Bizimkisi bir kırmızı balık hikâyesi

Son yılların en popüler animasyonlu çocuk şarkılarındandır...

Küçük çocuğu olup da kırmızı balık adlı bu şarkıyı bilmeyen anne-baba yoktur herhalde...

Dedeler, nineler bile ezbere biliyor... (Bknz: Ben!)

Şarkının sözleri çok hareketli ve bir o kadar da dokunaklı...

"Kırmızı balık gölde kıvrıla kıvrıla yüzüyor" diye başlıyor ama zavallı balık o gölde bir türlü kıvrıla kıvrıla yüzemiyor...

Neden mi?

Gölün kirliliğinden veya kuruma tehlikesi yüzünden değil!

Belalısı bir balıkçı Hasan var, onun yüzünden!

Takmış kafayı ona, koca gölde oltasıyla onu yakalama peşinde sürekli...

O kadar renkli balık var fakat onun gözü kırmızı balıktan başkasını görmüyor, illa onu yakalayacak...

Gölde bütün av tuzaklarını kullanmaktan da çekinmiyor.

Adeta kovalamaca oynuyorlar...

Yakalanmasını istemeyen çocuklar da, "Kırmızı balık kaç kaç kaç " demekten yorgun düşüyorlar...

Ebeveynleri de tabii!

Balıkçı Hasan, yakalamadan büyüseler bari şu çocuklar, balık yemekten nefret edecekler diye korkuyorum!

Laf aramızda;

Bu şarkı en çok akvaryumcuların işine yaradı haliyle...

Baktık tüm çocuklar gibi henüz iki yaşındaki bizim torun da kırmızı balık şarkısını çok seviyor...

Sevgisini pekiştirelim diye bir yıl kadar önce sürpriz yapıp biz de kırmızı renkli bir akvaryum balığı almıştık...

Çok sevinmişti...

Bize her gelişinde ilk işi ona gidip yem veriyor, yüzüşünü seyrediyordu ilgiyle...

Balığı alırken akvaryumcuya yeminin ne kadar gidebileceğini sormuştum...

"Abi, al bu poşetteki yem epey idare eder onu, bitince gelir alırsın, biz buradayız" demişti gülerek...

Balıkçı Hasan'a yakalanma riski yaşamadan Dilber gibi kıvrıla kıvrıla yüzüyordu cam fanusun içinde...

Suyunu değiştirdikçe daha da canlanıyordu...

Fakat bu rahatlığı uzun sürmedi!

Önceki gün acı haberi verdi eşim, kırmızı balık sizlere ömür!

Çok ilginçtir, tam da yeminin bittiği gün ölmüş hem de!

Şu ilahi tesadüfe bakar mısınız?

Görüyorsunuz işte...

Bu dünyadaki her canlının ömrü rızkı kadar ne yazık ki...

Akvaryumdaki doyduğunu bilmeyen balık da olsan, yeryüzündeki doymak bilmeyen insan da!

O yüzden çok da hırs yapmamak lazım dünyadaki nasibimiz konusunda, balıkçı Hasan gibi!

Sonuçta aldığımız nefes de o rızka dâhil!

Bu arada;

Henüz toruna söylemedik acı haberi...

Yemi bol ve yine aynı boyda yeni bir kırmızı balık alıp koyayım fanusa diyorum...

İnşallah çakmaz durumu!

Çakarsa yandık!

Kırmızı balık yerine 'kandırıkçı Selo dede kaç kaç kaç' şarkısını besteleyip söylemek zorunda kalabilirim!