Osmangazi'de Başkan'dan beklenen talimat!

Girizgâhı fazla uzatma niyetinde değilim.

Yine de kısaca belirtmeliyim:

Bilhassa deprem gibi hayati meselelerde farkındalık oluşturmak şüphesiz kıymetlidir.

Belediyeler bu bağlamda çeşitli söyleşiler düzenleyebilir.

Paneller de gerçekleştirilebilir.

Ancak nihayetinde önemli olan söylemin eylemle desteklenmesidir.

Aksi takdirde popülizm tehlikesi baş gösterir.

Geçen dönemlerde sayısız kent suçu işlenen Bursa, kamuoyunun da gayet iyi bildiği üzere ciddi deprem tehdidi altında.

Hâliyle yerel yönetimlerin tamamı artık somut adımlar atmak zorunda.

Osmangazi Belediyesi geçen ay 'Bursa'nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi' başlıklı bir söyleşi gerçekleştirmişti.

Bu söyleşinin konuğu deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür'dü.

Görür, şunları söylemişti:

"Bursa'nın üzerinde yer aldığı fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilirler. Bursa, Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin kucağında yer alıyor. Bursa'nın ova bölümünün zemini de çok çürük. Yer altı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verebilecek nitelikte. Yıllardır deprem olmuyor, bana bir şey olmaz demeyelim. Bu kenti deprem dirençli yapmaya konsantre olalım."

Şöyle devam etmişti:

"Eğer fay zonu içerisindeyseniz, ya binanızı depreme dayanıklı yapacaksınız ya da sağlam bir zeminde oturacaksanız. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkar ve önüne çıkan her şeyi yok eder. Bu işin hiç şakası yok. Deprem her gün olmuyor ancak olduğu zaman da insanı öldürüyor."

Görür'ün tespitlerine katılmamak mümkün değil.

Bu şehrin vicdanı olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nin geçen sene yaptığı açıklamadan bazı bölümleri aktararak devam edelim şimdi...

Osmangazi'de iddiaya göre İsmailağa Cemaati tarafından göz göre göre inşa edilen, 35.000 metrekarelik dört bloktan oluşan altı katlı kaçak külliyeye değinilen "Osmangazi'de de kentimizde de kent suçlarına izin verilmemelidir!" başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:

"İmar Kanunu'nun 20. maddesinde açıkça belirtildiği üzere tapulu parsellerde ancak imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapı yapılabilinir. Yine aynı kanunun 21. maddesinde bir yapının yapılabilmesi için 'ruhsat' belgesi olması mecburiyeti vardır.

Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Çeltik mahallesi, 4511 ada, 21 parselde kayıtlı 11.200 metrekarelik 'tarla' vasıflı taşınmaz üzerine İmar Kanunu'nun yukarıdaki maddelerine göre tamamen suç sayılacak şekilde kaçak tarikat binaları yapılmıştır.

Söz konusu parsel yapılaşma öncesi zeytin bahçesi olup mutlak tarım alanında kalmakla birlikte 1/1000'lik plan kapsamında değildir.

4 bloktan oluşan büyük bir inşaat alanı ile umumi kullanıma yönelik yapılan bu yapıların inşa faaliyetleri durdurulmadığından gereği için Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne, Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ve Osmangazi Belediyesi'ne yazılı başvurularla birlikte Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur.

Soruyoruz; planı olmayan bu alanlarda hiçbir onaylı mimarlık ve mühendislik proje süreçlerinden geçmemiş, ilgili kamu kurumlarınca denetlenmemiş bu ve diğer kaçak yapıların olası bir depremde yıkılması durumunda suçlu(lar) kimdir?"

Mimarlar Odası Bursa Şubesi, kaçak külliye ile ilgili görevlerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında da suç duyurusu gerçekleştirecek mi?

Konu defalarca ulusal basının da gündemine geldi.

Son yerel seçimin üzerinden de neredeyse bir sene geçti!

Mustafa Dündar döneminden kalan bu kaçak külliyenin inşaatı son yerel seçimin ardından mühürlendi.

Buna rağmen yapımı devam etti.

Milyonlarca lira para cezası kesildiği belirtildi.

Kaçak külliyenin yıkım takvimine alındığı da söylendi ancak sonrası gelmedi.

Şu anda bu kaçak külliyenin yıkımının önünde bir engel yok.

Sadece Belediye Başkanı Erkan Aydın'ın talimatı bekleniyor.

Aslında Aydın, bu külliyenin öncelikli gündem maddeleri arasında olduğunu söylemişti.

Fikri mi değişti?

Osmangazi Belediyesi imara aykırı bazı kaçak yapıları yıkıyor.

Doğru da yapıyor.

Yalnız kaçak külliyedeki riskin büyük olduğunu da unutmamak gerekiyor.