Selahattin Adıgüzeller

[email protected]

Dünyanın en ağır işçileri

26 Ağustos 2024 Pazartesi, 09:59

ABD'de bir reklam şirketi, sosyal medya üzerinden 'evde çalışacak eleman aranıyor' ilanı veriyor.

İş başvuru görüşmeleri, internet üzerinden canlı olarak yapılıyor.

Başvuranların çoğu genç...

Firma yetkilisi, işin özelliklerini sıralıyor...

Çalışma saatleri belirsiz... İşin yoğunluğuna göre bazı günler 24 saat bile durmadan çalışabilmeli...

Uykusuzluğu göze alabilmeli...

Hafta izni de yok... Yedi gün çalışacak...

Hele bayram ve özel günlerde tatil hiç yok...

Ve üstelik zamanın büyük bir bölümünü ayakta, bedenen çalışarak geçirmek zorunda...

Başvuranların bazıları razı oluyor güç çalışma koşullarına ama çoğu tepki gösteriyor, "Böyle bir iş olmaz! Bu resmen kölelik! İnsan haklarına aykırı..." diyorlar.

Yetkili gayet ciddi...

Başvuruya ısrarla devam etmek isteyenlere, son bombayı da söylüyor:

"Bütün bu yoğun çalışmanızın karşılığında size herhangi bir ücret filan da ödenmeyecek!"

İşte bu son şart, olayı bitiriyor...

Başvuran gençler, "Hiç maaş almadan, gece gündüz demeden, izin, tatil yapmadan bedava çalışacak öyle biri varsa, bize de gönderin!" diyorlar...

Başvuru görüşmesini yapan kişi, gülümsüyor:

"Bu dediğimiz işi, aynı şartlarda severek yapan, dünyada milyonlarca insanın olduğunu söylersem inanır mısınız bana?"

İnanmıyorlar tabii.

Espri yapıyor zannediyorlar...

Fakat o insanların kim olduklarını söyleyince, şaşırıyorlar, utanıyorlar, hak veriyorlar...

Hiç maaş almadan, gecesini gündüzüne katarak çalışan kim olabilir?

Elbette ki annelerimiz!

İşte o emekçi kadınlardan biri de benim annemdi!

1 Mayıs İşçi Bayramı'nda doğmanın hakkını yoksulluk içinde yedi çocuğunu, kaderine bir gün olsun sitem etmeden büyüterek verdi...

Babam dünyadan erken göçünce onun sorumluluğunu da üstlendi...

Bütün çocuklarını çok seviyordu ama ilk göz ağrısı olan Kemal ağabeyimi 19 yıl önce kaybedince yıkıldı...

O günden sonra tek hedefi vardı, başucundan fotoğrafını ayırmadığı oğluna bir an önce kavuşmaktı...

Geçtiğimiz Cuma günü kavuştu sonunda...

Vasiyetini yerine getirip ağabeyimin yattığı kabre sakladık onu da...

"Üç gün yatak, dördüncü günü toprak" derdi hep...

Son birkaç aydır, yaşlılığına bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan anam 93 yıllık çileli ömrünü Şehir Hastanesi'nde tamamladı.

Artık dualarımızda, anılarımızda ve fotoğraflarda yaşayacak...

Bu vesileyle;

Hastalığı döneminde desteğini esirgemeyen ve ölümü sonrası acımızı paylaşan tüm dostlarımıza şahsım ve ailem adına çok teşekkür ediyorum.

Acılar paylaşıldıkça azalıyormuş gerçekten...

Ömrümüzün, sağlığımızın ve sevdiklerimizin özellikle aile büyüklerimizin kıymetini bilelim dostlar, giden geri gelmiyor!

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar