Yalancının mumu...

Yalanın dolanın dillerinde karargah kurduğu insanlara kötü bir haberim var...

Yalancının mumu artık yatsıya kadar yanmadan sabah namazında sönecek!

Çünkü;

Yakın zamanda beynindeki sinir faaliyetlerine bakılarak, bir insana işlediği suçu itiraf ettirmek çocuk oyuncağına dönebilir diyor bilim insanları...

Fonksiyonel manyetik rezonans denilen görüntüleme cihazı sayesinde söylenen yalanı tespit etme oranı, yüzde 70 ile 90 arasındaymış...

Bizzat deneyini de yapmışlar...

Yalan söyleyenle, doğru söyleyenin beynine bakmışlar.

Yalan söylediği anda kişinin beyin aktivitesi, normal zamankinden daha farklı oluyormuş.

E normal, ne yalan uyduracağım diye kafa patlatıyor vatandaş!

Yalnız bu yöntem bilim dünyasında tartışmalara da yol açmış...

Bilim insanları ve hukukçular, "Bilim, suçluların geleceğini belirlemeli mi?" sorusuna cevap arıyorlarmış.

Zan altındaki bir bireyin beyninin taranması, aynı zamanda o kişinin mahremiyetini ihlal edebileceği vurgulanıyor.

Bilim insanlarını kaygılandıran bir konu da...

Beyin taramalarının kullanıldığı varsayılan durumda bile, insanların sistemi alt etme ihtimalinin bulunması...

Sonuçta insan beyni bu, her türlü teknolojiyle kafa bulabilir!

Düşünüyorum da, bu teknoloji günümüzde ve doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu bizim ülkemizde kullanılsa, ne olur?

Şahane olur, köyler yetmez kovulanlara ilçelere, şehirlere taşarlar!

Örneğin, TÜİK'te!

Aylık, yıllık enflasyon verilerini kamuoyuna açıklarken kullansalar, kesin kısa devre yapıp yanar cihaz, dayanamaz açıklanan oran ve rakamlara!

TBMM'deki grup toplantısındaki siyaseten yapılan konuşmalarda da güzel iş yapar!

Aslında, o cihazdan her siyasi partinin genel başkanlığına koyacaksın, bak işte o zaman herkes nasıl doğrucu Davut kesiliyor!

Hal ve davranışlarından şüphelenen partiliyi bağlayacaksın o cihaza, dalacaksın damardan:

- Hayırdır Abuzittin Bey, partiden istifa etmeyi düşünüyormuşsun...

- Yalan abicim, yok öyle bir şey!

- Seni eskisi gibi sevip saymıyor diye, saydırıyormuşsun liderimize...

- Saydırdıysam bir daha seçilmek kısmet olmasın!

- Parti kuracakmışsın sen de! Adı bile hazırmış... Seçimde ittifak yapar kapağı Meclis'e atarım diyormuşsun, sağda solda...

- Basının ve parti içindeki muhaliflerimizin uydurması bunlar! Biz kursak kursak partimizin iktidara gelmenin hayalini kurarız ancak...
- Beynin hiç öyle demiyor ama!

- Beynime değil siz yüreğime bakın kardeşim! Davaya yürekten inanmış adamız biz!

- Gel o zaman şu cihaza bağlayalım seni, görelim davaya inanma oranını!

- Kabul ederim ama bir şartla!

- Nedir şartın?

- Önce Genel Başkanımızda deneyelim cihazı!

- De yürü git!