Bakan Güler: Gerekeni kimseye sormadan yaparız!

Bakan Güler: Gerekeni kimseye sormadan yaparız!

GÜNDEM, 20 Aralık 2025 Cumartesi, 11:00
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'den dikkat çeken bir Suriye açıklaması geldi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terör örgütü SDG'nin Suriye ordusuna "birlik" olarak değil, "ferdi" olarak entegre olmaları gerektiğini söyledi.

"Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar, bu konudan geri adım yok" diyen Bakan Güler, "Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazır, Suriye'deki harekâtlarımızı yaparken, ABD de oradaydı, Rusya da oradaydı. Biz yapılması gerekeni hiç kimseye sormadan yaptık ve bitirdik. Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni kimseye sormadan yaparız" mesajını verdi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2025 yılı değerlendirme toplantısında, aralarında basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. 2025 yılının Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) üstün gayretleri ve milletin desteğiyle sürdürülen terörle mücadelede elde edilen başarıların neticesinde yeni bir sürecin başladığı tarihi bir yıl olduğunu belirten Güler, şu ifadeleri kullandı:

"40 yılı aşkın süre boyunca enerjimizi tüketen ve ülkemizin en büyük sorunu olan terörün çözümü için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve stratejik vizyonunda başlatılan Terörsüz Türkiye süreci sadece ülkemizin değil bölgemizin de barış huzur ve istikrarına katkı sağlayacak çok boyutlu kritik bir süreçtir. Bu noktada TSK olarak terörü bitirmenin haklı gururunu da yaşıyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki terörle mücadelede elde edilen başarılarda ve ülkemizin terörsüz bir geleceğe yürümesinde en büyük pay aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz ile onların kıymetli ailelerine aittir. Halihazırda süreci ilgili kurumlarımızla koordineli olarak temkinli ve akılcı bir yaklaşımla yönetiyor çalışmalarımızı köklü devlet geleneğimizden aldığımız sorumlulukla tam bir hassasiyetle yürütüyoruz.

ZORUNLU ASKERLİK SİSTEMİ DEĞİŞİYOR

Milli Savunma Bakanı Güler, 3 çocuğu olan ailenin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan ailenin ise 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşünceleri olduğunu söyledi.

"FESİH KARARI SONRASI 69 PKK'LI TERÖRİST TESLİM OLDU"

Terör örgütünün fesih kararı sonrası teslim olan terörist sayısında artış olduğunu da izliyoruz. Yıl başından bugüne kadar 105 PKK'lı fesih kararından itibaren ise 69 PKK'lı terörist teslim olmuştur. Sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama-tarama mağara sığınak barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarımız devam ediyor. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır.

"HİÇBİR TERÖR OLUŞUMUNA VE OLDUBİTTİYE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına farklı adlar altında faaliyet göstermesine kısacası hiçbir terör oluşumuna ve oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim. Terörü ve teröristi kullanarak jeopolitik dizayn girişimlerini terörü aparat yapmak isteyen ve bölge barışını hedef alanları görüyor ve biliyoruz. Bu süreçte TSK olarak meydana gelebilecek her türlü gelişme karşısında ülkemizin hak ve menfaatlerini en üst seviyede korumaya devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır."

Irak ile ilişkilerde son dönemde heyetler arası karşılıklı ziyaretler ve imzalanan anlaşmalarla birlikte olumlu yönde ivme kazanıldığını dile getiren Güler, "Bölgenin terörden arındırılmasına ilişkin hem Merkezi Irak Hükümeti hem de IKBY ile anlayış birliği sağlanmıştır. Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki işbirliği ve koordinasyonu sürdürerek 'Terörsüz Bölge' hedefi kapsamında terör sorununu bu topraklardan bir daha sorun teşkil etmeyecek şekilde ortadan kaldıracağız" ifadelerini kullandı.

"SDG'NİN TERÖR UNSURLARINDAN AYRIŞTIRILARAK SURİYE ORDUSU'NA ENTEGRASYONU GEREKİYOR"

Güler, Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesinin milli güvenlik açısından hayati önemde olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Uzun süren acıların ardından barış içinde yaşama ve uluslararası toplumla yeniden bütünleşme yolunda önemli bir eşiğe gelen Suriye ile yakın temas güçlü koordinasyon ve yapıcı bir iş birliği içerisindeyiz. İki ülke arasında imzalanan Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası çerçevesinde başta terörle mücadele olmak üzere Suriye ordusunun savunma kapasitesinin artırılması teşkilat yapısının geliştirilmesi modernizasyonu ve personel eğitimi gibi alanlarda katkılarımızı sürdürüyoruz.

Suriye'de 'Tek Devlet ve Tek Ordu' ilkesi çerçevesinde hazırlanan ve SDG ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart tarihinde imzalanan mutabakat, hâlihazırda sahada karşılığını bulmamış ve somut adımlarla desteklenmemiştir. Açıkça vurgulamak isteriz ki, entegrasyon süreci, belirsiz ve ucu açık ifadeler ile değil, net tarihli, bağlayıcı ve uygulanabilir bir yol haritası ile yürütülmek zorundadır. Bu bağlamda, SDG'nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye Ordusu'na entegrasyonu, ayrılıkçı ve ademi merkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye olarak, süreci en başından itibaren çok yakından ve titizlikle takip ediyoruz.

"TÜRKİYE, İSTİKRARIN KORUNMASI VE TERÖRLE MÜCADELE HEDEFİNE ODAKLANDI"

Diğer yandan İsrail'in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye Hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımı, bölgede zaten kırılgan olan dengeleri daha da zedelemekte ve istikrarsızlığı derinleştirmektedir. İsrail'in nefret dili kullanarak Türkiye'yi bölge için tehdit gösteren açıklamalarının aksine Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde, istikrarın korunmasına ve terörle mücadele hedefine odaklanmıştır.

Buna karşın, İsrail'in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askeri tutum ve oluşturmak istediği Suriye, Türkiye'nin de doğrudan millî güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı oluşturmaktadır. İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye'ye saldırarak, onu istikrarsızlaştırarak çözemeyeceğini idrak etmeli; Suriye'nin yeni yönetimiyle iş birliği temelinde, iyi komşuluk ve mütekabiliyet prensiplerine uygun olarak ilişki kurmalıdır."

"ENGELLENEN VE YAKALANAN ŞAHIS SAYILARINDA DÜŞÜŞ OLDU"

Hudutlarda alınan tedbirlere değinen Güler, "Aldığımız tedbirlerin etkinliği sayesinde geçen yıla oranla yasa dışı geçişlerde engellenen ve yakalanan şahıs sayılarında düşüşler olmuştur. Hudutlarımızda yasa dışı geçişler kaçakçılık ve diğer tüm tehditlere karşı sürdürülen etkin mücadele kapsamında 1 Ocak 2025'ten itibaren 65 bin 350 kişinin geçişi engellenmiş yakalanan 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 terörist ve bin 880 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir" bilgilerini paylaştı.

Güler, Azerbaycan ile Ermenistan arasında 8 Ağustos'ta Washington'da beyan edilen barış iradesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasında tesis edilen Üçlü Savunma Bakanları mekanizmasının bölgede istikrara katkı sunan somut bir platform haline geldiğini söyledi. Güler, "Güney Kafkasya'da sürdürülebilir barış ve istikrar ancak bölge ülkelerinin kapsayıcı ve dengeli bir iş birliği içinde hareket etmesiyle mümkündür" dedi.

"LİBYA'DA BM SÜRECİNE DESTEĞİMİZ DEVAM EDİYOR"

Güler, "Libya'da askeri eğitim yardım iş birliği ve danışmanlık faaliyetlerimiz toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya amacımız doğrultusunda devam etmektedir. 2019'da imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile temeli atılan denizcilik iş birliğimiz enerji güvenliği ve düzensiz göçle mücadele gibi alanları da kapsayacak şekilde genişlemiştir. Libya'da tüm taraflarla ilkeli bir politika çerçevesinde sürdürdüğümüz diyalog ve çabalarımız doğrultusunda 'Tek Libya' hedefimize yönelik ilerlemeler kaydedildiğini memnuniyetle ifade etmek isterim. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki siyasi sürece desteğimiz de kararlılıkla devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

"BİZİM HER TÜRLÜ GELİŞMEYE KARŞI PLANLARIMIZ HAZIR"

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, açıklamalarının ardından temsilcilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütü SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu süreciyle ilgili soru üzerine, Suriye'deki olayların gelişimini dikkatle takip ettiklerini dile getiren Güler, "Başından itibaren duruşumuzu belirledik ve bunda da herhangi bir geri adım atılması söz konusu değil" dedi. Güler, "Suriye'de yeni bir hükümet kurulmuştur, yeni bir devlet başkanı vardır, onlara ülkede düzeni sağlamaları için bir süre tanımak gerekir diye düşünüyoruz. Suriye devlet başkanı ülkesindeki bütün grupları kucaklayacağını açıkladı ve buna uydu, uymaya da devam ediyor. Suriyeli yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde kendilerinin SDG'nin entegrasyonuna yönelik tutumunu görüyoruz ve anlıyoruz. Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazırdır, ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz, bugüne kadar ne yaptıysak yine aynısını yapmaya gücümüz, kudretimiz vardır" ifadelerini kullandı.

"ABD'NİN DÜŞÜNCELERİ EPEY DEĞİŞTİ"

"ABD ile bu konuda bir görüş ayrılığı olup olmadığı" sorusu üzerine Güler, "SDG'nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ABD'nin düşünceleri epey değişti. ABD'li dostlarımız şu anda gerçekleri daha iyi görüyor ve bu konudaki görüş farklılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açık açık ifade ettik. Bu konudan geri adım yok. Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar. SDG de entegrasyondan bahsediyor ama onların bahsettiği birlik halinde entegrasyon. Birlik olarak değil ferdi olarak entegre olmaları lazım. Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz" değerlendirmesini yaptı.

"YAPILMASI GEREKENİ KİMSEYE SORMADAN YAPTIK VE BİTİRDİK"

Güler, "SDG Suriye'ye entegre olmazsa ne olur" sorusuna, "Biz 2016'dan itibaren Suriye'deki harekatlarımızı yaparken, ABD de oradaydı, Rusya da oradaydı ve biz yapılması gerekeni hiç kimseye sormadan yaptık ve bitirdik. Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni kimseye sormadan yaparız" yanıtını verdi.

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN RAKKA VE DEYRİZOR'DAKİ TÜNEL KAZMA FAALİYETLERİNİ TAKİP EDİYORUZ"

SDG'nin tünel kazma faaliyetleriyle ilgili soru üzerine toplam imha edilen tünel uzunluğunun 732 kilometre olduğunu söyleyen Güler, "Bilindiği üzere Afrin'i kontrol altına aldığımızda; bütün camiler, kiliseler, okullar, teröristlerin karargahı haline gelmişti. Afrin'i terörden temizleyerek tespit ettiğimiz bütün tünelleri imha ettik. Bölgenin en büyük barajı Afrin'in kuzeyinde olmasına rağmen halk susuz bırakılmıştı. Orayı güvenli ve yaşanabilir bir hale getirdik. Terör örgütünün Rakka ve Deyrizor'daki devam eden tünel kazma faaliyetlerini de yakından takip ediyoruz" dedi.

Güler, Suriye'ye verilen eğitim desteğiyle ilgili, "Eğitimlerine Türkiye'de başladık ve devam ediyoruz. Suriye'nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz" diye konuştu.

"TSK, BAKANLIĞIMIZ, DEVLETİMİZİN İLGİLİ BİRİMLERİ BU SÜREÇTE NE OLUP BİTTİĞİNİN FARKINDA"

"Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin bir soru üzerine, 40 yıldır terörle mücadele eden Türkiye için bu sürecin bir fırsat olduğunu vurgulayan Güler, yapılmakta olan faaliyetleri akılcı bulduklarını ve sürecin istenen şekilde sonuçlanması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini, göstermeye devam ettiklerini söyledi. Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TSK olarak biz PKK'yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de Terörsüz Türkiye sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek."

"KARA KUTU HALEN TUSAŞ'TA İNCELENİYOR"

Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C-130 askeri kargo uçağıyla ilgili sorunun üzerine, Türkiye'nin C-130'ları 1964'te kullanmaya başladığını ifade eden Güler, "O günden bu yana böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130'lar bugün hala dünyada en emniyetli uçaklar olarak tam 70 ülke tarafından kullanılıyor. Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık. Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ'ta incelenmeye devam ediyor. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Daha tamamlanmadı. Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız" dedi.

"FÜZEYLE VURULDUĞU İÇİN PARAMPARÇA OLDU"

Güler, 15 Aralık'ta vurularak düşürülen İHA ile ilgili soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

"15 Aralık tarihinde F-16'larımız tarafından vurularak düşürülen İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracı. Tespit eden arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz'de İHA ve insansız deniz araçları (İDA) yoğun olarak kullanılıyor. Bizim vurduğumuz İHA da kontrolden çıkmış bir hava aracıydı. F-16'larımız tarafından takip edilerek meskun mahallerin uzağında en uygun ve en emniyetli yerde hava-hava füzesiyle vuruldu. Füzeyle vurulduğu için paramparça oldu. Enkazını arama çalışmaları devam ediyor. Enkaz bulunduğunda yapılacak inceleme sonucunda kamuoyunu bilgilendireceğiz."

"SONDAJ GEMİLERİMİZ HAYATİ ÖNEMİ HAİZ"

Rusya-Ukrayna savaşının Karadeniz'deki deniz ve hava seyahat güvenliğine etkileri sorulan Güler, savaşta İHA ve İDA'ların karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanıldığını belirterek, şu yanıtı verdi:

"Bu durum bölgede hem ticaret gemileri, hem yolcu uçakları için büyük tehlike oluşturuyor. 15 Aralık'ta vurarak düşürdüğümüz İHA olayında da hava trafiği için de hemen tedbir aldık. O güzergahtaki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek emniyetli şekilde inmelerini sağladık. Uçaklarımızın güvenliğini sağladıktan sonra İHA'yı vurarak düşürdük. Daha sonra sivil hava trafiğinin güvenli şekilde devam etmesini sağladık. Karadeniz'de kritik su üstü ve sualtı tesislerimizi korumak için de gerekli tedbirleri alıyoruz. Sondaj gemilerimiz hayati önemi haiz. Rotasını şaşıran veya kontrolden çıkan İDA'lara karşı veya su altından gelebilecek tehditlere karşı geliştirdiğimiz ve uyguladığımız tedbirlerimiz var."

"EUROFİGHTER KONUSUNDAKİ İKİNCİ EL TARTIŞMALARINI DOĞRU BULMUYORUZ"

Güler, Eurofighter tedarikine ilişkin İngiltere ile yapılan anlaşma ile 20 tane yeni Eurofighter uçağının satın alındığını, üretilecek Eurofighter uçaklarının 2030'da 6 tanesinin, 2031'de 8 tanesinin, 2032'de de 6 tanesinin envantere gireceğini belirtti. Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar'dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar'daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız. Umman'dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman'dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz. Katar'da bulunan Hava Unsur Komutanlığımızdaki pilotlarımız Katarlı pilotlarla sürekli birlikte çalışmaktadır. Hem Katar'da hem de Umman'da Eurofighter pilot ve bakım personelinin eğitimlerine en kısa sürede başlayacağız.

Bu uçakların alımı konusundaki ikinci el tartışmalarını da doğru bulmuyoruz. Avrupa'da bile birçok ülke ihtiyaç fazlası uçak teminine devam ediyor ve kullanıyor. Biz Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleriyle birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda kendi milli yazılımlarımızla kendi mühimmatımızı da kullanabileceğiz. Bu süreçte de Meteor füzesinden daha iyisini yaparak, isterlerse de onlara satacağız."

"BİZ GEREKLİ ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ. ÖYLE ÇOK FAZLA HEVESLENMESİNLER"

Güler, Yunanistan, İsrail ve GKRY arasındaki iş birliğine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Yunanistan, İsrail ve GKRY'nin bir araya gelmesi ve anlaşmalar imzalaması bizim için bir tehdit oluşturamaz. Biz de birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz. Ama bu anlaşmaları belli bir ülkeye karşı yapmıyoruz. Gayri askeri statüdeki adalara da İsrail'den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor. Buralar adı üzerinde Gayri Askeri Statüdeki Adalar, yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Öyle çok fazla heveslenmesinler.

Yunanistan Savunma Bakanı Dendias 2030 diye bir projeksiyon açıkladı. Artık kadınları da askere alalım diyorlar. Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden neredeyse kimse yok. Yani personel temini onlar için büyük bir sorun. Daha birkaç gün önce Yunanistan'ın Havacı Astsubayları yönetimi protesto etmek için rapor alarak işe gitmediler. Öncelikle bu problemlere yoğunlaşmaları gerekir."

"ÇOK İHTİYAÇ DUYDUKLARI KRİTİK BİR ZAMANDA KONUŞMA SIRASI BİZE GELECEK"

Türkiye'nin Avrupa Güvenlik Eylemi'ne (SAFE) katılımına ilişkin soru üzerine Güler, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bütün ülkelerin savunma harcamalarını artırdığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Avrupa da bu konuda eksikliğini fark ederek Avrupa Güvenlik Mimarisi'ni oluşturmaya çalışıyor. Şu an birçok Avrupa ülkesinin mühimmat ve silah noktasında noksanlığı var. Savunma ve güvenlik için birçok silah ve teknolojiye ihtiyaçları var. Bu kapsamda birçok Avrupa ülkesi bizimle iş birliği konusunda istekli. Hal böyleyken başta Yunanistan olmak üzere kendi çıkarlarını Avrupa güvenliğinin önüne koyarak Türkiye'yi bu oluşumun dışında tutmaya çalışan ülkeler olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin SAFE programına dahil edilip edilmeyeceğini çok fazla dikkate almıyoruz. Çok ihtiyaç duydukları kritik bir zamanda konuşma sırası bize gelecek."

"TÜRKİYE OLDUĞUNU AMERİKALI DOSTLARIMIZIN ANLADIKLARINI DÜŞÜNÜYORUM"

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD'nin Aralık ayı başında yayımlanan Ulusal Güvenlik Stratejik Belgesi ile ilgili soruyu, "Bizim 6-8 yıldır dile getirdiğimiz bir konu var. ABD için artık tehdit Orta Doğu'da değil. Nerede olduğu belli. ABD Orta Doğu'dan çekildiğinde bölgede barış ve istikrarı sağlayabilecek tek bölgesel gücün Türkiye olduğunu Amerikalı dostlarımızın anladıklarını düşünüyorum. Bu durumun ülkemizin bölgesel ve stratejik etkinliğini artıracağına inanıyorum" ifadeleriyle yanıtladı.

GÜNDEM 20 Aralık 2025 Cumartesi, 11:00

Yorumlar

Öne Çıkanlar

Diğer Haberler

Silahlı saldırıya uğrayan genç futbolcu Uğurcan Bekçi hayatını kaybetti

Silahlı saldırıya uğrayan genç futbolcu Uğurcan Bekçi hayatını kaybetti

Bursa'da lise öğrencileri müze ve işletmeleri ziyaret etti

Bursa'da lise öğrencileri müze ve işletmeleri ziyaret etti

Bursa'da "Çoban İsa" figürünün keşfedildiği lahit tarlası gece gündüz korunuyor

Bursa'da "Çoban İsa" figürünün keşfedildiği lahit tarlası gece gündüz korunuyor

Mehmet Akif Ersoy'un eski eşi Pınar Erbaş sessizliğini bozdu

Mehmet Akif Ersoy'un eski eşi Pınar Erbaş sessizliğini bozdu

GESİAD'ın geleneksel yılbaşı balosu gerçekleşti

GESİAD'ın geleneksel yılbaşı balosu gerçekleşti

TBMM'de bütçe maratonu yarın sona erecek

TBMM'de bütçe maratonu yarın sona erecek