CHP Bursa'daki disiplin süreci, aparatlar ve 'soytarılar'...

Geçen şubat ayında düzenlenen CHP Bursa İl Yönetim Kurulu'nun olağan toplantısında Eski CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan'ın tedbirli olarak disipline sevk edilmesine oy birliği ile karar verilmişti.

Özkan, parti tüzüğünde yer alan şu maddelere göre tedbirli olarak disipline sevk edilmişti:

"Partide aldıkları görev ve sorumlulukla, üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak, partinin temel ilkelerine aykırı siyasal çalışmalara ve eylemlere katkıda bulunmak, parti adaylarına karşı ya da başka parti adaylarından yana açık ya da gizli çalışmak.

Parti içinde ve toplumda her türlü ayrımcılık yapmak, bu doğrultuda açıklamalarda bulunmak, parti çalışmalarında üyelere eylemli saldırıda bulunmak, parti düzenini bozmak, çalışmaları aksatmak."

Özkan'a disiplin sürecinin ardından kınama cezası geldiğini duyduk.

Ancak Turgut Özkan hakkındaki süreç bitmemiş.

Zira Özkan'ın İl Başkanlığı dönemiyle ilgili hakkında yapılan iki şikâyetin daha olduğu söyleniyor.

Bu şikâyetlerle ilgili kararı CHP Genel Merkezi verecek.

Ülkenin mevcut durumu ortadayken siyaseti sadece şahsî ikballeri uğruna yapan sahte sosyal demokratların CHP'li isimleri itibarsızlaştırmaya çalışması şüphesiz iktidara yarıyor.

CHP kurultayına dair düzenlenen iddianame durumun vahametini farklı bir boyuttan çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.

Nilüfer özeli Bursa genelinde CHP örgütünü algı operasyonları ile dizayn etmeye çalışanlarla ilgili CHP Genel Merkezi nasıl bir yol izleyecek?

Bunu önümüzdeki günler gösterecek diyelim ve İmamoğlu'nun duruşmasıyla devam edelim.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sözleri nedeniyle dün ikinci kez Silivri'de hakim karşısında çıktı.

İmamoğlu'nun duruşmasını takip edenler arasında CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da vardı.

Nilüfer'i özgürleştiren CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin de oradaydı.

Yeşiltaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bulunduğu yerin arkasında duruşmayı izledi.

Salona CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile giren Yeşiltaş ile konuştuk dün.

"Cumhurbaşkanı Adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız çok iyi bir savunma yaptı" dedi.

Sık sık "yargılanmıyoruz, cezalandırılıyoruz" vurgusunda bulunduğunun altını çizdi.

İmamoğlu'nun basına da yansıyan duruşmadaki sözleri şöyleydi:

"İftiralar, algı operasyonları, gizli tanık yalanları geçmişi suç dolu insanların iftiralarıyla esir tutuluyoruz. Bu bir yargılama değildir. Doğrudan cezalandırmadır. Yargılanmıyoruz."

CHP'ye yönelik şu mesajları da kayda değerdi:

"Pırlanta gibi bir liderimiz var. Genel başkanımız muhteşem. Böyle bir yol arkadaşlığı insanı gururlandırıyor. İyi ki milletimiz böyle bir millet."

Özgür Özel'in 19 Mart sürecinden sonra sergilediği tutum ikili arasındaki ilişkiyi doğal olarak perçinlemiş.

Çok uğraşılsa da bu bağı koparmak hayli zor görüldüğü gibi.

Başkan Nihat Yeşiltaş yargılamanın tutuksuz yapılması gerekirken evrensel hukuk ilkelerinin ayaklar altına alındığını, tersten bir süreç işletildiğini de kaydetti.

Haksız değildi...

"İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi kazanır diyen zihniyete karşı üç kez seçimi kazandığım için buradayım ve tutsağım. Onun için zindandayım" diyen İmamoğlu'nun davası 16 Temmuz'a ertelendi.

Alkışlarla uğurlanan İmamoğlu salondan çıkarken duruşmadaki izleyicilerin "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" ve "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları attığını da belirtelim.

Nilüfer'i özgürleştiren Başkan Özgür Şahin de slogan atanlar arasındaydı...

Öte yandan duruşmadan sonra İmamoğlu'nu Silivri'de ziyaret eden Özgür Özel, çok konuşulan Kılıçdaroğlu-İmamoğlu görüşmesine dair "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na 'Kurultay tertemiz' dedi" açıklamasını yaptı.

Özel'in şu sözleri de çarpıcıydı:

"Mesele birtakım Cumhuriyet Halk Partisi'nin karışmasından menfaat uman kişilerin ve onların parti içinde kullandıkları aparatların verdiği hasar. Bu hasar olmasın istiyor. Bu kadar ağır yükümüz, derdimiz, tasamız, mücadelemiz, yasımız varken öyle üç beş tane soytarıya pabuç bırakmayız."

Özel'in aparat ve soytarılar olarak tanımladığı kişilerin kim olduğu malum ayyuka çıktı.

CHP'nin iç tartışmalardan sıyrılıp sıyrılamayacağı sorusunun yanıtı o aparat ve soytarılarla ilişki geliştiren partili milletvekili ve belediye başkanlarıyla ilgili gerekli adımların atılıp atılmayacağında saklı.