Hafta sonu Ankara'daydık...

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası'nın 49. Olağan Genel Kurulu'na katıldık.

Hemen unuttuğumuz deprem gerçeğini, Hatay ve Kahramanmaraş'taki oda temsilcilerinin 6 Şubat felaketi ve sonrasında yaşananlarla ilgili yaptığı çarpıcı sunumlarla acı şekilde hatırladık.

Bakın, gece de malum yine sallandık...

Gemlik merkezli 3.4 büyüklüğündeki depremle uyandık.

Defalarca yazdık...

Yetkilileri uyardık...

Bursa'daki çok sayıda kent suçunu ada parsel bilgileriyle yayınladık.

Ancak ne yazık ki korkunç bir vurdumduymazlıkla karşılaştık.

Peki, neden harekete geçilmedi?

Bursa, felaketin eşiğine hangi gerekçeyle sürüklendi?

6 Şubat'tan sonra bile bu şehirde müteahhitlere atış serbest denildi!

Suç duyuruları, ihbarlar görmezden gelindi.

Hormonlu inşaatlar göz göre göre yükseldi.

Bilim insanlarının zemin sıvılaşması uyarıları da tahmin edeceğiniz üzere dinlenmedi.

Deprem tehlike durumu yüksek bölgeleri yapılaşmaya açmayı sürdürdü Büyükşehir Belediyesi.

Bu kısır döngü artık sona ermeli.

Orantısız yoğunluk artışlarının, çıkılan fazla katların yarın olası felakette kenti mahvedeceği idrak edilmeli.

Yapılaşmaya açılmamalı birinci derece deprem bölgeleri.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Bursa için oluşturulan deprem senaryosunda en az 323.977 binanın hasar alacağı öngörülmüşken yapımı devam eden tartışmalı inşaat projeleri ise derhal gözden geçirilmeli.

Kentte süren inşaatların tamamının ruhsatı incelenmeli, akademik odalar sürece etkin şekilde dahil edilmeli.

Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün kimi, nasıl denetlediği de ayrıca değerlendirilmeli!

Müfettişlerin hazırladığı raporlar nereye gitti sahi?

Bu kentte yapı denetimsiz şekilde koca blokların dahi nasıl inşa edilebildiğinin hesabı verilmeli.

İstanbul Şişli'de yerel seçimden sonra durdurulmuştu 72 katlı rezidans inşaatı.

Gerekirse Bursa'da da aynı yöntem uygulanmalı.

25.010,90 metrekarelik parsel alanında 300 bin metrekarelik inşaat yapılmamalı!

Değişen kadrolarla yerel yönetimler daha fazla sorumluluk almalı.

Denetim yetkisi kullanılmalı.

Bilim insanlarının rehberliğinde, ortak akılla şekillenecek Çevre Düzeni Planı'nı hayata geçirip, gerçek kentsel dönüşümleri planlamadan önce mutlaka bu adım atılmalı.

Yeni hormonlu yapılar yükselmeye devam ederken Bursa'nın depreme karşı asla dirençli hâle gelemeyeceği unutulmamalı.

Yeri gelmişken belirtelim, sadece Bursa'nın değil ülkenin geleceğini de tehlikeye atan, şehir içinde faaliyet gösteren 8 binden fazla düzensiz sanayi kuruluşunun kent merkezinden taşınması da acilen planlanmalı.

Mimarlar Odası Genel Kurulu'na dönersek...

İki liste yarıştı.

Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nin de 49. Dönem Merkez Yönetim Kurulu için adaylarıyla içinde yer aldığı liste sayısal olarak belki kaybetti ancak Ankara'da geçirdiğimiz üç günde gördük ki Başkan Şirin Rodoplu Şimşek'in de ifade ettiği gibi dostluk, dayanışma ve umut net şekilde kazandı.

Başkan Şimşek, Rahmi Dede ve Eyüp Gundak'ın kürsü konuşmaları büyük alkış aldı.

Ankara'daki genel kurul benim için de ayrıca anlamlıydı.

Basın alanından toplum, kent, kültür ve çevre sorunlarına duyarlılık gösteren, bu alanlarda toplumsal duyarlılığın artırılmasına aracılık eden gazetecilere 2012 yılından bu yana verilen "Mimarlar Odası Oktay Ekinci Basın Ödülü"nü Ankara'da Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu'dan almaktan onur duydum.

Yaşamını ülkemizin doğal ve kültür değerlerinin korunmasına adamış; mimarlık ve kent yayıncılığı anlamında çalışmalarıyla basında farkındalığın artmasına önemli katkılarda bulunan gazeteci, yazar ve mimar Oktay Ekinci'nin anısını yaşatmak ve bu alanda katkı sunanları onurlandırmak adına verilen "Mimarlar Odası Oktay Ekinci Basın Ödülü"ne "Bugün ülke genelinde yaşanan sosyal, kültürel, kentsel ve ekonomik sorunlara çok yönlü değerlendirme ve araştırmalarıyla ışık tutmaları, toplum yararı önceliği ilkesinin yaygınlaştırılmasına ve kamuoyunun aydınlatılmasına katkıları ile yapılı çevrenin sağlıklı gelişimi, doğa ve kültür varlıklarının korunması süreçlerini bilimin ışığında ve temel hak ve özgürlükler bağlamında değerlendiren yaklaşımları nedeniyle" ifadeleriyle layık görülmek açıkçası gurur vericiydi.

Bu ödül; kent suçlarına, ranta, talana karşı her türlü tehdit, baskı ve saldırıya rağmen sürdürdüğümüz mücadeleye güç verdi.

Yalnız olmadığımızı da hissettirdi.

Beni bu ödüle layık gören Mimarlar Odası'nın değerli Genel Başkanı Eyüp Muhcu ve yönetimine teşekkürlerimi sunuyorum.

Bursa'daki kent suçlarıyla mücadelede her zaman desteğini gördüğümüz Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Yönetim Kurulu Üyelerine de teşekkürü bir borç biliyorum.

İyi ki bu ülkenin vicdanı TMMOB var!

İyi ki Mimarlar Odası var!