Selahattin Adıgüzeller

[email protected]

Köpek balığının faydaları!

10 Ağustos 2024 Cumartesi, 09:21

Japonya da bizim gibi bir deprem ülkesi...

Aramızdaki fark şu, onlar yaşadığı afetlerden ders çıkaran, depremle yaşamayı öğrenen bir ülke...

İşte son örneğine iki gün önce tanık olduk...

Ülkede 7.1 şiddetinde meydana gelen depremde sadece 13 kişi yaralanmış, onlar da deprem anındaki panikten!

Yıkılan bina neredeyse hiç yok!

Darısı bizim ülkemize!

Japonlarla bir diğer ortak özelliğimiz, balıkçılık!

Yalnız onların balıkçıları okyanusa açılıyor bizimkiler denizlere...

Onların suşisi, somonu varsa bizim de hamsi tavamız, levrek buğulama, kiremitte palamut, asma yaprağında sardalyemiz var!

Japonlar taze balığı çok severlermiş...

Kim sevmez?

Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün değilmiş... (Bizde de maalesef!)

Japon balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılmışlar.

Uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de zaman almakta, bu yüzden tutulan balıkların tazeliği kaybolmaktaymış.

Bu önemli problemi çözmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurmaya başlamışlar.

Böylece istedikleri kadar uzağa gitseler de, tuttukları balıkları bu soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayacak, tazeliğini muhafaza edecekler.

Ne var ki;

Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hemen hissetmiş, donmuş balığa yanaşmamışlar.

Derken...

Soğuk hava deposu yerine deniz sulu dev akvaryumlar yaptırmış balıkçılar. Tuttukları balıkları da bu akvaryumlara atmışlar.

Bu sayede balıklar biraz sıkışacaklar, birbirlerine çarpa çarpa belki aptallaşacaklar ama yine de canlı kalacaklardı.

Düşünce harikaydı ama bu numarayı da yememiş Japonlar...

Akvaryumun içinde hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balıkla, diri ve haraketli taze balık arasındaki fark, tezgâhtaki görüntüsüyle, sofradaki lezzetiyle kendini belli ediyordu.

Balıkçılar yılmadılar...

Japon halkına hem bol hem de taze balığı nasıl yedirebileceklerinin formüllerini aramayı sürdürdüler.

Ve en sonunda kesin çözümü bulmayı başardılar.

Nasıl mı?

Tuttukları balıkları attıkları o dev akvaryumun içine bir tane de yavru köpek balığı bırakarak!

O köpek balığı, dönene kadar bir miktar balığı yiyor ama geride kalan balıklar hayatta kalabilmek için korkudan sürekli hareket halinde kalarak diri ve tazeliklerini koruyormuş...

Japon balıkçılar hala bu klasik sistemi uyguluyor mu yoksa yeni teknolojik sistemler mi geliştirdiler bilemem...

Köpek balığı fikrini tuttum...

Hayatın dev dalgalarıyla boğuşmaktan yorgun düşmüş, umutları, hedefleri, hayalleri bayatlamak üzere olan yüreklere de birer köpek balığı atsak hiç fena olmayacak hani!

Hadi köpek balığından vazgeçtim, aynalı sazan atalım bari!

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar