Nilüfer'de kim devrede? Tehdit mesajları, Aksünger'in toplantısı...

Turgay Erdem döneminde ayyuka çıkan rant iddialarıyla gündemden hiç düşmeyen...

Deprem tehdidi kapıdayken 'tek imza' ile pervasızca sayısız kent suçu işlenen...

Fahiş emsalli inşaatlarla daha fazla para kazanma uğruna mahvedilen...

Çıkılan fazla katlar, orantısız yoğunluk artışlarıyla neredeyse her mahallesi katledilen...

Müteahhitlerin cenneti, Türkiye'de imar yolsuzluğunun başkenti hâline getirilen Nilüfer'de geçen döneminin eseri mevcut usulsüz yapıların iskan meselesi hâlâ çözülemedi.

Aslında belediyenin yeni yönetimi ilgili akademik odaların temsilcileriyle bir araya gelmişti.

Başkan Şadi Özdemir'in "Nilüfer'de çok büyük bir problem mevcut. Âdeta obezleşmiş yapılaşmalar, bunların getirdiği büyük sorunlar var. Yeşil alan, sosyal donatı azaltmaları... Yaşam standardını düşüren bir yapılaşma stoğu oluşmuş durumda. Bunları yapmaya çalışan, yapanlar da kamuya bunun bedelini ödeyecek" perspektifi doğrultusunda çözüm için yol haritası şekillendirilmişti.

27 farklı bölgenin mahalle bazlı metrekare tutarları belirlenmişti.

%1-29, %30-49, %50-69, %70-99, %100-150 ve %150'nin üstü şeklinde oranlar sistemleştirilmişti.

Mevcut inşaat hakkından fazla imalat yapanlardan yukarıdaki yaptığı fazla oran ölçüsünde farklı tutarların talep edilmesine karar verilmişti.

Nilüfer'de son 5 senede yapılan inşaatların yaklaşık yüzde 90'ında usulsüzlük tespit edilmişti.

Durum hayli vahimdi:

Turgay Erdem döneminin eseri usulsüz yapıların çoğunda yüzde 150'nin üzerinde fazlalık ortaya çıkmış, fahiş emsalli inşaatların yanı sıra ruhsatsız siteler dahi dikilmişti!

Öncelikle şunu ifade edeyim:

Süreç şu ana kadar zor geçti.

Söz gelimi kısa süre önce Nilüfer Belediyesi'nde polis ablukası vardı.

Bunun nedeni bir kaçak inşaat sahibinin teknik başkan yardımcısına tehdit mesajı yollamasıydı.

Mafyalaşan rant gruplarının tehditlerinden CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin de nasibini aldı.

Şadi Başkan, düzenlediği ortak akıl toplantılarının katılımcılarına karşı karşıya kaldıkları tehditleri anlattı.

Dev imar rantından beslenen buyurgan mafya grupları siyasette bambaşka bir paradigma ortaya çıkarmış durumda.

Aynı ranttan beslenen özde değil sözde sosyal demokratlar da hâlâ CHP çatısı altında.

Özgür Özel'in kurultaydan önce sorum üzerine Bursa'da sarf ettiği sözler tarihî nitelikteydi bir anlamda:

"CHP'nin bir A4 kağıdının üzerindeki bir kurşun kalem lekesi kadar lekeye tahammülü yoktur. CHP rakipleri gibi gri ya da siyah kağıt değil, bembeyaz bir kağıttır. Öyle olunca kiri çok gösterir. CHP'nin kirlenmesine müsaade edemeyiz."

Yerel seçimdeki aday değişimleri, Özel'in bu cesur tutumunun ve bazı örgütlerin kararlı iradesinin ardından gerçekleşmişti.

Mesela kaybedilme tehlikesi ortaya çıkan Nilüfer'de zafer değişimin ardından rekor oyla gelmişti.

31 Mart'taki netice atılan adımın halk tarafından da benimsendiğinin göstergesiydi.

Buna rağmen aday göstermemekle yetinildi.

Ne genelde ne de yerelde yolsuzlukları tescilli, iktidarla iş tutan isimlerle ilgili tutarlılıkla ilerlenemedi.

Bugünlerde geç de olsa bir arınma süreci başlatıldı.

Peki, bu 'arınma' ranta bulaşmış herkesi kapsayacak mı?

Nilüfer'e dönersek...

Belediyenin yeni yönetiminin akademik odaların temsilcileriyle belirlediği formül şu ana kadar işlemedi.

Zira yapılan görüşmelerin ardından istenen tutarlar müteahhitlere yüksek geldi.

Nilüfer'in üst yönetimi de sürecin devamını 'kapalı' yürütmeyi tercih etti.

Sadece akademik odalara değil, örgüte de 'çözüm' masasında yer verilmedi.

Bu süre zarfında çeşitli pazarlıkların yapıldığına, ilk belirlenen tutarlarda ciddi indirime gidildiğine yönelik iddialar da gündeme geldi.

Ankara'da konuyla ilgili önemli zirveler de gerçekleştirildi.

Şadi Başkan'a destek olmak için Nilüfer'e geldiğini söyleyen Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ise geçen hafta bazı müteahhitlerle bir toplantı düzenledi.

Artık imar sürecinde Nilüfer Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Mahmut Demiröz değil Aksünger mi belirleyici olacak?

Kaldı ki Aksünger'in belediyeyle ilgili başka konularda da belirleyici olduğu söyleniyor.

İmar meselesine dair şimdilik şunları da ekleyelim:

Akademik kalkan tüm soru işaretlerinin şeffaflık ilkesi doğrultusunda ortadan kaldırılması bağlamında önemliydi.

Aksünger'li süreci akademik odalar kabul edecek mi ayrı bir soru işareti.

Şadi Başkan'ı yeni dönemde örgüt hiç yalnız bırakmadı.

Doğrudan yapılmayan bilgilendirmeler, bazı hatalı aktarımlara rağmen örgüt ranta karşı duruştan hiç sapmadı.

Yalnız bırakma, bırakmama denkleminde yanlışa evet demek zaten olmamalı.

Nilüfer'de yeni dönemi Özgür Şahin'in başkanlığındaki CHP örgütünün başlattığı da unutulmamalı.

Kimse kimseye dikensiz gül bahçeleri vaat etmedi.

Nilüfer'deki durum belliydi.

Tehditleri kapalı süreç yönetimlerinin gerekçesi olarak göstermek kabul edilebilir mi?

Tehdit var diye doğrudan vazgeçilebilir mi?

Bu arada...

Belediyeye fazla emsalli mimari proje bildirimleri de gönderilmeye başlandı.

Daha sonra yapı denetim detayıyla birlikte aktarırız ayrıntılarını.

Nilüfer'de akademik kurul mutlaka oluşturulmalıdır düşüncesindeyiz.

Örgüt ve meclis iradesinin, akademik odaların dikkate alınmayacağı 'çözüm'lerin yeni sıkıntıları beraberinde getirebileceğinin de altını çizmeliyiz.