıyısına.

Varaka Kâğıt Sanayi tarafından yapılması planlanan Oluklu Mukavva ve Kutu Üretim Tesisi projesi, İznik Gölü tampon bölgesinde yer alıyordu.

Daha önce bölgeye yine kâğıt fabrikası kurulması amacıyla yapılan 1/25.000 ölçekli plan değişikliğini, 2018'de Bursa 2. İdare Mahkemesi iptal etmişti.

Altını çizmemiz gerekli:

İlgili bakanlık tarafından, kâğıt fabrikası için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararı da Bursa 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.

Danıştay 14. Dairesi'nin kararı ile iptal kararı kesinlik kazanmıştı.

İznik Gölü tampon bölgesinde yer alan kâğıt fabrikası aynı zamanda tarım alanı içerisinde bulunuyordu.

Kâğıt üretiminde aşırı su kullanımına ihtiyaç duyulması endişeleri artırıyordu.

Tesis, yeni çevre sorunları bağlamında hayli olumsuz potansiyel taşıdığı için Bursa'daki akademik odalar harekete geçmişti.

"Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu" kararı mahkemelerce 2014 ve 2015 yıllarında iptal edilen kağıt fabrikası için yıl başında hukuksuz yeni bir adım daha atılmıştı!

İl Toprak Koruma Kurulu, fabrika kurulması planlanan alanın 5403 sayılı kanun kapsamından çıkarılmasına ilişkin teklifi daha önce, söz konusu parsellerin "Büyük Ova Koruma Alanında, sulu, mutlak ve verimli tarım arazisi olduğundan, sulak alan tampon bölgesinde kalmasından ve alanın bütünlük arz etmesinden dolayı" reddetmişti.

Daha sonra ise nedense teklifi kabul ederek tarım dışı kullanıma açmıştı söz konusu parselleri!

Bursa Barosu adına Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Üyesi Avukat Erol Çiçek'in takip ettiği ve hukuksuz kararların iptali için dava açtığı konuyla ilgili yapılan açıklamada "İl Toprak Koruma Kurulu kararıyla 5403 sayılı kanun kapsamından çıkarılması, alanın sanayiye açıldığı anlamına gelmemektedir ki söz konusu alan için verilen 'ÇED gerekli değildir' kararı hukuka aykırıdır. İznik Gölü'nde seviye minimum işletme kotu olan 83,3 metrenin altına düşmüştür ayrıca hızla kirlenmektedir.

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin, kâğıt fabrikasının su ihtiyacı konusunda tavrı belirsizdir. Üstelik Bursa ve Orhangazi'nin su sıkıntısı çektiği, iklim değişikliği nedeniyle sorunun gelecekte daha da büyüyeceği ortadayken, kâğıt fabrikasına içme suyundan pay verilme olasılığı halkın ve diğer canlıların en temel haklarından olan sağlıklı içme suyu hakkının gasbı olacaktır" ifadelerine yer verilmişti.

Yargı süreci devam ederken baktılar ki iş olmayacaktı o zaman devreye Ankara'yı sokmak lazımdı!

Varaka, zaten Albayrak'ındı!

Mutlak koruma alanında bulunan İznik Gölü'nün dibinde Cumhurbaşkanı Kararı ile özel endüstri bölgesi ilan edilen Varaka'nın kuracağı fabrika için hazırlanan imar planları askıya çıktı.

Edindiğim bilgiye göre kentin vicdanı olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği söz konusu planlara itiraz edecek.

İtirazların ardından dava da açılacak.

Gölün çevresi zaten yeterince katledildi.

Geçmişi uzun yıllara dayanan yanlış uygulamalara bir yenisi daha eklenmemeli.

Hazır yeni Çevre Düzeni Planı çalışmaları da devam ederken böyle tesislerin bilim insanları tarafından belirlenmiş planlı alanlarda faaliyet göstermesi hususunda kamuoyu irade göstermeli.

Yazıyı Büyükşehir'den bir gelişmeyle sonlandırayım.

CHP'nin donanımı ve duruşuyla dikkat çeken, açıklamaları ses getiren başarılı Grup Sözcüsü Avukat Yücel Akbulut aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ'de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyordu.

Yerel ve genel siyasete ilişkin çalışmalarını yoğunlaştıran, bugünlerde Ankara trafiğinin de artması beklenen Akbulut, Kültür AŞ'den ayrılma kararı aldı.

Başkan Mustafa Bozbey'le görüşerek istifasını sunan Yücel Akbulut, artık tüm enerjisini siyasete yöneltecek.