Ne ekersen onu biçersin!

Ders kitaplarımızda ülkemizden bölgesinin tahıl ambarı olarak bahsedilmesinden gurur duyardık...

Ya şimdi?

Sopayı eksen yeşerecek kadar tarıma elverişli o güzelim topraklarımızdan beton filizler yeşeriyor!

Toplu konutların, villaların hasadını topluyoruz.

Çiftçimiz de haklı...

Bin bir zahmetle 100 liraya mal ettiği ürününün aynısını yurt dışından 50 liraya getirenler varken niye ekip biçsin?

Tohumuyla, mazotuyla, don tehlikesiyle, işçisiyle, pazarıyla neden uğraşsın?

En güvendiği çocukları da köyden şehre göçmüş, her ziyaretine gittiğinde gözlerinin içine bakıyorlar, tarlaları satıp dünya gözüyle mirası bir an önce paylaştırsa diye...

O toprakların, arabalardan, katlardan, yatlardan çok daha değerli olduğunu fark ettiğimizde, inşallah çok geç kalmış olmayız!

Neyse daha fazla karamsarlığa kapılmadan yazıyı güzel bir öyküyle bağlayalım...

En iyi buğday yarışmasında her yıl birinci olarak büyük ödülü kazanan çiftçiyle, röportaja gelen gazeteci, herkesin merak ettiği soruyla başlar:

"Sakıncası yoksa iyi buğday yetiştirmenizdeki en büyük sırrı söyler misiniz?"

Çiftçi gülümser:

"Sahip olduğum iyi cins buğday tohumlarını, komşularımla da paylaşıyorum ben... Bütün sırrım budur!"

Bu cevabına pek inanmaz gazeteci:

"Nasıl yani? Siz bu yarışmada rakibiniz olan diğer çiftçilere niye en iyi tohumlarınızdan veriyorsunuz ki?"

Konuşmasını şöyle sürdürür yaşlı çiftçi:

"Bunu yapmamın çok basit bir sebebi var. Rüzgârlar olgunlaşmakta olan buğday polenlerini alır ve bir tarladan diğerine taşır. Eğer komşularım kötü buğday yetiştirirlerse, onların tarlalarından gelen kötü polenler benim ürünümü de etkiler. Buğdayımın kalitesi düşer. İyi buğday yetiştirmek isteyen komşularına da yardım etmeli..."

Genç gazeteciye, unutamayacağı bir hayat dersi veren bilge çiftçi, sözlerini şu cümlelerle bağlar:

"Bizler barış içinde ve mutlu yaşamak istiyorsak, komşularımızın da barış içinde ve mutlu yaşamalarına yardım etmeliyiz!"

Aman dikkat edelim!

Yalnız tarlalarımızdaki buğdaylara değil, ülke sınırlarımızın içi ve dışındaki barış, sevgi, hoşgörü ve empati tohumlarına da...

Hırs ve menfaat rüzgârlarına kapılmış, öfke, kin, nefret, şiddet polenlerinden geçilmiyor ortalık...

AYBÜKE ÖĞRETMEN UNUTULMADI

2017 yılında öğretmenlik yaptığı Batman Kozluk'ta bölücü terör örgütü tarafından şehit edilmişti Aybüke Yalçın...

Henüz 22 yaşındaydı...

Yalnız sınıfındaki onu çok seven öğrencilerinin değil bütün ülkenin yüreğini dağlamıştı...

İşte o hayatının baharında şehit edilen Aybüke öğretmenimizin adı, Bursa'da da artık hatıra ormanıyla yaşayacak...

Büyükşehir Belediyesi'nin BURKENT A.Ş ile birlikte Karacabey'in İkizce Mahallesi'nde oluşturduğu Şehit Öğretmen Ş. Aybüke Yalçın anısına Hatıra Ormanı'nda dün 923 adet fidan dikildi...

İlk suyunu da yağmurdan aldı fidanlar...

Törendeki konuşmasında Aybüke öğretmeni rahmetle anarak terörü kınayan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, bu anlamlı projede emeği geçenleri de tebrik etti.