CHP Bursa'da Yıldırım kongresi nasıl geçti? Osmangazi ittifakı, Nilüfer hesapları...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yıldırım örgütünde şahsî ikballer uğruna ısrarla sürdürülen jakoben yönetim tarzı istifalara yol açmıştı.

Yönetimin düşmesiyle olağanüstü kongre kararı alınmıştı.

Barış Manço Kültür Merkezi'nde dün gerçekleştirilen seçime ilgi Osmangazi'deki gibi fazlaydı.

Daha sonra esnetilse de başlangıçta yoğun güvenlik önlemi vardı.

Tekrar aday olan İlhami Gün ile Avukat Ahmet Keskin başkanlık için yarıştı.

Aday olarak ilk sözü Keskin aldı.

Nitelikli bir konuşma yaptı.

CHP'nin Yıldırım'da hangi yanlışlardan ötürü başarılı olamadığını yalın şekilde anlattı.

Kürsü hakimiyeti zayıftı belki ancak "Tarikat yapılanmalarına karşı bizim de kurumlarımız olmalı, yatay örgütlenme sağlanmalı, gençler ve kadınların neden kapımızı çalmadığı sorgulanmalı" tespitleri anlamlıydı.

İlhami Gün'ün konuşması popülistti.

"Yılmadık, yorulmadık, durmadık" dedi.

"Siyaseti kin ve nefret üzerine kuranlara direneceğiz" mesajı verdi.

Dinleyenleri etkilemeyi becerdi.

Bir CHP kongresinde daha salonun ruhu sonucu belli etti.

İlhami Gün 172 oyla başkanlığa seçilirken Ahmet Keskin 153 oy aldı.

Gün, seçimden sonra birleştirici ifadeler kullandı.

Başkan aynı kalsa da Osmangazi'nin ardından Yıldırım'da da değişim yaşandı.

Zira ne İlhami Gün ilk seçildiğindeki İlhami Gün ne de onu destekleyenler aynı...

Osmangazi'de kurulan ittifak başat faktörleriyle Gün'ün yanında yer aldı.

Aslında dün sadece bir ilçe başkanlığı seçimi yapılmadı.

İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, kendisine karşı sürdürülen savaşta bir cephede daha yara aldı.

Ahmet Keskin'i başkanlığa yakıştırsa da Yeşiltaş karşıtı propagandanın etkisiyle oy tercihini İlhami Gün'den yana kullanan ya da sandığa gitmeyen delegelerin varlığı yadsınamazdı.

Osmangazi'de de Yıldırım'da da kongrelerin sonucunda belirleyici rol üstlenen Gürhan Akdoğan, yaptığımız görüşmede, şunları aktardı:

"Desteğimiz olmasaydı ne Osmangazi ne de Yıldırım alınamazdı. Kentte birlikte mücadele ettiğimiz ekip arkadaşlarımız siyaset arenasında söz sahibi olacaklar. Bunu kesin şekilde söyleyebilirim."

Malum kesim tarafından, Osmangazi ve Yıldırım kongrelerinden sonra sıra Nilüfer'e gelecek şekilde söylentiler yayılıyor.

Ancak tam da bu noktada Nilüfer'in ne Osmangazi'ye ne de Yıldırım'a hiç benzemediğini ifade etmek gerekiyor.

Akçeli işlere karışan anlayışla mücadele edeceğiz diyerek yola çıkan ve rantçılarla girdiği her mücadeleden örgütün desteği ile zaferle ayrılan Özgür Şahin, başkanlığa seçildikten sonra CHP Nilüfer'i özlenen; örgüt, taban ve üyenin gücünü esas alan kapsayıcı yaklaşıma kısa sürede kavuşturmayı başardı.

Haklı olup olmadığı tartışılır ancak Osmangazi'de de Yıldırım'da da seçimin bir gerekçesi vardı...

Nilüfer'de diyelim bir imza toplanacak, bu hangi gerekçeyle yapılacak?

Akdoğan'ın da ortada bir gerekçe bulunmadığı düşüncesinde olduğunu ekleyeyim.

Osmangazi ve Yıldırım'da istediğini alan ekip şüphesiz İl Başkanı'nı da değiştirmek isteyecektir.

Kongrelerden bağımsız olarak şunları da ekleyip yazıyı bitirelim:

Parti suçu işleyenlerle ilgili ihraç süreçlerinin gecikmesi CHP'ye büyük zarar vermektedir.

Genel Merkez'deki değişimden rahatsız rantçıların CHP'li görevdeki siyasilere sistematik saldırılar düzenlemesi üstelik bunu hâlâ CHP kimliği altında yapması bölünmeyi derinleştirmektedir.

"Süte su karıştı, sonra söze yalan, mideye haram. İşte orada bozuldu insan."

CHP'ye en büyük darbeyi sözde sosyal demokratlar vurdu; kürsüden iner inmez rantçılarla iş tutan!