Selahattin Adıgüzeller

[email protected]

Aynadaki ben...

30 Aralık 2024 Pazartesi, 09:09

Bir sabah evde yüzümü yıkarken, aynada bir şey dikkatimi çekti...

Simsiyah sakallarımın arasında bir beyaz kıl tanesi vardı...

Önce bir ürperdim...

Ayna buharlaşır gibi oldu...

Eşime gösterdim...

"Sakın koparayım deme çoğalır" diye uyardı, ciddi ciddi...

Dinlemedim, cımbızla koparıverdim...

Üç gün sonra bir baktım, beyazlar ikiye çıkmış, onları da sessizce kopardım...

Gerçekten de ben kopardıkça sakallarımdaki beyazların sayısı her geçen gün giderek artıyordu...

Çıktıkça kopardım...

Bazen yorulup sakallarımı tamamen kestiğim günler de oldu...

Ne yazık ki zamanla beyazlar siyahları geçmeye başladı...

Bir ara beyazları bırakıp siyahları yok edeyim belki çoğalırlar diye düşündüm, o da fayda vermedi...

Boyatma fikri de çok organik gelmedi...

Ergenliğini bile kabullenmeyen içimdeki fırlama çocuk, yaşlılık düşüncesini bir türlü kabullenemiyordu...

Daha yaşımız kaç ki?

Derken bir gün acı gerçeği vurdu yüzüme eşim:

"Sen sakallarınla uğraşacağına saçlarına bak!"

İşte o zaman fark ettim, saçlarımın da gittiğini!

Ben sakallardaki beyazlarla mücadele ederken, arada o lepiska saçlarım uçup gitmiş farkında değilim!

Baktım bu işin şakası yok, bıraktım sonunda inatlaşmayı zamanın ruhuyla...

Kabullendim aynadaki beni!

Pes ettim, biat ettim, rahat ettim, acımasızca geçen yıllara "alem buysa kral sensin, gel öpeyim gerdanından" dedim...

Size de naçizane tavsiyem, zamana meydan okumayın, bu savaştan bugüne kadar galip çıkan olmamış, bundan sonra da olmayacak...

Akrep ve yelkovana karşı Don Kişot'luğa gerek yok!

Dökülen saçlarımızla, ağaran sakallarımızla, yüzümüzde beliren çizgilerimizle, gençliğimizde kıymetini bildiğimiz bilemediğimiz tüm hayati organlarımızla mutlu, barışık yaşamaya devam edelim...

Takılmaya değmez renklere, takvimlere, mevsimlere...

Şikayet ve sitem etmeye de gelmez, ettikçe çoğalıyorlar sakalımdaki beyaz kıl tanesi gibi!

Önemli olan geleceğe dair hayallerimiz, hedef ve planlarımız, onlar renk değiştirmesin, yaşama heyecanımız, direncimiz bitmesin!

İnsan her yaşta güzel, her yaşta yakışıklıyız!

Ömür dediğimiz şey zaten nedir ki dostlar?

Dünya denilen stadyumda çıkmışız tek kale maça...

Kimimiz VAR'a takılıyoruz sahada kimimiz YOK'a!

Hakem maçın bitiş düdüğünü çalana kadar giydiğimiz formanın hakkını verelim, jübilemiz yakışıklı olsun, dostlarımızın omuzlarında tribünler ıslıklamadan sahayı terk edelim yeter!

Maçtaki performansımız, attığımız, kaçırdığımız, kurtardığımız jeneriklik goller, yaptığımız kasıtlı fauller, yediğimiz tekmeler, ofsayt pozisyonlarımız hepsi birer anı olacak, kavrulmuş helva tadında anlatılacak nasılsa ardımızdan...

Kusura bakmayın, nedense her yılsonu yaklaştığında ben böyle duygulanıyorum işte...

O tek beyaz sakalımı koparmayacaktım...

Hep onun yüzünden!

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar