CHP'deki tarifsiz büyük ihanet ve Bursa...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun nerede durduğunu ortaya koyan son açıklamalarının yankısı sürüyor.

Toplumda ve CHP örgütünde Eski Genel Başkan'a çok büyük bir öfke duyulduğu sosyal medyada da görülüyor.

Nasıl öfke duyulmasın ki...

Kılıçdaroğlu'nun iktidara hizmet eden sözleri sadece CHP'lileri değil mevcut düzenden rahatsız her kesimi bir 'ihanete uğrama' duygusuna yöneltti.

Demokrasi, adalet, insan hakları ayaklar altındayken...

Ekonomi her geçen gün biraz daha kötüye giderken...

Değişimin ardından iktidarın güdümünden kurtulan liderlikle oylarını yüzde 40'ın üzerine taşıyan CHP'yi değil sadece, 19 Mart sürecinden bugüne direnen ülkenin onurlu gençliğinin son umutlarını da söndürmeye yeltendi Kılıçdaroğlu.

Hakaret elbette kabul edilemez ancak bu yeltenmenin tepki doğurmasını garipsemek de normal kabul edilemez.

İhanete uğrama duygusuna kapılan milyonlardan biri de ihaneti en derinden yaşayan, Silivri'de bedel ödeyen CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.

Kılıçdaroğlu'nun "Miting veya eylemleri doğru bulmuyorum" demecine tepki gösterdi İmamoğlu:

"Parti büyük bir operasyon altında, İstanbul'un belediye başkanı, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı hapiste, belediye başkanlarımız, namuslu, ahlaklı bürokratlar ve yol arkadaşlarımız, PM üyemiz, eski milletvekilimiz hapisteyken edilen söz insanı derinden yakar."

Şöyle devam etti:

"Büyük bir ihanete uğrama duygusuyla karşı karşıyayım. Bunca insan hapisteyken ve yargılama değil, direkt cezalandırma oluyorken, aileler işkence altındayken, bu söze tahammül etmem mümkün değildir."

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'yla ilgili "Yargı sürecini takip etmemiz gerekiyor" demişti!

İmamoğlu'nun bu sözlere yanıtı da netti:

"Yol arkadaşı, kader arkadaşı, aynı ideallere koşan insanlar birbirlerine öyle "İzlerim, bakarım, beklerim, davayı takip ederim" şeklinde davranamaz. Bu sözler kişiliğime, mertliğime, mücadele azim ve kararlılığıma uymaz. Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır. Ben bunun için yaşadım, yaşamaya devam ediyorum. Bu sözleri kabul etmem, asla etmeyeceğim. Çok içimi yaktı, tarifsiz şekilde kötü hissediyorum."

Kılıçdaroğlu'nun Özgür Özel ile görüşme için "Mahkeme kararını bekleyelim, ona göre Özgür Bey ile oturup konuşuruz" demesini de eleştirdi.

İmamoğlu, "Beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattığını, dört duvar arasında içimi yaktığını ifade etmek isterim" dedi.

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı hakkındaki dava önümüzdeki pazartesi görülecek.

İmamoğlu'nun mutlak butlan beklentisi olanlara yönelik mesajı da tarihî nitelikteydi:

"Siz de bu iktidarın seçimde kaybetmemek için elinden geleni yaptığını, CHP'yle ilgili kararın bununla ilgili olduğunu görüyorsunuz.

Hukuksuz bir yargı sürecinin yaşandığını bütün uzmanlar ifade etmektedir.

Hepimizin bildiğini ve gördüğünü siz de bilerek ve görerek bu kararı içinize sindirmeye, kararın gereğini yapmaya hazırlanıyorsanız size son sözüm şu olsun:

Utançla hatırlanırsınız, lanetlenirsiniz. Tenezzül etmeyin. Ailenize ve çocuklarınıza temiz bir isim bırakmak istiyorsanız girdiğiniz bu yoldan geri dönün. Girdiğiniz yolun sonunda iktidarın koltuk değneği olmaktan başka bir paye yok."

İmamoğlu'nun dediği gibi tablo net olmasına taammüden hareket eden CHP'li 135 milletvekilinden sadece 10'u Kemal Kılıçdaroğlu'na destek paylaşımı yaptı.

Popülist söylemlerle köylünün, emekçinin, gençlerin sırtından prim devşirip kürsüden iner inmez şahsî ikbali uğruna iktidarla iş tutan...

Rantçıların yeniden aday olması için canhıraş çalışan...

Partisini koltuk hevesi için ateşe atan...

Yerel seçimden hemen sonra belediye başkanlarına sistematik şekilde saldıran...

Sabıka dosyası kabarık algı aparatlarıyla örgütü dizayn etmeye çalışan Bursa'nın tüccar milletvekili de destek paylaşımı yapanlar arasındaydı.

Yarın yine bir yerlerde kürsüye çıkacak.

Yine hiç utanmadan hak, hukuk, adalet naraları atacak.

Kürsüden iner inmez de yine hiç utanmadan hemen iktidarla iş tutmaya başlayacak.

O kadar kontrollü, o kadar kullanışlı, o kadar pragmatik ki...

Taktığı maskelerle senelerce iktidarın ve onunla iş tutan kent suçlusu rantçı CHP'lilerin suçlarını meşrulaştırmak için sahte bir katharsis tiyatrosu sahneledi; izleyenlerin öfkesini anlık boşaltıp düzenin devamını sağlamaya hizmet etti.

19 Mart sürecinden sonra dahi pek çok muhalife bunu uzun süre yedirdi!

Son dönemde takke düştü, kel göründü gerçi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından 'ihanet' gerekçesiyle son olağanüstü kurultayda üzeri çizilen 3 isimden biriydi özde rantçı sözde sosyal demokrat tüccar milletvekili.

Özel'in belki de en büyük hatası 'ihanet' içinde olduğu belli olan kişilerle ilgili disiplin sürecini geciktirmesiydi.

Milletvekili, belediye başkanı demeden iktidara hizmet ettiği belgeli isimler partiden derhâl gönderilmeliydi.

İktidarla yerelde rant ittifakı kuran isimlerin tekrar aday yapılmaması son seçimde tarihî başarıyı beraberinde getirmişti.

Aday yapılmasalar da bu isimlerin hâlâ CHP üyesi olması kabul edilebilir mi?

Kurultay davası önümüzdeki pazartesi demiştik...

Kılıçdaroğlu'nun avaneleri 'mutlak butlan' kararı çıkacağından emin konuşmalar yapıyor.

'Normal'de ilk duruşmada karar çıkması beklenmiyor.

Ancak 'normal' hukukçular ortada 'normal' bir dava olmadığı için karar çıkmasının şaşırtıcı olmayacağını da belirtiyor.

İddianamedeki 12 şüpheli arasında Bursa'dan da iki isim var:

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve CHP'li Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın.

İddianame kamuoyuna yansıdığında düşüncelerimizi aktarmıştık.

Adaylıkları kurultaydan önce Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ilan edilen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Osmangazi Belediye Başkanı Erkan'ın kurultayda Özgür Özel'in desteklenmesi karşılığında aday yapıldığına ilişkin ifadeler dahi var iddianamede.

İl Başkanı Yeşiltaş'ın hakkındaki iftiralarla ilgili yargıya başvurması ile başlayan süreçte dosyada kendini şüpheli sıfatında bulması meselenin diğer ironik yanlarından sadece biri.

Şikâyet üzerine ifade veren sabıkası kabarık şahıslardan biri, ben Nihat Yeşiltaş'ın delege sattığını söylemedim, biri video olduğunu söyledi, videoyu da göstermedi diyor.

'Normal'de iftira davası açılması gerekirken sonrasında neler oluyor malum.

Erkan Aydın'la da ilgili durum benzer.

Kılıçdaroğlu tarafından adaylığı açıklanmasına rağmen Özel'in desteklenmesi karşılığında aday yapıldığının söylenmesinin yanı sıra şu da var:

Bir kurultay delegesine iddiaya göre biri telefon etmiş, demiş ki: "Sen bu oylamada kritik bir yerdesin, 12 tane kurultay delegesi getirebileceğini, Özgür Özel lehine bu delegeleri ikna edebileceğini biliyorum, bu gayretinin karşılığında 300 mü dersin 500 mü dersin, istediğin IBAN numarasını ver parayı oraya hemen göndertelim."

Bu iddiayı dile getiren kişi beni kimin aradığını bilmiyorum diyor.

Sonra biri çıkıyor ben tespit ettim bu kişi Erkan Aydın'dır diyor ve Aydın sanık oluyor...

Dosyadan yansıyan bu en azından.

Yorumu size bırakıyorum!

Bu gündemde yerel CHP kulisleri de hayli hareketli hâliyle...

Çok sayıda senaryo konuşulurken, iddianamenin kamuoyuna yansımasından sonra Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın arasında gerginlik olduğu da belirtiliyor kulislerde.

Kurultay soruşturması kapsamında Şadi Özdemir de ifade vermişti.

Kendisine telefon geldiğini iddia eden kurultay delegesi, Özdemir aleyhine de suçlamalar yöneltmişti.

Hatta telefon görüşmesini Şadi Özdemir'in aracında yaptığını öne sürmüş, Özdemir'in de Özel'i destekleme karşılığında aday yapıldığını iddia etmişti.

Nilüfer'deki adaylık sürecinin kurultayla hiçbir ilgisinin olmadığı tüm örgütün bilgisi dâhilinde olsa da 'söylem'den ibaret suçlamalardan o da nasibini almıştı yani.

İddianamede ise Şadi Özdemir'in ifadesine yer verilmemişti.

Ne şüpheli ne de tanık olarak iddianamede yer almamıştı Şadi Başkan.

Erkan Aydın ve Özdemir'in daha önce gayet iyi anlaştığı biliniyordu.

Kulislerde ikilinin arasındaki iletişimin neden koptuğuna ilişkin farklı iddialar dillendiriliyor, iki başkanın iletişiminin 30 Haziran'dan sonra nasıl devam edeceği merak ediliyor.