Elimizdeki ve kanımızdaki bomba!

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerini birer el bombası gibi uzaktan eş zamanlı bir şekilde patlatmış...

Patlama sonucu ölen ve yaralananlar olmuştu...

O günden beri herkeste bir korku, ya elimizden düşürmediğimiz cep telefonları, onlar da patlatılabilir mi?

Deniliyor ki, internete bağlı her cihaz uzaktan patlatılır!

Bu durumda cep telefonları da belki şimdi değil ama ileride birer saatli bombaya her an dönüşebilir!

O nedenle sosyal medyada fazla takılmayın, konuşmalarınızı uzun tutmayın ne olur ne olmaz!

Gerçi, telefonun kendisi patlasa ne yazar!

Gelen cep telefonu faturası zaten bütçeleri patlatıyor...

Sosyal medya platformlarındaki gençliği zehirleyen içerikler, paylaşımlar deseniz bombadan daha tehlikeli, daha kalıcı hasar bırakıyor toplumda...

Yine de dikkat etmek lazım, tek tuşla kapsama alanı dışına çıkmayalım hayatın!

İşte tam ben cep telefonunun patlatılma korkusunu üzerimden atmak üzereyken, bu işlere kafayı takan, araştıran bir dosttan gelen WhatsApp mesajıyla daha da ürktüm!

"Çağrı cihazlarını, telsizleri uzaktan patlatanlar ya bu teknolojiyi Covid19 aşısı olanlar üzerinde de denemeye kalkarlarsa? mRNA aşıları da adresi yani dünyadaki koordinatını veriyor" diyordu...

İddiasını somutlaştırmak ve beni daha da korkutmak için o aşıyı üreten firmanın 2021 yılında onaylanan bir patent başvurusunun fotokopisini de göndermiş...

Dünya çapında 2,4 GMz veya yüksek titreşimli mikrodalga frekanslarına sahip bir kuantum bağlantısı kullanan tüm aşılı kişileri uzaktan izlemek için almışlar bu patent...

Aşılı kişileri uzaktan niye izliyorsunuz kardeşim, çağır yakından izle!

Gel de sorma!

Özellikle pandemi sonrası artan, genç ve sağlıklı insanlardaki ani kalp krizleri ve buna bağlı ölümler, beyne pıhtı atma olaylarıyla bir bağlantısı olabilir mi bu takipçilerin?

Varsa yandı gülüm keten helva! Cümleten geçmiş olsun!

Giderayak, bu teknoloji bizi ya komplo teorisyeni yapacak ya paranoyak!

TIP FAKÜLTESİ ORGAN NAKLİ SERVİSİ BİR SES VER!

Günlerdir hatta haftalardır telefon ve mesajlar geliyor organ nakli olmuş veya tedavisi devam eden hastalardan, yakınlarından...

Diyorlar ki;

"Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Organ Nakli Servisi'ne telefonla bir türlü ulaşamıyoruz... Günün hangi saati arasak sürekli kapalı! Bu yüzden de ne randevu alabiliyoruz ne de hastamızın rahatsızlığı ve tedavisi konusunda bir bilgi sorabiliyoruz!"

Sayın Rektör!

Lütfen bu hayati konuya bir el atın!

Organ nakli konusundaki başarılı operasyonlarıyla ülkemizin yüz akı olan Tıp Fakültesi'ne yakışmıyor hastalarına karşı bu duyarsızlık...

Servisin telefonları borcundan dolayı kapalı olamaz herhalde!