Nilüfer'de gözdağı! Bu zorbalar durdurulmayacak mı?

Yazılarımızı takip edenler muhakkak hatırlayacaktır.

Kısa süre önce değinmiştik, dün adliye önünde de dile getirilen isyana...

Şu ifadelere yer vermiştik geçen 2 Ocak'ta bu sütunlarda:

"Bugünkü yazımızın ilk konusu bölgedeki sorunlu bir kentsel dönüşümle ilgili.

Mağdurlar, karşılaştıkları zorbalığı Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikâyet etti.

Biz yorum yapmayalım bu kez isterseniz; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Bursa Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'nün, Nilüfer Belediyesi'ne gönderdiği resmî yazıda geçen ifadelerin bir bölümüne bakalım mı şimdi:

"CİMER başvurularda özetle; kentsel dönüşüm çalışmalarının başlatıldığı...

Müteahhidin siteyi tamamlamadığı...

Usulsüz temlik çıkarmaya ve daire kaçırmaya çalıştığı...

Nilüfer Belediyesi'nden yüzde 80 iş tamamlanmasına dair aldıkları yapı denetim seviyesine karşılık gerçek yüzdenin 59 olduğunun mahkeme kararı ile tescil edildiği...

İnşaat firmasının korku salarak insanları bezdirmekte olduğu...

Firma ile olan iş yapma antlaşmasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca resen fesih edildiği, buna rağmen inşaat firmasının alandan çıkmadığı...

Silahlı şekilde gezilerek gözdağı verilmeye çalışıldığı...

Müteahhitlik firmasının onlarca kişiye usulsüz tapusuz daire sattığı...

Aynı daireleri başka onlarca kişiye sattığı ve dolandırıcılık yaparak sahte sözleşmeler yaptığı...

Nilüfer Belediyesi'nden hak edişinden fazla daire alabilecek şekilde seviye tespit onayı aldığı...

Tapuda, belediyede ve birçok yerde tehditler savurarak ilerleme sağlamaya çalıştıkları belirtilerek, yasal olarak hiçbir şekilde hakları olmayan sitelerinden sonsuza dek uzaklaştırılmaları ve gereken cezayı almalarını istedikleri belirtilmektedir."

Şöyle devam etmiştik:

"Müdürlük, belediyeye gönderdiği yazıda firma ile olan iş yapma anlaşmasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca resen fesih edildiğini hatırlatarak CİMER'e iletilmek üzere bahse konu parsele ilişkin ruhsat, yapı kullanma izni vb. hususlarda imar uygulamalarının yetkili idaresi olan ilgili Belediye Başkanlığı'nca değerlendirilerek, bilgi verilmesini istedi.

Buna benzer o kadar çok vaka var ki...

'Tek imza'cının son beş senedeki dosyaları hele öyle felaket ki...

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve yönetimi işte böyle bir enkaz devraldı.

Bu meseleye yürekli tüm kent yöneticileri artık el atmalı.

Aksi takdirde hayli vahim olaylarla karşılaşılacağı unutulmamalı."

Dün kamuoyuna şu haber yansıdı:

Ataevler'de 2 senede 9 kattan oluşan 10 blok 428 daire yapılması gerekirken sözleşmenin üzerinden yıllar geçmesine rağmen inşaat tamamlanmadı.

Rantsal dönüşüm mağdurları soluğu bir kez daha Bursa Adliyesi'nde aldı.

Şikâyetler tekrarlandı.

Silahlı tehditler ve baskı...

Firma ile olan iş yapma antlaşmasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca resen fesih edilmesine rağmen karara uyulmaması...

Tüm bunların Bursa'nın tam göbeğinde yaşandığı unutulmamalı!

İHA tarafından servis edilen haberde yer alan mağdurların açıklamalarına bakalım mı:

"8 yıldır aynı müteahhit bu siteyi bitirmemek için elinden geleni yapıyor. Çünkü burayı kendine göre ayarlamaya çalışıyor. Ne belediye ne de karakol buna bir şey yapamıyor. Dolayısıyla bu kişi burada farklı sözleşmeler ile başka kişilere daire satıyor. 5 blokta yüzde 70 civarında oturanlar var. Onlar kendi dairelerine zaten zorla geçti. Yani burada müteahhit, daire sahiplerini caydırıp yerleri kendi alabilmesi için suç işliyor. 24 aylık bir sözleşme varken, 8 yıldır bu site tam olarak yapılmış değil. 428 kişi şu anda mağdur, çoğu kişi yıllardır kirada kalıyor."

Bir başka yurttaş ise şunları söylüyor:

"Biz kiralarda sürünüyoruz, bize kim sahip çıkacak? CİMER'e şikayet ettik, dava açtık, Çevre Müdürlüğü'ne şikayet ettik, belediyeye şikayet ettik, bizim daha ne yapmamız gerekiyor? Biz nasıl derdimizi anlatalım, mağduruz. Lütfen artık bizi duyun."

Mesele sadece bir firmayla sınırlı değil...

Silahla gözdağı verilen de sadece yurttaş değil!

Bugün Nilüfer'de mafyalaşan gruplar belediyeyi dahi basmaya cüret ediyorsa kent yöneticilerinin durup düşünmesi gerekmektedir.

Bu durumun sorumlusunun kim olduğu ise bellidir.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir!

Hâliyle organize imar çetelerine karşı artık harekete geçilmelidir!

Yurttaş bize kim sahip çıkacak diye soruyorsa ortada büyük bir sorun olduğu daha fazla göz ardı edilmemelidir.