Nilüfer'de bir devrin sonu: Fazlalıkların akıbeti belli oldu!

Turgay Erdem döneminde ayyuka çıkan rant iddialarıyla gündemden düşmeyen...

Deprem tehdidi kapıdayken 'tek imza' ile sayısız kent suçu işlenen...

Fahiş emsalli inşaatlarla kelimenin tam anlamıyla mahvedilen...

Çıkılan fazla katlar, orantısız yoğunluk artışlarıyla neredeyse her mahallesi katledilen...

Müteahhitlerin cenneti, Türkiye'de imar yolsuzluğunun başkenti hâline getirilen Nilüfer'de dün kritik bir toplantı daha gerçekleştirildi.

Aday adaylığı ve adaylık sürecinde de başkan seçildikten sonra da rantla mücadele edeceğini, kamucu politikalar geliştireceğini söyleyen, bugüne kadar da bu doğrultuda hareket eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir...

Nilüfer Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Mahmut Demiröz...

Kent suçlarıyla mücadelesini tavizsiz şekilde senelerdir sürdüren Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat İlkme, Nilüfer Belediyesi'nde bir araya geldi.

Toplantının gündemi kamunun hakkını gasbeden inşaat fazlalıklarının akıbetiydi.

Şadi Başkan, daha önce "Nilüfer'de çok büyük bir problem mevcut. Âdeta obezleşmiş yapılaşmalar, bunların getirdiği büyük sorunlar var. Yeşil alan, sosyal donatı azaltmaları... Yaşam standardını düşüren bir yapılaşma stoğu oluşmuş durumda. Bunları yapmaya çalışan, yapanlar da kamuya bunun bedelini ödeyecek" demişti.

Turgay Erdem döneminin eseri mevcut usulsüz yapılara iskan verilmemişti.

Kent suçlarının çözümü bağlamında üzerinde durulan formüle daha önce değinmiştik.

Yüzde 10 seviyesine ulaşmamış projeler tamamen durdurulacak, hormonsuz normal haklarına dönmeleri istenecekti, yüzde 10 seviyesini geçen diğerleri ise planlara mevcut olarak, 'M' lejantı ile işlenecekti.

Öncelikle şunu ifade edelim:

Plan değişikliği düşüncesinden, sürecin uzayabileceği ve başka sorunlar doğabileceği endişesi nedeniyle şu an için vazgeçildi.

Yine Hasanağa'da bulunan Hazine'ye ait bir alanın fazlalıkların terki olarak büyük kent parkı hüviyetiyle şehre kazandırılması da hedefleniyordu.

Bundan vazgeçilmiş değil ancak yeri direkt müteahhitler almayacak; yapılacak bağışlar kent parkları, kreşler olarak kamuya yansıyacak.

Gelelim fazlalıkların akıbetine...

Mahalle bazlı metrekare tutarları, yani kim ne kadar bağış yapacak formülleştirildi.

27 farklı bölgenin mahalle bazlı metrekare tutarları belirlendi.

%1-29, %30-49, %50-69, %70-99, %100-150 ve %150'nin üstü şeklinde oranlar listelendi.

Mevcut inşaat hakkından fazla imalat yapanlardan yukarıdaki yaptığı fazla oran ölçüsünde farklı tutarların talep edilmesine karar verildi.

Nilüfer'de yapılan ilk incelemelerde inşaatların yaklaşık yüzde 85'inde usulsüzlük tespit edilmişti.

Bu oran edindiğim bilgiye göre yüzde 90'ı da geçti!

Alın size inşaatların fazlalık oranıyla ilgili de çarpıcı bir bilgi:

Turgay Erdem döneminin eseri usulsüz yapıların çoğunda yüzde 150'nin üzerinde fazlalık tespit edildi!

Ortada milyarlarca liralık bir usulsüzlüğün söz konusu olduğu bir anlamda tescillendi.

Şadi Başkan'ın hormonlu yapılara ilişkin "Bir şekilde burayı da çözmek zorundayız çünkü bu yapılardan konut satın almış insanlarımız var. Biz o yapıyı yapanı da ona izin vereni de düşünmek zorunda değiliz... Ama oradan konut satın almış vatandaşımızın da burnunu kanatmamalıyız. Onların emekleriyle satın aldıkları yapılardaki çıkarlarını da düşünmek zorundayız" sözleri de şüphesiz önemliydi.

Hem vatandaş mağdur edilmemeli hem de yapanın yanına yaptığı kâr kalmamalıydı yani.

Şadi Başkan'ın fazlalıkları yapanların bunun maddi bedellerini kamuya, belediyeye aktarması lazım yaklaşımının; Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek'in kamunun hakkını yiyenlerin peşini bırakmamasının neticesinde ortaya çıkan bu çözüm formülü milat olmalı.

Nilüfer'in yeni yönetimi zaten artık yasal hakların dışında fazlalık yapan hiçbir inşaata izin vermeyeceğini daha önce ifade etmişti.

Bu kıymetli...

Ancak geçmiş dönem tamamen temizlenmek, yeni döneme dair soru işaretleri tümden giderilmek isteniyorsa akçeli işlere karışan anlayışla irtibatlı tüm isimler belediyeden gönderilmelidir.

Nilüfer'de yeni şahlanışlara da izin verilmemelidir!

Takipçilik yapan 'inşaatçı' meclis üyeleri deşifre edilmelidir.

Aksi takdirde dahili bedhahların saldırıları bitmeyecektir.