Yaman Kaya

[email protected]

Osmangazi'de tehdit var! CHP Bursa'da yüksek tansiyon...

13 Ağustos 2024 Salı, 12:27

Osmangazi Belediyesi'nin, Mustafa Dündar döneminde Kükürtlü'yle ilgili hazırladığı, bilimsellik değil rant öncelenen planlardaki akademik çekinceler 31 Mart'taki değişimin ardından hâlâ giderilmedi.

Söz konusu düzenlemelerin iptali için dava açmıştı Mimarlar Odası Bursa Şubesi.

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, itirazları yeniden değerlendireceklerini, bazı caddelerde ticaret kullanımının revize edilebileceğini söylemişti.

Planlar üzerindeki istişareler devam ederken bir okurumuzdan dikkat çekici bir elektronik posta geldi.

Rant odaklı dönüşümlerin bölge sakinleri üzerindeki etkisinin iyi anlaşılabilmesi için aynen aktarmamız gerekli:

"21.05.2024 tarihli "Kükürtlü'de Neler Oluyor? Erkan Aydın'dan Revizyon Sinyali" başlıklı yazınızı Kükürtlü Mahallesi sakini olarak büyük bir beğeniyle okudum. Yazınızda bahsettiğiniz gibi kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm olmamalı, bilim insanlarının uyarıları dinlenmelidir.

Ayrıca Kükürtlü Mahallesi sakinleri kentsel dönüşüm sürecinde mağdur edilmemelidir.

İnsanların depreme dayanıklı binalarda oturmalarının sağlanması şeklinde tanımlanan kentsel dönüşüm süreci, kötü niyetli kişiler tarafından amacından saptırılmamalıdır.

Bu durumun bir örneğini, Kükürtlü Mahallesi 6. Çağdaş Sokak'ta bulunan Çiğdem Apartmanı sakinleri olarak ağır bir şekilde yaşamaktayız. Size yaşadığımız mağduriyeti kısaca özetlemek isterim.

Mart 2024 tarihinde bir şahıs, apartmanımızdan bir daire satın almıştır.

Daireyi satın aldığı tarihten itibaren, apartmanda ikamet eden kat maliklerine ve apartman yöneticisine daireyi kentsel dönüşüm vasıtasıyla rant elde etmek amacıyla aldığını, apartmanın arsası büyük olduğundan ve bu nedenle kentsel dönüşümde avantaj sağlayacağından, bilhassa bu apartmandan daire satın aldığını, apartmana test yaptırarak çürük raporu aldıracağını, eşinin avukat olduğunu, kentsel dönüşüm ile ilgili sözleşmeyi eşinin hazırlayacağını, tanıdık müteahhit arkadaşları olduğunu ve 3.000.000 TL'ye satın aldığı daireyi, kentsel dönüşümden sonra 6-7 milyon TL'ye satacağını ve iyi para kazanacağını söylemiştir.

Buna karşılık kat malikleri ve apartman yöneticisi, kendisine hiçbir kat malikinin kentsel dönüşüm istemediğini ifade etmiştir.

Ayrıca apartman yöneticisi yaptıkları telefon görüşmesinde, şahsa apartmanda ikamet eden kat maliklerinin çoğunun yaşlı olduğunu, sadece emekli maaşı ile geçindiklerini ve bu kişilerin kentsel dönüşümün mali yükünü karşılayamayacaklarını (taşınma masrafları, kira giderleri ve müteahhitlerin para talepleri gibi) ve bunun yanı sıra bu kişilerin yaşlılığa bağlı ciddi kronik hastalıklarının olduğunu (Alzheimer gibi) ve ikamet değişikliği yapmalarının sağlıklarını olumsuz yönde etkileyeceğinden, kentsel dönüşüm istemediklerini belirtmiştir.

Karşılık olarak ise şahıs apartman yöneticisine "Apartmanda oturan yaşlı insanların ölmesini bekleyemeyeceğini" ve bir an evvel apartmanı kentsel dönüşüme sokmak istediğini söylemiştir.

Şahıs apartman yöneticisini defalarca arayarak ve mesajlar göndererek, binanın yıktırılması ve kentsel dönüşüm konusunda ısrarcı olduğunu ve bu konuyu görüşmek için kat malikleri ile toplantı yapmak istediğini söylemiştir.

Şahsın isteği üzerine 29.06.2024 tarihinde kat maliklerinin katıldığı bir toplantı yapılmıştır.

Toplantıya katılan herkes apartmanın kentsel dönüşüme girmesini istemediklerini dile getirmesine rağmen, şahıs daireyi kentsel dönüşümden rant elde etmek amacıyla aldığını, kentsel dönüşüm konusunda ısrarcı olduğunu, diğer kat maliklerinin bu konudaki düşüncelerini önemsemediğini, apartmana riskli yapı raporu verileceğine emin olduğunu, apartmanın yıktırılması için elinden geleni yapacağını ve apartman yıkıldıktan sonra istesek de istemesek de müteahhitle anlaşmak zorunda kalacağımızı söyleyerek bir anlamda toplantıya katılan tüm kat maliklerini tehdit etmiştir.

2024 yılının Mart ayından itibaren şahıs tarafından yapılan tacizler nedeniyle, bina sakinleri olarak büyük bir huzursuzluk ve endişe içinde yaşamaya başladık. Büyük çoğunluğu 70 yaş ve üzeri olan apartman sakinlerinin yaşadıkları büyük kaygı sebebiyle, sağlıkları olumsuz yönde etkilenmiştir.

Örneğin alt katımızda oturan ve 80 yaşında olan komşu teyzemiz, yaşadığı bu olaylar neticesinde nefes darlığı yaşamaya başlamıştır.

Yaşadıklarımızdan anlaşılacağı üzere, şahıs 6306 sayılı yasanın kendisine tanımış olduğu hakları kötü niyetli bir şekilde kullanmak suretiyle, kendisine rant sağlamayı amaçlamakta ve kat maliklerini ikamet ettikleri ve kat maliki oldukları apartmanı yıktırmakla tehdit etmektedir.

Sizden ricam, yaşadığımız mağduriyete yazılarınızda yer vermeniz ve bizlerin sesi olmanızdır. Şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim."

İstanbul'da da çok sayıda benzer durumla karşılaşılmıştı.

Osmangazi'nin acil olarak dönüşmesi gereken çok sayıda başka mahallesi varken rant uğruna Kükürtlü'yü öncelemek ne kadar doğru, tartışılmalı.

Bir kez daha, yeni hatalı planlamalara karşı şehirle ilgili düzenlemelerde bilim insanlarının çizdiği perspektifte hareket edilmezse 31 Mart'taki değişimin anlamsız kalacağı da unutulmamalı diyelim ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa örgütünde yaşananlarla devam edelim.

Dün bu sütunlarda şu ifadelere yer vermiştik:

"Geçen cumartesi yapılan Yıldırım Gençlik Kolları seçimi de konuşuldu örgütte.

CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün'ün, başkanlığa seçilen Buket Altay'a açık destek vermesi, seçimin ardından halay çekmesi tepkileri de beraberinde getirmişti.

Şüphesiz ki Gün'ün açıktan bu kadar tarafgir olması doğru değildi.

İlçe başkanları böyle davranarak diğer partili gençleri küstürmemeli.

Kongreden önce bir grup tarafından İlhami Gün'ün şahsına ve ailesine yönelik ağır hakaretlerde bulunulduğunu da belirtmemiz gerekli.

Sadece ilçe başkanları değil, tüm partili yöneticiler gençlerin seçimlerine müdahale etmemeli."

Yıldırım'da ilçe yönetiminin düşürülmesi için imza toplandığına yönelik gelen haberlerin ardından bugün CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün'le konuştuk.

Gün, öncelikle gençlik kolları kongresindeki görüntülerin eleştirilebileceğini söyledi ancak kendisi ve ailesine yönelik ağır saldırılarda bulunulduğunun altını çizdi.

Ayrıca il yönetiminin hem kadın hem de gençlik kolları seçiminde doğrudan taraf olduğunu da iddia etti.

Yıldırım'da yönetimin düşmesi için şu ana kadar 9 imza toplanmış.

Sayı 10'a ulaşırsa yönetim düşecek.

Peki, Yıldırım'da neden bu noktaya gelindi?

Gün, "Benmerkezci gelecek, parti içi iktidar hesapları nedeniyle yönetimimiz düşürülmeye çalışılıyor" dedi ve ekledi:

"Yıldırım'la ilgili pozitif destek taleplerimiz olmuştu ancak bunlar karşılanmadı. Seçim sürecinde mağduriyetler yaşadık. Bu durum seçimin ardından arttı. Kazanılmış belediyelerde Yıldırım örgütünün tasarrufu olmadı, taleplerimiz karşılanmadı. Kimseden torpil istemedik. Liyakata uygun, emek vermiş, mücadele etmiş arkadaşlar kendilerine yer bulsun istedik. Ancak Yıldırım'a hiçbir şey vermediler. Seçim döneminde bizimle olmayan hatta başka partiye çalışma yapan kişiler Yıldırım'ın kadrosu diye bazı yerlere yerleştirildi."

İlhami Gün, yönetiminin düşürülmeye çalışılmasının perde arkasında İl Başkanı Nihat Yeşiltaş'la birlikte hareket eden Eski İl Sekreteri Oktay Kartalkaya'nın olduğunu savunuyor.

Yapılanları bir darbe girişimi olarak gören Gün, yönetim krizini atlatabilirse tüm yaşananları İl Başkanlığı önünde basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna duyuracağını da söyledi.

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar