Yaman Kaya

[email protected]

Bursa'da fay hattında fabrika! Konutlar taşkın alanında

28 Ağustos 2024 Çarşamba, 12:18

Sorumluluk almaktan çekinen...

Suçu hep geçmişe yükleyen...

Daha kârlı olduğundan mevcuda teslimiyet kolaycılığını tercih eden tutarsız ve vizyonsuz yerel siyasi irade Türkiye'nin dördüncü büyük kentini malum senelerdir plansızlığa mahkûm etti.

Bursa, süresi dolmuş 2020 Çevre Düzeni Planı'yla sözde yönetilmeye çalışılırken şehrin; trafik, kentsel dönüşüm, çevre problemleri başta olmak üzere kronikleşen sorunları derinleşti.

Deprem tehdidi kapıdayken ovayı, kent içinde kalan son tarım alanlarını işgal eden düzensiz sanayi ve depolama tesislerinin sayısı ise 8 bini de geçti!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, seçim sürecinde de başkan seçildikten sonra da hep plan dedi.

Popülist vaatler savurmak yerine gerçekçi olmayı tercih etti.

Zira kentin sorunlarının doğru mekânsal planlama haricinde başka çözüm yolu olmadığının bilincindeydi.

Kent anayasası hüviyetini taşıyacak, 2050'yi hedefleyen 1/100.000 ölçekli yeni Çevre Düzeni Planı'nın oluşturulması için Başkan Bozbey'in öncülüğünde kurulan Bursa Planlama Ajansı'nın Danışma Kurulu ilk toplantısını gerçekleştirdi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden Prof. Dr. Fatih Terzi, o toplantıda önemli bir çalışmanın sunumunu gerçekleştirdi.

Kentteki problemlere dair çarpıcı tespitler açıkçası kayda değerdi.

Yazının devamında size çalışmadaki 'Bursa'daki temel sorunlar' başlıklı kısımdan bazı bölümleri aktaracağız şimdi.

Şehrin mevcut durumuna ilişkin yapılan diğer analizlere ise daha sonra değiniriz.

'Yerleşme, dirençlilik' ile ilgili bakın neler kaydetmiş Prof. Dr. Terzi:

"Emsal artışları konut alanlarındaki yoğunluğu artırmaktadır ve parçacıl projeler fiziksel dokuyu bozmaktadır.

Arsa bedelleri reel değerinden fazla artırıldığından güvenli konut talebi karşılanamamaktadır.

Farklı sosyo-ekonomik grupların konut talebine yönelik kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirilmemektedir.

Ovada yayılan yerleşimler fay hatları arasında kalmaktadır.

Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gemlik ilçelerinde yer alan bazı konut alanları taşkın alanında yer almaktadır.

Fay hattında tehlikeli atık içeren azot gübre fabrikaları bulunmaktadır."

'Sanayi ve lojistik' kısmına gelelim...

Prof. Dr. Terzi, şunları aktarıyor:

"Plana aykırı şekilde, sanayi tesisleri tarım veya kentsel çalışma alanlarına yayılmaktadır.

Sektörel rekabette tarım iş gücü sanayiye kaybedilmekte ve tarım arazileri atıl hale gelmektedir.

Tarımsal depo ruhsatlı sanayi tesisleri tarım alanlarında bulunmaktadır.

Gelişen sanayi kent dışı ucuz arazilerde yer seçmektedir.

Kontrolsüz atık, kaçak yer altı suyu kullanımı ve deşarjlar sebebiyle Uluabat ve İznik gölleri ile Nilüfer Çayı üzerindeki kirlilik artmaktadır.

Sanayi ile konut alanları iç içe geçtiğinden, yaşam alanlarında hava ve gürültü kirliliğine neden olmaktadır.

Lojistik firmaları, yerleşim alanları içinde dağınık bir şekilde yer seçmiştir."

Çalışmanın 'Tarım ve kırsal alan' başlıklı bölümünde yer alan açıklamalar da önemli:

"Birinci sınıf tarım arazileri ve ova toprakları sanayi ve yerleşim alanlarıyla yok edilmektedir.

Hızlı kentleşme, plansız yapılaşma, hisseli parselasyon ve imar afları verimli tarım arazileri ve doğal alanları yok etmektedir.

Tarımda kullanılan yüksek miktardaki kimyasallar toprağı ve su kaynaklarını kirleterek ekosistemlere zarar vermektedir.

Tarımda kirliliği yüksek geleneksel yöntemler kullanılmaktadır."

Sunumda dikkatimizi çeken diğer tespitleri de aktaralım:

"Kaçak yer altı suyu kullanımı kaynakların tükenme riskini artırmaktadır.

Maden ocakları orman alanlarına zarar vermekte ve peyzaj düzenlemesi yapılmamaktadır.

Plansız gelişme ve hatalı uygulamalar tarihi dokuyu bozmaktadır.

Halkın koruma bilincinin yetersiz olması koruma çalışmalarını zorlaştırmaktadır.

Kent makroformu düşünülerek yeşil sistem kurgulanması gerekmektedir.

Kentin su ve atık yönetimi için projeksiyon ve planlama gereklidir.

Tarımsal araziler ve kıyı bölgelerindeki zeytinlikler bağ evi, ikinci konut, konaklama vb. turistik kullanım amaçlı yapılaşmaya açılmaktadır.

Sanayi alanlarının deniz ve demir yolu bağlantılarının yetersizliği ve havaalanlarının sanayiye uzaklığı verimsizliğe neden olmaktadır.

Karayolu ile yük taşımacılığı kent içi trafiği olumsuz etkilemekte ve ağır vasıta trafiği nedeniyle trafik sıkışıklığı olmaktadır.

Lojistik imkanların sanayi ve serbest bölgelerden uzak olması operasyonlarını zorlaştırmakta ve maliyetleri artırmaktadır.

Gemlik'teki zeytinlik alanlar liman gelişimini kısıtlamaktadır."

İklim değişikliği, düzensiz sanayinin yol açtığı yangın felaketleri, tarım alanlarının işgali, kapıdaki büyük deprem tehdidi...

Kentin gerçek ihtiyaçlarına cevap verebilecek, ortak akılla harmanlanan yeni bir Çevre Düzeni Planı'nın bilim insanlarının rehberliğinde en kısa sürede hayata geçirilmesi Bursa için hayati.

1/100.000 çalışmaları devam ederken planlı alanlardaki, kamu çıkarına uygun, akademik odalarla iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilecek kentsel dönüşümler de ötelenmemeli.

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Tüm Yazılar