Yaman Kaya

[email protected]

Bursa'nın dev kurumunda büyük vurgun iddiası ve daha fazlası...

26 Kasım 2024 Salı, 07:41

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, dün Başka Gazete'deydi.

Sağlık Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde yaptığı çıkış ses getirmişti.

Bursa Şehir Hastanesi'nde yaklaşık 400 milyon lira yolsuzluk yapıldığı iddiası sohbetimizin ana gündem maddesiydi.

Kamunun hakkını savunan az sayıda siyasiden biri olan Türkoğlu, şunları söyledi:

"Konu savcılığa da yansıdı. Soruşturma da var. Bursa Şehir Hastanesi'ndeki ameliyathanelerde bazı tıbbi cihazların, malzemelerin kullanılmış gibi gösterilerek satılmasıyla ilgili şebeke şeklinde ilerleyen büyük bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun ortalama 6 sene sürdüğü, toplamda 400 milyon liraya yakın yolsuzluk yapıldığı, bakanlık müfettişlerinin soruşturmayı devam ettirdiği, adli olarak da tutuklu olan bir kişinin bulunduğu bir dosya var. Dosyadan anlıyoruz ki Bursa Şehir Hastanesi uzun süre soyulmuş. Belki de hâlâ belli alanlarda soyuluyor."

Sözlerine, "Bizim sorduğumuz soru şu" diyerek şöyle devam etti:

"Diyoruz ki böylesine hassas bir kurum bu kadar uzun süre müfettiş ve savcılık tespitli şekilde soyulduğuna göre burada bir yönetim zaafiyeti vardır. Yönetim eğer bu işin ortağı değilse, ben böyle bir iddiada bulunmuyorum, o zaman yönetemeyen, zafiyet içerisindeki kişilerdir. En basit soruşturmalarda bile üst amirler tedbiren soruşturmanın selameti açısından açığa alınırken burada hiçbir işlem olmuyor. Hastane müdürü, başhekim... Hiç kimseye hiçbir şey olmuyor ve böyle bir yolsuzluk var. Bu kamunun normal işleyişine uygun değil."

Türkoğlu, "Sadece altta bir iki tane hırsızın yapacağı şey değildir bu. Neden? Çünkü aynı zamanda bu kişilerin o hastanede başkaları üzerinden oto yıkamacı ve pastane açtıkları da söyleniyor ve bu çok yaygın biliniyor. Orası bir hastaneden çıkmış ve kokuşmuş. Ayrıca devasa randevu sorunu, yoğun bakım bulamamak bunlar ayrı konular... Kamu adına benim sormak gibi bir sorumluluğum yok mu? Milletvekilinin görevi bu değil mi?" dedi ve ekledi:

"Sonuçta yönetilemeyen bir Şehir Hastanesi var fakat korunuyor. Kamuoyuna düşen, konuşulan bir fotoğraf var. Menzil şeyhinin yanında el pençe duran bir başhekim ve hastane müdürü var. Ben bunu sorguluyorum. Kişinin özel hayatı bizi ilgilendirmez. İsteyen akşam zikir çeker, isteyen meyhaneye gider, isteyen parka gider. Ben burayı yargılamıyorum. Yani buraya da bir suç atfetmiyorum. Konuşulan şu: Bu kişilere hiçbir şey olmaz. Çünkü bunlar korunuyor. Bu da bir iddia. Ben de bunu kamu adına dile getiriyorum. Mevzu bu, Bakan'a bunu direkt sordum."

Haziran ayında hizmete gireceği söylenen ancak halen açılmayan Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi'ne de değindi.

Türkoğlu, "Dışarıdan bitmiş gibi görünen hastanenin içine ben girdim. Hastanenin yüzde 90'ı bitmiş, yüzde 10'u bitmemiş. Bu hastanenin derhâl açılması lazım. İnsanlar hastanelerde yer bulamıyorlar, ulaşım sıkıntısı çekiyorlar. 1.300 yatak kapasitesi ile Şehir Hastanesi kadar büyük bir yer burası ve bu devletin. Diğeri gibi hasta garantili, kiralık değil. Oranın müşterisi azalmasın diye mi siz burayı açmıyorsunuz" dedi.

Artan maliyetlere de dikkat çekti:

"Kalan yüzde 10'un 300 milyona bitirilebileceği söyleniyordu. Şimdi bir milyar lirayı aşan maliyetlerden söz ediliyor. Hastanenin ilk bitirme ihalesi yaklaşık bir milyar liraydı. Sen şimdi yüzde 10'unu bitirmeye eğer bir milyardan fazla verirsen bu ağır bir kamu zararıdır."

Sağlık sektöründe ticarileşmenin yarattığı büyük tehlikeyi, daha fazla para kazanma uğruna neler yapılabildiğini bir anlamda gözler önüne serdi Türkiye gündemine oturan Yenidoğan Çetesi.

Hâliyle yeri gelmişken belirtmemiz gerekli:

Bursa'daki özel hastaneler de mutlaka titizlikle incelenmeli.

Türkoğlu'nun Bursa Şehir Hastanesi ve Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi ile ilgili açıklamalarına gelirsek...

Şeffaflık ilkesini artık benimsemeliyiz düşüncesindeyiz.

Yolsuzluk iddialarının detayları, ihalelerdeki son durum kamuoyu ile açıklıkla paylaşılmalı fikrindeyiz.

Bu arada...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün sosyal medyadan, "Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz; teftiş, rehberlik ve denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, ihmali, yanlışı olan kim varsa bunun gereğinin yapılmasını temin edecek. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi, halkımıza en iyi şekilde hizmettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 85 milyonun tamamının hizmetindedir, bütün vatandaşlarının emrindedir" açıklamasını yapmıştı.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası ile 'Rehberlik, Teftiş ve Denetim Faaliyetlerinin Düzenli ve Etkin Bir Şekilde Yerine Getirilmesi' genelgesi Resmî Gazete'de yayınlandı.

Şüphesiz önemli bir adım; eğitim, sağlık, gıda, ticaret gibi alanlar başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin mercek altına alınması.

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar