CHP'de kongre süreci! Bursa kulisleri hareketlendi...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan dava kamuoyunda çok tartışıldı.

Somut kanıtlara ihtiyaç duyulmadı.

Sabıka dosyası kabarık kiralık algı aparatları aracılığıyla gördüm, duydum denilerek çok sayıda isim yerel ve ulusal düzeyde itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.

Çünkü Özgür Özel'in liderliğinde son yerel seçimde elde edilen tarihî başarıyla Türkiye'nin birinci partisi konumuna yükselen...

Bugün itibarıyla her ankette oylarını artırmayı sürdüren CHP, mevcut düzenden beslenen kesimlerde rahatsızlık yarattı.

Ortaya iftiralar saçıldı.

Ahlaksızlıkta sınır tanınmadı.

Şahsî siyasi ikbal peşinde koşanlar Bursa'da da sayısız karalama kampanyasına imza attı.

Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde toplandı.

Kurultay davası süreci parti içinde iktidarla iş tutan çevrelerin belirginleşmesini de bir anlamda sağladı.

Sadece CHP'liler değil, muhalif seçmenlerin neredeyse tamamı kimin nereye hizmet ettiğini kavradı.

Kurultay davasının 15 Eylül'de görülecek duruşmasından önce kulislere önemli bir bilgi yansıdı.

CHP'nin kongreler takvimini ağustos ayında başlatacağı konuşuluyor.

Genelge yayınlanmadığı için henüz kesinleşmiş bir durum yok.

Ancak parti yetkilileriyle yaptığımız görüşmeler önümüzdeki ay sürecin büyük olasılıkla başlayacağına işaret ediyor.

Şüphesiz olağanüstü gündemlerin ardı arkası gelmiyor.

Dolayısıyla Genel Merkez'in kurultay kararında değişiklik olabilir.

Ağustosta süreç başlarsa mahallelerde yapılacak delege seçimlerinden sonra ilçe ve il kongreleri tamamlanacak.

Ardından da Parti Meclisi'nin belirleyeceği tarihte olağan kurultayın yapılması bekleniyor.

Yargı sopası CHP'yi korkutmadı.

Aksine o korku eşiği çoktan aşıldı.

19 Mart süreci, CHP'li belediyelere yapılan operasyonlar, yoğunlaşan baskı, parti içinde parti aleyhine yürütülen faaliyetler örgütün çoğunluğunda kenetlenmeyi artırdığı kadar sorumluluk almak isteyen isimlerin sayısını da çoğalttı.

Ayrıca az önce belirttiğimiz gibi son seçimden birinci çıkan ve anketlerde iktidara en yakın parti pozisyonunda olan bir CHP var karşımızda.

Hâliyle bol adaylı kongrelere tanıklık edebiliriz.

Meseleye biraz da Bursa özelinden bakarsak...

Bursa, partideki değişimin öncülüğünü yapan şehirlerden biriydi.

Bursa delegasyonunun değişimde üstlendiği rol özde değil sözde sosyal demokratların kirli planlarına büyük zarar vermişti.

Zira partideki değişim yerelde iktidarla iş tutan rantçıların adaylık sürecinde tasfiyesini de beraberinde getirmişti.

Bu nedenle partinin adaylarının aleyhinde çalıştılar...

CHP'nin kaybedeceğini düşünerek 1 Nisan'da görüşürüz tehditleri savurdular.

31 Mart 2024'te sandıktan tarihî zafer çıkınca da durmadılar...

Bu kez değişimden yana irade sergileyen isimleri hedef aldılar.

Süreç içinde Bursa, CHP'ye dâhilî saldırıların organize edildiği yerlerden biri hâline geldi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in Altınşehir Mahalle Temsilciliği'nin toplantısındaki sözlerini hatırlatalım şimdi:

"CHP Bursa içinde; Büyükşehir'i niye kazandık diyen, keşke kazanmasaydık diye çaba gösterenleri görüyorum. Bunlar CHP'nin içindeki çıbandır.

Bunların CHP'nin iktidar olma yolunda bir mücadelesi asla olmaz! Dün de olmadı hatta bunların bir kısmı 31 Mart'ta oy dahi vermediler, verdirmediler üstelik sosyal medyalarında oy vermeyin diye çağrıda bulundular. Bunlar partinin yöneticileriydi. İl Başkanlığı yapmışlardı güya..."

Bozbey'in aynı toplantıdaki "Siyaset yapacaklarsa o zaman Mustafa Kemal Atatürk'ün isminin taşındığı, düşüncelerinin taşındığı o yerde durmayacaklar" sözleri de kuvvetli alkışlarla kesilmişti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından 'ihanet' gerekçesiyle son olağanüstü kurultayda üzeri çizilen 3 isim arasında bir Bursa milletvekili de vardı değil mi?

Bursa, malum yapının maddi olarak güçlü olduğu da bir şehir.

Rant ittifakının geçen dönemde 'tek imza' ile hayli zenginleştiğini unutmamak gerekir.

CHP'yi parçalamaya çalışan malum yapının içinde eski il, ilçe başkanları da var Bozbey'in de kaydettiği gibi.

Kurultay davası iddianamesini şöyle bir gözünüzün önüne getirin derim.

Operasyonlardan önce Bursa'da yaşanan olağanüstü günler, Nilüfer'de de imza toplamaya yeltenenler de unutulmadı herhâlde.

Yine Bursa'da 'mutlak butlan'dan kimlerin medet umduğu da ortada.

Kulislerde 47 yıl sonra Bursa'yı kazanan İl Başkanı ünvanına Nihat Yeşiltaş'ın İl Başkanlığı'na bir kez daha aday olacağı konuşuluyor.

Nilüfer de kongreler sürecinde gözlerin çevrileceği yerlerin başında gelecektir kuşkusuz.

Sadece il kongresine doğrudan etki edecek potansiyelinden ötürü gözler çevrilmeyecek Nilüfer'e.

"Nilüfer delegasyonu doğru kararı verecektir. Akçeli işlere karışan anlayışla mücadele edeceğiz" çıkışıyla ilçe başkanlığına aday olup seçimi kazandıktan sonra CHP Nilüfer'i özlenen; örgüt, taban ve üyenin gücünü esas alan bütünleştirici yaklaşıma kısa sürede kavuşturan Özgür Şahin'in başkanlığındaki CHP Nilüfer, il kongresi ve kurultayda da değişimin en önemli aktörlerinden biri hâline gelmişti.

Her türlü iftira ve tehdide rağmen değişim iradesinden bir milim taviz verilmemişti.

Mevcut düzenin değişmesi noktasındaki tutumundan asla sapmayan CHP Nilüfer'in sarsılmaz direnci aday değişimini de beraberinde getirmişti.

Rant düzeni bozulan malum yapının unsurlarının, Nilüfer başta olmak üzere pek çok ilçe ve il kongresinde kurultay davası sürecindekine benzer faaliyetlerde bulunmak için sıklıkla toplantılar gerçekleştirdiği belirtiliyor örgüt içinde.

Hâliyle şimdiden Bursa delegasyonunun vereceği karar sadece CHP'nin değil ülkenin geleceği açısından tarihî önem taşıyacaktır diyebiliriz.

Nilüfer'i özgürleştiren CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin'in tekrar aday olup olmayacağına gelirsek...

Öncelikle Şahin'in ismi İl Başkanlığı için de kulislerde geçiyor ancak kendisi İl Başkanlığı'na pek sıcak bakmıyor.

Şahin'in ilçe başkanlığı için de henüz verdiği bir karar yok.

Nilüfer'i özgürleştiren Başkan'ın kongre takvimi netleştikten sonra ekibiyle yapacağı görüşmelerin ardından yol haritasını belirlemesi bekleniyor.

Özgür Şahin, Nilüfer'in sigortasıdır.

Nilüfer'i malum yapıya tekrar teslim etmeyecek bir harita ile yoluna devam edecektir düşüncesindeyiz.