TMSF'nin Atış Yapı açıklaması, muvazaalı satış iddiası, suç duyuruları...

On binlerce kişiyi mağdur eden Atış Yapı'nın 14 Kasım'da görülecek konkordato davasından önce TMSF kayyum olarak atandığı Atış Yapı Grubu'na ait şirketlerin tüm mal varlıklarını bir araya getirmişti.

Varlıkların "Atış Yapı Grubu Ticari ve İktisadi Bütünlüğü" adı altında tek bir bütünlük olarak değerlendirmesine karar verilmişti.

TMSF'nin devreye soktuğu yetki ile iki yıl boyunca hiçbir alacaklı (vatandaş, banka ya da tedarikçi fark etmiyor) Atış Yapı Grubu varlıklarına haciz, ipotek, satış, iflas talebiyle başvuru yapamayacak ki TMSF'nin bu yetkisi özel bir kanun maddesine dayandığından aldığı karar idari olsa da bağlayıcı.

14 Kasım'daki konkordato davasında da mahkeme kanuna göre TMSF'nin bu kararını dikkate alabilir.

TMSF, dün Atış Yapı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

TMSF'nin açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:

"Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, mahkeme kararlarıyla Atış Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. dahil dört şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atanmıştır. Kayyım atamasının ardından, Atış Yapı bünyesindeki tüm projeler teknik, hukuki ve fiili yönleriyle detaylı biçimde incelenmeye alınmıştır. Ayrıca şirketin mali kaynakları, yükümlülükleri ve finansal yapısına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme süreci başlatılmıştır.

Amaç; mevcut durumun net ve şeffaf şekilde ortaya konması, kamusal hak sahiplerinin ve iş ortaklarının haklarının korunmasıdır.

İnceleme ve analizlerin tamamlanmasının ardından elde edilecek veriler doğrultusunda, kamusal yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi ve hak sahipleri için uygulanabilir çözüm yolları belirlenecektir.

Süreç boyunca kamuoyu ve hak sahipleri bilgilendirilecektir."

Daha önce bu köşede "Sürecin tamamen TMSF'nin kontrolüne geçmesi yıllar sürecek belirsizliği beraberinde getirmemeli, kriz daha da büyümeden somut bir yol haritası şekillendirilmelidir" diye yazmıştım.

Bu bağlamda TMSF'nin açıklamasındaki hakların korunması ve şeffaflık vurguları, uygulanabilir çözüm yolları arayışının üzerinde durulması kayda değer açıkçası.

Öte yandan Atış Yapı mağdurları hak arayışlarına devam ediyor...

Geçen pazar Fomara'daki AK Parti il binasının yanında toplanan yurttaşlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup yazdı.

Gökyüzüne siyah balonlar bırakıldı.

Atış Yapı mağdurları eylemlerini kararlılıkla sürdürürken bir yandan TMSF'ye iyi niyet ve talep mektupları gönderiliyor diğer taraftan da nitelikli dolandırıcılık iddiasıyla yapılan suç duyuruları devam ediyor.

Suç duyurularına müdürlerle satış temsilcilerinin de eklendiği öne sürülüyor.

Bireysel olarak yapılan başvuruların yanı sıra bu hafta grup olarak da büyük bir suç duyurusu hazırlığı yapıldığını öğrendim.

Yeri gelmişken şunu da belirteyim:

Babylon 3 mağdurları konkordatodan kısa süre önce yapılan proje arsası satışının da araştırılmasını istiyor.

Satışın muvazaalı olduğu öne sürülüyor.

Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın talimatıyla Atış Yapı hakkında 'Nitelikli Dolandırıcılık ve Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama' suçlarından titizlikle yürütülen soruşturma kapsamında tüm iddialar etraflıca ele alınacaktır kuşkusuz.

Atış Yapı dosyasındaki 3.710 alacaklıdan, 3.396'sı yurttaş.

Şirketin toplam konkordato borcunun %54'ü teslim edilmemiş konutlara yatırılmış peşin paradan oluşurken bu peşin para 8 milyar 178 milyon liraya tekabül ediyor!

Aileleri de hesaba katarsak on binlerce kişinin mağdur olduğu bir toplumsal felaket var ortada.

Süreci başından itibaren takip eden, firmanın kent suçlarına seneler önce dikkat çeken, kamunun hakkını savunan az sayıda siyasiden biri olan İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu işte bu toplumsal felaketi geçen hafta meclis kürsüsünden de haykırdı.

Bursa'da göz göre göre işlenen gerçek bir dolandırıcılık ve kent suçu hikâyesinde vatandaşlar mağdur olmamalı çağrısı yaptı.

Sahiden de siyasetten de güç aldığı açık olan bu büyük vurgun hikâyesinde tek fatura asla vatandaşa çıkarılmamalı, yurttaşların mağduriyeti kayıp milyarların izi sürülerek ortadan kaldırılmalı, işlenen suçlarda ihmali ve dahli olan herkes en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.